27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

15 PAZARIN PENCERESİNDEN Aya İrini'deki sümüklüböcek SELÇUK KREZ Ş Salıverildikten hemen sonra, denizin kokusunu duymak istcmişti... Yıl 1991. günedilinccplanlarmıuygulayamamışlar... 2. Mahkum: Birzamanlarseniben öldu'recektim, oysa, simdîseninyamndun ölümegidiyurum. Ne tuhafdeğil mı7 Bütün bunların öncmi yok artık, dedin ona... Yağmıırderelı:Yoklu. /. Mahkum • Savcı liey, bensizeçokbaşka şeylerden sözediyorum. lienint derdim şınıdı daklilo fılan degtl. Şayet benim korktugum şey gerçekleşirse. bunun adı bircezanın in~ fazı degil, gerçekbircinaycttir... Sizbirtutukluyu nusılusarsınız? Yinede... Yağmurdcrcli: Astılar... /. Mahkum •Cinayeti ben gördüm. Benbu cinayclingörgü tanığıyım... Beni duyuyor musun? Çok uttınıyorum. Bu utancı ömrüm hoyunca taşıyacagım ve hep bu ulançlayasayacağım Asılmışların yalmzlığına bırakmadın amaŞahabcttin'i... Yağmurdcrcli: 1986'daBursaCezaevi'ne gelinceduruşmadosyasınıçıkarttırdım. Bir cinayetin günlüğü gibiydi... Sonra da yazdım. /. Mahkum: Bu ülkenın insdnlan şimdi yataklannda mışılmışıl uyuyorlar. Bu ülkede an binlvrce cinayet işlendi, görmediler. Daha on binhrcesi işlenecek, yine görmeyecekler. Görmezlıkten geldikçe sıranın kendilerinegelmeyeccğinisanıyorlar. Onlarmyerine de utamyorum. Uyuyor musun? Yorgımsun. biliyorum... Senyımdiuyu... Hakkında açılan onca soruşturmaya, şartlı tahliyeni yakma tehlikesine rağmen,geçcnyılcc/acvlcrinde 12 tutuklıı ve hükümlüniiıı üldüğii ölüm oruçlarının "insan onurıf'na uygun sonlanması için çabaladın... Yağmurdcrcli:... Eğerbu insanlar kcndi bcdcnlcrinıortayakoymaksuretiylc,onurlarını, kendı onurlarıyla berabcr bu ülkedekı bütünnamusluınsanlannonurlarınısavunmasalardı, ılcrideki daha başka saldırı kar>ısındabuhalksaldınyı çok daha fazlabcdcllerödeyerck bcrlarafedebilccckti. Dolayısıylaödencn bu bedel, gelccekte ödenecck çok daha pahalı bedellcrin bir karşıhğı olmuştur... Akrepyineoradaydı... 1 Mahkum: Uakrepler artık bedenintize pekzarar vermiyorlar. Amayüzyıllardır bu topruklar üstünde hayatımıza ve onurumuza kastedenbirakrep var. Ohayatımızı, onurumuzu ve bilincimizı hergünyeniden sonsuz kerezehirliyor. Işte hepsi bu... NOT: Eijbcr Yağmurdereli, yakalanmadan öncc, cezasının afl'edilmesi ıçin Cumhurbaşkanlığınc/.dindcyapılacakhertürlü girişimi reddedcccğıni bclirtcnbirdilekçeyi noterdctasdikettirdi...^ arap renkli, uzun, saray merdivenlerine döşenmiş yol halıları gıbi upuzun iki kadife parçası: Aya Irini Kilısesı'nde bir kenardan başlayıp taa karşıdaki duvara, oradan da kubbeye doğru uzanıyor. llk bakışta koyu renkleri ve dalgalanmalarıyla dıkkatı çekiyor; yakına gıdınce, bu kumaşın, kadifeye toplu iğnelerle tutturulmuş yuzbınlerce gül yaprağından oluşturulduğunu anlıyoruz.. İstanbul Bienalı kapsamında sergilenen bu eser kimin? Laura Kier Vickerson adlı Kanadalı bir sanatçının; ılkönce ülkesinde, Alberta'da sergılemış... "Kadife" olarak adlandırdıgı bu kısa ömürlü eserini, geriye, Kanada'ya götürmeyecek, serginin sonunda küçük parçalara bölüp isteyenlere dagıtacakmış.. Sergıyı qezenler yadırgıyorlar: "Bu sanat mı?" "Uç yıllık ömrü olan heykel mı, resım mı?" "Yazın kumda yapılan heykeller gıbı." Sıradışı her şey, hatta bu morumtrak kadife kumaş gıbı görkemlisı bıle yadsınıyor.. Bırkaç yıllık guzellık ıçın aylarca çalışılarak yaratılmış bu eserı, Alberta'da sergılendiğinde, Amy Gogarthy adlı sanat eleştirmenı şöyle tanımlamış "Lilliputlular arasında kalmış Güliver gibi, galerının duvarları boyunca uzanan ıki geniş kol arasında yürüyünce, bu kolların, galerinın batı duvarında yükselerek ve birbirlerine yaklaşarak morumsu bir V harfi oluşturduklarını algılıyomz.." Amy Gogarthy, sonra da kuşların göçerken oluşturdukları V harfine, zafer işaretıne ve Breschıa'da eskı Vespasıanus tapınağındakı tanrıçanın ya da Luvre'dakı Hermes misalibır tanrının kanatlarına benzettiği bu V'nin dibinde durup geriye baktığında algıladıklarını anlatıyor.. ' ~"' "Belki de Kanada'dakı galeride öyleydl ama bu tanımlama, kadifenın şımdıkı durumunu yansıtmıyor.." diye düşünüyorum: Sonbahar mevsımınde Aya Irıni'nın loşluğunda bu şarap rengı kumaşın oluşturduğu gorüntu, göçrnen kuşların ya da rahmetli Churchill'in V harfine değıl, daha çok zemınden çıkıp tavana yurumuş gıtmiş dev bir sükümlüböcegın gerıde bıraktığı ızlere benzıyor. Renginın, Aya Irinı'de ayın izleyen kral sülalelerının yaşadıkları devirde 'padışahlara özgü gıysılerın rengı' olarak kabul edılen renge çaldığına bakarsak belkı de bu, Bızanslı ve asıl bir sumukluböcektLdiye düşünebılırız. Eğer bu böyleyse, Bizanslı dev böceğin, 1978'de Sienra Leone'de bulunan 40 santim boyunda, 900 gram ağırlığındaki en büyük sümüklüböeekten kat kat ırı olduğu, onun "cesamet" rekorunu yüzyıllar önce kırmış olduğu kesınleşır. Sumüklüböcekte asalet ne mı arar? Gidin Tahsin Yücel'in "Haney Yaşamalı" kıtabındaki "Sümüklüböcek" öyküsünü okuyun da görün: 1955'te Yenilik Yayınlan'nca bastırılmış bu kitaptakı öyküde, en büyük erdemin düşünmek olduğuna inanan, diger böceklerı yakından tanımadığı ıçin de hepsinin bunu bildığını sanan bir sümüklüböcek anlatılır.. Sevdiği kelebeğin önce yusufçukla evlenmesı, sonra yusufçuk vefasız çıkınca da kalkıp uzaklara gitmesi acıklıdır.. öykünün sonunda Yücel şöyle der. "Sümüklüböcek şimdı hâlâ yoldadır, kelebeğı arar durur. Yağmur sonlarında bahçenize çıkarsanız görürsünüz. Sümüklüböcek, yağmurda bir yerde duramaz olur, gözlerı göklerde, yürür gıder.. Belki de bu, yağmur sonu gökleri, kelebeğin kanatlarını andırdığı içındır.... Budala bir aşık değildir, iyi şeyler duşünmeye her zaman devam etmiştlr. Yavaş gıtmesı bundandır. Geçtiğı yere parlak bir yol çızer ıncecikten. Bu parlak yol, sumukluboceğın en iyi en güzel düşünceleridir..." Tahsin Yücel, "Bilginler bu parlak yola eğilseler çok şey bulabilirlerdi... Ama sümüklüböcegı küçük gördüler, yotunu beğenmediler; büyük şeyler aradılar ve atom bombasını buldular" diye bitirmişti öyküsünü. Aradan geçen kırk yıl boyunca başka ne olmuş sümüklüböcek aleminde? Insanlar'ın bir kısmı birbirlerine yeni yeni sümüklüböcek yemekleri tarif etmiş, bu konuda kıtap bıle yazmışlar: "Escargot and Chanterelle Pizza", "Escargot Bourguıgnonne", "Escargots a la Montagne Noire", "Tütsülenmiş Sümüklüböcek" bu kıtaplardakı yemeklerden sadece bırkaçı... Sümüklüböceklerı sevmeyen bahçevanlar, sebze bahçelerını bu böceklerden nasıl koruyacaklannı düşünmüşler' Bazıları Kuzey Afrika'dan, bıldığımız sümukluböcekleri ve yumurtalarını yıyen Rumina decotlata adlı değışık bir sumuklubocek getırmiş, diğeıieri sebze tarhlarını bakır şerıtle çevırıp koruyabıldıklerıni anlamışlar.. Çevreciler, bazı tıplerının (mesela Vertlgo moulısıana) aznlmakta olduğunu kavrayıp bunlara, yenıden çoğalabılecekleri 'habitat'ların ayırmasına önayak olmuşlar, bu ara Ingıltere'de, Nevvbury'dekı bir yolun yapımı bu nedele durdurulmuş. Görüldüğü gibi, sümüklüböceklere, maydanozlarından başkasını düşünmeyen bahçevanlar gibi nefretle bakanlar da, bunlara ağzı sulananlar da var.. Yeryuzünde azalmaktalarmış... Avrupa Topluluğu ulkelerınde, ABD'de bu konuda önlemler alınıyor.. Peki biz Türkıye'de de her canlı yaratığın bir yeri ve işlevi olduğunu anlayanların sayılarının yeterince artacağı güne kadar ne yapacağız? Sümüklüböceğın asıl yönlerınden bahseden, bunu düşünmemize yol açan sanatçılar, bu alanda yeterli destek gelinceye dek dayanmamızı sağlayabılirler.. Ama bir toplumda farklı düşünenlerin, siyasal ınanç, din ve sosyal eğilim açısından azınlıkta olanların bir yeri olmadığına ınananlar varsa, üstelik bunların sayısı hiç de az değilse, nasıl anlatılabilir sümüklüböceğın yararı, doğadaki yeri? Bakın sümüklüböcekle ilgili beylik tekerlememız ne diyor? "SümüklüböcekSuya düşecekAdam olacakSenı dövecek!" yani, bu yaratık eninde sonunda adam olacakmış ve biz de onun adam olduğunu, insan dövmesınden anlayacakmışız! Böyle tekerlemeler yürürlükte kaldıkça, bir gün belkı, sümukluböcekleri ve hor görülen bütün dığer hayvanatı koruyan, kollayan çevreciler çıkar gelırler hatta dev sümüklüböcek izını anımsatan uzun kadife bezleri de tuhafsamayanlar çıkabilir ama değışik düşunen, başka turlu şarkılar söyleyen, farklı giyinen, başka şıveyle konuşanları da ınsandan sayacak düzeye bir türlu varamayız! ^j
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear