Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Paris'in göbeğinde 'Kazı Kazaıflı Mozart aris'in göbeği 20 bucak. Herkes haddıne uygun bucakta oturuyor. Türk İH'ileri, 18. bucağı mcsken tutmuş orneğin; bakkal çakkal açılmış, kebapçı dukkânları kurulmus. 16. bucak, genelinde varsıl ve seçkin bir semt. Ortasından uzıın bir cadde geçiyor: "Avenue Mozart." Köşesindcki bir kahve de unlü muzisyenin adını almış. "Cafe Mozarl" bulunduğu semtin seçkinlığine karşın, müşterileri zengin evlerinde lamirat yapmaya gelen inşaat işçileri, bir gecelik vizonlu sevgililer. "Toıtıi, cek şuradan bir takotak!" Tomi, kahvenin sevimli garsonu. Takotak, bizdeki "Ka/ı Kazan"ın Fransız kardeşi. Tomi, masalara takotak servisi de yapıyor. Vizon mantolar ve boyacı tulumları, aynı hareketle kazıyorlar takotaklan. Kahvenin camında bir Mozart posteri asılı. Gözlerinin yerinde birer "lazer" plak var. Hayretle seyrediyor, hart hart takotak kazıyıp, loto oynayanları. 1991, Mozart'ın 200. ölüm yıldönümü. Dünyada bu yıl, Mozart Yılı. Topuğunun değdiği her kent, bir ucundan sahip çıkıyor bu dev sanatçıya. En görkemli kutlamalardan birine de Paris Mozart Bulvarı'nın köşesindeki bir kahve, ünlü bestecinin adını almış. "Le Mozart"ın müşterileri, zengin evlerinde tamirata gelen işçiler, bir gecelik vizonlu sevgililer. Mine G. Saulnier/PARİS hazırlanmakta. Mozart, 35 yaşlık ömründe P iki kez geçmiş Paris'ten. llk gelişinde Goethe de bu kentte bulunuyormuş. 'Delikanlı Goethe', dahi müzisyenle karşılaşmasını 66 yıl sonra şu sevecen tumceyle anlatmış: "Yolculuğum sırasında 7 yaşında bir çocugun verdigi bir konserde bulundum. Ben 14 yaşındaydım o sırada; perukası ve kıhcıyla o minik adamı hiç unalmadım." Yine Fransa'nın Dijon kenti ise belediye arşivlerinde Mozart'ın konser ilanını bulup çıkarmakla övünuyor. Hatta hesaplayıp kitaplamışlar, Mozart'ın Dijon konseri sırasında aslında 10 yaşında olup, "sekiz" diye ilan edildiğini keşfetmişler, gizli bir hazine planı bulmuş gibi seviniyorlar. VVolfgang ve kızkardeşi Nannerl'in Paris'teki ilk konserlerinde belirgin bir sirk havası vardı. Fransa'nın züppe (ama kultürlü) soyluları, gozleri bağlı ya da örtulü piyano üstünde harikalar çalan bu dahi ufaklığı, az çok hokkabaz seyircisi alkışlarıyla bağrına bastı, aynı Paris dehanın doruklarında dolaşan erişkin Mozart'a ilgisiz kaldı. 1778 yıllarıydı. Soyluların durumu guçleşmiş, müzikle uğraşacak halleri pek kalmamıştı. Fransa devrime doğru geri sayıyor, ateşli söylevler muzik konserlerinden fazla ilgi topluyordu. Mozart kahvede Mozart ve Schikaneder'i "Sihirli Flüt" uzerinde çalışırken gösteren bir gravür. Mozart, ikinci gelişinde karşılaştığı bu serinliği bağışlamadı ve Fransızlardan nefret etti. VVolfgang Gottlieb ; a da imzalamayı sevdiği gibi Amadeus Mozart, insanlık kültürünün en yüksek zirvelerinden biri. Ama insanlık, 35 yılda yüzlerce eser veren ona yalnız yaşamı sırasında değil, dehasının yüceltildiği ölümünü izleyen 200 yıl içinde de haksızlık etti. Önce 'dahi çocuk', sonra 'çocuksu dahi' diye tanımlandı hep kişiliği. Çevresindeki toplumsal olgulardan habersiz, Tanrı vergisi bir kolaylıkla beste yaptığı öngörüsü geçerli kılındı. Oysa Mozart, 1784 yılında; "Bu dünyada öğrenmek, bildiklerimizi başkasına ögretmek, bilimde ve sanatla hep daha ileriye gitmek için bulunuyoruz" diyecek kadar bilgeydi. Ve kendisi kadar değerli olmayan birçok müzisyene nesnel olarak yardım etti. Sanatında yaptığı devrim, Fransız ihtilalinden farksızdı. Bir müzik tarihçisi, Mozart için "müasyenlerin 14 temmuzu" deyimini kullanır. Bu tanım, Mozart yalnızca barok mü/iğin en mükemmelini yarattıktan sonra "romantizmin" kapılarını açtığı için yapılmamıştır. NVolfgang Amadeus Mozart, 1781 yılında 9 mayıs sabahı efendisi (yani patronu) Hyeronimus'a gönderdiği istifa mcktubuyla tarihte o güne değin bir soylunun şemsiyesi altında geleneğine başkaldıran ilk müzisyendir. Ekmeğini sanatıyla ka/anmaya (ya da ölmeye) karar veren ilk besteci. Bizlere bıraktığı düşünsel mirası, Don Giovanni operasında yazılıdır. Müziğe gerçek evrensel boyutu bu yapıtıyla kazandırmıştır. 20. yuzyılın en büyük yazarlarından Anthony Burgess, Mozart'ın bu operada ulaştığı boyutu, sapsade bir tumceyle aoıklıyor: "Hepimiz birer Don Giovanni'yiz." MUkemmeli ulaşılır kılan, bir saat mekanizması kadar çapraşık ve ince kurullı müziği, kulağa kolay gelen bestecidir. Fransız devriminin tarihe damgasını bastığı yıllarda topluma değin düşüncelerini ise "Sihirli Flüt" adlı yapıtıyla insanlığa armağan etmiştir. Mozart, 1791 yılının 5 aralığında saat OO.55'te ve bugün artık kesinlikle bilindiği gibi akut bir streptokok enfeksiyonundan öldü. Böbrek yetersizliği, beyin kanaması ve zatülcempe yol açan bu hastalık o günlerde Viyana'da salgındı ve Salieri dahil kimse, Mozart'ı zehirlemedi. Mozart'ın çağının diğer müzisyenleri gibi toplu gömü çukuruna atıldığından 200 yıl sonra insanbk onu sonunda gerçek kişiliğiyle keşfetmeye hazırlanıyor. önce 'harika çocuk', sonra 'çocuksu bir harika' olmaktan başka, ortak kultur tarihimizin bir devrim kahramanı olarak. Bu yakıştırma benim değil, müzik tarihçilerinindir. Mozart Bulvan'ndaki Mozart Kahvesi'nde insanlar hart hart takotak kazıyoı, camdaki lazer plak gözleriyle Mozart, anlayışla onlara bakıyor. Paris'te parasızlık, 200 yıl sonra hâlâ kolay değil. U "Le Mozart" adlı kahvenin canına bir Mozart posteri asılmış: Gözlerinin yerine birer lazer plak oturtulmuş besteci, Kazı Kazan'a oynayan Parlslllerl hayretter içinde Izliyor 18