27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURtYET DERGİ p+ babamdan farklılaştığımkadardeğişik birçizgi edincceksin. "Bitti"demiştim Verjin'e babam öldüğünde. Vcrjin, neyi imaettiğimianlamamıştı.Bclirtmekistediğim.babamın ciğerlerini dolduran farklı havaydı. Babanun ölümüy le, Anadolu'y la aramızdaki bağlantı da kopmuş, köyde yanan son lambasönmüştü.Babamındünyasından büyük ölçüde farklı bu kcnttc isc yeni ufuklara giden sevdiklerim tarafından tcrk cdiliyorum. Yaşlı ve felçli babalarının öldüğünü orada öğreneceklerbirgün. Satenik'inyaşlıgözleribuzlanmışcamdatakılıpkalırken, Rupik 'Ncoldumummy?Ncoldududdy?'diyesoracak. Satenik yanıtlayacak. 'Bitti Rupik, bitti!' Rupik sona erenın büyükbabasının değcrli yaşamı olduğunu sanacak. Oysa Satenik, hüzünlü bakısjlarıyla başka şeyler ima edecck. Yüzyıllar öncc Doğu'da yaşanan lamba bir hastane odasında sönerken, son iz de silinip gidecek böylece..." Her şey değişiyor. Değiştirilen unutuluyor. Arif Takvimi işte bu unuttuklanmıza, örneğin topaçlanmıza, Yassıada duruşmalanna, ekmeğin karneye bağlandığı yıllara dokunuyor. Yavaş yavaş geçen zamanlann lezzetini anımsatıyor... Evet ama bir takvim bunu yapabüir nıi? METİN SOLMAZ yakla scyahat, memleketimizde henüzrağbetedilenbirmoda haline giremedi. Halbuki sıhhat için, gezilen sahalan iyice tanımak, etrafıyla istifade edebilmek için, hatta vücudun sağlamhğı kadar, güzelliğini de temin edebilmek için bundan daha kolay ve daha emin başka vasıtayokturdenebilir. Avrupa ve Amerika'da şimendifer, otomobil, bizde olduğundan daha çok fazla bulunduğu halde..." Yukarıdaki alıntı, 1998 Arif Takvimi'nden, Arif Takvimi de 1936 yılınınYedi En büyük trajedya... Tavan, nc kadar Haddeciyan' ın yaşamı... Yanıtlıyor: "üöç Ermeni toplumunun en büyük trajedyalanndanbirtanesidir. Ermenilertarihte pek çok kez kendi doğup büy üdükleri topraklardan ekonomik veya siyasi sebeplerle kopmuş ve hayatlannı başka yerlerde devam ettirmekmecburiyetinde kalmışlardır. Farklı ülkelere yerleşip orada ekonomik ve sosyal anlamda yeni bir güç olmak belki o topluluklara bir şeyler kazandırır. Fakataynı zamanda o topluluklar yabancı kültürlerin içinde eriyip giderler. Tavan'da şehir ismi geçmemiştir. Şunu da kabul etmeliyim ki o kahramanın içinde benden de bir şeyler var. Annem tzmirli babam Akşehirli. Annem Akşehir'egelingitmişvebabamlaoradaçokgüzel bir yaşamları olmuş. Çok zengin olmaklaberaber büyük kalabalık biraileteşkil etmişler. Akşehir'de kurulan düzen 1915'ten sonraaltüstoldu. Birkısrruhayatınıkaybetti, kalanlarsabaşka yerlere göç ettiler. Ve bizim ailemiz Istanbul'a yerleşti. Devam eden yillardatstanbul'dasüregelenbuyaşantı.yeninesillerdcailcnindoğmuşvebüyümüşolduğu yerlere karşı bir özlem duygusu uyandırıyor. Duyulan bu özlem bir zaman sonra yeni bir hamle alıyor. Bu defa da kendi çocuklarının Türkiye'den başka bir ülkeye gitmek zorunda kalmaları yeni bir göç hareketininbaşlaması bu konuya yeni birtrajedi ekliyor. Romanınesastemasıbu.Bunun içinde tabii pek çok psikolojik faktörvar. Insan ruhiyatını,insanıngünlükyaşamınıilgilendirenpek çok konu var. Tahsilimde felsefe olduğundan escrlerimdeki ağırlık noktası da felsefedir, psikolojidir, düşüncedir. Düz olaylarbeni ilgilendirmiyor. Eğerolaylara kendi psikolojimizdenvefelsefemizden bir şeyler katmıyorsak o zaman her şey çok tatsız oluyor. Tabiatın kendisi de bir sanat escri dcği ldir. Insan ona bir katkı getirdiği zaman tabıat sanat eseri haline geliyor. Fevkalade güzcl birmanzarayı scyretliğimiz zaman buna bir sanat eseri diyemey iz. Ancak insanlığa bir katkı getirdiği zaman diyebiliriz. örneğin, Ara Güler herhangi bir manzarayı seyrettiği zaman o manzaranın ancak birkısmını bir kadraja aldığında sanat oluyor. tştco zaman işin içine sanat giriyor. Benim kendi göriişüm ve edebiyat anlayışıma göre cserlcrimi/deinsanların hayatlannı anlatırken,gerektiğı kadar belki de gerektiğinden fazla felsefe ve psikoloji olması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu şekildcbelki kahramanlarımızınyaşantılarınıanlaşılırbirşeklegetirebiliriz. özdemir Incc'nin kitaba göstermiş olduğuilgi,ikitoplulukarasındakiilişkilerin sıcaklığını ortaya çıkarmasıy la daha bir anlamkazandı."