Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 MAY1S 1997 SAY1 583 yaşanmazsaölür. Birbinayı restore edin, boş bırakın. Iki senc sonrabinakendikendineyıkılır tçindc insan nefesi olması gerekir. Bu bir kuraldır. İnsan oturduğu yere bakar, temizler, tamir eder, en ufak bir şeyde anzasını giderir." Müze ziyaretçilerinin yüzde 95'i turistler. Sanyer sakinleri vetstanbullulariscpekilgigöstermiyorburaya. Ycrlıhalkınilgisizliğinden yakınıyor. Yerli ziyaretçilerin çoğu 185 Mayıs arasındaki MüzelerHaftası'nda gelmiş buraya. Müzenin en büyük dezavantaj ını şehrin mcrkczinden uzak ve Boğaz'daolmasınabağlayan Anlağan, "Bu iki bina, ıçindekilerle birlikte Sultanahmet'te bulunsaydışimdikindenonkatdaha fazla ziyaretçi çekerdi" diyor. Birçok serginin, konferansın, konserin de düzenlendiği muzede kültür faalıyctlcrinin süreceğini belirtiyor Anlağan, veekliyor: "Müzeyeyurtiçive yurtdışında bulunan çeşitli antika kuruluşlanndan kataloglar geliyor. Müzeye uygun eserler görüldüğünde satın alınıyor. Bir de hibe yoluyla koleksiyonumuzayenieserlerkatılıyor. Kişiler, kcndi aldıklan ya daailelerinden kalan cserleri koruyamadıkları zaman, bunlara müzede daha iyikoşullarsağlandığı için bağışlıyorlar." Müzenin özel bir vakfa bağlı bulunduğu ve devletten hiçbirödenek almadığı ıçın mali sorunlan yok. Kültür Bakanlığı yetkilileri muzeyi yalnızcamüzecilik açısından, denetliyor. Eserlenn korunma olanaklanna, alınan önlemlere bakıyor. Türkiye'deki müzecilik anlayışı konusundaise Anlağan şunları söylüyor: "Türkiye'nin her tarafında kaçak kazılar yapılıyor. Bugibıdurumlaraanındamüdahaleedebilmekiçinmüzclcrcyetki verilmesi gcrekir. Devlet müzeleri, kaynak yetersizliğinden emekli olan pcrsonelin yerine yeni kadrobileaçamıyor. 1988yılındanberiMüzeler Genel Müdürlüğü sınav yapmamı:,. Genel bütçeden bınde 5 pay alan Kültür Bakanlığı vcona bağlı Anıtlarve MüzelerCîcncl Müdürlüğü bu ödenekle, bu imkânlarla müzclcrin ihtıyacını bilc karşılayamaz. Bu koşullaraltındadcvlct müzelerinden ıyi randıman alınması beklenemez." ^ 15 PAZARIN PENCERESINDEN îstenmiyorsun artık! SELÇUK EREZ R Helenistik dönemdcn bir taç ve yüzükler... Müze MüdürüÇetın Anlağan, müzede her türlütchlikeyekarşıgüvenlıkönlcmlerinin alındığıni söylüyor. "Bınarcstorasyonçalışmaları yapılırken yangin ikaz alarmları kondu. Kuma$laravediğereserlerezararvermedcnyangınısöndürmcözclliğinesahipözel gazlı yangin tüplcri aldık. tki tonluk bir su depomu7 var. Hcran kullanılmayahazır3 tane pompaınız bulunuyor. Ayrıca her katta bir yangın hortumu var. Binanın içini ve dışını hırsı/lığakarijialarmladonattık. Akşammüze kapatıldıktan sonraahşapbinada elektrik kesilir. Özel kablolarsayesındeyalnızcanem alıcı cihazlara elektrik ulaşir. Bunlardan elektrik sızması mümkün değil. llk yıllarda bina ahşap olduğu için ziyaretçilere keçe terliklcr vcriliyordu. Ziyarctçi sayısı artıncabu yöntem yetersız gclmcye başladı. Biz de ziyarctçilerin gezdiklerı heryere yolluklardöşedik. Bu halılar da zamanı geldikçe değiştıriliyor. "Müze tarihi bir binadabulunduğu için devamiı bakmak zonındasinız Binalar, içinde efahyol'u düşürmek için hazırlanan ve ANAP, DSP, CHP liderieri ile DTP Başkan Yardımcısı tarafından imzalanan gensoru önergesi TBMM Başkanlığı'na verildi. Hükümetı, bu gensoruyla düşürmek isteyenler, iktidarın, saldırılan özendirdiğini, kardeş kavgası ortamı yarattığını ve Cumhuriyetin temel nıtelıklerının tehdit altında olduğunu ileri sürmekteler. Hükümet ortaklannın gensoruyu cıddiye aldıklarını ancak bunu atlatabileceklerıni belırttıklerinı duyuyoruz. Ankara'da olup bıtenlerı lyı ızleyenler, Refahyol'cuların, kuvvet komutanlarından bazılarının 30 ağustosta emekli olmalarından sonra, seçim yasasını partiler arasında seçim ıttıfakına olanak sağlayacak şekilde değiştirıp, aralarında ittifak yaparak erken seçime gıdeceklerinı ıleri sürmekteler. Bunu ANAP'ın lideri de farketmiş ki, ikidebirde "seçim yakın!" dıyor partılılerıne... Hem ANAP'ın, hem de DYP'nın Ayna Grubu'nun "Gurbette