Catalog

CUMHURlVbl ÜKRGİ ^» gün yüzerken birı yaklaştı yanına, "Evlı mısiniz"diyesordu."Bekarım"dedi Müşerrcl". Aclaııı "Bende"dcdi"Vallabcndcbekarım..."Kıyıyabırlıkteyüzdüler. Adaın Murtaza Emıner'dt.Tokat'lıydı.Askcrlik için Istanbul'a gelmiş, birdaha dönmemış, kahvclcrdc garsonluk, kumarhanelcrde krupiyclik yapmıştı. Evlenmiş, fki kızı olmuş,anlaşamayıpbos,andığmdaçocuklarmıannelermebırakmıştı. Biroteldekalıyordıı. Şimdilerde işsizdi. Sakin, yumuşak bir insandı. Yaşar'la evliliğinı "Ben askerdim. biremireri,odakomutandi"diyetanım!ayan Müşerrefiştebuyumuşaklığaaçtıyüreğmi. Oellisindeydı, Murtaza iseotuzbeşyaşmısürüyordu... Hcybelıada, Sarayburnu, Maltepe'deki çay bahçelcri.Bayramoğlu.GülhaneParkı... Istanbul'unkeşfineMurtaza'ylaçıktı Müşerref. Murtaza "Evlenclim"diyordu, Müşerrcf se"Hayır."Evliliğinneolduğunubiliyordu, canı çok yanmışlı. "Evleninceemiraltına gıriyorsun"diyordu"Birdeparanpulunolmaz. Paramı isteyecek adam benim, sonra dahaçok ezecck..." Babasından kalancvi satlırmasını. sonradaoparayı içkıyeyatırmasıııı unutamıyordu Yaşar'ın... Yine dcıkiyıl sonra, bir gece Murtaza bir çuvaladoldurdugugiysileriyleçıkıpgelince "git"dıyeınedı. Korktu.bu işncreycvaracak dıyedüşündüamakovmadı. Nikâhayanaşmıyordulıâlâ. Sonunda Murtaza "evlenelim" dcmckten vazgcçtı. Ama bu kezhoyratolan Müşerref'ti. Murtaza'yı kcndisinegörecahil buluyordu. Akıllarverdisürekli,zamanıgeldı azarladı. Yaşar'ın açtığı yaraları kapatmak mıydıistediği?"Yok,yok"dedi"Çokcahildı, bu böyle olmaz, şöyle olur dıye azarladım." Ama hep yumuşak kalmayı başardı Murtaza. Sevgi? Hıç inanmadı Müşerref, Murtaza'nın onu scvdığınc. "Nıyc scvsin ki"diyc sorduhcp"lyidavranıyoro kadar..."Müşerrcf.scvdi mi? Hoslandı. iyi bir insandı. Zaten sevgiyeinanmıyorduMÜ!)Crrcf. Herşeykar•jilıklıydı.osenıho'jtutarsascndconuhoştutardın.öylebırşeydısevgi... Avusturya Ba^konsolosluğu Kültiir Oflsindekikonserde Birsen, Özcan, Ay$en veSevil Ulucan. Buch 'ın müziğinde kanatlumyorlur... Müziğin genç sesleri. vusturyaKültürOfisi'nin Istanbul Tarabya'da, ncoklasik tarzda bir sarayörneğibinasınınüstsalonundan yükselen Bach müziği yapının koridorlarını,odalannı,merdivenlerini,tüm boşluklarını dolduruyordu. Sanki binanın içinde Baeh'ın rııhu dolasıyordu. Notalar, yaratıcısına ve kcndilerınc hiç de yabancı gelmcyen bu mekânda sanki yerbeğeniyorlardı. Birsürcdolaştiktan sonra, sonsuzakadar tınlamak üzercbirkapı kcnarma.birpencere pervazına ya da tavana kadar uzanan kristal birduvar aynasının en az I5()yıllık yaldızlıçerçevesineasılıpkalıyorlardı. Sanki Bach ruhuna son derccc uygun düşen bu ortamda müziğinin sonsuza kadar duyulmasınıistiyordu. Bach ve müziği oakşam çok farklıydı; pırıltılıydı,gençti,heyccanlıydı,sevinçliydi. Titreşimlerininkıvrımlarındacoşkugizlenmiştı vegülümsüyordu. Çünküdörtgcncecikinsan Baeh'ın notalarının büyüsününpeşindekanatlanmışlar, Re Minörtki Keman Konçcrtosunu yorumluyorlardı. Piyanoda Birsen UlucaneşliğindekemanlardaÖzcan Ulucan vehenüzl 1 yaşındaki Ayşe Ulucan çalıyordu. llkbölümtamamlandığında, Birsen Ulucan'ın yanında oturan genç kızkalkıyor ve Ayşen'in yerini alıyordu. Bu da Sevil Ulucan'dı. Birsen, özcan veAyşenkardeşti. Sevil isekuzcnleriydi. Birsen ve Özcan Ulucan, Bulgaristan'da başladıkları başarılı müzik eğitimlerini Istanbul Ünivcrsitcsi Dcvlet Konscrvatuvan'nda tamamladıktan sonra, Ingiltcre'de Londra Guildhall Müzik Okulu'nda lisansüstüeğitimiiçinscçilmişlerdı.Türkfigitim Vakfı'nın sağladığı bursla iki yıl sürcn bu eğitimlerini başarıylatamamlamışlardı.Bu arada yurtiçinde ve yurtdışında birçok konser vcrmişlerdi. Vegeçen yıl bu sıralarda, ikı kardcş eğitimlerini sürdürebilmek için yeni olanaklararıyorlardı. Londra'daki okuldakı hocaları okulda kalmalarını istiyorlardı. Ama devlct bu iki genç yıldıza burs vermi Tırnaklarım uzadı Murtaza... Daha Yaşarsağken Müşerref 'ın hastalığının tanısi konmuşhı, şckcr. On beş yıl sürcn tedavıbırsonuçvermedı. Hastalıkgözlerinc vurdu. Önce bir gö/iiıui yıtırdı sonra clığeri görmczoldu. Sadccc ı^ık varclı artık. Kataraktamelıyatıda ı^ıgagörüntücklcycmcdi. (iöziiıüinarkasmdakantoplandıgisöylendı, gö/iim ikınci birameliyattaydı. Şimdı.yıllarcaü/erınetitredigi, neşesini, öfkcsınionlarlakurduğuncMiclereyabancı Müşerref. Yüzyırmımctrckarelikdünyasını birtekkolluktaijiyor. Anımsadıklarıylayön verıyor hareketlerınc. O fotoğraf, şu takviınin arkasında olınalı, bıçak masanın sağ ucunda, buzdolabı mutfaga girince solda... M urtaza ise lıâlâ yanında. Oğlene kadar cvde kalıp, Müşerref'cyemek pişiriyonçamaşırlarını yıkıyor. becerebildığinceevi temizliyor. Tırnaklarım kesıyorM üijcrref'in, saçlarını kısaltıyor. Hastaneyeogötürüyor.telefon faturasını o yatırıyor. öğleden sonraları ise Tokatlılarkahvesinde, Kartal'dasoluklamyor... Ve hâlâ yumuşak ve sessiz Murtaza. Neden?BilmiyorMüşerref. "Muhtacım"diyor " O bana, ben ona bakıyorum..." Murtaza korkuyor, Müşerref, "Duaet de"diyor "Ölmeyeyim..."Murtaza'nınbirişiyok.Müşerrefölürse... Neolur, Murtaza dabilmiyor... Müşerref ağlayamıyor da artık. En son doktor "Bu göz görür" dediginde akıtmıştı birkaçdamlayaşı. Içininkatılaştığını hissediyor. Soruyor neden diye? En çok enstitüyü bitırmemişliği, erken evlenmesi, Yaşar'la yirmi beşyıl yaşamışlığı acıtıyor. Iki scnedir de, gözleri görmeyeliden bu yana, diktıği elbisclcr.ördüğükazaklaröfkelendiriyor.Gözlerinin böyleolacağını bılseydi... Yaşar'ı düşünüyor bazen, "Bak gözlerim iyice kapandı" diyor "Evden hiç çıkamıyoruın artık. Kalkdagör..."^ A Birsen ve özcan Ulucan. yordu. Biryıl sonra Avusturya KültürOfisi'nde çalan Ulucan kardeşler,kulaklarımızıscçkin bir Bach yorumuyladoldururken, bu sürenin kendi lcri için çok verimli geçtiğini de kanıtlıyorlardı. (îcçen bir yıl içinde Ulucan kardeşlerneleryapmışlardı? Birsen Ulucan Birsen Ulucan, Londra Guildhall Müzik Okulu'ndaki eğıtimini sürdürüyordu. Okulun çok az kışiye ve çok zor verdiği bursu ala bilmişti. Eczacıbaşı'nın katkıları ile Londra «JaProfcsörJoanl lavill'lcbaşladığıçalısmalarınadevamctmişti. 16 ocakta Londra'da "RichmondC'oncert Socicty"tarafuKİanorganizcedilen konserde, okulutarafındansolistolarakseçılmişve çalmıştı. 14 martta Londra\la Urapers Hall ılaseçkınbırdınleyıci veeleşlırmenler önündcçalmıs. vcbcğcnialmıştı. Birsen Ulucan için bu yıhn en ilginç ve sürpriz gelışmcsi okulu tarafından "Smitlı Kliııe Beecham National Competılıon"a. pıyanodalındayarışınacıolarakseçilmesiyle başladı. BuyarışnıadaChopin'in2noluPiyano Konçertosu'nu yorumladı ve birinci seçildi. Daha sonra da müzik dalındaki birincilerinçalacağı bir konser için davctaldı.Konser başlamadan önce, sanatçılar da salona çağrılmışveizleyenlerctanıtılırkenaslında bu dü>enlemenin de bir yarışma olduğu, buradakazanacaksanatçmın"Warwig Müzik Yarışması"nda çalma hakkı kazanacağı açıklandı. Birsen Ulucan sonrasını şöyle anlatıyor; "Sondanikinciydim. Bana bir iki yarışmacı kalıncafarkettirmedenkalktım. Birpiyano bularak biraz çaltştım. Sonra çıkıp çaldım. Yarışma sonunda'BirisnUlycın'diyeduyurulan birincinin Birsen Ulucan olduğunu anlamam biraz zamanımı aldı. Ancak etrafımdakilerinuyarılarıylafarkedebildim."Ve biraz buruk ekliyor; "İki yarışmadan sonra birisinesarılıpsevincimidoyasıyapaylaşamadım". Bubiryılınonunmüziğineçokşeylerkattığı,yoğun,hattaateşlidenebilecek,yüksek tempolu, hocasının ifadesiylc "insanda bir şarapnel patlaması etkisi yaratan" stilinin, yorumunabirderinlik.çarpıcılıkkazandırdığıgörülüyor? Birsen Uluean'ın Ingiltere'deki eğitimi bu yıl bitiyor. Istanbul Ünivcrsitesi Devlet Konservatuvarrndakigörevinedönccck. Biryıl daha Londra'daki okuluyla ilışkisi sürecek.