26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

P 0 R T RE M İ Y A S E lişkiye girecek kadar ileri götürmüştü; kendisi isc, diğer aşklannı yaşarken "kıskanç koca"nın korkusunu ve aşkını hep içinde taşıdı) meydan okurcasına cazibe doluydu Frida Kahlo. Yukanda değindığimiz kişilerin yanı sıra, Duchamp, Yves Tanguy, Picasso, Kandinsky gibi birçok kişinin hayranlığını ve dostluğunu kazanmıştı (Picasso, Rivera'ya yolladığı bir mcktupta "(•••) Ne scn, ne Derain ne de ben, Frida Kahlo gibi yüzler çizmeyi biliyoruz" der). En bitkin zamanlarında bile, özenle yaptığı makyajı ve en ağır hasta yatagında olsun vazgeçemediği güzelim takılanyla, modacılar da etkilcndi Kahlo'dan. Gerçeküstücülcrin scrgisinc katıldığı yıl (1939) "Madam Rivera elbisesi" yaratıldı, takıları tanıtıldı. Nitckim, henüz geçen yıl, Istanbul'da "Ayşe Takı Galerisi" Frida'nın Takıları adlı bir sergi açtı. Son anına kadar yaşamdan kopMekslka mltolollslnden esln madı. Bir bacağı kesildikten sonra, üstelik zatürrce geçirirken, 2 Tcmmuz I954'te, Dicgo'nun ittiği tckerlekli iskemlesıyle komünistlerin düzenlcdiğı bir gösteriye katılmak ıçin direndı. On bir gün sonra; doktorlar yatagında cansız bulacaklardı Frida Kahlo'yu. "Son tablosu... lştah açıcı, kesilmiş, kırmızı karpuzlar: Yaşasın Yaşam adlı bir natünnort. Son sözleri güncesınc yazdığı şu cümlcydi: Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeycceğimi umanm!". Frıda Kahlo'nun yapıtı ve kişiliği, özellikle de son yirmi yıl içinde, çeşitli kıtaplara konu oluşturdu. Yaşamı üzerine belgesel bir film yapıldı. Çcşitli scrgileri açıldı. ö zellikle dc Madonna'nın kendisine duyduğu hayranlıkla büsbütün "medyatik" bir ün kazanmaya başladı. Marksistler, feministler Frida'nın "asıl mirasçısı"nın kim olduğunu tartıştılar, tartışıyorlar. Yapıtlarının sanatsal değerini tartışmak ise kuşkusuı sanat eleştirmenlerine düşer. Ben, kendi payıma şunu söyleycbilirim: O ufacık baş ağnlarımızı ya da mide sancılanmızı bahane bilip işi gücü bıraktığımızda, falanca yerdeki toplantı ya da etkinliğc hava yağışh, üstelik de biraz yorgunuz diye gitSaçlarını h«nüx keamlş kökündan. Koyu renkll erkek mcktcn gocunduğumuzda, hele de glysllerln* bOrünmils. Bu tablonun tarlhl, 1940. işi gönül tembelliğine vurup tutkunn arasına sıkıştmlan aşk mektuplan, Frilanmızı, aşklarımızı yaşama cüretini göstercda'nın kardeşinin evindeki buluşmalarla sürmedığimizde, Frida'yı düşünelim... Ondaki dü. Ancak yalnızca insani değil, siyasal sodirenç ve yaşama scvincinin kimbılir kaçta binuçlar da düşünülerck bir zaman sonra son ri bize ycniden güç ve coşku verecektir... ^ buldu. Geçirdiği o uzun hastalık, yatalaklık döMetindeki alıntılar; Frida Kahlo üzerine ncmleri, ardı arkası kesilmeyen ameliyatlar Türkçe'de yayımlanmış tek kitap olan, Rauvc çektiği bcdensel ya da ruhsal acılara (o, da Jamis'in "Frida Kahlo"sundan alınmıştır asla vazgeçemediği sevgili Diego'su, çap(AFA Yayınlan, Şubat 1991). kınlıklarını, bizzat Frida'nın kızkardeşiylc iTablolar: Frida Kahlo İ L K N U R Anadoluhlsan'nın "Muhtar Ana"sı Nazmlya Korkmaılar'a 20 yıldır raklp dayanmıyor. Anadoluhisarı'nın tozunu alan muhtar Nazntiye Korkmazlar lOyaşında. Ama genç kızlara taş çıkaracak kadar enerjik. Sabah güneş doğmadan uyanır. Mahallesinin sokaklarını temizler, parktaki ağaç diplerini beller ve maça kızında üstüne yoktur. yıptır söylemesi erkek gibi kadındır" diye sözc başlıyor balıkçı Mehmet; mahallesinin muhtarı Nazmiye Korkmazlar'ı tanımlarken. Mehmet Yavaş, Anadolu Hisan'nda balıkçılık yaparak yaşamını kazanıyor. Anadoluhisan Muhtarı Nazmiye Korkmazlar, namı diğer "Nazmiye Ana" sadece mahallesinin değil, Beykoz'un maskotu, (daha düzgün bir söyleyişle) simgesi adeta. Beykoz'da oturup alaca karanlıkta işe gidenler daha bir iyi tanır "Nazmiye Ana"yı. Sabah 05.00 sulannda tek gözlü cvciğinin kapısını kapatıp kendini sokağa atan Nazmiye Ana, ya clinde süpürge dükkânlann önünü süpürüyordur, ya da Hisar'ın karşı sırasındaki mczarlann tozunu alıyordur. Belki dc clindc bir kürck, parktaki ağaç diplerini bcllıyordur. Ya da önemli bir günsc 70 yaşına hiç aldırmadan metrclerce yükscklikteki taka kedi adımlarıyla tırmanıp bayrak asıyordur. Öğle saatlerinde nc cvindc nc de sokaklarda onu görmck mümkün olabilir. Aynı zamanda büro olarak kullandığı evinin kapısına mutla A ka nereye gittiğini belirten bir not bırakmış, mahallcnin hcrhangi bir sorunu için muhteınclen bir kamu kuruluşunda o masadan bu masaya koşturup duruyordur. Tabii başı dara düşmüş bir yoksulun ya da kimsesizin yanı başındadeğilse... Akşam saatlerinde Muhtar Nazmiye Ana'yı bulmak görece daha kolaydır. "Evlatlarım" dediği mahallenin gcnçlcriyle sıkı bir maça kızı, havası yerindeyse okey partisinden sonra sahıldc bir iki tek rakıyı boca ederken görebilırsiniz. "Rakip tanımıyorum" diyor gülerck. Buruşuk yüzündeki gülümseme yaz sıcağında insana ferahlık veriyor. Yalnız mesleğinde değil maça kızında ve okeyde dc rakipsizmiş. Biz kendisinin yalancısıyız. Ama mahallenin gençleri de başlanyla onaylıyor bunu. Eskiden çilingir sofrasında da rakipsizmiş, "Ahh ah, şimdilerde içemiyoruz. Yaşlandık gayn" diyerek iç çekiyor. Ilcrlemiş yaşına göre hayli dinç ve çevik. Yaralı güvercine nişan alıp sapanla vuran mahallenin veletlerini kovalarken görmcliydiniz onu. Carl Lcwis mübarek. Başın C U M H U R İ Y E T OEROİ 17 T E M M U Z 1 9 9 4 SAYI 434
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear