Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
D ÖRT TEKERLEKTEN Bedri Zenginkuzucu R H ASGELE Raif Ertem Ellilik bir delikanlı S avaş rüzgârları yeniden esiyor. Modern savaş tekniğinin harikaları ile donatılmış ordular, birbiriyle boy ölçüşüyorlar yeniden. Motorize birlikler savaş alanlarına akın akın geldikçe, hatıralanmızda bütün zamanların en iyi ve en uzun görev yapan ve bugün tam 50 yaşına basmış olan, o efsanevi temel askeri nakil aracı, JEEP canlanıyor. Evet, son yarım yüzyılın en çetin savaş alanlarında dört tekerlek üstünde kahramanlık destanları yazdıran JEEP, bu yıl, ilk hizmete girişinin ellinci yılını kutluyor. Hem de ne kutlama! Askeri nakil araçları belki de otomobil dünyasının en ilginç tiplerini içerir. Ancak JEEP gibisini, zaman ve savaş ortamı ortaya çıkarabilmiştir. Amerikan ordusunda hafif yapılı temel nakliye aracına gerek duyulduğunda, tkinci Diinya Savaşı Avrupa'da çoktan patlak vermiştir. Hitler'in motorize birliklerle donatılmış Yıldırım Ordusu, Avrupa'nın büyük bir kısmını çoktan işgal etmişti. Uzakdoğu'dan gelen Japon tehditleri ise ABD'nin ensesinde soluyordu. Bu ortamda ordunun en büyük eksiklerinden birinin personel için hafif, pratik yapılı ve eskitilemeyecek kadar sağlam olan bir nakil aracı olduğu anlaşılmıştı. Derhal böyle bir dörtteker çekişli otomobilin projesi üzerinde çalışıldı ve Haziran 194O'ta teknik şartname ilan edildi. Tüm otomobil yapımcılarına açık olan bu proje için önce 70 adetlik deneme partisi teslim edilecek ve sonra on binlere ve yüz binlere varan siparişler verilecekti. Deneme partisini vermeyi Bantam şirketi üstlendi, ancak üretim kapasitesi yeterli olan Ford ve VVillys Overland şirketleri, çok çabuk teslim edilmesi istenilen ilk 16 bin adetlik siparişi aldılar. Projenin konusu araç, dört kişiyi taşıyabilen kare bir kutudan farkı olmayan bir oyuncağa benziyordu. Basit yapısı iklime karşı yolcuları bir tente sayesinde koruyordu. Motoru 60 beygir gücünde, yandan supaplı 2.2 litrelik 4 silindirli bir makineydi. 3 ileri vitesli şanzımanı ve arazi için redüktör dişlisi vardı. Azaıni hızı saatte 110 km, yakıt sarfiyatı ise 100 km'de 12 litre kadardı. Askeri kodu kısaca MB olan bu araçlar, her türlü nakil işlerinde kullanıldıkları için ismen de General Purpose, yani umumi amaçlı otomobil diye adlandırıldılar. Bu kclimelerin baş harfleri olan G ye P alfabedeki okunuşlarıyla "CiPi" ikendaha sonra tüm dünyada bilinen ve " C İ P " diye telafuz edilen "JEEP olarak kaldı. Tüm Amerikan ordusu, bu yeni jeepleri dört gözle bekliyordu. tlk ömekleri derhal yeni patlak veren Pasifik Savaşı'na ve Ktızey Afrika'ya gönderildi. 1943'te ise üretim hızlandı ve müttefik kuvvetlerin Avrupa çıkartması için yüz binden fazla jeepe gerek duyuldu. lkinci Dünya Savaşı boyunca jeepler cephelerdeki askerlerin en iyi dostu oldu. Bakımı kolay olduğu Kar yolları şişirmiş Bugün jeep, ne ABD ordusunda ne de diğer Batılı ülkelerde kullanılıyor. Performansı daha güçlü, daha pahalı araçlar var. Ancak Körfez savaşı süresince, bu elli yıllık savaş gazileri belki de kendilerini yeniden ateşin ortasında buluverecekler. Ş ikinci Dünya Savaşı'nın Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Eısenhovver (solda), başkanlık yıllannda yeni model bir jip içinde: Asker kökenli 'Başkan' Eisenhovrer, savaş araçlarına karşı merakını, barış günlehnde de surdürdu. için jeepler, karda kışta gık demeden çalıştılar. Hafif top, bazuka, mitralyöz taşıyıp yük çektiler... Uzakdoğu'da Japon firmalar da jeeplerin montajına ve bakımına bel bağladılar. Filipinlerde ve daha sonra Hindistan'da kurulan montaj fabrikaları bu ülkelerin kalkınmasında önemli rol alan araçlar haline getirdiler jeepleri... Ülkemize Marshall Yardımı'yla gelen jeepler orduya, ithal edilenler ise devlet dairelerine ve çiftliklere gittiler. Araçlar tutulunca da Istanbul Tuzla'da bir montaj fabrikası kuruldu. önceleri özel sektörün işlettiği bu montaj fabrikasında "Hurricane" ve "Tornado" motorlu çeşitli jeep modellerinin yanı sıra, 'Tiızla Jeep' diye bilinen personel taşıma araçları da çıkarıldı. Sonraları orduya devredilen bu fabrikalarda halen tüm jeep modellerinin detaylı restorasyonu yapılmaktadır. Sivil sektöre ait jeep modelleri, yıllar boyunca çeşitli değişikliklere uğratılarak günümüze kadar getirildi. Dört silindirli motorun yerini 6 silindirli veya V8 motorlar aldı, aktarma organları otomatik sistemin karmaşık özelliğine varıncaya kadar geliştirildi. Renegade, Golden Eagle ve Laredo modelleri birer klasik sayıldılar. Fakat hiçbiri o eski askeri jeepin görünümünü bırakmadı. lşte bu "CJ" serisi jeepler, sürekli özgürce dolaşan, geçilmemiş patikalan seven doğa âşığı insanların ilgisini çekti durdu. Avrupa ve Japonya'dan gelerek bu pazardan pay almağa çalışan yirmi küsur markanın babasıydı jeepler. Bugün jeepler Amerikan ordusunda ve diğer Batılı ülkelerin ordusunda kullanılmıyor. Yerlerini daha güçlü performanslı ve daha pahalı araçlara bıraktılar. Ancak, kaderin cilvesi şudur ki bugünlerde yaşanmakta olan Körfez Savaşı içinde, belki de bu elli yıllık savaş gazisi jeepler, tıpkı eski günlerdeki gibi, cephede bugünkü benzerleri olan araçlarla karşılaşabilir ve 'şanlı tarihlerine' bir bölüm daha ekleyebilirler! D mil! Erken erken yoldayız. Gelincik kız hoplaya hoplaya. Bu yollar için yapılmış. Bu havalar... Mahmutbey kavşağını döndük. Yol kapalı. Zincirsiz kamyonlar kaymışlar. Kara saplanmışlar. Bekliyoruz. Ya gidemezsek! Açılmazsa yol? Naparız? Bu havayı bir daha ne zaman buluruz? Sevincimiz hüzne dönüştü. Indik. Kayan araçları ittirdik. Açılmıyor, açılmıyor... Bir kar kureme makinesi gözüktü. Sevindik. Kavşağa kadar geldi, döndü. Anlaşılan oraya görev vermişler... Bütün iyi dileklerimizi sunduk. Köy içine, yan yollara vurduk. Bir geçit bulduk. Tam üç saatimizi yedi. Habipler'e doğru. Kar fırtınası. Karın gökten yağması bir şey değil! Yerden yağmasın, savurmasın! Zindan ediyor dünyayı. Ak zindan! Ne yol seçiliyor ne iz! Rastgele gidiyoruz. Balaban'a vardığımızda umutlarını kesmişler. Sandallar gitmiş. Sırtlandık. Yaya! Bata çıka! Orman yollarını kar şişirmiş. Tarlalardan, sırtîardan. Poyrazın yaladığı yerlerde kar ince. Terimiz kar suyuna karıştı. Oh! Barakam! Çulluğumuz kalktı, barakanın arkasına kondu. Ona tüfek atılmaz. Konuğumuz. Her gelişimizde karşılar. Barakanın yakınındaki hiçbir kuşa tüfek atılmaz. Mekân süsleri... Kapıyı açtım. Dolabı açtım. Göz gözeyiz... Fare! peçetelerin üstüne kurulmuş. Yumuşak, kuytu. Hiç kaçmaya niyeti yok. Bakışıyoruz. Niye geldiniz? Rahatımı bozdunuz, der gibi... Oysa birazdan sobayı yakacağız. Bizimle birlikte o da ısınacak. Lütfetti, kalktı. Ranzanın altında kayboldu. Hemen akşam avına durduk. Kısmetimizi aldık. Sobayı yaktık. Gemici fenerinin sarı ışığı... Bir sıcaklık yayıldı. Soframızı kurduk. Mehmet de katıldı. Söyledik, söyleştik. Dışarda hava koparıyor. Sabaha... Umutlar dalga dalga!.. Uyuduk mu, düş mü gördük? Sabahı yaptık. Geçit yerlerini tuttuk. Umduğumuzu bulamadıksa da yine de yetti. Avcı ateşini yaktık. Dışarda durulmasa da parlasın!.. Pencereden izliyoruz. Göğsü kınalı köroğlu kuşları ateşin çevresini sardılar. Döne döne ısındılar. Siz kuşlarır. ateşte ısındıklarını gördünüz mü? Attığımız kırıntılarla doyundular. Şu yampiri yampiri yürüyen eski dost. Dönüşte arabaya kadar bizi uğurladı. Balkanlarda tutunamayan ördekler, mekeler! Sökün ettiler. Alay alay. Hiç görmediğinıiz hayvanlar. Bir kuş! Kanatları zar kadar ince. Çıtalarla tutturulmuş sanırsınız. Kemikleri gözüküyor. Kırık kırık. Çatana gibi. Kar beyazı. Gövdesi çatalı andırıyor. Sapı başı, ayakları çatalın dişleri. Savruldu geçti. Bunca yıldır dağlarda, bayırlarda gczinirim. Böylesini hiç görmemiştim. Tekmili haftaya! Rasgele!.. avası! Bizim havamız. Hem kar, hem poyraz. Kurt dumanlı havayı severmiş. Avlanacak... Haydi Kâ 15