27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

IW7. SAYI569 13 EYLEMCİLERİN AĞZINDAN İTAATSİZÜK ÖYKÜSÜ... Isviçre'nin St Gallen kantonundaki Neuchlen köyü arazisı üzerinde inşası planlanan Askeri Eğitim ve Atış Alanı projesine karşın, 1989 yılı mayıs ayından itibaren protesto eylemlerine girişildi. Njsan 1990'da tüm protestolara ve yasal gırişimlere rağmen ınşaat başlatıldı. "Şiddetten Arınmış Muhalefet" grubunu kuran protestocular, sivil itaatsizlik eylemleri ile inşaatı engellemeye çalıştılar. 1992 yılına kadar süren bu hareketli dönem uzerine eylemcilerden Andree Ammon ve Simone VVasman'la Yakup Coşar konuştu. Projeyl duyunca neler yaptınız? Andree: Dırenmeye karar verıldı. İnşaatı engelleme kararı alındı. Sılahlanmaya, bir doğa parçasının yok edılmesıne, orada yaşayan hayvanların hayat alanlarının daraltılmasına, gürültüye karşı çıkıyorduk. Konuyla llgili teorik bilgiler ve pratik deneylmlerı ıçeren kurslar düzenlendi. Inşaat makınelerinin geçişınin nasıl engeHenmesı gerektiği tartışıldı. Örneğin, makinelerin önüne oturmak mı, barikat kurmak mı, daha doğruydu. Sonuçta, makinelerin önüne oturarak, geçişlerinın ve çalışmalarının engellenmesıne karar verildi. Biz, hem inşaatın yapımını engellemek hem de kamuoyu yaratmak ıstıyorduk. Kursta, polisin ve işçilerin muhtemel davranış biçimlerı tartışılıp. hangi durumda nasıl davranmak gerektiğini, oynayarak deniyorduk. Eylemimize nıtelığini veren temel ilkeler konusunda fikir birlıği oluşturmaya çalışıyorduk.Hepımizın kabul ettlği bir ilke, bu tür bir eylemin ancak bir grup tarafından yapılabileceğiydı. Ancak kapalı, sablt bir grup olmamalıydı. Ikincı bir ilkemız, inşaatta çalışacak işçilere, görevlilere hiçbır şekilde zarar vermemekti. Simone: Önemli bir şey de, baştan itibaren, çoğunluk kuralının değıl, herkesin ikna olduğu bir tartışma sürecınin öngörülmesiydt. Çoğunluk demokrasisine karşı taban demokrasisi kabu| edilmiştı. Bu yolla, kımse kabul etmediği, ikna olmadığı bir adımı atmak zorunda kalmıyordu. Bir diğer ilke İSe, mutlak anlamda şiddetten artnmışlıktı. Sadece Insanlara karşı değil, araçlara yani mala da zarar verilmeyecekti. Örneğin Inşaat makınelerıni tahribe yönelik bir davranışa girmemeye hatta makinelerin önüne taş ya da ağaç gibi engeller koymamaya karar verilmişti. Tek aracımız vücutları'mız olacaktı. Ne zaman inşaat alanına gittiniz? Andree: 1990 Mart ayının sonunda çadırlar ve uyku tulumlarımızla inşaatın planlandığı alana gidip yerleştik. Olağanüstü bir soğuk vardı. Bırbirimize sokularak ısınmaya çalışıyorduk. Bu samimi günlerin sonucu olarak, birkaç eylem çocuğu da doğdu tabiı. Hatta ilk çocuğun adı da Simone idı. Polis ve inşaatçılar hemen geldiler mi? Andree: Çadırlara yerleşmemizden yaklaşık bir hatta sonra, sabah yedi sularında ınşaat ekipleri geldi. Nöbetçiler eklplerin aşağıdan gelişıni görmüş ve bizi uyandırmışlardı Uyku tulumlarımızdan fırlayıp, planladığımız gibi yanımıza aldığımız battanıyeyi yolun uzerine serlp oturmuştuk. Oturanlar yirmi kişl kadardı. Polis ve işçilerle konuşacak temsilcilerimiz ıse ayakta duruyorlardı. Ancak polis de ışçıler de konuşma nıyetınde değillerdi. Bizleri sürükleyerek yoldan uzaklaştırıyor, bız tekrar gelip oturuyorduk. Simone: Bazı greyderler bu arada yoldan geçmiş, yeşıl alanı kazmaya başlamışlardı. Bazı arkadaşlarımız içgüdüsel bir hareketle sökülen çım kesıklerinı yerlerıne yerleştirmeye çalışıyordu. Bu çok duygusal bir andı. Gözlerimizin önünde bir doğa parçası yok ediliyordu ve bizim canhıraş çabalarımız sonuçsuz kalıyordu. Polis kimliklerlmizl kaydedlyor, sürekl! olarak suç işlediğimizı tekrar edıyor, ancak gözaltına almıyordu. Bu itiş kakış akşama kadar sürdü. Akşam beşte her şey durdu. Işçiler işlerini bırakmış, polisle birlikte şehre dönmüşlerdi. Yukarıda iş makineleriyle yalnız kalmıştık. Kaç gün böyle devam etti? Simone: Bu yoğunlukta olay yaklaşık bir ay sürdü. Ancak yavaş yavaş destek artıyordu. örneğin bir gün öğlen yemeğine kurye ile 40 tane pizza gönderilmıştı. Hâlâ kimın gönderdiğinl bilmiyoruz. Çevre köylerden kadınlar gelıyor, yumurta, kek, kahve getiriyorlardı. Andree: Bu arada büyük eylem günleri düzenledik. Bugünlerde ikiyüz, üçyüz kişiyle her şeyi bloke ediyorduk. Farklı şehırlerden ya da çevrelerden insanlar geliyor, gün boyu bizlmle birlikte kalıyor ve eyleme katılıyorlardı Tabii devlet de boş durmuyordu. Sonuçta inşaat alanının etrafına tel örgüler gerip, geceleri aydınlatmaya, malzemeleri helikopterle getirip inşaat alanına indirmeye başladılar. Simone: Sonra ilk gözaltılar geldi. Amaçları bizleri korkutmaktı tabıı. Gözaltına alınanlar Gossau'daki cezaevine konuyorlardı. Ama bu da polis açısından bir sorundu. Çunkü şehirdeki arkadaşlarımız cezaevlnin önüne gidiyor, şarkılar söylüyor ve gürültü yapıyorlardı, Direniş süreci boyunca 300 kadar ınsan mahkemeye verildi ve çeşitli para cezalarına çarptırıldı. Andree: Bu sırada Isviçre çapında değişik eylemler de örgütleniyordu. örneğin gecenln birınde Savunma Bakanının evinin etrafına dikenli teller çekilmışti. Simone: Ayrıca parlamentoda çeşitli eylemler yapmıştık. Bir gün ben hamile bir kadın gibi belıme sardığım bir torba ile, yanımdaki arkadaşım ıse kamburuyla parlamentoya gırmış, torbalarımızdakı kuş tüylerini tribünden parlamenterlerin üstüne saçmıştık. Gene başka bir gün tribünden aşağıya sabun köpüğü püskürtmüştük. Polis şiddet kullandı mı? Andree: Direnişın başlamasından bir ay sonra, 4 Mayıs 1990 gunü ıse saldırıya geçip, üzerimize plastik meımi sıktı. O güne kadar bizi yerlerde surüklemenın, kımlık tespiti yapmanın ve gözaltına almanın ötesinde bir şey yapmıyordu. Bu beklenmedik, şaşırtıcı bir gelişmeydi. Iki kez de faşistler geldiler. Birıncısınde kampın önüne bir Isveç bayrağı asıp, bir bilgılendirme standını yakıp gıttiler. Ikincisinde ise gece sopalarla saldırıya geçip, içinde bir kadınla çocuğun bulunduğu bir çadırı ateşe verdller. St. Gallen savcısı çadırt gazetelere geçmek için bizim kendimizin yaktığını iddia etti. Saldırılara karşı tavrınız ne oldu? Simone: Faşistlerin saldırılarına karşı önlem olarak nöbetleri sıklaştırdık, saldırı anında hep birlikte karşılarına çıkmaya karar verdik. Tabiı ki nasıl bir tavır alacağımız konusunda günlerce süren tartışmalar yaptık. Polisin saldırısından sonra engelleme eylemlerimizın dozunu azalttık. Şiddetten, provokasyondan kaçtnmaya çalışıyorduk. Sonra grubun küçük bir kısmının alanda kalıp, sembolik engelleme gırlşimlerıne devam etmesine, diğer kısmının ise kamuoyu çalışması yapmak üzere Isviçre'nin farkiı bölgelerine gitmesıne karar. verdik. Eylem sizin açınızdan hedefine ulaştı mı? Simone: Bırçok ınsan açısından sorun 2.5 km karelık alan değildı. Bu esasta sembolik bir direniştl ve genel, global bir gellşmeye, doğanın tahribine, silahlanmaya karşı bir tavır alıştı. Eylemle ayrıca, başka birlikteliklerın, başka yaşam biçımlerinin varlığına dikkat çekilıyordu. Örneğin kararların taban demokrasisi ile de alınabileceği gösteriliyordu. Andree: Ben sivil itaatsizlik kavramını sorunlu bulurdum. Sadece bir alanda itaatsizlik gösterılmesı yeterlı değildı benim için. Hayatın bütün alanlarında itaatsizllği savunuyordum. Eyleme katılan çok farklı insanlar vardı. Bu insanların önemli bir kısmı hayatlarında ilk kez bir direnişe, yasadışı bir eyleme katılıyorlardı. Bu önemli bir sürecın başlangıcı idl. Ben hep bu sembolik olayın geniş çaplı bir direnişın öncüsü olacağını umuyordum. Benim için olay, her şeyin iyi gıttığı bir düzende, küçük bir haksızlığa karşı çıkış değildı. Daha çok bu "küçük haksızlık" aracılığıyla genel haksızlığa karşı çıkmak istiyordum. Yani evrensel düşünüp, yerel davranmak fıkrıyle hareket edıyordum. Bu yaşadığınız süreç size kişisel olarak neler getirdi? Simone: Bende öncelikle devlete olan guvenı sarstı. Bız ARNA vasıtasıyla sürekli görüşme taleblnde bulunduk. Legal yolu hiç kapatmadık. Ama devlet buna yanaşmıyordu. Bunun yanında bu süreç bana, insanları clddlye almayı, dinlemeyi, insanlara nasıl yaklaşmak gerektiğini öğrenmem konusunda yardımcı oldu. Andree: Ünıversıte için tek çalışmamı bu konu uzerine yazdım. Ancak üniverslteden cıddi olarak uzaklaştım da. Onun için de hâlâ bitiremedim. Tutkumun esas olarak ünıversite değil, hayat oldugunu, yaşanan hayattan daha çok şey öğrendiğimi farkettim.Tabii Isviçre çapında da olayın büyük ve kalıcı etkileri oldu. Devletin bir Askeri Eğitim ve Atış Alanı daha yapmaya kalkışacağını hiç zannetmiyorum. Ayrıca, tabii ki GSOA'nın (Ordusuz Isviçre Girişımi) da katkılarıyla, Isvıçre'de vicdani nedenlerte askerlıği reddetme hakkı kabul edildı.^ nacak cczayı hafıfletmek nuanımsatıyor. Sivil itaatiçin söylcmiyorum. Amasizlik hakkmasaygıgöstccım bana yapılan uyanya, riliyoısaanaısji tchlikcsiııiıı v Lisayaolan saygısızlığtmolu^mayacağına değincn dan değil, varlığımızın o Rawls "Haklı talaplere da > iice yasasına, yani vicdayalısıvilıtaatsızlik içbari1}! nımi7in scsınc uyduğum tehdıt ctmcyc ha^larsa," dııçın boyun cğmedığimi yor"Bununsorumlusuprouostermektir." testoculardeğil, iktidaı laı ını kötüyekullanarak böylc Biı baijkasivilitaatsizise birdircnı^inortayaçıkmaMartin Luther King. Bossınanedenolanlardır..." lon Ünıversıtesi'nde ılahıyat doktorası yaptıktan Dıktatörlükaltındayasasonra rahıplik yaptığı yan insanlaradircnı^ödcv ı Montgomcry'debeyazların yüklcmcnin "kendiııi/ı biı zencikadınahakaretetkurbanedin"anlami ta>ıdı melerinetanıkoldu. Butağını vurgulayan Saner'e