Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 HAZİRAN 1996. SAY1 534 arınmışkayıtlar.yüzyıllardırolduğugibigünümüzde de bir şekilde yas,amda kaldı, annelerhamileliklerinigünügününekaydetmeye devam etti, doktorlarhastalarıylailgilinotlar aldı.bebeklcrinhergünaldığıgramlarbirileritarafındantarihleriylebiryerlcreyazıldı. Ancak bu tür kay ıtlar olay lara ve onları unutmay ı engel lemeye yönelikti. "8. Kasım.1995... Bu yıl çok erken yağdı kar. Agaçlardahayapraklarım dahi soyunmudılar. Oda 19 derece. Gri bir giin. Telefon da çalmıyor. Üşüyorıım." Bu türyazılarda insan olayların içindeki herhangi bir objeydi. Oysa bizim burada ele almak istediğimiz yazın türünde, yani güncel anlamıyla günlüktc insan, kendini bulmayaçalıştığıiçinyazan insan, yaşananın ve hissedilenin kronikçisiydi. " Yazmakdemek, kendini okıımak deıneklir. Çok nadir bir eglence genellikle ise adım adım korku, tedirginliktiı: Bizlersadece düşüncelerimizin im$ ve çıkışlannı izleyehilecegimiz açıklıkta ortava koyursıık varlıgtnıızılıinı\ııhiliriz. Üuskulih'gi'thvmediğimizyaıulgdarı.yanlızlıklan, aynmhın. dognılanyazarak.." (Max Frisch, Giinliikler) Bu anlamda güncesadece 'ben' için yazıldı. 'Bcn'incmrindeoldu. Vegeçmişin tüm sırlarını barındırdığı halde en büyük özelliği gizliumutlarveaçıklanamayanbeklentilerlebezenmişliğiydi.Oaslındageleceğeişaret etti. Yarınlan şekillendirdi. Ve bazen de geleceğeendekslendi.Çoközel ikincibirsahsa kendini tanıtırgibiydi.Onayazılıyorgibi... Yarınlara bırakmaktı kendini. "Bazen kimsenin benidinlemedigine inanıyorum. Kimsenin beninı için zamanı yok. Geçen gün kendi kendime 'nedenyazıyorum ben? diyesordum, Yanlızlıgımıkırmak için mi? Yoksa bu yalnızlıgm içinde kaybolmak için mi? Bir giin beni anlayan hirarkadaşım olduğtmda. bunları onıınlapaylaşmak istivorum. Cesaret edebilir miydim acaba?.." (Michael K.. Ögrenci, 26) Bazen yukarıdaki örnek gibi ara boşluklarıdoldurdu giinliikler. Bu iletişim özürlü dünyada konuşacak birileri olmadığında, bulunamadığında... Yalnız kalındığında... Yenidenyaşamabirilerigırenekadar,yedekbirdostgibi.Sonradan sitem etmeyecek... Artık benimleilgilenmiyorsundemeyeeek... Hiç terketıııcycn vc terkedilmeyen. Onlara en çok sarıldığımız anlar, önümüzdeki belirginliğin bulandığı anlardı. Okulla, işle ilgili sorunlar vardı. Sevgili gitmişti. Kurşunlarla dağlanmıştı yürek... Bir taşınmaöncesiydi.Sudançıkmış balık gibi hissetmıstik kendimizi. Eijimizölmüş, Yalnizlıkkabus gibi çökmüskü. 'Neler olacak'?' sorusubeynimizi kemirmeyebasladığıandaoturmustukkâğıdın kalemin basına... Bin defa ya7ilmıstıaynısoru,herseferinde başka bir yanıtı vardı. Her yanıt ayn bir acıyla dogmuijtu. Hiçbiri çö/üm değildi. Yapmak istediklerimizi,dü!jündüklerimiziokudukça biz de korkmu^luk. Bazen bizim en büyük düşmanımız kendımizdik. Bazen de.. Hayır! Hepkendimiz... Günlüklerin 1540 yaşlar arasında daha çoktutuldıığugözlemlendi. Insanınkendiyle tanıijtığı, kendinden korkmaya kendini sevmeyebaşladığıyıllardabaijlıyorkalem ve kâğıtlabubağlamdakitamşıklıgı. llkaşklar enetkilidürtüoluyorbukonuda...Sonrasındaisedevaınıgeliyor. Kendini yazmaya basjlayan insan buuğraşdangenellikle bir daha İnsanlar niçin günlük tutar? Hangi yöntemleri kullanır? Psychologie Heute Dergisi'nde yayımlanan yazıya göre giinliikler hafıza için bir kasadır adeta. Çoğu kez insanlar, olmadık zamanda karşılarına yeniden çıkmasın diye aktanrlar yaşananlan sayfalara... yerıne, "aynlmayahazırdeğilim"diyekayıt düşülmüş... "Bençirkinim"yerine "ölçiilerim istediğim gibi değil" denmiş ancak aynı yaşlarda aynı olaylar karşısında hangi zamandaolursaolsundeğişmeyenduygıılarla bakılmış dünyaya. Aynı kaygılar, korkular yaşanmış,aynı zevkler aynı heyecanlaralınmış. Öfkeler aynı, aynı nefretlerle örülmüş kinegidenyollar. Tabii çok zor, yaşama bir yerlerden girip onusözcüklerlebelirlinoktalardayakalamaya kalkmak. Ve sözcüklerle devam etmek ona. İnsanın yazılıgörmeye tahammüledemeyeceği olay ve olgular yer aldı hep yaşamında. Kaçtığı, düşünmek dahi istemediği. Hiç yaşanmamış