^ Tavan, Rober Haddeciyan, Çeviren: Anahid Hazaryan.Telos Yayıncılık "Ai gündergisindenalmış. Karşılaşılan her bir bilginin önce "Hımm, bu benim ne işime yarar" süzgecinden geçirildiği bugün, tuhafbir"kullanışlıbilgi" tanımı oluşmuşdurumda. Belki de bu yüzden, artık gazetelerde, yukarıdaki gibi yazılar yayımlanmıyor. "Ayakla seyahaf'e, 1936'dan daha fazla ihtiyacımız olmasına rağmen, kimsenin böyle yazılara ne tahammülü ne de zaman ı var. Artık berberler, suyu, küçük tüpün üzerinde kaynatmıyor. Yeni filmlerin hiçbirinde MünirÖzkul gibi bakabilen tekbiroyuncu yok. "O" zamanlardan neredey se sadece bir "Gripin", bir de "Arko Traş Sabunu" kalmış durumda. Heidegger, "Zamanı yitirmek ve kendine bir sanat cdinmek." demiş. Olayları içinde taşıyan zamanın mucidi de "zamanım yok" diye ağlayan da aynı insanoğlu. Modernizm ilgimizegirdikçe/'muasırmedeniyetlcrseviyesine" yanaştıkça, zamanımız azalıyor. Zamanımız azaldıkça geçmiş zaman daha birkıymetebiniyor. Belki de şiddeti artarak süren "Neydi o günler" muhabbeti, tam da bunun için sürekl i di limize dolanıyor. Sonra yalancı nostaljilerle oyalanıp duruyornz. Bitpazanna sürekli birnuryağışı oluyor. Bu arada geçmişi sahici bir şeyler gördüğümüzde, sahiden dalıp gidiyoruz: "Her gönlünbirköşesindeyaralanmışbiryervârdır" diye başlayan şarkıyı duyup da Kızılay Küçükesat hattında çalışan dolmuşlan hatırlamayanbirAnkaralıvarmıdır;bilmiyorum. Bu kadar lafkalabalığını, bir takvırncnasıl bağlayacağımı merak edenleri fazle bekletmeden konuya girey im... Konumuz, Arif Takvimi. Iki tane Ankaralı,"çokkullanımlı"birtakvimyapmışlar. llk bakışta,kült takvim SaatliMaarif'eyapılan gönderme takvimin bütün numarasıymış gibi görünüyor. Kim doğmuş, kim ölmüş, o gün ne olmuş, Ay nasıl görünüyor, hangi burçtayız... Ama bıraz inceleyince işin rengi değişiyor. Günün Alâmeti ilk dikkati çckenlerden. 365 gün için 365 alâmet var: Efendim şeytantırnağıkesilirseneolurmuş.tersliklcr tersbırakılırsabaşınızanegelirmiş.hepsini bualâmetlerdebulmak mümkün. Eskibirilanda... Arif Takvimi, birden fazla açıdan değerlendirilebilir. Mesela,çokilginçbuluşmalar görülüyor...(Arifçiler,"özelolarak"uğraşmış bu buluşmalarla): Durutti (1936) ilc Franco (1975) aynı günde ölmüş.. tkisi de 20 Kasım'da... Beklenmedikbirbilgi,anibirçıkışyapabiliyor: "Soyadını kullanmayanlar: Ece Ayhan (Çağlar), I'ikret Adil (Kamertan), Füruzan(Yerdalen,Selçuk),NadirNadi(Abalıoğlu), Oktay Rıfat (Horozcuoğlu), Peride Celal (Yönsel)" ya da "Bilinen en eskı şarkı Mısır'daNilnehrikenanndakisudeğirmenlerinde çalışan işçilerinsöylediğiŞaduf'tur." Anidcn eski bir ilan çıkabiliyor karşınıza: "Hafız Burhan Bey, Şişhane Aile Bahçesi, Jale Birahanesi'nde icrayı ahenketmektedir. Ayrıca cazbant fiyatları ehvendir." (6 Temmuzl929, Akşam) Her günün önemli olayları, ölcnleri doğanları vb. var. Ama,öyle"vilayetkurtuluşlanndan.devlctadamlarıölünıdoğumtarihlerinden" ibaret dcğil. Daha çok "Yassıada duruşmaları başladı, Istanbul Radyosu hizmete girdi. Ankara'da ekmek karneye bağlandı.Steinbeck'inBitmeyenKavga'sıtoplatıldı. Zcki Müren, gladyatör kıyafetiyle sahneye çıktı" gibi bu tür takvimlerde gör Giıntvr* tMkAr*ın totı Mttı İJrmine çekenm p*td* Yoidsn q^ç«>nl#r v*r ds Her •*jam oolenlcr ntr'de .. Oyle bir g * < « r«nun ki DertiOmı aynryl» v«M.. Iriıtn *B*b«" Ko»y. Arif Takvimi'ni Aslı Tannkulu ve Tolga Arvas haurladu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear