23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

giderek daha fazla ilgi görür oldu. Dünyadaki müziği albümler ve müzik dergileriyle izleyen yeni kuşak, artık yalnızca kaset ve plaklarla yetinmiyor, canlı müzik istiyordu. Kısa sürede içinde bu genç topluluklar, yaşıtlannın devam ettiği kulüp vc barlarda düzenli olarak çalmaya başladılar. Bugün büyük kentlerde, özellikle de Istanbul'da bir "rock bar" patlaması var. Yaşlan 15 ile 35 arasında değişen insanlar, hcr gece bu barlan tıklım tıklım dolduruyorlar ve genç rock topluluklannı izliyorlar. öyle ki, çoğunda değil oturacak, ayakta duracak yer bile bulamıyorsunuz eğer geç giderseniz. Bundan birkaç. yıl öncesine dek rock müziğin star topluluklarını burada i/Iemek yalnızca bir fanteziydi. Hiçbir organizatör böyle bir işe soyunmuyordu, çünkü maliyetler oldukça yüksekti ve zarar etmek kaçınılmaz görünüyordu. Bu tür konscrlcre ilginin ne kadar olacağını tam olarak tahmin edemeyen organizatörler, rock müziğe sponsor bulmakta da güçljik çekince bu tür girişimlere sıcak bakmıyorlardı pek. Hclc s»tadyum konscri, Türkiye'de asla gerçekleşmeyecek bir düştü. ' . Oysa son bir yıl içinde tanık oiduğumuz olaylar öylcsine farklı bir resim çiziyor ki. Geçen yıl ilk stadyum konserini vcrcn Bryan Adams, tnönü Stadı'na 20.000 izleyici topiadı. bu yıl Guns'N'Roses konscrindc 25.000, Metallica konserindc 30.000, Bon Jovi'de 25.000 ve biraz talihsiz olarak değerlcndirilen Scorpions konserinde 15.000 izleyici vardı. "Türkiye'de rock müziğe talep olmaz" diycnlcri, gelişcn olaylar yalanlamıştı. Ama işin daha ilginci, star topluluk ve şarkıcıların Avrupa turnesi planlannı yaparken artık Istanbııl Inönü Stadı'nı mutlaka bu plana yerleştirmek istemelcriydi. Yalnızca rock topluluklan ve şarkicıları değil, pop dünyasının megastarlan da Istanbul'a gelmeyi istiyorlardı. Elton John, Sting, Madonna vc Michael Jackson gibi. Yine bundan birkaç yıl öncesine dek, TRT'ylc sınırlı olan televizyon yclpazemizde pop ve rock müziğin yeri çok azdı. Hatta özel televizyonlar da alaturka bir anlayışı sürdürerek Batı kökenli mü/iklerin "ticari" olmadığı düşüncesine takılıp kalmışlardı. Böyle bir or tamda, arkadan gelen yenî kuşağın talep ve boklentilerini göz önüne alarak Türkiye'de bir "müzik kanah"nın gercktiğini Cumhuriyct Dergi'de dile getirdiğimizde, çoğu kişinin bunu "hoş bir fantezi"den ileri gidemeyeceğini söyleyerck gülümsemekle yetindi yalnızca. Oysa şimdi, son üç haftadır büyük kentlerde MTV heyecanı yaşanıyor. Dünyanın en çok i/lenen televizyon kanalı, kendi isteğiyle Türkiye'ye girdi ve yaymlannı ulaştıımaya başladı. MTV'nin gördüğü gıbi, "bir müzik kanalının gerekliliği" konusundaki tczlcrimizi haklı çıkardı. özel radyo patlaması da bcnzeri bir gelişimin ürünü. Bir buçuk yıl öncesine dek özel radyo ıle tanışmamıştık. özel televizyonlar uydu teknolojisi aracılığıyla yasayı delmiş ve yayın yapmaya başlamışlardı ama, radyoya fazla ilgi olacağını sanmıyordu kimse. Bugün