Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R A S GE L E B E K D İ Ç E Ş N İ C İ gaz.ete kulübesinin durduğu köşede hâlâ dcrgilcr ve gazeteler var. "Eski Kulis"in eski müdavimleri yine akşamları burayauğruyorlar. Artık İstanbul'un en ünlü barı değil burası, daha çok, tanıdıkların takıldıkları İngilizler'in "Pub"larına ben/er bir havayı yansıtıyor. Ancak eski gelenek sürüyor. Yine bu barda, Jorj'unkıler kadar nefıs olmasa bıle, temi/ bir mııtlak sunuluyor. Klasik bir lokantada bulacağını/ ızgaraların tümü, spagetti, pilav ve peynır çeşitlerinden oluşan bir mönü sunuluyor. Fiyatlar, yerinegöremakul Hergün birspesyalite var Orneğın, benım elımdekı mönünün spesyalilelcri, "Yayla Çorba, Dalyan Köftc, Piliç Güvcç, Bıldırcın, l,akerda, llamsi I urşu ve Kabak Tatlısı" idı. Bir zamanlann Kulis'indcn tanıdığım, sonra Papirüs'ü çahştırmış olan Ertuğrul da, bugünlerde Eski Kulis'in barındaçalışıyor. Nostaljik takılmak ve sakin bir köşede bardakilerin şakalarına kulak misafiri olmak, sohbete katılmak ve akşam yemeklerini yemek üz.ere Yakup'a doğru yol almadan önce, akşamüstü içkisini içmek için buraya uğra A I F E • T E M Bir zamanlann ve şimdinin Kulis'i (las Sincmasrnın hulundugu bi na, tstunbul'un en ılgınç yapılanndanbirıdir. Bir zamanlar Sultan garsonyeri de olmuş bu bınanın bir sarayı andıran içini, İstanbıılluların tanıması için, orada önce Atlas Sincmasrnın ve ardından da küçük sahnenin açilması gerckti. Bugün Atlas Sineması,geçmiştekibalkon kısmıyla var yalnız. Parteri, yeni açılan pasaja katıldı. Bütün dünyada sinema salonlannın küçülmesi modasına Türkiye'dede uyuldu. Ama Atlas küçülmiiş haliyle bile İstanbul'un en büyük salonlarından biri. Küçük Sahne ise, Türk tiyatro tarihinin köşe taşlarından biri oldu. Muhsin Bey'in yöncltiği Küçük Sahne'nin öğrenci malinesine bilct almak için kimi pa/artesi sabalılan okulu kırdığımı/.ı anımsarım. Orada neleri neleri görmedik. kımlcrı kimlcri tanımadık ki.. MünirÖzkulileHeyecanBaşaran'ın tiyatro seyırcısiyle tanışması orada oldu. O küçücük, sahnede Nur Sabuncu kadın "Hamlet" oldu. Muhsin Bey bir/amanlar da, Şehir Tiyatrosu'nda Cahide Sonku'yu Aiglonrolüneçıkarmıştı. Mücap Ofİuoğlu'nun unutulmaz Polonius'ımu orada izledik. Yağmurcu'nuncleavucasığma/, inanılma/sahne sempatisine salıip Münir özkul'unu orada izledik. Daha sonra Dormen Tiyatrosu, Genco Erkal pardon daha önce Ulvi Uraz hep oradan geçtiler. HaldunTancr'in "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" oyunıı ilk kezorada sahnelendı. Sonolarak, Ferhan Şensoy, birçok oy ununıı ve bu arada unutulmayacak, ele avuca sığmaz Fcrhangi Şeylcr'ini d'ada sahneledi. Küçük Sahne açıldıktan sonra, Atlas Sinemasrnın bulunduğu binadaki küçük lokanta, lokantabara dönüştü ve Kulis adını aldı. Gerçi orada daha 1940 yıllarında bir Rus'un çalıştırdığı lokanta vardı. Ama Guşa'nın lokantası tstanbul'un en ünlü yerlerinden biri değildi. Bir /amanlar Guşa'nın yanına komi olarak girmişolan Jorj'un 1956 da açtığı "Kulis" ise bir anda istanbul'un gereek kulisi oldu. Günün tüm ünlü yazar, gazeteci, ressam, oyuncu ve diğer sanatçıları "Kulis"in müdavimi oldular. Küçücük "Kulis" bir iki otel barı dı Kentlerde yaya! akırköy'den çıktım yola. Baynunpa$a Cezaevi'ne gideceğim. Çabuk gideyim diye arabamı aldım. Merter'c doğru sallandım. Uy anam uy! Arabalar dizilmişler. Otobüsler, minibüsler! Kamyonlar, özel otolar! Birbirine girmişler. Duruyorlar. Motorlar olduğu yerde çalışıyor. Kervana katıldık. Biz de durduk. Beş dakika, on dakika, yanm saat! Miliın mililn ilcıliyoıu/. Sıkılan şoforler! Durduğu yerde gaz veriyorlar. Kara duman dikiliyor. Nasıl da pis kokuyor. Camları kapatıyorum. Bunalıyorum. Of! Arabaların arasında çocuklar dolaşıyorlar. Ellerindeki süngerlerle camları siİiyorlar. Şoförlerle tartışıyorlar. "Istemem", desen de yapışıyorlar. Bir boğuşmadır gidiyor. Çiklet satanlar, Kuran satanlar! Camlara vuruyorlar. Yalvarıyorlar. Kazadan beladan korunmamızı diliyorlar. Açsan, duman doluyor; açmasan yalvarmalar, iyi dilekler küfüre dönüşüyor. Duysan bir türlü, duymasan bir türlü... Bir simitçinin sesi. "Simit, simit" diye bağırıyor. lam yanımızdan geçiyor. Yanımdaki pencereyi araladı, bir simit aldı. önündeki şerit biraz ilerledi. Hemen yan şeritten bir oto burnunu soktu. Ikisi de gidemiyor. Arkadaki otolardan kornalar gUrlUyor. Bir bu eksikti. Neredeyse inip kavga edecekler. Sinirler iyice gerildi. Otobüsler, minibüsler! Kamyonlar, öiel otolar, taksiler! Satıcılar, siliciler! Duzlüğe indik. Derken bir gümbürtü. Bir araba, önündekine bindirdi. Farlar, camlar dağıldı. Durdular. Bütün şeritler durdu. İndiler. Bağırdılar, çağırdılar. Kimin haklı kimin haksız olduğuna karar veremediler. Biz geçtik. Aynadan baktım. El kol işaretleri sürüyordu. Cevizlibağ yokuşuna sardık. Saati devirdik. Arabamda ısı yükselmeye başladı. Derken su kaynattı. Sinyal vererek, el kol çıkararak kenara yanaştım. Diğer, kaputu açık otoların arasına karıştım. Kap buldum, ofisten su getirdim. Motoru çaüştırdım. Pervanenin önüne döktüm. Serpinti suyu yiyen motor serinledi. Gösterge düştü. Kalanını motora koydum. Yola koyuldum. Asfalt kaplanan yeri geçtik. Yol biraz rahatladı. Satıcıyı, siliciyi bıraktık, bastık. B A şıııda. bu alanda çok yoksııl olan tslanbııl'un en ünlü barıydı. Baı iczgâhmda /amanın en ılginç adamlarının sohbetlcrine kulak misafiri olmak mümkündü. Tabii özel kulüp statüsüne sahip olan bu yere girme olanağını elde edebilmişseniz. Zamanla Beyoğlu istanbul'un odağı olmaktan çıktı. •'Kulis"ın eski müdavimlerı, artık Beyoğlu'na rağbet etme/ oldular, Jorj gelişmeyi önceden görüp Kulis'i Nişantaşı'na taşıdı. Beyoğlu'na gidenlerde, Jorj'un yanında çalışan Er Bayoğlu'nda hof bir bar ve hafH bir yemek arayanlara Eski Kulia salık verilebilir. tuğrul'un yönettiği F'apirüs'e (bence Papirüs'ün en unutulmaz dönemi Ahmct Doğan İz tarafından çalıştırıldığı ve eski "SesTiyatrosu"nun üstündeolduğuzamandı.) takılmaya başladılar. Papirüs, bir süre sonra eski yerinden Yeni Mclek Sineması'nın sokağına taşınınca da oranın meraklılan bu yeni yeri doldurmaya başladılar. ...Ve Kulis, bir zamanlann unutulmaz Kulis'i tarihe karıştı. Taaa dört yıl öncesine kadar... Dört yıl önce, bir zamanlar Almanya'da işçi olarak çalışan Cevdet Güntürk almış. Almış ve pek dc iyi etmiş. "Eski Kulis" adıyla anılan bu yerde artık, Rasin'in tabloları yok. Ama bir zamanlar. 273 yan Çetin Özbayrak'a rastlamak isteyenlere, Beyoğlu'nda güzel, eli yüzü düzgün bir bar ve hafif bir yemek arayanlara Eski Kulissalık verilebilir. Bir zamanlar Park Otel'in ünlü garsonlarından olan ye gazetecilerin çok yakından tanıdığı Ömer'in de Kulis'in vestiyerindeçalışıporaya renk kattığını ve şampiyonluğuna garanti gözüyle baktığıGalatasaray'ınBeşiktaşycnilgisi üzenne yaz için memleketine moral dinlencesine çıktığını, eylülden de itibaren bu bara renk katmayı sürdüreceğini belirtmekisterim...^ ESKİ KULİS, İSTİKLAL CADI)ES!,ATLASHANNo:209/7 Tel: 14948 OOve 1432046 döndük. Yine takıldık. Yine satıcılar, siliciler, dilenciler. Benzin kırmızı ışık göstermeye başladı. işte şimdi olan oldu. önümüzde kavşak ışıkları. Başında arabasının tekerleklerini elleriyle ceviren bir özürlü. Işıktan kurtulsan ondan kurtulamıyorsun. Acır mısın, ağlar mısın? Bu dadoğalgaz kuyruğu. Anlaşıldı. Bundan sonra dağlarda, ovalarda arabayla gezeceğiz. Kentlerde yaya!.. Teneke uygarlığı kentlere sığmıyor. Rasgele!..^ Vatan Caddesi'nden Baynunpaşa'ya CUMHURİYET DERBİ 2 HAZİRAN 1991 SAYI 35