olmasını arzuladığı, yaşarkenhissettiklerinden ötürü...Günlüktutanlarbilirdibuduyguyu.Güngeliryırtıpatmak isterlerosayfalarcaduyguyu. Yırtılankâğıtlarlayokcdilebilirmişcesineherşey.Amayinebilirlerki bunun kaçışı yok!. Beyinlerde kazılıydı zaten her anı yaşananın. Unutrnak insanın en öncmli vasfı olsa da, birgün en olmadık biranda film şeridi gibi hatırlanırdı herşey. Çoğu da bu nedenle yazmaya devam etti ler. Hafıza için bir kasa gibiydi günlükler. Olmadık zamanlarda önümüze çıkmasın diye aktardık onları günlüğe, orada bıraktık sürekli yanımızdataşımakistemediklerimizi. Günlük, yazanlann keşfettikleri bu çok yönlü kullanımıyla, 70'li yılların sonlarında girdi Amerika'da terapi yöntemleri arasına. Araştırmakonusuolarak dakısa birsüresonraelealındı. Böylebir yctisı olan çok ınsana terapi yöntemiolarakönerildiyazmak. Bos, bir defter ve kalem, adım adım ulaştırdı yazanı kendisine. Terapist çok nadir girdi devreye. Çoğu zaman okumadı günlüklerde yazanları. Okuyan 'hasta' oldu. Ve okurken sorununu çözcn... lç dünyasına birkez girebilen, onu birkez yakalayabilen insan için problemlerini çöznıek bir sorun olmaktançıktı. tnsanın kendi ruhuyla tanışması insanı özgür kıldı. Günlük tutan için en öncmli soru,insanın yaşadığı anı yazarken analitik ve entelektüelbirkendinebakıştansıyrılarak, acıy ı.yenilgiyiyada hastalıklı bir egoyuaktarıpaktaramadığıydı. Günlük birotobiyografideğil. Olaylarörüntüsübilinçaltımızın oy unlarına kurban gitmemeli, 'yarın ne okumakisterdik'kaygısındanannmalıydı.Çünkü hafıza vebubağlamdahatıralarstatik bir konumda değildi. Hatırlanangeçmisinsistematik birdizini olabilir ve farklı zamanlarda, farklı bakıs açılarından bilince çıkabilirdi. Her seferinde daha farklı. Bunedenlcyıllarsonra onları elimizealdığımızda onlardan haz duymayabi 1 irdik Hattasıkılabilir,rahatsızolurduk...Bizimhatırladıklarımız değildi orada yazdıklarımız. Biz kendimize göre yontmuştuk yıllar içinde olayları. Hafızamız, suçluları bulupkendimizi temize çıkarmış, ya da çekip giden sevgilininaslındabizinekadarsevdiğinianlay ıp çoktan affetmişti... Sonra kul ianmadığımız eşyalarla birlikte bıraktık onları kutular içinde tozlanmaya.UtançvermişJerdibize. Çocuklardan saklamıştık onları. Eşlerdenve yeni dostlarımızdan. Içine ilkaşk mcktuplarımızıdatıkıştırmıştık. Artık orada yazılanlarbugünkü bize ait değildi. Öyle hissetmeli, öyle düşünmeliydik. Ruhumuz da rasyonelbilincimizdegeçmişyıllarınbuyükünü taşımakistemezdi.Bizartıkmantıklıinsanlardık. Uğraşamazdık. Kimlikarayışıninbuacılısürecini.yetiş.kinleşmenin sancılarını kendi ellerimizle gömdük karanlıklara.^ Psychologie Heute 'den çeviren: AŞKINELÇİ vazgeçmiyor. Vazgeçme.bırakmayaşı yaşammdadinginle^tiği.arayiijlannbittiği veistenileneyakla^ıkolarak ula^ıldığı yıllar. Genelolarak40'lıyaşlar.Çokdeğişik formatlarda tululan birçok günlüğün ortak özelliği sosyalolgulardanetkilenmışveonlarlaiçiçeolnıalarınaıağmensomut olay lar üzerine kurgulanmamn>olmalan.(,'okküçükya!>lardabaijlananlardabile.romantikbirıdealizm hep acımasız ve realist bir gözlem yeteneği iletörpülenmiş. Bu anlamda yazmayı seçen insanlardakorkunçbiranalizgücügörülüyordu. Çok küçük ya^larda bileciddi birtanımlama yeteneği geliştirmişlerdi. Geleceğeyönclikenuçuknayallerlesüslenmişgüneeler, konu yaşanan olunca gerçekleri en yalın ve taşınmaz şekliyle barındırıyorlardı. Olayların tanımlanda,çözümleridesayısız alternatifler içcriyordu. Bunun sonucunda dabinlereeçelişkiliifade..Oysayaşambaşlıbaşınabirçelişkileryumağıydı. Bu.yazarakserilmiştigözönüne. Araijtırmalarda farklı nesillere ait günlükler incelenmi^. Duygunun ve düşüncenin hiç farklı olmadığı çıkmış ortaya. Acı da aynı, aşk da. Kimi dantel işlerken ağlamış, kimi radyodinlerken,kimikaset... Insanın çevresi değiijime uğramış, teknoloji ilerlemiş, bilgi birikimi anmış ancak sevgisi, ihaneti, onuru, gururu, a^agılanması, ezilmcsi . Değerlcridcğişmiş insanın.ilkeleri.kavramlandegiijmiş, ancak onu insan yapan o gizli, o derinlerde biryerlerde saklı duygularkorunmuş,. "Ayrılamamölürüm"