yorgun duştun be ceylan Hasret tüketti bittin be ceylan!" şarkısını paylaşamamaları, kampanyalarında kullanmak ıçın çekişmeye başlamaları, bu seçımin gerçekten uzak olmadığını gösterıyor. Başbakan Erbakan'ın, kendisinı gensoruyla düşürmeye yeltenenlere "9 Kocalı Hürmüz Hükümetı kurmaya kalkıyorlar!" dediğinı ve Bunu duyan kurt, zavallı kuzuyu bacaklarından tutar, çevirip çevirip dikenlığın ortasına fırlatır.. Meğerse kuzunun en bayıldığı şeymiş deve dikeni.. Kuzu bir taraftan dikenlerı yer, bir taraftan kaçarken de kurtla alay eder.. Bakmayın ağladığına, böyle bir gensoruyla giderilmek Erbakan'ı en mutlu edecek çıkış yoludur. Çünkü hükümetin bu başat ortağının, Taksım Camısı, başortüsü gibi seçmene selam mesajları ile idare ede ede, ekonomiyı batırdığı yavaş yavaş anlaşılmaya başlıyor: Daha geçen gün TÜSİAD Yonetım Kurulu Başkanı, ekonomimizin uçurumun kenarında olduğunu açıklamadı mı? En önemlı uluslararası 'ratıng' kuruluşları Standart and Poors ve Moody's, yatınmcılar açısından güvenilirlik puanımızı düşurmediler mi? Bu gensoru, Erbakan'ı düşürürse ne olur? Ekonominin kötülüğünün faturası bundan böyle Türkıye'yı ıdare edecek ve "Bremen Mızıkacıları"nı anımsatan koalısyona çıkar, Erbakan, muhalefettekı köşesınden, "Ben kalsaydım, düzeltecektim! Gördüğünüz mü bu bırbirinden farksız, Batı taklitçısi partiler memleketi ne hale getirdiler!" diye basbas bağırır ve yararını da görür: Bir sonraki seçımde büyür, aldığı oylar yüzde 30'u aşar, iktidara gelir.. Türkiye'nin derdi Erbakan ve partisinden kurtulmak değil, köktendinci bir partinin bir daha iktidara yaklaşmaması için gereklı tüm yasal ve sosyal duzenlemelerı yapmaktır başarı şanslarının olmadığını ıleri sürdüğünü duyunca La Fontaıne'ın 'Kurtla Kuzu' öyküsünü anımsadım; Nâzım Hıkmet'in çevirısiyle aktaralım: Berrak bir pınarın akıntısında bir kuzu, gıderıyordu susuzluğunu. Bir kurt çıkageldı. Sen ne cesaretle suyumu bulandırırsın?, dedi, ofkeyle bağıra bağıra: Senı cezaya çarpayım da gör, küstah edepsız.. Haşmetlım, dedı kuzu, Majesteleriniz öfkelenmesınler. Benım su ıçtığim yer lütfen bakınız sızınkınden yırmı adım aşağıda.. Bundan dolayı da Suyunuzu bulandırmam imkansız.. Bulandırıyorsun, diye riaykırdı canavar: Hem kulağıma geldı benım, geçen yıl hakkımda yaptığın dedıkodular.. Hem Nâzım'ın hem de Orhan Veli'nın çevırısınde bu öykünün sonunda kurt, kuzunun savunmalarını dınlemez, onu ormana götürüp çıtır çıtır yer. Bana dadımın anlattığı versıyonun sonucu farklıydı Bu varyantın sonunda kurt, kuzuya seslenır: Kırk katır mı, kırk satır mı ıstersın? Kuzu boynu bükük, gözleri yaşlı yanıtlar: Hangisını ıstersen uygula! Tek beni şu yamaçtakı dikenhğe atma da ne yaparsan yap! Tarihin değijik dönemlerini kapsayan parçalar var Sadberk Hanım 'da... Anayasayı, seçim yasalarını, partiler yasasını vb. düzeltmeden bu amaca ulaşılmaz. Bu gensoruyla Refahyol'dan kurtulacaklarını 1 sananlara 'ıyı duşünün ' demek ısterız. "Ceylan" şarkısını paylaşamayan ANAP ve DYP'ye de aslında bir Rus havasından, kazaskadan esinlenmış bu besteden vazgeçmelerını salık verırız. ANAP ve DYP'lı muhaliflere Ajda Pekkan'ın klasıklerinden "Kapıyı çek çık îstenmiyorsun artık!" şarkısını ya da onun yenı CD'sınden "Yıne masallar aynı laflar Ah aynı yalanlar Yeter artık yeter Bu kavgalar oyunlar Elveda sana Senın ardından yıkılıp ağlarım sanma! (Söz' Zeynep Talu, Müzik: Anonim) diye gıden "Bıtsın bu sevda"sını tavsiye ederiz. Pekı DYP egemenleriyle Refahçılar ne yapsın? Onlar da rahmetlı meslekdaşım Ihsan Ünlüer'in 'Oku oku Budur sonu' kıtabında yer alan ve Mevlana'dan esınlenerek kaleme alınmış Devlet Kuşu'nu besteletebilirler: "Gel, gel gene gel Ne olursan ol Ister üç kâğıtçı ıster hırsız Gene gel, gene gel!Ister kafir ol ateşe tap Ister devlet hazınesinı deve yap Ister yüz kere bozmuş ol tövbenı Ister amcayı mılyoner yap ıster enışteyı. Gel yıne gel Umutsuzluk kapısı değil bu kapı Çalıp çırpmazsan yutarsın hapı Gel, gel nasılsan öyle gel Aman geç kalma erken gel!" ^