26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 TOPLUM CUMHURİYETDERGİ tu; vali de benimle konuşmayı rcddetti. Sokakta dolaşırken havada linç kokusu vardı. Polislcrin oluşturdugu koruma duvarıyla dolaşabildim. NeyazıkkigünümüzTürkiye'sinde bu hava, bugüne dek oldukça özgür bir ortama sahip olmuş olan Istanbul'a bile sıçramış durumda. Çünkü orada da, köktendinci büyükşehir belediye başkanı oy çogunluğunu almayı başardı. Türk köktcndincilerin bir sözcüsü, korkunç bir dünya görüntüsü çizdi bir süre önce. 'Eger Batı dünyası, Salman Rüşdü'yü, TeslimeNesrin'i ve AzizNesin'i Islamakarşı korursa.o zaman savaş çıkar!' Böyle bir durumda, üçüncü dünya savaşı çıkacaktır. Bu insanlar, Islama sığınarak ayakta kalan kuklalardır. Bu gerçeği,gözlerimizgayetaçık olarak görmek zorundayız. Bu da, biz Islam dünyası dısjnda yaşayanlann, bu dünyanın içinde olup da bu gidişc karşı uğraş verenlerle dayanışma içindeolmamızıgerektirir." VVallraff Köln'de yaşayan 'kara scs' Cemalettin Kaplan'ın A/ı/ Nesin için ölüm fermanı çıkarmasına, Türkiye'dc de bir işadamının, yazarımızı öldürecek olana para vereceğini açıkiamasına da değindi: "Ben yalnızca Islami fanatizme karşı değilim, her türlü dinci fanatizme karşıyım, diyor Aziz Nesin. 'Ne zaman bir fırsat çıkarsa, o zaman fanatizmle savaşınm.' Salman Rüşdü konusunda Islami fanatizmin çirkin yüzünü göstermesinden sonra, Hıristiyan fanatizmi de kendini bellietti: BosnaHersek'te. Ayncn Salman Rüşdü olayındaki gibi, burada da fanatizm, kolektif olarak kendini gösterdi. BosnaHersek'te 200 bin kişinin canına malolan fanatizm, Hıristiyan dünyasının bilinçaltında da yer etti. Durum öyle bir hale geldi ki; Avrupalılar, Amerikalılar, Hıristiyanlığainananlarvb. insan hakları konusunda seslerini yükseltmemeye başladılar. Islam konusundaki bilinçsizliklerinden ötürü, Bosna'daki yüz binlcrce insanın kıyımını kınamıyorlar. Böylelikle, kitlesel kıyım sürüp gidebiliyor. Bu da, günümüzdeki ikiyüzlülüğünyenibirörneğidır." Wallraff, konuşmasınışöylebıtirdi: "Aziz Nesin ıçın insan hakları, ödün vcrilmcz bir dcğer taşır. Geçen yıl, Darmstadt Teknik Okulu'nun ona onur doktorluğu vermesi girişiminden kıl payı kurtuldu. Son anda, okulun yönctim kurulunun reaksiyoner üyelcri, onun doktorluğunu kime vermek ü/.ere olduklarının bilincinc vardılar. Onun politik mizahınınmüthişgiicünüanladılar. Gizli bir oylamayla, çok az bir çoğunlukla kararı önledilcr. Aziz Nesin, bilindiği gibi bir mizah ustası. Bu ke/ öyküsünün başlığını, gerçek yaşanv dan bu şekilde alabilir: Neden Almanya'da bundan sonra asla onur doktoru olamayacağından onur duyuyorum?!" ^ Ölümfetvaları Tunuslu Prof. Talbl'nin konuşması: "...Şimdı burada özellikle şu noktanın altını çizmek istiyorum: hükmalrldda, yanı inkâr edenlerin ya da kafir denilenlerin ölüm cezasına çarptırılmasının... Birçok kurban verdiren, kişileri dehşete düsüren, Müslüman düşününü donduran bu hükmün, Kuran'da hıçbır yerı yoktur. Bunu ben daha önce de açıkladım. Tam tersi, bu sözde hükmalrldda, başlı başına birer skandal olan ölüm fetvalarına, Islamcı teröristlerin anarşik suçlar işlemelerine ve aynı zamanda yasal ya da politik cinayetlere izin vermektedlr. (...) Her yende her çeşit köktendinciler vardır. Hiç kuşkusuz dınci ama; aynı zamanda ideolojik, toplumsal, fiziksel, etnik ve ırkçı olarak da görülür. Köktendıncllik genel olarak bir kımlik sorunudur. Bir başka bireyin varlığının reddedilmesı, onunla görüşülmemesi, onun haklı olabileceğinin ve hatta var olabıleceğının blle kabul edilmemesidir. (...) Assisi'nin Aziz Frances'i dua etmişti: Allahım! Beni senin barışın ıçin bir alet yap! Acaba bu dua boşuna mıydı? Hiç emin degilim. Yüzyıllar sonra, bir bakıma işitildi. Her inançtan iki yüz dlnsel önder 13 Eylül 1994'te yine Assisi'de buluştu. St. Egidio tarafından bir araya getirılen önderle şu bildirinın altını imzaladılar: 'Allah adına, biz burada bulunanlar, bütün inananlara ve ınanmayanlara seslenlyoruz ki kutsal savaş dıye bir şey yokturl Kutsal olan yalnızca barıştır!' Evet, umuda izin var...." ^ cczalara çarptırıldı, üç ile beş yıl arası. Digerleri serbest bırakıldı. Onlarınyerine,şimdi Aziz Nesin yargılanacak;halkaayaklanmayakışkırtmasuçuyla!... Üstclik, ölüm cezasına çarptırılabilecek... DGM Başsavcısı Demiral, Aziz Nesin'i, halk kitlelerini kışkırtan vc şiddet olaylarına yol açtıran; hiç dc iyi olmayan bir geçmişe sahip olan kişi olarak kamuoyunda tanıttı. Eski ve alışagelinmiş bir kara mizah örneğidir bu: Kurbanın suçlu yerine konması... Aziz Nesin'in Sıvas konuşması, tümüylc şiddete karşıydı ve hoşgörününgerekliliğiylcilgiliydi.Buadli skandal, Türk mahkemelerinin nasıl Islaıncı köktendinciler tarafından sarsılmakta olduğunu gösteriyor. Aziz Nesin, bütün aydmlaradına, birçoklarının söylemcdıgi şeyleri söylemeyı birgörev kabul etmektedir. Bu yüzden de, yazmadıgı şeylcr için bile kendini sorumlu hısseder." Alman yazar, yaklaşık bir yıl önce Sıvas'a da gitmışti: "K.ent halkında üzüntü belirtisı değil, lam tersi, zafer belirtileri vardı. (...) Bclediye başkanının dileyecegi bir özür yok Patlamış mısırdan ve durmadan hareket eden kafalardan uzakta sakin bir atmosferde sinema izlemek isteyenler 150200 milyonu gözden çıkarırlarsa farklı bir çözüm bulabilirler. Hem depek yakınlarında, oturma odalarında. Ev sinemasına merhaba A kşam yorgun argin evinize kapağı atmışsınız. Şöyle ayaklarınızı uzatıp bir güzel film izlemek istiyorsunuz. Günlerdir peşinde oldugunuz filmi en sonunda videoda ele geçirmişsiniz. Video bandını cihazınıza yerleştiriyorsunuz. Işıklar kısılmış. Ev halkı da gürültüyü kesmiş. Fakat bu da ne. Günlerdir herkesin dilinden düşmeyen o üstün yapım bu mu? Küçücük TV ekra MordauntShort'un işte böyle bir şey... CS1 dekoderi nından yansıyan bu sıradan görüntü vc cızırtılı ses sizi etkilemek bir yana, ilginizi bile çekmiyor. Yine en iyisi sinemaya gidip filmi büyük ekranda, 'dolby' ses düzeninde izlemek. Film sinemada izlenmeli i/lenmesine de, sinemaya gitmek kolay mı? Ya yorgun olmadıgınız bir geceyi ya da hafta sonunda bir günü bu işe ayıracaksınız. Trafik, park yeri, enflasyon (bilet ücretlerindeki artış neredeyse ışik hızına ulaştı) gibi pek çok canavarla boğuştuktan sonra koltugunuza yerleşeccksiniz. Işıklar sönecek. Şansınız yaver giderse geç gelenlerin panigi fazla sürmeyecek. Fakat, gel gör ki filme kendinizi vermeniz mümkün değil. Patlamış mısıryiyicilerinin kakofonisi, önünüzdeki sevgililerin sürekli yer değiştiren kafalan, simultane eleştirmenlerin bitmek tükenmek bilmeyen konuşmalan fılmin büyüsünü kaçırmaya yetiyor da artıyor bile. Peki şimdi ne yapmalı? Sinema keyfınden vaz mı geçmeli? Sinema öyle bir tutku ki, her türlü cefasına karşın onsuz olunmuyor. Öyleyse filmi evde seyrctmenın yollarını aramak gerekiyor. Çağdaş teknoloji burada da imdadınıza yetişiyor ve ıstcdiginiz anda istediginiz filmi büyük bir ek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear