Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
YUNIJS NADI • BALIK İZLERİNİN SESİ . Yazmak eyleminin ceza olduğu bir klinikte normalleştirilmeye çahşılmanın bir ayrıcalık olduğunu kabul etmemek insafsızlık oiurdu. Normal koşullarda, yazdığı için cezalandırılır insanlar. Demek ki, çok normal bir klinikte, ya da akıl hastanesinde olduğumuz söylenemezdi ve burada Anormallik kesinlikle bir çeşit seçkinliğe yol açıyordu. Cezamı Türkçe olarak yazmaya karar verdiğimde, biraz tedirglndim. Birkaç dilde düşünüp, düş görebildiğim halde, insanın en güzel sesleri asıl ana dilinde kullanabileceğine inanıyorum ben.. Bir insanın birden fazla ana dili olabilir. Annesinin, babasının, okul eğitiminin ayrı dilleri arasında doğup büyüyen bir çocuğun, bütün bu dillere tamamen hâkim olsa da, asıl ana dilini belirleyecek tek bir koşul vardır: o da ninnilerinin dilidir!... Ama ninnilerle büyümemişse... Onu bilemem. Ninnisiz büyüyenlerin apayrı bir kültürü vardır. Türkçe yazmanın yarattığı tedirginlik, tamamen benden başka Türkçe bilen olmayışının yalnızlığından kaynaklaniyordu. Oysa yazdıklarımı kendi seçilmiş özel dostlarımla da paylaşmak istiyorum. Bu konuda pek şanslı sayılmasam da, denemek istedim. Fantolt'a dönünce hemen oturup bir şeyler yazdım ve onlara okudum. Korktuğum başıma geldi. Okuduklarımdan kimse bir şey anlamadı Aslında Türkçe diye özgün bir dilin varlığından haberdar oldukları konusunda bile bazı kuşkularım oluştu. Arap harfleri, Fransızca Urduca ile ilgili soru soranlar oldu. Ayrıca fonetik yapısının Çekce ve Lehçeyle yakınlığını merak edenler çıktı. Fince ve Macarcayla akrabalığına inanansa, pek yoktu. En olgun davranan Günnar'dı. Saygılıydı, Türkçe adlı dilin özgünlüğü ve soy ağacı konusunda hiç konuşmadı. Yazmaya başlayışımı takdirle karşıladı ve beş yüz sayfayı mutlaka sabaha dek bitirmesıradışı yanlarının uyarılması ve övülmü^ olduğu yolundaydı. Sonuçta en kalıeı eleştiriyi okurlar yapar. 1993 Yunus Nadi Roman ödülü'nün iki roman arasında paylaştırılmasından rahatsızlık duyduğunuzu açıkladınız... •• Ülkemizdeki ödül sayısı, paranın peşine takılan sıfırlar gibi artsa da, Yunus Nadi ödülleri benim için saygın kalmıştır hcp. Çocukluğumdan beri eve gircn gazeteler arasında Cumhuriyet'in olması belki de duygusal bir bağ yaralmış olabilir. Ama bir ödülün saygınlığını, jüri üyelcrinin kişiliklcriylc, ödülleri kazanan eserler bclirler. Bu nedenlerle Yunus Nadi Roman Ödülü'nü almak sevindirici. Ama gerçekten keyiflenebilmi istedi. Zaten o üç cümleyi yineleyip diıruyorsun sen! * * Yazdıklarıma bir göz attıktan sonra, neşeli bir sesle konuştu Romain. Doğruydu. Aklımı en çok karıştıran o üç soruyu yazıyordum üstüste. Cezamın içeriği hakkında bir şey söylememişti bana; istediğimi, istediğim kadar uzatabilirdim nasılsa... Sarı, Italyan Pigna defterlerlme, yeşil mürekkeple tıklım tıklım harfler dokunuyordum. Aklımı karıştıran ne çok soru varmış meğerse... Benniçin varım? Varolmayı neden istiyorum? Varolmayı sürdürüşüm bir içgüdü mü? Benniçin varım? Varolmayı neden istiyorum? Varolmayı sürdürüşüm bir içgüdü mü? Benniçin varım? Varolmayı neden istiyorum? Varolmayı sürdürüşüm bir içgüdü mü? Benniçin varım? Varolmayı neden istiyorum? Varolmayı sürdürüşüm bir içgüdü mü? Benniçin varım? Varolmayı neden istiyorum? Varolmayı sürdürüşüm bir içgüdü mü? Yazdıklarımı sabahı beklemeden Günnar'ın odasına götürmem, onu sandığım gibi mutlu etmedi. Yine de uykulu gözlerine dolan öfkeyi diline taşımadı. Yalnız, yazdıklanmın beş yüz sayfadan fazla olan kısmını bana iade etmekte ısrarlı davrandı. Artık gidip uyuyun Madam Piri, sabaha daha çok vakit var, dedi esneyerek. Yarın akşam kırkaltıncı doğum günüm için bir parti veriyorum, gelirseniz sevinirim, diye ekledi. Yanıtımı beklemeden kapısını örttü. Onun daha genç olduğunu sanıyordum, aklım karıştı. Belki de asıl genç olan derisinin altında saklanan Çinliydi... mek için, ödülü tek başıma almayı tert'ih ederdim. Fdebiyat sanatı son dereee bireysel bir serüven gerektiriyor. Böylesi bireysel bir sancının ürününü paylaşmak olası mı? Yaşamda bazı şcylerin paylaşılmaz olduğuna inanıyorum ben. Bu nedenle bundan böyle edebiyat ödüllcrinin paylaştırılmaması çağrısında bulunuyorum. Edebiyat dünyasına yeni adım atmış, ilk kitabını ya/mış, çok genç bir yazar için paylaşılmış da olsa bir ödülün, adını duyurma açısından önemi, kıvancı olabilir. Ama edebiyat sanatını son dcrece eiddiye alan, tüm zamanını bu işe profcsyonelce veren bir yazar için ödülü paylaşmak, olsa olsa ödül sevincini gölgeleyecektir. < OERGİ 4T E M M U Z 1 9 9 3 SAYI 3 8 0 Y A Y I M L A N M I Ş S e ç l c l Kurul: R O M A N Konur Hriop, Vvthıl Günyol. Tıirık Dıtrsun K., Hilmi Yavuz, Prof. 'l'ahsin Yücvl. 1955'te Ankara'dıtdoğdu Biyoloji ve çevrebilim eğiıimi yaplı. Öğreneiliği ve akademisyenliği Hacetlepe Üniversitesi'nden, Bergen, Miehigan, ODTÜ vv Tampere Teknik Üniversitesi'ne uzanan bir coğrafyaya yayıldı. Uzım yı/lar yurldısında yaşadı, uzım tren yoleulııklan yaplı. Öykii ve edebiyal yazıları 1977"den beri yayımlanmaktadır. Türk Dili, Varlık, Dönemeç, Gösteri, Gergedan, Argos, Rapsodi. Sesimiz, Sanal O/ayı, Cönk, Yarın, Cıımlnıriyel Kitap'la yazı ve öyküleri yayımlanmısiır. Bukel Uzııner'in kilapları: Benim Adım Mayıs, Ayın f.ıı ı, ıpnih ijiınii. Giincf Yiyeıı Çingene, Bir Siya/ı Saçlı Kaclınııı Gezi Notları, İki Yeşil Sıtsaımıru Anneleri Babaları Sevgilileri ve Diğcr/eri, Balık Izlennin sesi. Buket Uzuner: Ödülü tek başıma almayı tercih ederdim Balık f/.lerinin Sesi (BİS) ronıanını/.ta ilgili basında birbirindcn çok farklı göriişler yayınılaııdı. Kimisinde bcğcnilcn, kimisindc dc scrlçe vcrili'iı kituhını/, ö/cllikle 'normallik' ü/criııe tartışmalara yolactı. Si/e bu clestirilerden en yakın gelcni hangisi? Ve 'normallik', ü/erine neler söylcyeccksiniz? •• Bir edebiyal cscrinin içeriği ve dili iizcrinc tartışılmasını, doğru ya da yanlış görüşler önc sürülmcsini, yani edebiyal sanal çevresinde canlı bir ortaın yaşnıımasını seviyorum. Altını iyice çizcyiın, ö/ellikle eserin içeriği vc/ya diliyle ilgili canlılıktan söz ediyorum. Yazarların, cleştirmcnlerin kimlikleri, /ayıllıkları ve/ ya özel yaijamları değil. Bu acıdun 'Balık Izlcrinin Sesi'yle ilgili içerik tartışmusı beni scvindirdi. Yazarlar, söyleyecek sözleri olan insanlardıı. Bu nedenle yazarlar. Ancak, kitaplan rallarda/ vitrinlerde göründüktcn sonra, yazdıklarını savunnıaya, anlatmayı sürdürmeye kalkmamalıdırlar. Her şey kitapta söylenmiştir. Kitap okunduktan sonra farklı görüşlcr ve algılayışlar olacaktır. Olmalıdır da! Bir sanat escrini işleyen/ dinleyen/okuyan insan sayısı kadar 12 larklı algılayış biçimi olduğuna inanıyorum ben. Bu nedenle bana çok yanlış algılamnış gelen eleştirilere s'ert yurumlara bile yanıt vemıemeyb özen gösterdim. Ben kiivbı ya/.dım! Balık İ/Jerinm Sesi, yazarıııın en çok kendisiyle şakalaşarak yazdığı, fa'zlaea semboller kullandığı, çok katlı bir roman bence. Tartışınalara yol aean "Normallik" kavramı iyin ilk ke/ konıışuyorum şinıdi. Biyolojide kullanılan 'normal' oluş, sağlıklılık ve doğallık anlammı taşır, biliyoruz. Ama Balık İzlerinin Sesi roınanındaki 'nornıallik'in bu biyolojik tanımla uzak/yakın bir ilişkisi yoktur. Sıradışılığa övgüdiir BİS, bir ütopya özlemiyle ya/ılmıştır. Tamanıen ironik ve had safhada öznıizah (kcndi kendisiyle dalga gecen) izleri taşımaktadır. Dcliliğe övgü deninee sözcüğiin etimolojik araştırmasına giriyoruz artık. Benim sıradısı, seçkinlik anlayışım da buna bcnzemektedir. Hangisinin içinde sıradısı, scrüvenci, muzır, yaramaz, yaratıa, çırağıüstü bir baskası yaşamıyor sanki? Eğer yanlış sanıldığı gibi kitaptaki anormallik övülseydi, kitabın okurlanndan tepki alırdım. Aksine, okurlann tepkisi, kendi C U M H U R İ Y E T