Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 CUMHURİYET DKRGİ duğuçizgılergenlerdekalıyordu. Bcllekte kalan,abartısızbirgüventaşıyanirilacivert gözlerdi. Hastaodasıoldukçakalabalıktı.Ziyaretçilerhastayabırgeçmışolsundediktcn sonra birbiriy le sohbete basladılar. Odada hafif bir uğultu vardı. Odanın kapısı açıldı, ıçeri o girdi.Uğultukcsildı.Elöperck,öptürerekya da tokalaşarak herkeslc tek tek sclamlaşti. Onunla birliktc odaya ciddiyet dc girmişti. Odadaki hcrkes, elını öptükleri dahil ona karşı fazlasıyla saygılıydılar. Saygının ölcsinde.çekinirgibiydiler. Odabudıırumdan rahatsızgörünmüyordu. Kanıksamış gibiydi... Kocası karısının aksinc iri yapılıydı Kendinegüvenen,sakinbirgörüntüsü vardı. Fazla konuşmuyordu. Kadın, onun yerinc dc konuşuyor,erkck, hcrhaliyle"karımbilir"der gibidavranıyordu Kadın,görünürdeyönctmeyi içselleştirnıi^ti. Kocasınabakı^lan scvgıyüklüydü, sık.sıkonadönüpbırşeylcranlatıyor, adamdasusarak onaylıyordu... Anıa karısına doğru dönüp bakmadi hiç. Kadın düşünüleni anlamışcasına konuşmaya başladı: "Bizdeerkcklerbaşkalarınınyanındakarılarına,çocuklarınabakmazlar,konuşmazlar. Ama kadınlar kocalanndan yana bakabilirler.dahaserbesttırlerbukonularda." İçinde bir karanlık Sohbet döndü dolaştı, o meşum konuya geldi: Biradam öldürmek nasıl bırduygu? Kadın uzunuzunsustu... Sonra konuştu: "Bunuancak birıni öldürenanlayabilir. Anladığında çok geç olmuijtur. Geriyc döncmez. Artık o eski insan değildir. Kelımelcrle ölümün anlatilabılcccğıne inanmıyorum. Ortada bir bitiş var. Bir yandan bir insanın yaşamı sona eriyor, öbür yandan öldüren f'arklı bir insan oluyor. Bclki dc insan olmanındı>ınaı;ıkıyor. Uyurkcn^ocuğunuscverken, gülcrkcn.. hep o ağırlığı (a;>ıyorsun. Unuttum dıyor.sun ama bir bakıyorsun ki içinde. Yaiçininbirölümüyokolmuşyada içinde bir karanlık. Ucubucağıolmayanbir karanlık. Öldürmek dünyanın en kötü işi. Ama ondan da kötü i^ler var..." Sesı tekdüzele^ıyor, gö/lcri balık gözü gıbidonuklaşıyordu. Ölümün karanlık yüzünü görürgibıydı: "C'ezacvine cinayetten gircnlcrc saygılı davranılır. Bu saygının arkasında salt korku yoktur. Cinayet ışleyen ınsandakı fark diger mahkumlartarafındandabilinir..." Bütün kan davaları gibi onlarınkının de ncdeni belli değildi. Tek bildıklerı ınsanlarının öldügü ve ıçlerındckı yangını kanın dışındahiçbirşeyinsöndüremeyeceğiydi.Törelerkuşatmıştı.lnsanlarınadaletduygusunaolan inançlarını yitirmcsi, kcndi adalctlerini kcndilcri yaratmaya çahşmaları da kan davalarını besliyordu. "Dünyanın en kötü ışi"ni nasıl yaptığını anlatmaya başladı: "Üçabitncezacvindeydi.Düşmanlanmızı vurmuşlardı. Küçük kardeşim üniversitedc ok uyordu. Unu bu işe kanştırmak istemedık.Gerçi odabuiı>lerekar!}iydı. Bırcrkck kardcijimde Almanya'yagıtmişti.Osırabirazdaaramızaçıktı.adresinibilmiyorduk. Kocam da abilerim gibi cezaevinde yatıyordu.Odakanlılarımızıvurmuştu Kocamlahiçbirakrabalığımızınolmamasınarağmenbizimailenınkanlılarınıdüşmankabul etmişti. Adamı vurduğunda3aylıkevliydik. Isteyerekevlenmijjtik. Ama onun budavranışjndan sonra saygım sevgimin üstüne çıktı. Ailedeyetişkinhiçbirerkekkalmamıştıo sıralaranlayacağınız... Yakınzamanda.amcalarım,amcalarımınçocuklankardeşleriın bizdcn lOkişiöldiirülmüştü...Onlardanda bir o kadar kayıp vardı ama onlarbizdcnda lıızıdu kııllanıluıı resimli'r, llabip Aydoğdu 'yu ve rt'simh'rini uıtlatan "Hesupluşma ve Yasantı Savunmu " katalogundun altndı... Öldürmekten kötüsü var HULYA ERGUN Bu ya/ıyı yaznıay ın lütfen. Neden fikirdeğiştirdiniz? Hasımlanmıztahrikolabilir. Daha öncc böy lc düijünmüyordunuz. Aramı/da konuştuk. Sakıncalı bulduk. Sonra... Hasımlarımızındaiijlerikötügidiyormuş. Işlerininkotügitmesiylekonununilişkisinianlayamadım. Geçimderdiartıncaeskıdefterlerkarıştırılıyor. Dahaönccdeyaşadık. Isimleri yazmasak, resminizi kullanmasak. Buşekildeyazılabilirseolsun. Pardesülü, saçlarını gclcnckscl bıçimde örtmüi} tipik bir Lazkadını gibiydi ılk görünüşte. Amadikkatlebakınca,farklıbirdünyayagötürüyordugözleri,derinliği,acıs>ı ve güveniyle. Giy im vc davranışlarıy la pck rirtüşmeyen bu kararlılığı onun öykiisünü bılmedenkavramakgerçektcnzordu... Dikkatcdilincegiyimindcdcıncebirzevk gözeçarpıyordu. Lacivertvetonları;eşarptan, ayakkabıya kadar son derece uyumlu kullanılmıştı.Çizgilersadeabartısızdı. Ayrıca son derece kaliteli, temiz ve ütülüydü giysileri. Minyon yüzünde ilk olarak burnu göze çarpıyordu. Konuşmaya başlayınca da burnu kayboluyor, gözleri öne çıkıyordu. Gözlero kadar öneeıkıyordukielliyasınoluş.tur