27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAFTANIN A T İ L L A KONUĞU D O R S A Y Dünyanın sayılı mimarlarından Kevin Roche: İstanbul'damodepn mimarın isi zor ABD'nin tamnmış mimarlarından Kevin Roche, modern mimarinin sorunlarım ve İstanbul izlenimlerini aktarırken, böylesi bir kentte çalışacak meslektaşının önce gerekli dersi almasını, sonra projesini gerçekleştirmesini öğütlüyor... evin Roche, ABD'nin en büyük ve tanınmış mimarlarından biri. Sayısız ünlü yapıya imzasını atmış olan Roche, geçen haftalarda, Eczacıbaşı Holding'in Levent'te yaptıracağı iş merkezi projesi üzerinde konuşmak amacıyla İstanbul'daydı. Eczacıbaşı'nın sınırlı bir yarışmayla, ABD'nin 3 önemli mimarlık bürosundan birine vereceği bu büyük proje için kısa bir süre ülkemizde bulunan Roche'la konuştuk. Irlanda kökenli bu uzunboylu, zarıf ve alçakgönüllü mimar, "Çok modern ve açıkgörüşlü insanlar" diye tanımladığı Eczacıbaşı kardeşlerden, Istanbul'dan ve ülkemizden övgüyle söz etti, tstanbul'daki modern mimarlık örneklerini ise, mimarlarımızı daha başından darıltmamak için olsa gerekyargılamaktankaçındı. K Bay Roche, günümüzde mimarın sanatçı ve profesyonel olarak konumu ve sorunları nelerdir? •i Mimarın günümüzde çok artan bir sorumluluğu olduğu kanısındayım. Mimar, inşa edilmiş çevre diyebileceğimiz olayın baş sorumlusudur. tçinde yaşadığımız, çalıştığımız insan eliyle oluşmuş çevrenin... Gerçi mimar, bu çevreden tek başına sorumlu değildir. Giderek bu çevrenin baş sorumlusu olduğu da söylenemez. Çevrenin nasıl, ne yönde oluşacağına, nerelerde, ne yoğunlukta nasıl binalar yapılacağına genelde başkaları karar verır. Ancak mimar, bu karar mekanizmalarının baş aracıdır, aletidir. Mimar, günümüzün karışık dünyasında, mümkün olan en iyi çevreyi yaratmak gibi bir meydan okumayı 10 Diinyanın ttnde gelen mimartanndan biri olarak nltetonen Kevin Rocha, "Amerlka'nın görUnUisünü değlftiren" kisiler arasında sayılıyor. Mimaıiık alanında çesttll ödülleri bulunan Roche, en »on 10BO'da Amerlkan Akademlsi Sanat BnstltUsü mlmariık dalı attın madalyattdUIUnUkazandı. New York'takl UNICEF binası, Metropolltan MUzesl master planı ve Birles mis Millerler plazasının yanı sıra Japonya, iepanya ve Slngapur'da blrçok önemli proje, Kevin Roche'un imzasını taşıyor. kabullenmelidir. Yeni çevre politikaları, mimarın çabalarım ve modern mimariyi tümüyle etkiliyor diyebilir miyiz? •• Yeni enerji politikaları üretiliyor, çevreye artık başka gözle bakılıyor, doğal dengeyi korumak çok daha önem kazanıyor. Bir zamanlar mimar kralın, monarşinin, padişahın, her neyse bir kişinin veya oligarşinin emrindeydi. Günümüzün demokratik toplumlarında ise mimar artık toplumun emrindedir. İddiamız, olabildiğince geniş bir kesıme dönük, toplumayararlıbiryapı veçevre düzeninigelıştirmeyeçalışmaktır. Gökdelenlerin bir Amerikan kesfi olduğu bilinir. Oysa özellikle ABD'ye yapılan bir yolculuk, bu ülkenin hâlâ ve uygarlığına düskün olduğunu, insanların apartmanlarda değil, "müstakil" evlerde oturmak istediğini gösteriyor. 5ıradan Amerikalının gökdelenler ve büyük yapılar karşısındaki tavrı nedir sizce? Hayranhk mı, korku mu, anlayıs mı, özfem mi? •• Gökdelen denen yapılar, iş hayatının, ilctişimın merkezileşmesiyle birlikte ve en merkezileştiği yörelerde ortaya çıkmışlardır. Sıradan Amerikalı, dediğiniz gibi, kırsal yörede, kent dışında bir evde oturmayı özler. Ama bu da kendi başına ayrı bir sorun yaratır. Bizim kentlerimiz, gökdelenler bölgesi denebilecek bir bölgenin çevresinde uçsuz bucaksız uzanan sayısız evden oluşan son kerte yaygın yerleşmeler olmaya gidiyor. Bu da, tüm bu evlere götürülecek İcamu hizmetleri ve altyapı açısından büyük sorunlar yaratıyor. Arazi kullanımı, ekilebilir tarım ara.zisini her gün daha çok azaltacak yönde kötü biçimde gelişiyor. Su, kanalizasyon vs. gibi donanımlar götürülemediği için de doğal çevre kirliliği büyük boyutlara ulaşıyor. Oysa Avrupa kentleri, daha derli toplu. ABD'de bu yüzden, Avrupa'ya kıyasla, daha çok yalnız, sorunlu ve bunalımlı insanlar yaşıyor. Chicago, Atlanta, Dallas gibi kentlerin gündüzleri yüz binlerce insanın koşuştuğu merkezlerinde, geceleri sadece birkaç yüz kişi yaşıyor. Bu sorunların üzerinde vatandaş ve de mimar olarak düşünmeliyiz. Istanbul'a ilk gelişiniz mi? •• Evet, hep istemişimdir; ama olmadı. Peki, bu kentten ilk izlenimleriniz neler? Kentin ünlü siluetini gördünüz mü, gördüyseniz nasıl buldunuz? •• Görkemli bir kent burası. Eski kenti, tarihi merkezi gezdim. Olağanüstü. Hayranhk içinde kaldım. Silueti ise tam olarak görmcdik, çünkü Boğaz'da bir geziyihenüzyapmadım. Böyle bir kent, sizce gökdelen tipi binalarla bağdasabilir mi? Bu tür yapılar kente uyum içinde gerçeklestirilebilir mi? •• Soruna şöyle yaklaşmak gerekir sa nıyorum: İstanbul'da arazinin rant değerinin artışını ve kentin muazzam biçimde büyüdüğünü, bir iş, ticaret ve turizm merkezi olmaya gittiğini bıliyordum, kendim de gördüm. Böylesıne gelişen, büyüyen bir kentte yüksek binalardan, gökdelenlerden kaçınmak olanaksızdır. Kent, görebildığim kadarıyla, denetimsiz bir biçimde, gitgide yayılıyor. Bu durum, büyük trafik sorunlarım, bitmeyen bir yol, otoyol, üstgeçit vs. gibi ihtiyaçları getiriyor. Bu açıdan, belli bölgelerde merkezileşme ve yoğunluk arttırımı, bana kaçınılmaz gibi geliyor. İstanbul'da olumlu veya olumsuz açıdan sizi jfoke eden şeyler oldu mu? •• Kentin özellikle eski bölümüne, büyük yapılara, camilere, saraylara bayıldım. Bana olumsuz gelen bir şey, yeşil alanların azlığı oldu. Oysa ikliminiz çok uygun, çok daha fazla yeşillik ve bitki, çiçek, bahçe güzellikleri yaratabilirdi K.Roch«'unChicago'dakiS«arsTow«r'ı. D E R O İ 8 E Y L U L 1 9 9 1 S A Y I 2 8 7 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear