Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 FESTİVAL geçcn yılkinden daha fazla. Finlandiyah Annika ile Lena, Roskilde'ye eğlenmek, bira içmek ve güzel oğlanlarla birlikte olmak için geldiklerıni söyleyip kıkırdaşıyorlar. Oğle ve akşam yemeklen, çadır büfelerden ekmek içı döner ya da pizza ile hallediliyor. Bazılan azıklannı yanlarında getirmiş. Aç kannları seramik tabaklarda, bizim kurufasulyenın Mcksikalısı Chili Con Carnc ile ya da Italyan çadırlokantasında makarna ile de doyurmak mümkün. Her zamanki gibi dinlenilmesi gereken konserler çakışıyor. Izlandalı Björk'e mi gitmek gerek, Turuncu sahnenin önünde kalıp Peter Gabricl'i mi izlemek gerek? Ama daha önce New York'ta y aşayan Faslı llassan Ilakmoun'a yetişmek mümkün. Daha sırada, gecenin ikisinde sahne alacak Benin'in pop bombası siyah inci Angelique Kıdjo var. Kidjo'nun konseri bittiğinde saat sabahın dördü. Bira çadırlan kapanmış. Yedek birası olmayanlar yandı. Bira sadece, festival görevlileri, müzisyenler ve basının girebildiği Mcdyakent'te faaliyetini sürdürcn barda var. Orada hava başka.oraya ünlüler ve onlarla birlikte olmak içi can atan havalı kızlar geliyorlar. Medyaket'e girmcsi yasak diğcrölümlüler ise çadırlanndaki biraya yöneliş durumdalar. Yakılan ateşlerin başına kurulan gençler, şarkı söyleyip bira içmeye devam ediyorlar. Ateş başında oturmayanlar ya zaten sızmış ya da aşk ateşiyle faal haldeler. Rahatsız olacak bir durum yok. CUMHURİYET DERGİ mış olanlar da var, iki saatlik uylcunun yeterli oldugunu düşünüp, "biz buraya o kadar parayı uyumaya mı verdik?" diye ayaklananlar dâ var. Güneş yeni yeni doguyor. Dün gece tuvalete yetişememiş ya da sıra beklemcyi göze alamamış binlerce kişinin, çit boylarındaoluşturduklan idrar gölleri henüz kokmaya başlamamış. Öğleden sonra güneşin etkisi artınca kokmaya başlayacak. Ama o zamana zaten kim ayık kalır? Bugünün yıldızı, Elvis Castello and The Attraçtions. Festivale "normal" sayılabîlccek giysilerle gclcnlcr, festival alanındaki çadırdükkânlardan aldıkları tişört, gömlek ve şapkalarla festivalin havasına uymaya yavaş yavaş başladılar. Irrasyonal boyut, daha festival alanına girerken başlamıştı. Günlük yaşamında ceketsiz kravatsız görülcmeyccck endüstri mühcndisi Svend, geldıgi saatten beri ayık gezmedi. Henüz banyo da yapmadı. Dün gece kim oldugunu tamolarak hatırlayamadıgı birileriyle birlikte vampirleri uzak tutmak için saatlerce çöp bidonlannda davul çaldı. Sonra da çadırını bulamadığı için, yanındaki battaniyeyc sarılıp, yeşil sahnenin önünde sızdı. Björn ise Kerstin'i henüz bulamadı. Günlerden pazar. Festival alanı, henüz sabah saatlerinin tazeliğinde bile, herhangi bir hayvanat bahçesindeki fıl kafesi gibi dokuyor. Endüstri mühendisi Svend, arabasının bagajındaki biraları biıirdiği içinbugün gidip bakkaldan bira takviyesi aldı. Ayılır gibi oldugu saatlcrde de artık koktugunu düşünüp, 20 kron ödeyerek sıcak bir duş aldı. Sven, bugün öğleden sonra arabasıyla evine dönecek. O yüzden son ikiüç saat bira içmemeye kararlı. Festival alanındaki tişörtlerin, Nepal yeleklerinin ve Afrika gömleklerinin fıyatlan ucuzladı. Ama festivale glenlerin paraları da bitti. Bu akşam saat 21.30'a kadar konserler sürüyor. Yine de öğleden sonra, çadırlı, sırt çan Dördüncü v« son gün İrrasyonelliğin rasyonelliği: Bir hayat biçimi Dört fantezi gün FERRUHY1LMAZ Üçüncü gün Saat sabahın altısı. Çadır fınnlardan taze ekmek ve kahve kokuları yayılıyor. Ne festival alanını plastik bira bardaklanndan ve çöp yığınından temizlemeye çalışan çöp kamyonlannın gürültüsü ne de martıların çığlıklan, çadınnın yolunu bulamayıp oracaktı sızmış gençleri uyandırmaya yetmiyor. Kahvaltı yapanlar arasında henüz daha uyuma uluşma yerindeki panoda, "Neredesin Kerstin? Saat 8'de burada buluşalım" yazıyor Björn imzalı kâgıtta. ' Kerstin orada, 90 bin kişinin arasında bir yerlerde. Isveçli Kerstin belki bu kâğıdvvı, diğcr yüzlerce kâğıt arasından bulup okuyamayacak. Isveçli Björn belki 4 günlük festival boyunca 90 bin kişinin arasında Kerstin'i hiç bulamayacak. Belki aldıracak, belki hiç aldırmayacak. Aldırmasına ayık oldugu vakitlcr ve gireccği ruh hali buna elvermeyecek. Belki Kertin'le tsveç'e giden trende karşılaşacak. daki Roskilde kasabasında her yıl düzenlcnen Roskilde Festivali, gençler için mutlaka geçmcleri gereken bir okul; orta yaşTılar için mutlaka geçmeleri gcreken bir okul; orta yaşlılar için nostaljik bir rituel, Roskilde zaman sınırları belli özel biryaşam tarzı. Roskilde Festivali 4 gün geceli gündüzlü 5 ayn sahnede verilcn konscrlerle öncelikle bir müzik festivali, ama festivalde müzik buna ragmcn ikinci planda. Müzik bahanc, aslolan festival. Roskilde Festi B vali günlük yaşamın rasyonclitesinden kurtulup, irrasyonel bir boyuta girmek, normali anormal, anormali normal kılmak demek. 17 yaşındaki gencin olgunluga atıp bağımsız, kafasına görc takılması, 35 yaşındaki kılı ağarmış adamın ya da kadının ise, 17 yaşındaki genç gibi davranması, toplumsal ve ahlaki sorumluluklanndan annıp, 4 günü başka bir boyutta gcçirmesi demek. llkgün Trafıkteki tıkanma daha Roskilde'ye yaklaşırken otoyolda başlıyor. Otobanın Roskilde çıkışından itibaren, ellerinde flamalan, sırt çantalan, çadırlan ve bira kasalarıy la binlerce Danimarkalı, Alman, Isveçli, Norveçli ve Finlandiyah genç yürüyerek festival alanına akın ediyor. Bazılan daha şimdiden havaya girip birkaç biray ı devirmiş, ama genellikle yüzler, geçirilecek o"tarifi imkânsız" dört günün beklentisiyle taze. Çadırlar, festival alanının bitişiğin. dcki "free" alanlara kurulacak. Festival alanına şişede içki sokmak yasak. Onun için bira kasalanndan başka ellerde litrelik plastik Coca Cola şişeleri de var. Colalar içildikten sonra biralar bu şişelerin içine dolacak. Birçoğunun üstünde geçen yılki festivalden sonra bir köşeye kaldınlmış ve özellikle yıkanmamış "festival giysileri" var. Günlük yaşamda giyilmesi garip kaçacak ne varsa giyilmiş, takılıp takıştınlmış. Festival alanında konserler ufaktan başlamış durumda. Çadınnı kuran, biletini verip, dört gün boyunca festival kentine serbestçe girip çıkmayı sağlayacak ucu kurşun mühürlü festival bilezigini takacak. Festival bleziği, festivabittikten sonra da hava Csun diye uzun süre çıkarıımayacak. llk gün gelenler, Aerosmith'in konserinedeyetişecekler. Kopenhag' ın 30 kılometre batısın Iklıtcl günü Henüz her şey yolunda. Festivalciler henüz dünden kalmalar. ikinci güne de dünün etkisı geçmeden kahve ve birayla, daha parasız bulug çağındaki gençler ise elma şarabıyla başlıyorlar. Birçogu festival havasına yeni ycni giriyor. Björn Kerstin'i henüz bulamamış. Bu yıl festivale gelenlerin sayısi Festivalgiriş kartı baykujun, bocaklar çadırın ağunda...