Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
T\r Orhangazi 'den tznik yönüne sapın. Sağda Rasim 'in yapürdığı minyatür camiyi, solda Rasim 'in meyhanesini göreceksiniz; sakın şaşırmayın... İznik Gölü kıyısında bir Rasim H ani "Gemlik'e doğru denizi göreceksin / Sakın şaşırma..." filan denir ya, siz Gemlik'e kadar gitmeyin. Orhangazi'den tznik yönüne sapın. 12 kilometre sonra, sağda bir minyatür cami göreceksiniz, solda da bir meyhane. Sakın şaşırmayın. Rasim Demirtaş'ınyerindesiniz. lsterseniz sağa çekin arabanızı, park edin. önündeki çeşmeden alın aptcsinizı, girin camiye kılın namazınızı. tsterseniz sola yanaşın, park edin. Girin meyhaneden içeri, söyleyin rakınızı. Ister ibadet eyleyîn, ister sefahatı yeğleyin, Orhangazi'nin Keramet Köyü'nden Rasim Demırtaş hizmetinizdedir. "Bu ne iş Rasim, yolun bir yakasına ibadethane, öteki yakasına meyhane kurmuşun" diye sorarsanız, Rasim kalenderce güler, "O iş başka, bu iş başka beyim. Biz kimsenin işine karışmayız. tsteyen ibadet eder, isteyen rakısını içer. Yeter ki içi temiz, niyeti halis olsun..." sepeti salan, zeytin toplayan, meyve aşılayan, çift süren, tarla çapalayan köylülere bir armağan. Bir de yoldan geçip gıden meyve, sebze, zeytin yüklü kamyonlann şoförlerine... Yanında hayratı da var. Kıtabesını, anadan doğma şair Rasim Demırtaş yazmış. Yolun bu yanı tamamsa, buyrun karşıya: Rasim Restauran'dasımz ve şaşırabilirsiniz. Bahçeye adımınızı atar atmaz kendinizi ciçek ve şiir ormanında bulacaksınız. Her yer çiçek ve her yer şiir. Saksılann yanına, duvarlara, çeşmenin yalağına, havuzun kenarına, masanın arkasına.. akla gelebilecek her yere bir şiir asılmış. Çoğu teneke levhalara yazılı onlarca ve onlarca şiir. Hepsinin altında tek bir imza: Rasim! Bizim bildiğimiz halkımız tek bir şair tanır: Namık Kemal. Köy kahvelerinde, tarlada, çınar dibi sohbetlerinde Namık Kemal imzalı ve Namık Kemal'in bırakın söylemeyi, duymadığı mısralar dolaşır. Namık Kemal yolda gidiyormuşr ayağı kaymış, düşmüş/'Anasını sattığımının kaldırımı / acıttı baldırımı" dcmış... Namık Kemal fazla tombul bir kadına laf atmış, " ö nündeki bebek mi, göbek mi ?" Kadın yanıllamış, "Arkamdan gelen it mi, köpek mi ?" Namık Kemal bu, altta kalır mı, koşup pantolonunu göstermiş, "Bil bakalım içindeki top mu, tüfek mi ?"... Paşalardan biri Namık Kemal'e, çok değerli bir mangalı varmış, onu göstermiş. Mangalın maşası yokmuş. Namık Kemal, "Ey gidi paşaların paşası / Hani bu mangalın maşası ?" demiş... Hah, hah, hah... Şiirin düzeyi, kafıyenin hüneri bundan ibaret olunca bizim Rasim Demirtaş şairi âzam sayılsa hakkıdır. Işte size birkaç seçme. Bahçede bir lavabo var. Hani el yıkamak için fılan. Üstünde bir şiir: Yedin içtin geldin sabun ile önüme / Elin ile ağzının kiri Anadandoğmaşalr önce camıden başlayalım. Ortada Koca Sinan'ın ders alınası, örnek çıkanlası anıtcamileri dururken kentlerimizi, kasabalanmızı, köylerimizi saran yeni yetme camileri düşünün. Kubbesiyle gövdesinin oranları alabildiğine bozuk, minareleri mimarına onur, ustasına ün kazandıramayan gecekondu camileri getirin gözünüzün önüne, bir de gidin, Rasim Demirtaş'ın yaptırdığı küçücük, neredeyse minyatür camiyi görün. İçi bir mescit için bile küçük. Ama üstünde biri ana, ikisi destek üç kubbesi var. Yanında da minaresi. Mimar Sinan'la yarışa kalmayacak kadar alçakgönüllü, ama gözü okşayacak kadar da uyumlu bir camicik bu. 1983 yılında yapılmış. Rasim Dcmirtaş'la anısını hâlâ unutamadığı kansından tznik Gölü kıyısında balık avlayan, suya kerevit ni indirdim dibime / Serin serin üstelik bir de indim midene / Ne olur temiz bırak beni sonra gelene. Çeşmenin şiirinde buraya kadar bir şey yok. Ama imza gerçekten şairane, çünkü "imza"da çcşmc dile geliyor: Bana bu şiiri yazan Rasim. Bir başka ömek... Meyhanenin bahçesinin en merkezı noktasına dikilmiş. Başlık: Zihniyeti kötü insanlara mahsustur.Ve şiir: Tuzluğumu çalarsan elin tirildek olsun / Çatalımı çalarsan ağzın dilin tutulsun / Bıçağımı çalarsan bıçak altına yatasın / Bardağımı çalarsan ıçtiğin su zehir olsun / Ampulümü çalarsan gözün kör olsun / Küllüğümü çalarsan ateş gıbi yanasın. İmza tabii, Rasim. Şiir tabelalannın arasına özdeyiş içeren levhalar da serpiştirilmiş. Birinde gerçek bir "öz"deyış: tnfazı yanan bir mahkuma bir daha infaz verilmez. Eğer bu kısa deyişte bir hıkmet bulamadıysanız, kusur sizdedir. Gıdin 12 Eylül sonrası Mamak'ta, Metris'te, Diyarbakır'da ya da Çanakkale, Bartın, Eskişehir gibi kentlerımizin "E Tipi" özel mısafirhanelerinde bir süre konuk edilenlere sorun. Bu özdeyişteki derın ve şaştlacak kadar sade anlatılmış özü ve hikmeti size anlatsınlar. 'İnfaz yanması"nı Rasim blllr Ama yolunuz düşer de Rasim' lc tanışırsanız, o da anlatabilir "infaz yanmasınnın anlamını. Anlatabilir, çünkü on dört yılını Bursa ve tzmit umapusanelerinnde gcçırmiş. özbeöz 1946 Demirkıratı olarak köyde 1960 y ılındaki bir siyası tartışmada fıkırlerini tabanca ile anlatmayı yeğlemiş ve siyasi rakibini mermi ile ikna etmeye kalkışmış. Sonuç; Orhangazi'nin Keramet Köyü'nden Ali oğlu, 1925 doğumlu ve dahi cinayetten hükümlü Rasim Demirtaş, düşmüş Bursa'nındamına. llkin okumayı, sonra yazmayı, onun da ardından şiir yazmayı öğrenmiş. O gün bugün, dur durak demeden, ıyi mı"kötü mü düşünmedenşiiryazıyor. Zaten daha tanıştığımız an "şiir"i patlattı: istanbul'da cteli Mahmut / Gel beyim burda, gönlünü avut!.. Gerçekten yolunuz Orhangazi'ye düşerse, sapıverin 1/nik yönüne. 12 kilomcuc » m , sağda camiyi, solda meyhaneyi göreceksiniz. Girin içeri. Buzlu rakı, defne yapraklı yayın şiş, domatcsli, ince kıyılmış maydanoz ve bol naneli ve tabii zeytinyağlı bulgur pilavını tavsiye ederiz. lki "fırt" arasında dolanın bahçede. Rasim'in şiirlerini okuyun. Çoğunun vezni yok, kafıyesi düşük ve hatta berbat. Ama arada, çiçeklerin arasında bir yerde şöyle çocuksu birkaç dizeye de rastlayıverirsinız:tznik Gölü'nde bir balıktım / Ağın gözüne takıldım, korktum... ^ 16 CUMHURİYET OERGİ 10 TEMMUZ 1 994 SAYI 433