Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15KAS1M 1998. SAY1660 men gerekiyorsa .." örneğinde olduğu gibi sık sık dilc getiriyordu). ünlara göre Hughes'unsueu Sylvia ölclükten sonra yaptıklanndaydi. Plath'in Massachusetts, Smith Koleji'ndekiNadirKitaplarBölümü'ndckinot veijiirlerininbirbölümü'l'ed'intalimatıüzerinc 2013 yılınadek mühürlenmisjti. Birbaş.kaböliimüiseSylvia'nınannesivekendisinden küçük crkek kardeş. inin ölümüne kadar kilitaltınaalındı. Hughes, Sylvia'nın güncesininlngiltere'deyayımlanmasınaizinvermedi. AyncaHughes'ueleştirenhiçbirözyaşam öyküsü yazarı Sylvia'nın şiirlerinden alıntıyapamadı. Bu arada Sylvia'nın 1959'ların sonlarından ölümiinden üç gün önccsine dek uzanan dönemde yazdıklarını içeren not deftcrleri yok oldu. 11 ughes, onlan "çocuklartntn okıımasını istemediği" için yaktığını söyledi. Kaybolan bir diğer def'ter de 1962 güziindc yazılmısjtı. Plath'isevenlcr, Hughes'ukanın jet gibi akişınıdıırdurduğu için hiç bağışlamayacaklarmısöyledilerveSylvia'nınölümündcn Ted'i surumlu tuttular. Hughcs, Sylvia'nın ölümiinden 35 yıl sonra, 1998 Ocak ayı sonunda suskunluguna son verdi. Sylvia ilc beraberliğini anlattiğı, on yıldan fazladıryazdığınısöylediğiş.iirlerini"BirthdayLetters"adıaltindayayımladı. Bukitaptaki Freedom of Speech (Konuşma Özgürlüğü)adlış,iiribiranlamdaSylvia'yaağıttı: Altmışınct yaşgününde senin, pastamn ışıltısındu Ariel ayakucuna çökmüş . , Senonaüzümyediriyorsun, • , Öpmek için uzanmif dudııklarının arasmdan birsiyah, hiryeşil Neden böyle üzgünsün ? Herkes gülüyor bak.r . . "Yaş.günü Mektuplan" art arda okunduğundabirroman i/lcnimi verenoldukçakısa şiirlerdenoluşanolağanüstübiryapıttı.Şiirdençokdedikoduylailgilenenlcrinöykünün en incc ayrıntılarını yalnızca bu yapıttan yakalamalarıkolay değildi. Plath, ışıltıh,cıvıl cıvıl görüntüsünün ardında, çektiği onca acı ve sıkıntının izlerini taşımıştı hep: Ölümden kılpayıkurtulduğubirintihargirişimi,yaşamına bir karabasan gibi giren bir dizi elektroşok uy gulaması ve dahası, o sekiz yaşındayken ansızın ölüp korkudan yüreğini ağzına getiren tutkuyla sevdiği Prusyalı bir baba. Hughes onun babasına "Minotor" adını verdi ve "Yaijgünü Mektııplan"nın büyük bir bölümünde Plath'in babasının izinden ağır ağır gidişjni vc aynı acı sona ulaşmasını yansıttı.Şiirlerindebctimlediğigibi,onuoraya götüren Hughes'un kendisiydive bunu, doğalolarak,s.iiradınayapmış,tı: "Biz/Yalnızca şiirin bizden istediğini yaptık." Aradangeçenoncayılakarşın I Iugheshep Sylvia'nın eşi nlarak algılandı. 1980'lerde Kraliyetozanıunvanınieldeettiğinde,kcndisinebiçilmişbuüçrolü,kraliyetozanlığı, Sylvia'nın eşi ve Sylvia'nın yangınını sürdürecckküjiolmarollerini üstlenebilecekgiiçtedeğildi. Yenidcnortayaçıktığında,bıçaklarını bilemiş, hertürlü saldırıyı göğüslemeye hazır, kendine güvenli ve şiirlerinde bal tadınıyakalamış bir Ted Hughes vardıinsanlannkarşısında. Bugiriftilis.kileryumağındahepikikamp oluştu, Sylvia yandaşlarıile Ted yandaşlan. Sylvia'nın bayrağını bir şekıldeyüriitmeye hazır isimler yalnızca feministlerledesınirlı değildi. Örneğin, geçtiğimiz günlerdc Hollywood romantik komedilerinin tatlı oyuncusu Meg Ryan'ın Sylvia Plath'in yas.a~ mını konu alan bir filmdc başrol oynamak istediğiyolundahabcrleryayıldı. Sonunda... llughesdcoldü. Kanınjetgibi aküji da lümüylc dıırdu... ^ SYLVİA NIN HAYALETI... Ted Hughes'in çiftlığiyle sınırı olan