Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 CUMIIURlYfc.1 DERGİ Yaşar Seyman'dan biröykü... Karanfilli O n yıl öncc her çocuğun anneannesi, babaannesi, cbcsi, mürebbiyesi, daclısı vardı... On yıl sonra biz büyüklerin bir de işkencecisi oldu... Kokusunu,solukalışını,sesini,yürüyüşiinü tanıdığı işkencecisi, avı oldu. Gözlerim bağlıydı. Amasesinden.nefesalışından.gülüşünden onu tanıyordum: b'elleğime işlemişti. Aylargeçti. Yıllarsonraotobüstebirini gördüm. Içimdedayanılmazbirsesonadoğru yürümcmi söylcdi. Yanına yaklaştım. "Nasılsın?"dedi.Scstenürklüm,irkildim,oydu. Sorularıylaüstümegeliyordu."K.aynananla mı oturuyorsun?" Durakla duran otobüsten ikimiz de indik^ Korkum devanı ediyordu. Birdcn irkildim. Korkması, utanması gereken oydu. "Evct, nerdcn bildin iyi olduğumu? Kaynananmla oturuyoruın! (,'ok da, mutluyum. Sen nasılsın?Devamediyormusun?" Yürürkenbeynim uyuijmadan oganizmama aci yayılıyor. Sol mememdcn büyük bir acı duyuyorum. Öncebirel sıkıştırması. Sonra coplar, sonra titreşimler. Yüzümeal basıyor. Saçlarım diken. Artvin oyunlarındaki figürlerle aşıyorum. Onceel elc tutuşuyor, sonra müzikle hareketleniyorum.Davulunsesiylehızlıtempolarla titreşimlere başlıyorum. Üstü üstünıe benyürüyorum. Aramızdainanılmazbirbağ var. Beni ona iten. Özlediğim bir av. Dayanılmaz bir istek bu. Bende beyazdan sarıya varanrenkondakırmızılaşıyor. Sonra sarılaşıyor. Kara sarı ayrılıyorum. Daha insanca sormaya özen göstcriyor. Dahasıcakyaklaşmak istiyor,olmuyor. Hemendeolmazki.Sıcakbakmak.duyarlıyaklaşmaközleilgili.dünyagörüşüylederinleşen.güzelleşen, yaşam biçimi olan birolgu. Oysao,anıkurtarmakistiyor. Yapamıyor. öfkemi beynimdc tutuyorum. Yüreğim genişlesin istiyorum, olmuyor. Bende ikisi aynı anda iletişim kuruyor.diliınledışarı vuruluyor. Öteki türlüsünü çok dcnedim henüz tam olarak başaramadım. Hele bu dönemde zor. Kiııım ve öfkem ıstesun istcmezdi, çünkii bcn mesem de usuınun önüıı YAŞAR SEYMAN onunla sevişecektim. Budc. nu ikimiz de çok iyı bili1954'te Erzincan'da doğdu. Ankara Eğitim Enstitüsü ve yorduk ki, ben o geee o Bukıne.öfkeyeyıllaıBankacılık Enstıtüsü'nden mezun kaıanfil ağzımda dolu dırdınledıgım. yiiıcğimoldu. 1976 yılında Türkiye Iş dolu sevişecektim. Kim den atamadığım kan daBankası A.Ş. Genel Müdürlüğü'nde demişyalnızsevişilmez. valan kaynaklık ediyor. çalışma yaşamına başladı. 1979 yılında TİBAŞ Sendikası işçi Yaşadagör... Bubiraztarklı birkandatemsilcisı seçildi. 1983 yılında vası. Toplum^alhğı ağır (jöıüşte aldığım karanoluşan BASlSEN'ın Ankara v© Iç basıyor. Korkum gıderek fil acıkıncaya kadar ağAnadolu Şubesı Sekreterliği'ne a/alıyor. odabenden kaseçildi. 8 Temmuz 1989 ve 4 zımda bekliyordıı... AçlıTemmuz 1992 tarihlerinde yapılan çaıgibı Li/uklaşıyor. (iünğını artınca üzüle üzüle Olağan Şube Genel Kurulunda lerce daracık odada bırkaranfili ağzımdançıkaBaşkanlığa seçildi. likle yaşadiğım i^keneeAralık 1989'da 420 delege ile rıyor. sonra elııne alıyor ciıninkokıısudağılıyor. toplanan Türklş'ın 15 Genel ve ipek keseme koyup ııeKurulu'nun tek kadın delegesi idi. Ağ/ının karanf'il kokııdensesütyeninım ıki ııcıı 1991'de Kanada'nın Ottovva sııdoluyor. Herduıu^mabiıieştiıen noktasında kentınde yapılan ICFTU'nun 5. da. sevcligmıın verdıği Dunya Kadın Kurultayı'na Türklş saklıyordum. Evegelınce delegesi olarak katıldı. karanfillerin kukusu. koyduğum yer, her yerSendikacılığı yanı sıra, yazar olan Mamuk'agidişlcri yüredi... Bu kese Mardin moSeyman'ın ilk kitabı "Hüznün ğimde sakladığım gibi. tifleri taşıyoıdu. Ben Coşkusu Altındağ" Akademi Kitabevi'nin Araştırmalnceleme bu karanf'illerıdc bir ipek Mardinlilerin geliniyödülünü aldı. Kıtap, 1993 Ocak ke.sede saklıyorum. Kadinı. VeMardinli'ydinı... ayında oyunlaştırılarak Devlet ranfil sayıları. hersabah Lavanta kesesi, para Tiyatrolan'nda sahneye konuldu. erken uyunıp en güzel kesesi. hamam kesesi Ikinci kitabı "Umut Gün Işığında" 1990 yıında Bilgı Yayınevi giysilerle gittiğim duruşduydum da, karanf'il ketarafından yayımlandı.