nıklığını 381 giin süren göre ıse bu ödev bir tek yer "otobüsboykotu"na dönüşdebeklenebılir: Insanınhcı tiirdii. (ıcnış katılım bulan ş.eyc rağmen 1yi kritü hayatbu eylcın, kamuya ait tajjilakalabileceğidemokrasımaaraçlarındaırkayrınıını de. "Heıkesin siyasi dircnisonaerdirdi. "Güney Hırisşe katılma sorumluluğu" tiyanları Öncülüğü" örgüdiyeekliyorSaner"Ödenetünü de kuran King, cşitlicek bedelin azalması ve he Martin Luther Kinf> ğin sağlanması için barışçıl deflerı gcrçeklcijtırmc şanprotesto gösterılcri düzensınınyükselmesiilearlar." lcdi.Düşünceleri veeylemKafa veıgisi, Thorcau gıleri nedeniyle kezlerce cebi bir basjka ki^iy i daha cyzaevine kapatılan King, leme yani sivil itaatsizliğe Birmingham'dakieylemler sürükledi.MahatmaGandsırasında da aynı sonuçla hı'yi. Güney Afrika'da kafa karşılasjtı. Bu cezaevinden vergisi kadar, ırk ayrımcılıkendisini suçlayan din gmadaugrayan Hintliler'i adam I an na bi r mektup yazbuna bas)kaldırmaya yöneldı. Mektubunda, "... Gerten Gandhi içinde yeraldığı ginlık yaratmanın şiddetsiz eylemler nedeniylekezlerdireniş eylemleri yürütence gözaltına alındı, tutuklerın görcvlerinın bırparçalandı. I lindistan cla da sürsı oldugunu söyledim. Bu dürdüğü savaş.ımıyla ulusal sizdebirs.oketki.si yaratabihareketin lideri durumuna lir." dedi "Aneak itiraf etgelen Gandhi sjddetsizeymeliyim ki, ben gerginlik lemden yanaydı. Pasir'diresÖ7ciiğünden korkmuyoniş tanimıyla yetinmedi, rum. Bcn vaa/larımda da gerçek vc scbat sö7cüklc>}iddete dayalı, yıkıeı gerrindcnoluijan kcndi dilindc ginliklerekarşıtavıraldım. bir isim buldu cylcminc Mahatma Gandi Ancakgeliijme için elzem olan birdeyapıcı, "satyagraha". Gerçek arayı^ını lemel alan şiddete dayalı olmayan gerginlik vardır..." Gandhi için önemli olan acıya katlanmak ama acı vennemekti. Bu yiizden zaman zaAdaletsiz yasayı, "yasa değildir" diye taman ele$tırsedcbireylemtürii olarak "ölüm nımlayan Kingşöylesürdürdümcktubunu: oruçlarf nıdauyguladı. "Ben vıedani muhascbe sonucu haksız gördüğü bir yasayı ıhlal eden ve y urttasjlarıŞiddetlckur^ıla^tığmda.kendiviiğnsiyla mnvicdanınısarsmakvesözkonusuyasanm başlattığı hareketleıi durdurmayı yeğleycn haksız olduğu konusunda gözlerini açmak Gandhi 'nincylemleri aıasında.sömürge kııamacıyla, cezayı kabullenerek hapse giren rıımlannı protesto ctmck amacıyla halka kıımajji cldcdokumaları çağrısı, tıızda devlet te kısıninyasayaen büyük saygıyıgösterdiğini ıddiaediyorum." kelininkaldırılınasıiçinyirmibc>>günyürüycrek ula^tığı köydc bir ıııiktur luz toplayarak Martin Luther Kingde Gandhi gibi barış, butekeli"çiğnemesi"yeı aldı. Bircyin kcndi özgürlük vee^itlikdü^nıanlarıncaöldüıüldü. yargısını önde tutan, yasaya saygısını ona Sivil itaatsizlikiseısterKing'in"Barışçı prokarşı gclirkcn öngöriilen cezaya uyarak göstesto eylemı", ıster Gandhi'nin "satyagratcrcn Gandhi "Vicdanı konularda çoğunluha"sıolarakdeğerlendirılsin,buyruğakarşı gun yasası yetkili dcgiklır" dıyerck aktardı "ınsan"danyanabirhareketolarakgeçtitarigörÜ!}lerini:"BuNÖ7İerihakkımdahükmoluhe...^ 1 '68 olaylurında Sorbonne öğrenciler turafından
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear