27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 Münih'te bulunan Refugio (sığınak) psikolojik danışma merkezi, sığınma hakkı en çok istenen Almanya'da post travmatik rahatsızlıklar yaşayan sığınmacılara yardım elini uzatmak için kurulmuş... Refugio'da terapi gören yüzlerce kişiden çoğunu eski Yugoslavya'lılar, Afganlar, îran ve Cezayir şeriat rejimlerinden kaçanlar ve Kürt kökenli orta doğulular oluşturuyor... CUMHURİYET DERGİ Yaşamda yer bulamamak O lümşileplcri.kasalarındasaklanılan tirlar ya dabaşka illcgal yollar... ölümü göze alarak Avrupa'ya ulaşabilenve iltica talepedeninsanların çoğu huzuru ve yaşam güvencesini 'bilinmcyen"de arıyor. Sığımnacıiann en çok başvurduklan ülke ise Almanya. Içierinde büyiikbirçoğunlukanavatanlarındadayak, işkence ve tecavüze maruz kaldıklannı, sürüldüklerini ya da savaştan kaçtıklannı bclirterek, Almanya'dan sadece oturma ya da çalışma hakkı değil, yeni bir kimlik de talep ediyor. Ancak yolculuklannin bittiği yerde, iltica talepleri kabul edilse de, sorunlan bitmiyor. Çoğu, geçmişinde yaşadığı işkence ve tecavüzolaylarınıntravmasını, yeni bir ülkenin sınınndabırakamiyor. Kimi deyeni yaşamın fiziksel ve psikolojik tuzaklarına düşüyor. •• Hskinin acıları yeni ülkenin eşiğinde btrakdamıyor. ulaşmıyor. Böylece kontrol altına alınamıyor vc bulunduğu yerde sadece savunmayaratıyor. Bu nedenle dc her an ve her yerde savunma tepkileri veriyor ancak tepkiler yaşanan olaylarla alakasız olabiliyor. Tepkiler, kabuslarşeklindeortayaçıkabildiğigibi,kişıninbilinçaltınıngünlükyaşamıiçindetravmayı yaratan olayla ilintilendirdiği herhangi bir konuda da kendini gösterebiliyor. Travmaların yaşanmasında çevre çok büyük etken.Olayıçağrıştıranbirortamyadahatırlatan in.sanlar da bu tepkilerın canlı tutulmasinda büyük rol oy nuyor. Travmaları yaratan ctkcnlerarasındaisesavaş,tutuklulukhali, tecavüz, işkence, büyük bir kaza ve sürgün benzerinegatifdeneyimlerbulunuyor. Refugio içindekiçalışmalargösteriyorki, sığınmacılarınhcdcfi ülkeolarak Almanya değil. Öncelikli hedefleri sadece 'iltica' Sığınmacılann, gerek sığınma taleplcrinin kabul edilmesini beklcme süreçlerinde gerekse talepleri kabul edildiktcn sonra çok ciddi ve çok da kendilerine özgü psikolojik sorunlan oluyor. Bunlarınbaşındaisetravmagcliyor. Travma, insanın başma gelen olumsuz bir deneyime' vermesi gereken' tepkiyi tamamlayamamasından kaynaklanan ve toplumsal faktörlerle çığ gibi büyüyüp, gel işen birotgu. Beyin, yaşadığı ve hatırladığı olumsuz olaya ilişkin tepkisini, olay olduğu zaman herhangi bir nedenle bastırıyor. Bastınlan tepki zamanla yaşanan olay lardan vc mekanlardan bağımsızolarak ve kopuk kopuk veriliyor. Çünkü travma yaratan olay beynin amydalamerkezinealınıyor. Ancak oradan, zaman ve mekan dizimi yapan ve konuşma zincirini düzenleyen subkortikal merkezlere cdebilmek. Ancak mülteci statüsünde kabul görülme hakkı yasal olarak sadece siyasi mülteciler için ve siyasi iltica koşullarının varolduğununkanıtlandığıdurumlardageçerli. Oysa bu insanlann çoğunun gcldikleri ülkelerde, onlara uygulanan şiddct bir devlet politikası olarak değil, yasal yetkilerini asan görevlileryadasivilbireylcrtarafındangerçekleştirilmiş. Bu duruma başka bir örneği de, sistemleştirilmiş bir halde uygulandığı halde siyasi iltica gerekçcsi oluşturmayan Bosna tecavüzleri oluşturuyor. Böylcliklc kişinin vatamnda yaşadığı şiddet, zulüm, ve acınınvatanınıterketmeyekararverdiğındc oluşturduğu travma, yeni gcldiği ülkede başlayan belirsizlik ve iade cdılınc korkusuyla pekişerek ağır bir psikolojik rahatsızlığadönüşüyor. Ülkesini terkctmeye karar vererek bir bilinmeyencdoğruyolaçıkankişi.birhedefe vardığında, kendini fiziksel olarak güvencedehissetsede,birdenbirepsikolojik birboşluğun içine düşüyor.' 1 ler şey bitti ve kurtuldum'diyemiyor,bunasevinemiyor,hcdefc varmanın hiçbir manevi sonucunu duyumsayamıyor. Oandan itibaren tükenmişlik ve çaresizlikduygularıyaşamayabaşlıyor. llgi alanları ve tercihleri kayboluyor. Kimseye güven duyamıyor, sürekli birkorku hissetmeyebaşlıyorveuykubozukluklarıilekabuslarbaşlıyor. Bubelirtilcrpsikolojide post travmatik sendromlar olarak niteleniyor. Duyguların anlamı... Busüreçteunutulduğusanılandehşetanlan tekrartekrar su yüzüncçıkmaya başlıyor. Çoğu, anı ya da resimlerin durup dururken akıllannageldiğinizannetselerdebir'çözücü' her zaman bulunuyor. örncğin Etyopyali AlemS.,bumuna her birakokusuve sigara dumanıgeldığindcbayılacakgibioluyordu. Terapiler sonucunda ona tecavüz edenlerin bira ve sigara kokuyor olduklan ortaya çıktı. Kendisi de eskiden sigara içen Alem ise, terapininilcrleycnaşamalannakadaronların nasıl koktuklannı hatırlamıyordu. Refugio'daki çalışmalardaen büyük sorunu, kurbanların Almanca bilmcmesi ve bu nedenle her duygunun ayn ayrı anlamlartaşıdığı psikolojik tedavi sürecineçoğu zaman gereken verileri sunamamaları oluşturuyor. Refugio 'nun her zaman hizmetinde olan 20 kadar çevirmen ise, tüm tarafsızlıklanna rağmen duyguları tanımlayan sözcüklerde hata yapabiliyorlar. Doğudillerinde duyguların indirekt formlarla dile getirilmesi bunun en büyük nedcnini oluşturuyor. Çezayirli bir kadının "yüreğim sıkışıyor" diyerek anlatmak istediği, ana dili batı dillerindcn biri olanlar için fiziksel anlamda"çarpıntı" olarak algılanabiliyor. Ve bu nedenle de çevirmcnlcrin çoğunlukla sığınmacılardan ya da önceleri Almanya'yaycrleşmişyabancılardan olıışmaları vc anadillerindc çeviri yapmaları gerekiyor. Bu ise çok yaygın ikinci bir problemi beraberinde getiriyor. Afganistan'daNccibullahrejiminekarşısavaşmışve bu nedenle yıllarönceAlmanya'yasığınmış bir çevirmen, bugün Nccibullah taraftarlarından oluşan hastalartarafından kabul edilmiyor. Hastalar.kendilcrini ihbaredcceğinden korkarak ona güvenmiyorlar. Travma geçiren ve Almanya'ya gelen insanların cn büyük arzuları yeniden normal yaşantı lanna dönmck. Oysa bunu asla yapamıyorlar. Kendileri gibi insanlardan oluşan küçük çevre dışında, sosyal ve kültürel olarak yabancı bir ortamda bulunuyorlar. Çoğu kczmekânanlamındadaçokdarortamlarda yaşamakzorundakalıyorlar. Buortamlarda mülteci olmak dışında bir ortak noktaları da yok. Kendileri gibi mültecilerle ancak yabancı dinler, diller ve kültürlerle aynı odayı paylaşıyorlar. Olayınekonomiksosyal açıdan görüntüsü ise hiç güven vcrici değil. Bosnalı göçmen kadınlar... Kimse umuttan, gelecekten söz edemiyor şimdi, yükselen sadece acu..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear