Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
belırsız patikalunn ve kanyonlann arasından zorlu tırmamş sırasında mataralardaki, harareti kcssin diye limon sıkılınış sular yavaş, yavaş tükeniyor ve doğa tüm acımasızlığinı üstümüze kusuyor. Cıiineş tenimizi yakıyor, derimizi kurut ııyor. Uçsuz bucaksız dağlar ve kayalaıı delip güneşe ulaşmış rcngarenk çiçek| lcrden başka bitki örtüsüne rastlamak dcğen, ncfcs kcsici bir görüntüyle karşılıyor Yedigöller bizi. Çadırlarımızı kurduğumuz yer deni/ seviyesinden 3 bin mclrc yükscktc, sayılan yediyi a^ıp neredeyse onyediye varan göllcrdcn bir tanesinin İcenannda. Tabii ki hava ısısı çok düşük. Ama Ibtoğraf çekmek için oraya buraya koşturmaktan kımsenin soğuğu filan diişündüğü yok. Küçük /irveler arasına serpiştirilmİ!} irili, ufaklı göller. Buracla küçük, tatlı zirveler var. ınsan hepsıne tırmanmak, her açıdan başka fotoğraf veren gölleri, zirveleri her şekliyle belgelemek isleği duyuyor içinde Gece, bizi ödüllendirircesine orla>a çıkan dolunay Toros'un bu sevimli tcpelerini aydınlatıyor. Güzel dolunay aleşte sucıık keyfiınize kcyif katıyor. Artık hep iniş yapacağımız düşüncesi hcpinıi/.i rahatlatıyor ve iyice neijelendiri yor. O anda tck sorıınumuz, Yedigöllcre her tırmanışında sırtında bir de karpu/ taşıyan ve varır varnıaz kesip hcrkese ikraın eden dağcmın aramızda olmayışı. Bütün gün sıcaktan sjikayet ettiklcıı sonra gece her tarafıınız titriyor, kcnıık lerimize kadar üijiiyoruz. "Dört mcvsiııı ya'janır Toroslarda" sözünün doğruluğu ijinıdi anlaşılıyoı Sabah şortla lerlcrken gece iki. üç kazakla bile titriyoruz. Sabah giine^in kcndini gö*temıesiyle her taraf ısınıyor. Güneş ışıklarıyla gölleri renkten renge sokuyor, zirvelcrdc tatlı ışık oyunlan yaratıyor. Her biri ayrı fotoğraf, ayn bir belgescl. Ve bu görüntüler asla aynı kalmıyor güneşin muzıp çocukluğuyla hep, her an, heı dakika değişiyor. Bir an arkamızı dönüyoruz, asla bıraktığımız manzarayı bulamıyoruz. Ve iniş başlıyor. içindcn gcçerek ormana varacağımız oradan da ilk medeniyet göstergesı olan Ulupınar köyüne ulaşucağımız "Hacer Boğazı"nı görmemiz münıkün değil. Çünkii .(•jağıdan yukanya doğru yükbclmekte olan büyük bir bulul kümesinin içinc girmek üzereOUnd* «n az aKı on aaat yUrilmak garaklyor 'Ustta). Ama vanlan yerlerln gUzellıgı yiz. Büyük sisin ilk tcmsilcisi Inunda yorgunluk bırakmıyor. Yadlgöllarln görfcaml ya da bltkl örtüsUnUn gtizalligl bulutlar güneş, göl, zirve üçlüyatorll ödül (»olda va Ustta). sünc katılıyor ve tepeleri uçlanndan başlayarak sanyor. Güneştcn rnümkün değil. Ama renkleri sahip olduğundan emin, alımlı bir prensonra bulutlann bizimle oynamak islehiçbir ormanda bozkırda, sesi andınyor. Tabii ki hepimiz Kafdadikleri belli oluyor. Zirveleri, yumuşayaylada rastlanamayacak ğinı aşıyor ve cennetlik çelik donduran ak, pamuk gibi çevreliyorlar. Sonra çökadar güzel, canlı ve çekici. sudan kana kana içiyoruz. işte o zaman zülüp bambaşka şckiller alıyorlar. FaSuyun tadını unutmamıza yorgunluktan, sıcaktan kararmış gözlekat bu pek uzun sürmüyor ve baba sis ramak kala, Çelikbuyduran bir serap girimiz açılıyor ve çevrenin farkına vanbulutu bizi kaplıyor. önümüzü, bile zor bi karşımızda beliriyor. Çeyoruz. görür hale geliyoruz. Iniş hiç de zor ollik"buyduran'"ın çeliği "donduracak" Tekrar inişli, daha çok çıkışlı bir yürümadığı halde yürüdüğümüz patikanm soğukluktaki suyuna ulaşmak için küyüş başlıyor. ^ « ^ ( ^ a ^ yaklaştıkça yan tarafını bir sis bulutu olarak gördüçümscnemcyccck bir tepeyi aşmamız zirveler, onlan saran bulut kümeleri göğümüzden bizde uçurum kenannda yügerekiyor. Yansı karla kaplı bu dik te zükmeyc, şekillenmeye başlıyor. Yedipenin üzerinde, Çelikbuyduran, sanki gölleri panoromik olarak gören bir te rüyormuş hisleri uyandınyor. Yavaş yavaş biz bulutu, bulut bizi ulaşabilmek için Kafdağı'nı aşmak gepcye vardığımızda artık bütün yorgunterk ettikçe Hacer boğazı ve ucundaki reken ve bu isteğinc değecek güzelliklerc luk unutu.luyor, çekilen tüm zorluklara •**• ü t CUMHURlYETDEHaİ30AÛUSTOS1992SAYIS!t 19