Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 DİN CUMlllJRlYin'DERGİ lerine üzgürorlam sağlamakla yükümlüdür. Andre Chouraqui'ye gore lıer üç tek lanrılı din birbirinin devamıdır. Ilepsi 11/. Ibrahim inaııc sistemindeıı gelmişlir. lüm peygaınberler; hatta iyıden, güzelden, sevgiden, hoşgörüden yana olan tüm insanlar ilahi ııelesi yansıtmaktadırlar Tevrafı. Incil'i, Kuraıı'ı birlikte yorurnlanuk gerekir. Tuııuslu ga/elecı Mouhammed Abdul Kefl, yapmış olduğu koıuışmasıııda, bi/de de son yıllarda Islamcı kesirn taralından gündeme getirilen Medine V'esikası'ndaıı sö/ etli. Cervantes'in doğduğu kent Alcala'da evrensel banş için inançlar arası toplantı Don Kişot ve diyalog NtYAZİ ÖKTEM C ervantes'in doğduğu kent Alcala'da "Don Kişotlar" XX. yüzyılın devasa değirmenleriyle savaşmaktaydı: Cehalet ve hoşgörüsüzlük. Oc tek tanrıh dinin sevgiden, hoşgörüden, akıldan, diyalogdan yana "Don Kişotları", evrensel barışın gerçekleştirilmesi sürecinde, inanclar arası diyalog kurulmasının önemli katkılar oluşturaeağınınbilinciyle biraraya gelmişlerdi. tspanya Kralı Carlos'un girişimiyle Alcala de Hcnares Üniversitesi, dünyanın dört bucağından üe tek tanrıh dinin temsilcilerini Alcala kentine davel etmişti. Iki yüzü aşan davetli grubu birbirleriyle iletişim kurarak anlayış ve sevgi atmoslerini ülkelerine taşıyacaktı. 2830 Kasım 1994 tarihindc gerçekleştirilentoplantıya başkanhğı lspanya Kralı yaparken, Dışişleri Bakanı Javier Solana ve Alcala de Hcnares Üniversitesi Rektörü Manuel Gala evsahipliği görevini yerine getirmekteydi. Orta çağ ve Rönesans mimarisinin sentezleştiği üniversite binasında lspanya tarihinin din ve kültürlcr alaşımını gözlcmlemek olanaklıydı. Kcmerli ic iee üe avlu lslam mimarisinin etkilerini yansıtmaktaydı. Geniş salonlar ve kilisedeki Katolik motifler, resimler ve tablolar Yahudi çizgilerle bir bütün oluşturmaktaydı. lspanya, özellikle Kral Carlos'la birlikte gerçekçi bir tarih analizine girmiş, Iberik Yarımadası'nda yaşayan tüm kültür ve dinlerin mirasını özümseme erdemine ulaşmıştı. Tarihin muhasebcsi yapıhrken, önyargılardan arınmış bugünkü Ispanyollar, Müslüman ve Yahudilere karşı XV. yüzyılda yoğunlaştırılan baskı, /ıı lüm ve soykırımm acısını unutturmaya çahşmaktaydılar. litikacı, din adamı, yazar, araştırmacı konumunda olan kimselerdi. Mekke Baş Imamı Şeyh Ishak tdris Şakuta, Vatikan Dinler Arası Diyalog Başkan Yardımcısı Arşövck Francesco Gioia, Ingiltere Selerad Yahudileri Baş Hahamı Abraham Levi, tsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez, Arap l.igi Genel Sekreteri Dahan Ahmet Mahmud, yapıtları Türkeeye cevrilmiş olan llintli Müslüman Vahdettin Han, Cezayir kurtuluş savaşınııı kalan son önderlerinden Sosyalist Cephe Başkanı Ayd Ahmed, IJNKSCO Kültür Dairesi Başkanı Senegalli Doudou Diene, Ürdün Kralı Başdanışmanı Muhammed Adan Bakhil. Uluslararası edebiyat odüllerinin sahibi musevi asıllı Fransı/ca ya/an Andre Chouraqui. Ce/ayir'in Oran kentinde Alber t'amus ile aynı okul sıralarında okuyup beraberce Nazi işgali sırasında l'ransa'da aynı "Makı" grubuna katılan Andre ("lıouraqui'nin. Cezayir kurtuluş savaşının kahramanlarından Ayd Ahmed'le yaptıkları sohbet canlı bir tarihsel bclgeydi. ("ezayir'deki tundamenlalist hareketlerden söz edildi, eski ortak anılar ta/elendi Sapına kadar bir sosyal demokrat olan Aid Ahmet, (e/ayir'deki yobaz grupların vahşi saldırıları karşısında dahi tam özgürlükçü, plüralist bir demokralik yapıyı sa\ommaktaydı. Oıuı göre yobazlıkla mücadelede eski Jakoben, kaü bnlemler donemini tamarnlamıştır. O/gürlük icerisiıule, düşünceyi silah olarak kııllanmak gerekir. Zaten C'e/ayir'deki vahşeti aslında gizli polis, askeri gücler ve polis te/gahlamaktadır. Ne ya/.ık ki aydın gecinen kesirn bunuıı tarkında değıl. Dünyanın hivbir yerinde de farkına varamamıştır. Aid Ahmed'in bi/.e tavsiyesi, hi(;bir zaman özgürlüklerden ödün verilmemesi doğrultusunda oldu. 'l'üm koııuşmacılar dinlerin ö/.de barıştan, sevgiden, karşılıklı anlayıştan yana olduğunu belirttiler. Ancak, dinler politikanın güdümüne girinee ortalığa vahşet ve hoşgörüsüzlük egemen olmaktadır. Dınlerde sorumluluk bireyseldir. Bu nedenle, diğerlerini /.orla kendi yoluna çekme vabası, lüm dinlerin özüne ters düşer. Bu nedenledir ki devletlerin dinleri "ideoloji" olarak ele alıp, dü/cni dinsel esaslara dayandırması lemel hak ve özgürlüklere aykırıdır. Va/.geçılmesi, devredilmesi olanaksız olan hak ve ö/gürlüklerin başında düşünce. din ve inanv özgürlükleri gelmektedir. Bu özgürlüklerle ilgili olarak devletin hiebir şekilde müdahale lıakkı yoktur. Din, me/.hep farkı gözetmeksizin devlet tüm inanv sistem Oda Medine Vesikası'ıun ilginvbirörnek olduğunu belirtti. Ancak bı/de olduğu gibi "bugün de Medine Vesikasf nı aynen uygularız" demedi. Moulıammed Abdul Ketî, Medine Vesikası'nııı XX. yü/yılda büyük devleller icerisinde aynen uygulanamayacağının bilincindeydı. Medine Vesikası sadece bir sembolik örnek olabilirdi 11/ Muhammed Medine'ye geldiğinde diğer dinin mensuplarını kendi orfve adetleriyle dinsel uygulamalarında hukuksal sorunlarda serbesl bırakmışlı. Dinde /.orlama yoktur. Bu hususta hukuksal bir belge gündeme getirilmisti Aynı bakış acısı ve anlayış bugün icin de gecerli olabilirdi. Ancak XX. yü/yılııı büyük üniter devletleri karşısında lıukuksal a^ıdan Medine Vesikasf nı uygulamak reahst bir bakış olamazdı. Kaldı ki hukuksal acıdaıı bu tür bir uygulama ülke bütünlüğünü /edeler mahiyetledir. Medine Vesikası icerisinde ikinci bir sorun aynı cemaal icerisinde olup da dinsel uygulamaları yerine getirmenin konumunun ne olacağıydı. Bu soruyu Sayın Kefi'ye sorduğumu/.da. akiığımı/ yanıt net ve kesiııdi: Başka dinlere karşı /orlamanın olmudığı lslam dininde, aynı din i(,erisinde bulunanları /orlamak lslam'a lcrs düşer ()ruç tutmayuııın, namaz kılmayanın, lıacca gitmeyenin sorumluluğu bireyseldir. Kimse ve ö/.ellikle devlel oııu ma/ Kefi, Islamda cihadın kendine, nefse, ihtiras ve tutkulara karşı olrnası gerektiğini vurguladı. Ona göre aslında lüm dinlerde de bu tür cihad vardır. Ne ya/.ık ki lslam dahil, tüm diğer dinler tarih boyunca polıtik ihtiraslaruğruna diğerlerıne karşı yapılan zulüm ve baskıyı eihad saymıştır. Konuşmacılarlarih boyunca banş ve diyalogdun yana olan düşünürlerden, lspanya ve Akdeni/.'in yetiştirdiği büyük değerlerden, lbni Rüşt'len, Maimonides'ten, lbni Bacce'den, lbni Arahi'den, Saint Toplantıya katılan "Don Kişotlar" arasında kimler yoktu? Hvrensel barışın öncülüğünü yapan bu "Don Kişotlar" aslında uluslararası düzeyde bilim adamı, po lspanya 'daki inanclar arası diyalog loplantısında bilim adamları, politikacılar ve din aıiumiun turihin muhascbesiniyaptilar.