Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TT 12 \ CUMHURtYET DERGİ Hüseyin Cevahir Hüseyin Cevahir'i çoğunuz tanımazsınız. Hüseyin Cevahir, 12 Mart askerı müdahalesınden sonra eylemlerini yoğunlaştıran THKPC'nin etkili mılitanlanndan birisi olarak tanındı. Askeri darbenin hemen ardından Mahir Çayan'la birlikte Maltepe'de bir evde kıstırıldı ve öldürüldü. Hüseyin Cevahir, bızım Siyasallı arkadaşımızdı. Ince, şaır ruhlu, öykü yazmaya meraklı, dünya tatlısı, yumuşak huylu bir Mülkiyeliydi. Halil de Cevahir'in yakın arkadaşlarından birisiydi. 25 sene önce onun Maltepe'deki trajik ölümü, belleğinden bir türlü gitmemiş. "Hüseyin'i hatırlıyorum. Melekler kadar iy! bir insandı. Şairdı. öykücüydü, müthiş müzik sevdalısıydı. Hüseyin gibi yumuşak bir genç arkadaşımın Maltepe'de polisle karşı karşıya kalması bir film hikâyesidir. tzin versinler, bunu yapalım. Maltepe'de polis tarafından kuşatılmış, ölümle iç içe yaşayan gencecık insanların neler hissettiklerinı. Kımse bilmiyor. Olay sadece canilerin bir kızı kaçırması olarak sunuldu. Biz içerdeki insanları tanıyoruz. Orada ne yaşandı, bunu çok merak ediyorum. Bunun filmini yapmak isterim. Araştırmalar yapmak, o kızı bulmak isterim. Orneğin bizim Sinan (Cemgil) bir entelektüeldi, bir güzellığin simgesi gıbıydı. Hem fizik hem ruh güzellığı olarak. Nurhak • Dağları'nda öldü. Deniz öyle. Bunlar bu ülkenin şiirleriydi. Siyaset yolları tartışılır. Ama bu arkadaşlarım bu ülkenin zenginlığıydı. Temiz, lekesiz idealleriyle öldüler. Onların mezarlarını hâlâ şairane bir şekilde oluşturamadık. Bütün bunlardan sonra düzenle çok entegre olmuş, ıçınde heyecanları sönen arkadaşlar gorüyorum. Yanıklar, bıliyorum. Mahcuplar. Yenilmek diye de söylemiyorum. Biraz fazlaca kir aldıklarını görünce çok üzülüyorum. Onları çok içki içerken görünce üzülüyorum. Şışmanladıklarını görünce üzülüyorum. Işte böyle duygular. Yine böyle çok duygulandığım bir gündü. Kaybettiğim arkadaşlarımı özlemıştım. Şu şiiri yazdım: Bu gece çeteler yürüdü topraklarıma Çeteler yürüdü, çelikyürek, kurşun kanat namlu sesiyle Sılah çatıp, cümbuş ettiler Tıtretırken yer dibı diz vuruşlan Birer bırer toplayıp gökyüzünden yıldızları Ikiyanıma uzandı eski arkadaşlarım Karanfiller gezindi ev içlerinde yaban kokulu Kapı onlerinde akşam safası Ne lyi başlamıştık, körpe fllizlerle bir ne iyi başlamıştık Gün erkenden varmamıştık engin yataklanna ırmakların Merhaba benim bütün aşklanm Sabahları saçaklanmdan kahır sarkıyor." <4 lan bu toplantiyla MahirÇayan, Mihri Belli ve Hikmct Kıvılcimlı ayn yönlere yöneldiler. Mahir Çayan, genç arkadaşlanylaTHKPC'yi kurdu. Kıvılcımlı kendi ctrafında bir grup örgütledi. Mihri isc birbaşka grup. Deniz Gczmiş, Sinan Cemgil bu birlik toplantısına zaten hiç rağbct etmemişlcrdi. Onlargerillasavaşına hazırlanan TH KO'yu çoktan örgütlcmişlerdi. Halil Iirgün, Mahir'in yakın arkadaşı ve THKPC'nin iikkuruluş günlcrindcn itibarcnonunlaberaber: " Ben o sırada birev tuttum. Birçok şey bu evdc konuşuldu. Ama bunlan anlatrnak şimdi erken. Birgüngclir anlatınm. Onlan dakikadakika, saniye saniye yaşamış bir insanım. O günleri hayatımın en güzcl günlcri olarak gorüyorum ve hiç piştnanlık duymuyorum. Çok keyifli ve çok içten günlerdi. Çok büyük birdircncin vc namusun estiği günlerdi." O günleri anınca Halil hemen heyecanlanıyor. Ona sanatla siyaset arasındaki ince ilişkiyi soruyorum. "Ben sanatın politik bireylemolduğuna inamyorum. Kaba anlamda söylemiyorum. Sanata, günlük hayattaki ilişkilerin bir izdüşümü olarak bakıyorum. Insanın doğayla, toplumla, insanla ilişkilcrinin karşılıklı izdüşümü olarak bakıyorum. Bütün bunlar politiktir. Insanın kcndini anlatması da, birey olarak başka birini anlatması da bu anlama gelir. Böyle baktığımda, ülkedc kendisine incc şcylcrduyan, iyi şeylerduyaninsanlara sorumluluk yüklemcsi gercktiğine inamyorum. Bir 'artist' olarak kalmanın, her şeyden soyut olarak bir aktör olarak kalmanın hayata ihanet