Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 CUMHURİYET DERGİ Ingeborg Bachmann'ın Ahmet Cemal'in Türkçesiyle kısa bir süre önce yayımlanan bütün şiirleri çağdaş dünyanın acı çeken sesi olarak sizleri düşünceler dünyasına sürükleyecek. Onun şiirinin içinde biraz çabayla kendi şiirinizi buluyorsunuz büyük keyifle. Kimin umurunda şairın hüznü. Sizi çoktan o hüzün içinden bir ışık kapmış savurmuş düşlerin dünyasına; "Düştüğünde martı arkandan çığlıklarla... denize/Sen bir ışık selınde bogulacaksın açık gözlerinle/ düştüğünde martı arkandan çığhklarla " Gökyüzü salınıza binip yelken açmışsınız gökyüzünden aşağılara, umutlann peşindesiniz artık; "Başka yerlerde damgalar vurulmaktapasaportlara;/burada karşılıklı selam verilip, ekmeklerpaylaşılmakta./ Herkes bir avuç gökyüzü ve bir tutam toprak getirmekte ". Başka yönden esmeye başliyor rüzgâr, başka bir türlü dolduruyor yelkeninizi, düşüyorsunuz yeni bir düşün pcşine; "...hizlerle gözlehni açsmlar/'rengarenkinsanlaryeryüzüne,/ selamlasınlar (onları) balıklarkral, bülbül majeste/ve semender ateşlerinprensidiye "... Siz de hızla önünden geçip giderken bir sclam gönderiyorsunuz ateşlerin efendisine... serekgünlerijbirkırmızı iz kalıyor suda kalan saatlerin içinJ orayayatırıyor uykun seni./yitip gidiyor bütün duyuların." Şair"uyku" dese de siz ölümü, sessiz bir ölümün serin dokunuşunu duyumsuyorsunuz tcninizdc. Yolculuklar, yolculuklar; "Ne zaman" bilinmese de elbet biter bir gün bütün yolculuklar... derken şairiduyuyorsunuzuzaklardan; "Bittiyolculukjama varabilmiş değilim hiçbir sona.../ Bitti yolculukj ama prangasındayım henüz bütün uzaklıkların "... Ve bilge sözcükleriyle sizi düşüncelere gark ederek çekipgidiyor, kalıyorsunuz kendinizle başbaşa; " Ve engindi dünyanın ağzı, bir dolu sözcükle/' kulaklarımda/ ve bestelemekteydi gece bile alaca ezgileriJ Beş kadehin şarabım bir dikişte içtim,/ saçlarım dört rüzgârın... bannaklarındakurumakta." Değişiyorhavanınrengi.ağırlaşıyor yüreğiniz. Dinliyorsunuzyüreğinizi yeniden bir umuda tutunabilmek için. Ama şair uyanyor uzaktan, kendinizc göre birşeyler anlar gibi olursunuz; "... neyi kanıtlar ki yüreğin ?/Bir rakkastır dünleyarın arasındaJ'sessiz veyabancı (bugüne)/ Ve ilan ettiği artık/kendi (silinip) gidişidir zamandan." Eğer böy ley se ncy i kanıtlar ki yüreğim, kendi tükenişinden başka... Evet iyiden iyiye değişiyor hava; "Gökler solmus gibi sarkmakta/ ve yıldızlar çözülmekte/ayla gecenin bağmdan ". "Kolaymı kaçmak/yağmuraltmdaki yapraklann/o mutsuz ölümlerinden "... Şiirleri derinden sarmış bir ölüm düşüncesi hissedilmeye başlıyor. Duymuşgibi şair sizi doğruluyor; "Orpheus gibi ben de bili "Ne zaman? Sorma" Bir sayfada orada burada altını çizdiğiniz satırları peşpeşe okudugunuzda kcndinizi birdenyeni birşiirin içinde ve 18. yüzyılda, sislerle kaplı bir limanda, bir veda töreninin ortasında buluyorsunuz. Geminiz epeyce açılmış limandan. Sahilde yakınlarınız, sevgilileriniz. Artık el sallamayabaşlamışlarbilehayalinizc. Yürekleri endişe dolu. Soruyorlarbirbirlerine"Nezamandönecekler" diye... Şairgiriyorarayateselli ediyor onlan; "Bıri çıkıpgittiğinde/ denize dökmelidir aşkı(m)/ve denize akıtmalıdır/kadehte kalan şarabı,/ve birdamla kanını denize kanştırmalıdırj bıçağını dalgalara göre Yürek olmakta direnmiş bir yürek B MURAT URAL azı şiirler vardır, "tam bir bütün" dedikleri türden, ı okursunuz, öylece kalır aklınızda... Bazı şiirler de vardır ki bir dizesini, hatta bir tck sözcüğünü okuduğunuzda kanatlanır alır başınızı gidersiniz; Ahmet Cemal' in uzun bir emek ürünü çevirisiyle Kavram Yayınlarından yayımlanan Ingeborg Bachmann'ın şiirlerindc olduğu gibi... Çünkü o dizelerde, Bachmann'ındeyişiyle; heceler "Zakkum rengi", "Sözcükler akasyayeşili "dir,' duvardandökülen çaglayantar"dir. Ve düşüncelerinize takılan kanatlar "uçmayayetecek kadaraçık bir sözcüktense " ve "seni havalandırıp götürehiliyorsa eğer ", bu şıir anında, o zakkum hccelerin, o akasya yeşili açık yürekli sözcüklerin peşine takılıp gitmek, kendi şiirlcrinizin dünyasına azade dalmak gerektir. Sonra şiirin içinde kendi şiirinizi keşfedcrsiniz büyük bir keyifle. Ve "Sizkelimeler"dersiniz kalkın izleyin beni!"... Birlikte çok yerlcrc gitmiş olsak da/ daha vardır gidilccck yerler,/ çünkü bu yol varmaz bir sona... Saürlann altlannıçizersiniz,notlardüşersinizşiirlerin kenarlanna heyecanla, kendinize göre okur, söylersiniz bir kere dc... 1 latta çiziktirmeler bilc yaparsınız düşlerinizdcn. • • • Ekmekler paylaşılmakta Bırden şairın sizi çağıran scsiyle kendinizcgclirsiniz; "Sevgilikardeşim ". Kulak verirsinizsizeseslenen şairc; "ne zaman bir salyapacağız kendimize/ve yelken açacağız gökyüzünden aşağıya? "... "Hemen.hemen" dcrsiniz, heyecanla... Karşınızda umutlann, düşlerin büyük dünyasının kapılan açılıverir. Oysa şiirde "Oyun Bitti" demiş şair, umut değil daha çok hüzün var scsinde, kanatlanıp uçmaktan değil de düşmektcn söz ediyor; "Mevsim güzeldirçiçeklendiğinde hurma çekirdekleri!/Kanatlan vardır herdüşenin./ Kırmızı yüksükotları süsler yoksulların kefeninij benim mührüme düşer yüreğinin küçükyaprağı." Sonra sevgilisine döner, iyice yorgundur; "Artık uyuma vaktidir sevdicegim, oyun bitti./ Usulca yürümeliyiz. Beyaz gecelikler havalanmaktaJ' Annemle babama göre hayaletler gezmekte sanki,/ biz karşılıklı değiştiğimizde nefeslerimizi"... saplamalı./ve saçlarım dalgalandırarak yelken açmalıdır!/ işte o zaman yine gelir./ Ne zaman?/ Sorma "... Şaire uyup denize döküyorsunuz bütün aşklannızı. Doğrusu geriye dönmek çok umurunuzda değil ama adct de yerini bulmalı. Birdcn başka bir sayfadaki başka bir şiirin altıçi/.ili satırlangclipkarşınızda duruyor. Okuyorsunuz. Sizi anlatıyor, denizdeki sizi; "Açılmıştı limanlar, bindikgemilere./yelkenlerfora, düslerfıriatılmış küpeşteden/... neşenin esintisi saçlanmızdaj kavuştu diye küreklerimiz su>w..."Açı1ınca limandan ve neşenin esintisi uçuverince saçlannızdan zor, tehlikcli günler başlıyor; "Deniz kabuklarına üfleyerek kaymaktalar/ denizin canavarları,/ dalga sırtında, parlak renkli kılıçtarla ke yorum artık/hayatın asla ayrılmadığını ölümden..." Devam ediyor başka bir şiirinin aralan atlanarak çizilmiş dizeleriyle; "Ben hep ölümü düşünmekgibiyim.../bana göre değil sakin yürümekJben hep ölümü düşünmek gibiyim.../ Çünkü bana göre değil geceleri uyumak./ ben hep ölümü düşünmek gibiyim." Sürdürüyor üzerinize üzerinize gelmesini; Gittikçe yuvarlanıyoruz aşağılara diyor ' hüznün basamaklanndanj' düşüşümüzün sesine/'alabildiğince kulak kabartarak ". Susuyor bir süre, sonra aniden "Kimsöyleyehılır nice zamanlardır ölmediğimizi" diye soruvcrıyor, sonra cevabı içinde saklı bir sorudaha soruyor. Anladığınızıaccleylenotcdivcriyorsunuz bir kenara; Sürckli yüksclmckte tutunduğumuz bulutlar/