VVestchapple çiftliğınde 1975'te, biri kız, bekar üç kardeşin beyinleri dağılmış bulunmuştu. Luxton olayı intihardı. Cornvvelli ise bu olayı araştırırken Hughes'le tanışmış, kimi zaman konuşmuş kimi zaman da mektuplaşmışlardı. Comwell, tanıdığı Hughes'i, Sunday Times Magazine'de anlatmıştı. Yine Emel Soylu'nun çevirdiği bu yazıyı kısaltarak yayımlıyoruz: Dartmoor'un eteklerinde, gotik bir gecede saray ozanı Ted Hughes'la ilk karşılaşmam, melodramatik ve gergin. Dirseklerı aşınmış bir ceket, delik bir kazak, gabardin bir pantalon ve inek tersine bulanmış lastik çizmeler giyiyor. Bir çaydanlık çayı tüketiyoruz. Içine dönük bakışlarını sonunda dışarıya çevirıp bana yönelttiğınde.bir hayvan tarafından inceleniyormuşum duygusuna kapıldım. Hughes'la karşılaşmak, bir tilkiyle, ya da bir kurtla karşılaşmaya benziyordu. Hughes 1970'te Devon'un yerlilerinden bir çiftçinın kızı Carol Orchard'la evlendi. Moortovvn çiftlığinı satın aldı. Court . Green'de yaşamayı sürdürüp, Moortown'da çifçilik yapmaya başladı. Hem kendi başına kalacak, hem onlardan biri olacaktı. Tanınmama isteği, soru sormayan, talepte bulunmayan ama şiirsel ilhamını besleyen bu toplumla kaynaşma isteğine hem uyuyor, hem de çelışkı oluşturuyordu. Luxton olayını araştırdığım yıllarda Hughes'la defalarca karşılaştım, birçok konuşmamız oldu. Hughes bana defalarca bu çelışkıden söz etti, defalarca o umutsuz soruyu sorarak: "Insan ideal toplumu nasıl bulur?" t t Luxton öyküsünün özünde de becerebileceklerının çok üzerinde bir güç gerektiren bir çiftlıkle başa çıkmak için çabalayan bu insanların atalarının baskısını üzerlerinde hissetmeleri yatıyordu. Luxton'lar, bu bölgede 600 yıldır çiftçilik yapan bir ailenin son kuşak üyeleri idiler ve 100 yıl kadar önce çiftçilik alanında yaşanan ekonomik krizın bugüne uzanan etkılerınden kurtulmaya çalışıyorlardı. öylesine mutsuz bıreyler haline gelmişlerdı ki kapılarını her şeye, herkese kapatmışlardı. Anlaşılan Hughes, Luxton'larla kendı durumu arasında özdeşlik kuruyordu. Bir kez onlardan oldun muydu sana her türlü özgürlüğü tanımaya, her türlü anlayışı sunmaya hazırdılar, ama onlardan farklı isen dışlanırdın. "Tıpkı 'troglodyte'in (ılk mağara adamı) sinir sistemi gibi" diyordu, "kendınden olmayanı reddediyor, yok ediyor". Sonraki yıllarda Hughes'la değışık ortamlarda defalarca karşılaştım ve bunların güncesıni tuttum. Kuşkuculuk ve batıl ınanç, kaba bir dosdoğruluk ve hayalci mistisizm bıleşenı, anlaşılması güç bir ınsandı. Aşırı uçlarda çelişkıler yaşıyordu. Bir yandan her yeni ilişkiye kuşkuyla yaklaşıyor, ama dostluğa da ihtiyaç duyuyordu. Her şeye burunlarını soktukları ve konuları çarpıttıkları için medyayı sevmiyor ama ünlü olmanın beraberınde getırdıği para ve güvenceyi seviyordu. Yorkshıre'lılara özgu gergin ve çabuk parlayan bir yapıya sahıptı. Ama çok da yumuşaktı, dikkate değer bir cömertliği vardı. Tüm bunların ötesinde bence onun bu toplulukla yaşadığı aşknefret ılışkisı onun şiirindekı mükemmelliğı besleyen anahtardı. Ted'esor... ~y* Hatherleigh'deki King head'de buluştuk Hughes ile. Kendisinden 20 yaş küçük karısı Carol da bizimleydi. Uzun boylu, oldukça güzel ve açıkça Hughes'in üzerine titreyen bir kadındı. Meslekten hemşireydı, edebi konuşmalar yapmaya da hiç niyeti yoktu Şiir konusunu açtığımda yanıtı kısa oldu: "Ted'e sor." Hughes'un çiftçilik macerası 1980'lerin başlarında sona ermişti. Kılo almaya başlamıştı. Peşını bırakmayan hayaletlerden artık kurtulmuş gibi görünüyordu, daha sakindı. Bir gün bana kafese kapatılmış bir kurdun çürümeye yüz tutmuş içgüdülerini "yıyecek artıkları ve enerji kalıntıları yığını" dizelerinde anlattığı "WolfWatchıng" (Kurdu Gözlemek) adlı şıırinın ımzalı bir kopyasını vermişti. "Korkunç bir şey oluyor" diyordu "Korkunç ... hayvanat bahçesınde parmaklıklar arkasında göz kırpmaya mahkum olmak..." Sonunda Court Green'e davet edilmiştım. Konuşmamız sırasında birdenbire kimliğinde garip bir sekme oldu, nereden çıkardıysa bir katalog çıkartıp, bana fitilli kadife pantolon satmaya kalkıştı. Yorkshire'daki ailesi kırsalgıyım işındeydi ve Hughes da onların Batı bölgesi temsilcisi olmaya soyunmuştu. "Eğer fitilli yaşadığını yazıyordu. Bu acımasız "gitgel" tam on yıl sürdü. Bu kadar acılı kişisel tecrübelerin, mutlu sonları yoktur. Pişmanlık ve kın, duyguların bağışlanması en güç olanlarıdır. En yumuşak kuş ötüşlerinden bile süzülür gelir, gitgide büyür ve her şeyi çarpıtarak hakaret olarak algılar. Hughes'un yitik cennetindeki acılı anlarıyla yuzleşmek için bu denli dehşetli bir mutsuzluğu yaşadığı yere geri dönme cesaretini göstermesı, bir ölçüydü belki de. Yitenleri ve utancı, imgeleminin güçlü sözcüklerine dönüştürerek bu trajik olayla hesaplaşmayı seçmişti. Çiftçilikle son bağı olan Moortovvn'daki çiftliği de satmıştı. 'Sevdiği, yaşlı boğasını öldürttü, çiftliğıne gömdürdü' dedi komşularından biri. 'Carol Hughes da çok şıklaştı, artık çok hoş giyinıyor, bütün konuşmaları da o yapıyor' dediler. Yaşlı boğasının gömülmesi, çiftliğinin satılması / • • / t' tf / • " • Ted Hughes, aşırı uçlarda çelişkileryaşıyordu... aslında sembolik anlamda sonlanmayı kadifeyi sevmıyorsan" diye mırıldandı, ifade ediyordu. "Bırthday Letters"la da "yün ister mısin, golf pantolon belki?" Plath hakkında son sözü söyledığine Bir görüşmemizde astrolojiden konuştuk. inanıyordu. Ancak bir ozan için bir sayfayı Düşlerimize değil, yıldızlarımıza kapatmanın bir boğayı gömmekten çok güvenmemiz gerektiğini söyledi Hughes. daha başka yolları vardır... Galler Prensi Charles'in yıldız haritasını çıkardığını ve "onun hiçbir şey yapmayıp, yerinde oturmakla en akıllıca şeyi Iki kişilik çayı 25.00 sterline içebildiğiniz yapacağını, Prens VVıllıams'ınsa önünde Gıdleigh Park Otel'e gittim. parlak bir geleceğin olduğunu, çok büyük Hughes sonunda kendine, Devon'un şeyler başaracağını" söyledi. göbeğınde hem kendı kendine olabileceği, hem de topluluk halınde yaşayabileceği bir mekân bulmuştu. Plath'in ölümünden sonra Devon'a Devon'la ılişkilerı artık 'doğal değıldı, döndüğünde yaşamı "büyük gürültü" verimli ise hıç değildi'. koparmıştı. "Ne yere bakan yürek yakandı Devon'a gelince, bu kadar büyuk o." Sonuç da kuşkusuz yıkıcı olmuştu. O trajedilerin ve acının yaşandığı bir yerde, da bölge halkını yargılıyordu. "Olaydan eğer 'doğallık ve verimlilik' yok olmuşsa, sonra bölge halkı bana tamamen sırtını acı da yok olmuş demektır. Tıpkı bana döndü. Kimse benim için bir şey yapmaya yazdığı mektupta yer alan bir cümle gibi: yanaşmıyor, ihtıyacım olduğunda "Gerçek olan tek şey, gızemlı konumuma çocuklarıma bakıcı bHe bulamıyordum. sonunda saygı göstermeye başladılar: Kimse beni tanımak istemiyordu, özgürlüğüme kavuştum." görünmez hale gelmiştim." North Bu da çok şey demek! ^ Tawton'da "bir maymunlar adasında"