olduğu konusunda bugün de iddialı tavnm vardır. Bu amaç, tck başına bccerilebilecek bir şey dcğil, bir süreçtir, birbirlikteliktir. Halil Ergün, ilk tutuklamayla 12 Mart 1971 askeri darbesi sonrasında karşılaşır. Bu tutuklama, onun sanatçılıkla siyaset arasındaki yaşam çizgisinin doğal bir sonucu gibidir: " 12 Mart'ta ben birkaç maddcdcn tutuklandım.THKPC(MahirÇayan'ınlidcn olduğu örgüt) davasından tutuklandım. Ankara Birlik Sahnesi gizli örgüt yapıldı, ondan tutuklandım.Türk Ceza Kanunu'nun 5 maddesiniihlalcttiğimgerekçesiyledava açılmıştı. Harbiychücrclcrindeki işkencelerden sonra Sclimiyc hücrelerinc götürüldüm. Ifadcmi alan Naci isimli bir savcı bana, 'Scni hangi davaya sokayım, her şeye burnunu soktnuşsun' dcdi. Davutpaşa kışlasında yattıktan sonra, Ankara Mamak hapishancsinc gönderildik. Tiyatro davasından ve Aydınlık davasından ifadelerimiz alındı. Sonra somutlandı, kristalizcedildi ve Baki Tuğ'un savcılığında Ankara Birlik Sahnesi bir gizli örgüt olarak sorgulandı. Bu davadan hüküm giydik. 8 yıl cezaaldık. Dava, Yargıtay aşamasındayken, 2.S yıl falan yatmıştık; af çıktı, scrbest bırakıldık." Halil bu yaşadıklannı dile getirirkcn, tiyatro boyutunu yeterince anla tamadığını düşünüyor ve yeniden o günlcrin tiyatro yaşamına dönmck istiyor: "Tiyatro o dönemde çok önemliydi. Ankara Birlik Sahnesi olayı, çok önemli birtiyatrohareketiydi. Ulusal tiyatro, devrimci tiyatro yadahalktiyatrosu kavramlanna önemli açıklıklar gctircn bclli bir tcorik mücadclc dc başlatmıştı. Bunun karşılığı da alındı. Ankara Birlik Sahnesi kapalı gişcoynuyordu. 'Asiyc Nasıl Kurtulur', 'Adam Adamdır' önemli oyunlar olarak dikkat çekiyordu. Sinemaya ilk adım Cczaevi sonrası Halil, herzaman olduğu gibi, çok sevdiği kentine, Iznik'e ve topraklara döner. 1 lep böyle yapacaktır başı sıkıştıkça, Iznik onanefesaldıracaktır. Amanefesalmaya bu kez fırsat bulamaz. 1974 yılında trajik bir olay sonrası Yılmaz Güney tutuklanırve Halil yeni görevlerle yüzyüze gelir. Önünde şimdi sinema seçeneği vardır. "Çıkınca kasabama döndüm yinc. Tiyatro yapmayı düşünmüyordum. Yanm kalan okuluma dönüp bitirmck istiyordum. O ara Yılmaz Güncy'in başına Yumurtalık olayı gcldi. Yılmaz'la siyasi nedenlerlc eskidcn bağlantımız vardı. Güney Film'den birarkadaşım telefon etti. Onun yerine oynamam gerekiyordu. Böylece sinemaya ilk.adımı atmış oldum. tlk fılmim 'Izin' fılmiydi. Şirkct Yılmaz Güney'in.senaryoYılmazGüney'in. Film dünyasıyla tanışmam böyle bir tesadüf sonucu gcrçekleşti. Başlayış o başlayış. Film artisti olacagımı hiç düşünmemiştim. Kasabada kalıp, evlenip belki çoluk çocuğa karışmayı da düşünüyordum. Çok gençtim. Çok genç yaşta belki potansiyelimizin taşıyamayacağı bir süreç yaşadık. Yorgundum, ama inancımı yıtirmcmiştim. Hayatla, halkla, insanla ilgili. Böyle başladı ve bundan sonraki 20yılımı sincmadoldurdu. Sinemayı çok sevdim. Sanatın bu alanının çok önemli bir işlev yerine getireceğine inandım." "Siyasetler değişti, Türkiye'deki olaylaroldu. Habufilmiyapalım,şu film derken, seks furyasıydı, ara besktı, sanatın kcndi nanıusuydu, fonksiyonuydu derken bugünlcrc gelindi." Halil Hrgün, hiç hcsaplamadığı bir anda girdiği sinema dünyasındatam yirmiyılınıgeçirmişti.lddiasız.adım adım ve kendini kabul ettıreettire, ülkcmizin en önemli sinema sanatçılarından biri haline gelmişti. Onun sinema dünyasının gelip geçıci yıldızlardan farklı özellikleri olduğu kesin. Daha birikımli, daha ne yaptığını bilenveenönemlisisinemayısırf sinema olduğu için değil, yaşamın değişmcsinde önemli bir rolü olduğu için tercih eden bir stardı. Şöhreti umursamadı "Ben daha ı^in başında romanla, sanatla, hatta siyasetle ilgilenmeye, kendimle ilgili bir arayışın sonucu karar vcrdim. Kafamda bir taşra çocuğu oiarak sorular vardı. Hayatla ilgili, insanla ilgili, kendimleilgili. Bütün bunlan sorguluyordum. Bir ara ekzistansiyalisttim. Sartre ya da Camus'yla tanıştığımda öyleydim.. 1964yılı falan. Sosyalizmtartışma