yalnızca Istanbul'da 32 istasyon var ve insanlar büyük bir keyifle radyo dinliyorlar.. Dünyayla aynı anda, günü gününe Türkiye'de yayımlanan albümler; her tür müziğin dinleyicisine yönelik, sayılan giderek artan müzik ve gençlik der gileri; dijital kayıt teknolojisi ve CD fabrikalan; onbinlerce kişiyi stadyuma çeken dev konserler; sayılan giderek artan rock barlar ve bu barlarda çalarak deoeyim kazanan genç topluluklar; beklenmedik bir anda yayına başlayan MTV ve özel radyo patlaması. Tüm bu saydıklanmız, kimilerinin ikide bir ısıtıp önümü/e getirdiği "Çağ atlayan Türkiye" masalını değil, iletişim devriminin ülkeye yansıması sonucu Batılı yaşıtlanyla aynı yaşam biçimini talcp eden ve ağırlığı giderek artan bir gençlik kitlesinin varlığını doğruluyor. Ünlü topluluk ve şarkıcılann turne programlanna Türkiye'yi mutlaka dahil etmeleri; uluslararası müzik tekellerinin doğrudan Türkiye'ye girmek istemeleri; MTV'nin Türkiye'ye birdcnbire gelmesi; rock barlann ve özel radyolann patlama yaşaması rastlantı değil. Türkiye, kalabalık genç nüfusuyla artık uluslararası medyanın ve müzik endüstrisinin gözünde oldukça cazip bir pazar. öte yandan, bu modernleşme görüntülerinin altını kazıdığınızda, ülkenin sosyopolitik ve hukuksal yapısının inanılmayacak derecede katı, demode ve değişime kapalı olduğunu görüyorsunu/.. "Değişim rüzgârı"yla yalnızca "serbest piyasa, özelleştimie ve büyük scrmayeyle flört"ü anlayanlar, yaldı/.lı ambalaj i çinde köhne bir üstyapı sunuyorlar genç kuşağa. Depoliti/asyon, medyanın da yardımıyla hâlâ sürüyor. Resmi ideolojide en küçük bir csneme bile yok. Devlct, varlığını "demir yumruk"la hissettirmeyi "onur mcst"lcsi" yapıyor. Tabulara dokunmaya kalktığınızda başınıza gelmedik şey kalmıyor. Yargısız infazlar, "televizyon dizisi" gibi zincirleme devam ediyor. Kumkapı'da bankta oturup bira içen oğlunuzun cesedini karakoldan teslim alıyorsunuz ve savcılık emriyle bile bunu yapan kişinin yakalanamadığına tanık oluyorsunuz. Medya tüm bu olan bitene tepki göstermek bir yana, neredeyse alkış tutuyor. Sözüne güvendiğiniz ve değer verdiğiniz bir "bilim adanıı", köşc yazısında resmi ideolojinin militarist özüne övgüler dü/üyor, eleştirenlcrle M dalga gcçiyor". Bu çelişkili ortam, yazınm başmdan beri siizünü ettiğimiz "modem" elbisenin Türkiye'ye birkaç numara büyük geldiğini gösteriyor. Bu "modernleşme"nin bir yanılsama olmaktan öteye gitmesi için, genç kuşağın "cazip pazar" olmakla kalmadığını kanıtlaması gerek. özellikle böylesi bir ortamda depolitizasyonun ctkilcrinden sıynlmışve evrcnsel karakterini yakalamış bir rock müziğin önemi daha da belirgin biçimde ortaya çıkıyor. Bakalım ycrli rock topluluklan yanılsamayı gerçeğe dönüştürecek, köhnemiş üstyapıyı zorlayacak ve uzlaşmacılıktan uzak duracak bir çizgiye yönelmeyi mi seccçck, yoksa medyanın da pompaladığı "Tansu gençliğin olmayı mı? ^1 CUMHURİYET0M8İ26EYLÜL1993SAYISI2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear