Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
öğrenime başlıyordu. Üstelik okula kaydolan 27 çocuğun üçte biri Hıristiyandı. Okul müdürü de Musa değil, Isa Peygamber'in kitabına inanıyordu. Musevi ve Hıristiyan çocukların bu özel okulda birlikte Ibranice öğrenip Tevrât okuması, derslerine birlikte çalışması Almanya'da aşırı sağcı ve antisemit, yani Yahudi düşmanı ıdeolojinin yaygınlaştığı bir ortamda "hoşgöriinün zaferı" olarak nitelendi. TürklerveMuseviler Neonazi saldırılarının Almanya'daki iki baş hedefi Türkler ve Museviler de bugünlerde yakınlaşma örneği veriyorlar. Geçtiğımiz sonbaharda Berlin'de düzenlenen "Yahudi Kültür Haftasf'na Amerika'dan konuk gelen 68'lilerin yakından •tanıdığı şair Allen Ginsberg, Berlin'deki Türk Kültür Merkezi'ne de uğradı bir ak lotof kokteyli atılması karşisında neler hissediyorlar? Amerika'da, lsrail'de yaşayan dostlanna, yakınlarına "Sen nasıl hâlâ Almanya'da kalabiliyorsun?" sorusu üzerine ne cevap veriyorlar? Rus yönetmen Tarkovski'nin "Solaris" fılmine senaryo yazan, 1932 Kıev doğumlu. Moskova Sinema Akademısı mezunu Friedrich Gorenstein, Berlin'e 1980'de bursla gelip kalan Rus sanatçılardan biri. "Almanya'da antisemitizm ve ırkçı şiddet nasıl olup yenıden doğdu" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Bunu anlamak için Alman ulusal psikolojisiyle, Alman kültürüyle ilgilenmek lazım. 'Faust'u, Alman dışavurumcularını, E.T.A. Hoffmann'ın romantık kahramanlarla dolu romanlannı okumalı; Hollanda kökenli bile olsa Pieter Bruegel'in resimlerindeki esrarengiz insan yığılmalarını dikkatle seyretmek lazım." Goflol'iintpoykalam Gorenstein, Marksizmin Rusya'da steplerin uçsuz bucaksız hüznünden, akordiyonların sesinden olduğu kadar Gogol'un troykalarının üçlü kızaklarının çınlamasından da etkilendiğini söylüyor. Ve "Alman Hıtlerciliği de aynı ölçüde derin ulusal etkilenmeye sahiptir" diyor. Bu, onun benzetmesi. Gorenstein'a göre "Bir SS birliğinin kanlı bir infazdan önce hazırola geçip bir Alman halk şarkısı söylemesi, Bruegel'in resimlerinden birini hatırlatmıyor mu?" Gorenstein, Berlin'de "Psalm'7 "Mezmur" adlı bir de roman yazdı. "Bir akşam kısık sesli bir okurum telefonda romanımın bana kısa bir değerlendirmesini yaptı" diyor: "Yazdığın roman Yahudi domuzluğunun örneği. lsrail'e neden gitmiyorsun? Heil Hitler!" Gorenstein, yalnız Sovyet propaganda fılmlerindeki Hitler yandaşlarının böyle kısık, boğuk seslerle konuştuğunu sanırmış o güne kadar. "Telefonun ucundan ağzının bira, bezelye ve domuz paçası koktuğunu duyar gibiydim"dıyor. lygal döneml. Brandanburg kapıaı, 1951. Sovyat askarleri mavaşta 6lenler anıaına yOrOyor. 3. P.alch (Oert Arntz 1935). şam. TC Berlin Başkonsolosu Nuri Yıldmm'ın şahsi tanışıklığı olan ünlü "beatnik" dönemi şairi Ginsberg onuruna Türk Kültür Merkezi'nde bir kokteyl verildi. Bu arada Ispanya'dan Osmanlı Devleti'ne Musevi göçünün 500. yıldönümü dolayısıyla Berlin'de de etkinlikler yapıldı. lİci toplum arasında diyalog, Başkonsolos Nuri Yıldırım'ın çabalarıyla fevkalade işliyor. Bunda tabii, şu zor zamanlarda kader birliği etmiş olmanın payı var. Almanya'da soykınmdan elli yıl sonra Rönesans yaşayan yalnız Yahudi kültürü değil; antisemitizm, Yahudi düşmanlığı da ırkçı faşizan eğilimle birlikte yükselişe geçti. Berlin'deki Yahudüer, mezarlıklarının tahrip edilmesi, Yahudi oldukları sanılanların saldırıya uğraması, bugün müze olan eski toplama kamplarına mo Göçmen bir Yahudi yazar Karen Margolis, kırk iki yaşında bir kadın. Yazar ve çevirmen. Doğu Avrupa kökenli bir ailenin çocuğu, Afrika'da doğup büyümüş, Londra'da, School of Economics'te matematik okumuş, on yıldır Berlin'de yaşıyor. Hayatında bu kadar çok yer dolaşmasında, göçmenliğinde Yahudi olmasının rolü var mı? Zorunlu göçler, Musevileri kozmopolitliğe her zaman daha yakın kılmış. Yerleşik yaşayan ve ufukları köy kilisesinin kulesinin ardında biten çoğu Avrupalı, onları kozmopolitlikleri yüzünden de aralarından itmişler, kuşkulu gözlerle süzmüşler her zaman. Ufku geniş insanlar, dar dünyalarda yaşayanlara her zaman yabancı kal mış. Önyargılar, rasyonellikle açıklanamıyor. Karen Londra'dan Berlin'e geldiğinde, Almanya'ya dönen bütün Yahudilerin oynadığı bir oyunu, "metro oyunu"nu oynadığını anlatıyor: "Karşımda oturan yaşlı insanların yüzlerine bakar, onların savaşta ne yaptıklarını tahmin etmeye çalışırdım. Eğer benim Yahudi olduğumu bilseler acaba ne yaparlardı diye düşünürdüm. Bu oyunu, geçmişi bir türlü kavrayamadığımız için oynardık. Milyonlarca Alman, Yahudileri bir illet ve tehlike saymıştı. Şimdiye kadar hiçbir Alman bana, neden buna inandığını ve soykırıma katıldığını makul sözlerle açıklayamadı." 8ünnet ve tuvalet sorunu Karen'in kendisi gibi eğitimli ve genç kuşak Yahudi eşi David ise Berlin'e yirmi yıl önce gelmiş. O zamanlar onun başka bir sorunu varmış: Halka açık tuvaletlere girememek. öteki hayvanların onun sünnetli olduğunu görüp Yahudi olduğunu fark etmelerinden korkuyormuş. Daha önce yaşadığı Amerika'da, Kalifomi ya'da hiç hissetmediği bu korku, Almanya'da uzun süre yakasını bırakmamış. Sonra kurtulmuş bu korkulardan. Ta ki ikiüç yıl öncesine kadar. Yüzü nefretle gerilmiş yeni yetme faşistlerin görüntüleri David'de eski korkulan depreştirmiş.. şimdi yine herkesin içinde tuvalete gitmekten çekiniyor. Ya yanındaki bir faşistse? Karen, David ve Gorenstein, Berlin'deki 10 bin Museviden sadece üçü. Ve sayıları giderek artıyor. Doğu Avrupa'dan gelen Yahudilerin çoğu, bütün korkularına ve tarihin ezici yüküne rağmen lsrail'e gitmek değil, Berlin'de kalmak istiyorlar. Berlin'de Yahudi kültüründe Rönesans çağı başlatan bu insanların yarısından çoğu doktor, bilim adamı ve sanatçı. Çocukları lsrail'de, daima teyakkuz halindeki bir toplumda, zor ekonomik koşullar altında yetişsin istemıyorlar, burada kalmayı tercih ediyorlar. Sayılan arttıkça Berlin'deki Yahudi kültürü de yeşermeye devam edecek. öldüğü sanılan bir ağacın yeniden fıliz vermesi gibi. < 6 MA R T 1 9 9 4 S A Y I 4 1 5 10 C U M H U R İ Y E T O E R G İ