Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 HAZİRAN 1997. SAYI 588 diyerek yanıtlıyor. Jongkızının söylediklerinekarşı çıkmadığmı belirtiyor. Bıı daonunlailgiliizlcnimlcrimizeyepyenibirboyutkazandırıyor. ŞimdiyedekEricaJong'unkitaplannda hcp bir kurmaea perdesi ardında kendiyaşamınıanlattığıdüşünülürdü.Oncaşey i kafasından mı uydurmuştu? Peki ya özgür cinsellik için ne dcnmcliydi? Juııg, "Sanırım öylebirşey yok. Aslındacndoğal şey, ama bcnbunu hiç yaşamadım ve benim için hcp düşlerdeki bir ülküolarakkalaeak," diyor. Molly derlıal söze atılarak, "Hay ır, bencc öylebiı'şey var. Amabudenliabartılacakbir şcy değil. Benbirkezyas.adım,"diyor. Kızının busözleri üzerinc Jong,"Düşlerdekalmasıgerçeğedönüşmesinden çok daha iyi," yorumunu yapıyor. Derken Molly'ninağzından,ErieaJong'unkızınayaraş,mayaeak denlı tüylerürpertensözcüklerdökülüyor: "Cinscllikgereğindençokabartılıyor." Jong, "(insclliğinyersiz bir biçimdeabarlıldığı görüşüne katılnııyorum. Bencc cinsellik, cinselilişkidenöte bir şey,'" diyor. Jong ile ilgıliizlcnimlerin daha tazlaaltüst olmaınasııçinkonudeğiştiıiliyorvecvliliğc geçiliyor. EricaJong şuandasekizyılınıtamamladığı en uzun sürcli evliliğini yaşıyor. Jong'agöreevliliğinoncayıldırayaktakalması eşinin gi'ıçlü kişiliğinden ve ilişkilerinin açık olmasından kaynaklanıyor. Özyaşam üyküsii "FearOf Fifty Elli Yaş Korkusu"ndaJongeninceayrırHılarıylaanlatıyor: "Evliliğimizaçıkolduğuiçinyürüyor." OhaldeJongbaşkaerkeklerleilişkilerini sürdürüyurolmah. Yazarınyüzüallakbullak oluyorve"Aman Yarabbi! AnaisNin'denberi hiç kimse bıınu gelişigüzel herkesle ilişkidebulunmaanlamındakullanmıyor. Benher şeyıbirbiıiınizeaçıkçaanlattığımızısöylemekistiyorum." Jong tckeşli evliliğin kııramsal açıdan olanaksız olduğuna, ancak yaşamda bunun çok dahaolumlusonuçlardoğurduğuna,enazından ilişkinin arapsaçma dönmesini cngcllediğine inaniyor. "29yaşındayken insan farklı ilişkilerkurarsaenindesonundaenbüyük ödiiliikazanacağınısanıyor. 50yaşınamerdiven dayadığmızda ve başınızdan birçok evlilik ve ilışki geçtiğinde ise, yalnızca erkeklerlc yatıp kalkmanın size hiçbir şcy kazandırmadığınıanlıyorsunuz." Erica Jong ilk kocasını akıl hastanesine yatırıldığından beri hiç görnıemiş. Ruhbilim uznıani olan ikinci kocası hâlâ New York'ta psikanalizlc uğraşıyor; Jong onunla da hiç göriişmüyor. Molly'ninbabasıolanüçüncü kocası, kitaplarda yazılanlara bakıhrsa, en çok scvilen koca izlenimini veriyor. Molly, "Babam annemin yaijamı boyunca en çok sevdiği insan. Ama hiç kimse onun annemc nedenlikötüdavrandigınıbirtürlükavrayamadı. Onların bağrışmaları ve çığhklarını hâlâ duyar gibiy im," diyor. Dördüncü kocaya gel ince, Jong ondan sıcacık duygularla sözediyor vc onu ne çok sevip saydığını, heın sevgilisi hem de en iyi dostuolduğunubelirtiyor. Amabirkezolsun ağzından ona tutkuıı oldıığunu belirten bir sÖ7cükçıkmıyor. Birzamanlarözgürlükadına bir yığın şey yaptığı gibı, şimdi dc belki olgıınlukadınabulürsözcüklcrisöylemekten kaçınıyor. Bu duruın insanın içinde bir burukluk yaratıyor. Acaba Jong başkalarından çok daha gecikmeli olarak olgunluğaeriştiğini mi düşünüyor? "Sanırım insanlarm geçtiklcri evrelerkonusundaepeybirşeyyazdım. Budainsanlarda gclişmemiş bir kişiliğim olduğu duygusunuuyandırdı."diye yanıtlıyor soruyu "Elli altmış. yaşlarında olııp da aynı saçmalıkları yapmayı sürdüren ve herkimse o 'eşsiz ve kusursuzu1 arayan bir yığın insan tanıyorum.Nevarki,onlarbuyaşadıklarını kalemealmıyorlar"^ The (îuuniiun 'dun çeviren: RİTA İ/RCAN Kentin acemisi değil, ama sahibi hiç değiller! Çaresizliğin ve yalnızlığın önünde Yaşaımn sessiz tanıklan İI.HANTAŞÇI aşkent'in daracık sokaklarında giineş, iğne atsan yerc düşmez bir günün akşamında nöbeti aya bırakmayahazırlanıyor. Kimsesizsokağa,kaldınmlanyastık,esrikveuıhafdolunayı da yorgan yapan ayışığının titrek gölgeleri vuruyor. Kcndilerini göremcyen insanların yaşamından apayrı bir yaşam kuran "kimsesiz küçük gölgeler" bunlar... Kimi zaman bir nefeslik poşet, kimi zaman dabir çekimlik izmarit için yeterince kahrolmuş yüreklerini incitirlcr. Kimi kez, gözlerini sonsuzluğadikip,yüreğinintaderinliklcrinden gelen gülümsemcyle Sevgi Tanrıçası'na gözkırparlaı. K.imike?,insanlannsevdiklerinden ayrılınaması için adresi bilinmez tanrıya yalvararak, çiçek satmaya çalışırlar, unutulmuş. bir yaşamın içinden gelen garip birçaresizlikle... Kimi zaman dakıvrılmış, kendisiylebirliktcbüyüyenumutlarıilesarmaşdolaşyatarkençıkarlarkarşınıza. Ağlayıp, çırpındıgı zaman umutlar bitmiştir, özlemler ve mulluluklar çok u?akta kalan hayırsız bir dosttur. Işte o zaman istemez kimseyi. Ne poşetinden bir nefes çektiren can yoldaşını, ne de kendisini sonradan farkeden ayrıdünyanıninsanını. lnsanlarladolu caddclerden yürüyeıek onların sokagınagiderken ilk, cekctiniomzuna atmış, fırçasıyla ayakkabıları partalatan "Boyacılar Piri" selamlar sizi. Karşıdaki akasyalarıngölgesindesevgilileroturmuş, çevrelerindenhabersizsöylesjrken, kimsesiz küçük gölgeler ya izmarit yauaölümpoşeti için biıbirlerinin peşindcn küfüı ler savurarak koştururlar. Onlar, çatısızevleriıı kimsesiz yurtlasjarıdıı. N için sokakta yatıp kalkarlar, niye yaşıtları gibi arkadaşlarıylaoyuneaklannı değil de i/maritleri, bali poşetlerirıi paylaşırlar? Kimbilir belki, özlemleri umutları değil ölüm poşctınialdılarkucaklarına, sırfkcndisiniibtemcyenanasınainatolsun,fukaralığı unutayımdiye.Gökhan'abakarsanız,sııçlııçevresidir; "tstemez miyim baliyi bırakmayı. Ama olmuyor. Hepbunlarınyüzünden. Beni istemediler." Ayaz gecelerin bel ağrıtan soğuğunu anlatırkcn, sigarasının sönmcmesi için dumanını ciğerlerinin derinliklerine çekiyor. lple bağladığı ayakkabısının altı hadüştü ha düşecek. Aylardıryıkayamadığı saçları birbirine girmiş, yapış yapış. Kendisine bir gün olsıın sevgi, şefkat göstermcyenlere inat, kömürkarasıgözlcrininiçigülüyor.Odakimsesiz küçük gölgelerden. Yılmaz'ın annesi ilebabası ayrı yaşıyor. O, aıuıesinin kıymetini, sevgisinin değerini bilemeyenler adına ne çok üzülüyor. Onu nc annesi istemiş ne de babası. Yılmazda Idyaşında. Arkadaşlarını gösteriyor: " Bunlarla birlikte çalışıp, yatıyorum. Öğleyin selpak satmaya başlıyoruz, akşamakadar ne satarsak. Sonra ver elini yatacak bir köşc." Zaman geceye sarılarakbüyüme zamanı... Bazı büyükleri gibi bali içmediğini ancak sigarasız da edemediğini, boğuk bir sestonuylasöylüyor: "Bali içmcktensc ölmek daha iyi. Allah göstermesinbalı içtiğimi."Doğrusukonuşmayı pek sevmiyorOnur. Tek söylediği şu: " Bırak bizi de hayatımızı kimse karışmadanyaşayalım." Ölüm poşetınden çektiği hernefesin kendisini ölümebiraz daha yaklaştırdığını hil iyorbilmesinede,anlatılamayacakmutlulukları da onda buluyor. Bu dünyanın garip insanlarını da pek sevememiş. Nedenini sorduğumuzda,boynunubüküyor: "ünlar beni anamdan, babamdan dahası sevdiğimdenayırdılar."Kemarinüzerindeki kazak, kamburlaşmış sırtından düşecek gibi. Onun belki de uydurduğu öykü de şöyle: Ooktor olmak istemiş, ama fakirlikten okuyamamış... KardeşiTahiriledolanıyorortalıkta. Kızdı mı da,kurtulmak istiyorbu "sıpa"dan. Turan, gözlerini sonsuzluğa dikip sessizce duruyor. Sanırsın hey kel." La git al lasen " dey iveriyor. Arif, çekecek uhuyıı, alınteriy le kazanıyormuş. Nasıl?Çelenklerdeki çiçeklcri topluyormuş. Onunanlattıkları dadiğerleriylebenzeşiyor: "Anncn 'Seni sevmiyorum,çek git' deıse. Baban ayda y ılda bir eve uğrarsa sen ne beklcrsinbuboktanlıayattan'.'Cjüzelkızlarıgördüğümde çok nıutlu oluyorıım. Onlara laf atıyorum, bazen degozatıyorum. Bazen düşünüyorumdaoğlumsenkim, onlar kinıdiye". Kendilerine yardım edip insan gibi davranmadıklan yetmczmiş gibi kimileıinin, sokaktayatarken bile rahat vermediklerinden de yakınıyor. Elinden yalnızca sövme geliyormuş onlara. Gönüllerinşaraplayıkandığıakşamlarda kafaları çakırken, kaldırımı yaslık, ayışığını yorgan yapnıışııyurmuş gibi yapıyorlar. Bir var.biryoklar. Hayalıyansımalardadcnebilir. (,'ığlıklarınıtaşıyorlar, içlcrindeboğulan. Kentin acemisi değil, ama sahibi hiç değiller! Çaresizliğin ve yalnızlığın önünde sessizce eğiliyorlar. Ev dolusu düş kınklığı ile yürüyor balici sokak çocukları.^ sessizce eğiliyorlar. Ev dolusu düş kınklığı ile yürüyor balici sokak çocukları. Kaldmmı yasttk olunlardan hiri duha..