^ ma, görii!) günlerinin sasesini de yeni duyuyoyılarımgösteriyor... rum. Karanf'il keseli kadın... Şafak gülü. Keseli İpek kesenı. Oysa ben kadınlara karanfil keseli ne Osmanlı kültürünü kadında katıldı. çokiyibiliyorum.nedeokültürün mürebbiycsini vc kcsdi Yanaklarmı öptüğümde hakadınlarını... Ama ipek keı, fif bir karanfil kokusu duyscm varbcnim. Hergörüşkoılıım. Öğlen saatlerinde bu camın dişlerinin arasında koku kadınlarda çok az duverdiği karaufillerle dol.ı \ulurdu. "Ne bu karanfilli kadın?" g'üldü... "Her duruşcak. ma sevdiğimin verdiği kaAğzinda, dişleri arasında ranfil kokusu bu. Bu karanfitultuğu, karanfili alır almaz li uzun siire ağzımda tutuyor, ağzıma atıyorum. Gözlenmle sonra da ipek kesedetopluyorba^layan sevişme, dudaklarımdum. Özlemi, aldığım günleri, la dışlcrim arasmdaki karanfilc görüşleri sayabiliyorum. Günleyayılıyor... Ah gözlerim! Onların rim karanfil sayılarıyla anlatılır... nasıl güzel baktığmı bıliyorum. Bizçokseverekevlendik.KocamagzmGörüş bitiyor ama sevişmem değil... daherduruşmaönccsibanabirkaranfilsakBiliyorum kaç dakika önce dişleri arasına lıyor. önceleribizbukaranfilleriaçlıkgrevkoydıı. O çok sevdiğim dil dokunuşlanyla ka leri sonrası ağızda oluşan kokuları gidermck ranfiliöptii... Islattı... Hcryanınıöptü. Islak için çamaşırların arasında götürüyorduk. O ıslaktı.(iü/el dilıyle dişleri arasınaalamadı. dişleri arasında saklayıpduruşmalarda bana Elini kullandı. Elinı kullanmasa karanfili veriyor... Ağzımda saatlerce tutuyorum..." meme uçları sanıpdişlerdi. ParçalanmışolBirçay söylermisin? Limon da varsa sevinirim. Içim yanıyor. Hastayım. Ne var bunda? Tabii "Ne var bunda" dcme. Gözal tında o işkencecilerbizeneleryaptılar. Doğal olan yaşadıklanmızın, gençliğimizin güzel belirtisi olan aylık güzelliklerimizde sanki aşağılık bir şeymiş gibi, bize gerekli malzemeyi vermediler. Sudan uzak tuttular. Kazaklarımızdanparçalarkopardık. Kendimizdentiksinmemiz için ellerinden geleni yaptılar. Günlerce yürüyüşünıüz, kokumuz değişti. Tutukevindedeböyle yaptılar. Çarşaflarıparçaladık. Cezalaraldık. Atamadım üstümden. Herhastalığımdapsikolojikbirbaskıduyumsuyorum.hergünduşalıyorum.Hastabileoldum, ama vazgeçemiyorum. Ne var bunda deme.Tümgüzelliklcrionlar çirkinleştirmeyc, biz dc yeni ufuklar açmaya çalışıyorduk. Ç'irkinlikleri güzellcştiriyorduk... Oysa biz kadınlar güzellik günlerimiz yaklaşırken, değişiklikler yaşarız. Isteklerimiz artar, tüm tatlara ilgimiz artar. Gençleşiriz. Diri diridirgöğüslerimiz. Vücudumuzyenidenonarılır. Sevişmelerimizgüzelliklegerilim karışımıdır. Yaşamı sevcriz. Scvişmeyi severiz. Yağmuröncesitümfırtınayı.şimşeği.yıldırımı yaşarız. Yıldırım sonrası ten duruluğumuz, sinirliliğinycrinialangüleçliğimizlc birbaşkagüzellcşiriz. Vebenyenıden y ıkanır, dıırulurum... Adı ne bu fırtına sonrasının descler. Arınma derim. Ve ben arınırım. • •• Şafak'ıngözleriçokgüzcldi. Bağlıolmasaydı cn acımasızı bileetkilerdi. İyi ki bağlamışlar (!) Bağlamanın nedeni bu muydu? Yoksa sadeee tanınmamak mı'.' ^