Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
H AFTANIN KONUĞU Iki yıl önce Hollanda'nın PSV Eindhoven takımını Avrupa Şampiyonu yapan Teknik Direktör Guus Hiddink, şimdi Fenerbahçe'de. Hiddink, Fenerbahçe'nin yönetimi hakkında ne düşünüyor; takımtn bugüne kadar oynadığı futbolu nasıl görüyor; Fenerbahçe'nin seyircisini nasıl değerlendiriyor? Türkiye'de Hiddink'in en çok dikkatini çeken ne oldu? Ünlü "çapkınlık hikâyesi"nin aslı astarı var mıydı? ollanda'nın PSV Eindhoven takımını 1988'de "Avrupa Şampiyonu" yapan Guus Hiddink (43) şimdi Fenerbahçe'nin teknik direktörü. Böylesine dünyaca ünlü bir futbol adamı ile 3.5 saat süren sohbetimizi birkaç sayfaya sığdırmaya çalısalım. • öncelikle Eindhoven efsanesi nasıl yaratıldı? Hiddink'in elinde sihirli bir değnek olmadığına göre bu mucize nasıl gerçekleşti? Elbette onun bir yolu vardı ve şampiyonluğa giden yol belli bir sistemin sonucu olmalıydı. ? • Hangi işte olursa olsun bir organizasyonda, temelde bazı koşullann olması gerekir. Eindhoven olayında da önce temeldeki yapılaşmamn ve organizasyonun planını çıkardık. PSV'ye teknik direktör olmadan önce 1.5 yıl aynı takımda asistan olarak çalışmıştım. Temeldeki eksikliklerin ne olduğunu da biliyordum. Teknik direktör olunca bu organizasyonun altyapısının çok iyi olması gerektiğine inancım vardı. İyi bir teknik kadro kurulmalıydı; onu kurduk. Bu takımın temposuna ve planımıza uymayan futbolcular vardı, onlan ya başka kulüplere verdik veya serbest bıraktık ve yine bu takımın baa noktalarına kaliteli, Ust düzeyde futbolcular gerekiyordu, onları aldık. Yani şartları zorladık ve organizasyonun aksamaması için ne yapılması gerekiyorsa yaptık. • Kaliteli futbolcularm bir araya gelmesini sağladınız demek ki? • Iş bununla bitmiyor. Yetenekli, takımı ateşleyecek, .hırslı futbolcularm gerektiğine inanmıştık. Dünyanın her yerindeki adamlarımızla sizin gazete olarak kurduğunuz istihbarat teşkilatı gibi bir teşkilatımızla kabiliyetli, güçlü futbolcular aradık. Bu arayış Uçdört yıl sürdü. Bu arada altyapımızdan da umutluyduk. Nitekim oradan takıma birkaç futbolcu girdi. • Peki parasal sorunu nasıl çözümlediniz? Bu önemli bir yatırım değil miydi? • Yatırım şarttı. Ama o zaman yapılan yatırım çok büyük gibi gelmişti herkese. Fakat başarı gelince, takım Hollanda, sonra da Avrupa şampiyonu olunca yatırım çok az ölçülerde kaldı. Bir de yatırım sırasında stat yaptırdı kulüp. Çünkü iki haftada bir maç oynamak ve onun gelirine kalmak yeterli degildi. Stat yapıldı ve seminer salonları, restoranı, barı gibi tam bir ticari amaçla hizmete giren stat para getirmeye başladı. • PSV'nin yıllık bütçesi ne kadardı? '0 kadar çok toplantı yapılıyor ki' Abdülkadir Yücelman gereken konular değil. Bu menajerlik muessesesi bence şart. Bakın Fenerbahçe sadece bir tstanbul takımı değil, Türkiye çapmda bir takım ve Türkiye'nin her yerinde büyük taraftar potansiyeü var. Menajer bu potansiyeli de harekete geçirecek, kulübe maddi ve manevi destek sağlayacak organizasyonlar da düşunmelidir. • Seyirci deyince bir soru geliyor hemen aklımıza. Fenerbahçe'nin seyircisi ile PSV'ninkini değerlendirebilir misiniz? • Deplasmanda kazanıyonız, ama kendi sahamızda iyi sonuçlar alamıyoruz. Hollanda'da olsa giderek seyircimiz azalırdı. Ama Türkiye'de Fenerbahçe seyircisi hâlâ geldiğine göre demek ki sevgi ve sempatisi büyük. Bu büyuk bir potansiyeldir. Bu takımın da bu seyirciye hakkını vermesi gerekir. PSV'li futbolcular birer profesyonel olduklarını ve görevlerini biliyorlar. Onun için sahaya çıktıklarında görevlerini hangi şartlar altında olursa olsun yaparlar. Fenerbahçe'de ise futbolcular tribünlerden çabuk etkileniyor. Hem olumlu hem olumsuz şekilde. Fenerbahçeli futbolcularm bu seyirciye layık biçimde hırsh bir futbol sergilemesi gerekir. Taraftar her zaman istekli, futbolcularınki ise belli olmuyor. • Fenerbahçeli futbolcularla üç aylık beraberliğiniz var. Belirlediğiniz eksikler nelerdir? • öncelikle benim için yeni olmayan, ama F.Bahçeli futbolculann henüz bilmediği bazı şeyleri aşılamak gerekiyor. özellikle taktik açıdan. Defans denilince gol yememek için geriye çekilme düşüncesi yerine olduklan yerde kalıp ileriye dönük defans yapmalarını bir ahşkanlık haline getirmek. Bunlar tabii zamanla olacak şeyler. Bunu yapmaya çalışıyorum. Toplu defans ve toplu hücum anlayışını prensip olarak sağlamak, ilk gerçekleştirmek istediğim olay. • Sizin söylediğiniz eksik aslında futbolun temel yapısı içinde ilk koşul. • 20, 25 milyon gulden. (Yaklaşık 40 milyar TL) • Ancak Fenerbahçe'nin bütçesi de az sayılmaz. PS V'nin yarısı kadar. Fakat Fenerbahçe'de işler Hollanda'daki gibi tıkır tıkır gitmiyor. • Çok kısa süredir Fenerbahçe'deyim. Ama gördüğüm kadarıyla, ki bu yanlış da olabilir, PSV'de işleyen bir çark vardı. Çark dönüyordu ve insanlardan bir veya birkaçının yaptığı iş önemli değildi. Fenerbahçe'de çark dönüyor, ama insanlara bağlı olarak dönüyor. Bazı insanlar çok etkili oluyor bu çarkın dönmesinde. öyle olunca da işler insanların çalışma veya çahşmamasına kalıyor. Ancak takdire layık bazı yöneticileri tanıyorum. Kulüplerini çok seviyorlar. Ama bu yöneticilerin kendi şahsi işleri olduğu için kulüpte bu organizasyonu menajerler yapar. ömeğin takım kampa nerede girecek? Bunun kararını yönetim değil, menajer vermelidir. Teknik direktörün görevi sadece takımın saha içindeki organizasyonu olmaJıdır. Guimares maçı öncesi iki gün huzur istiyorum. Ama bakıyorum şehre iki saat mesafede bir yer, idman sahası bile yok, apar topar geliyoruz yeniden lstanbul'a. Bunlar benim duşunmem • öyle. Benim Fenerbahçe'ye oynatmak istediğim futbol, göze hoş gelen, futbolun sanatsal yani ve galibiyeti getiren gol. Futbol bir takım oyunudur. Ama bakıyorum Fenerbahçe'de hep bireysel futbol oynanıyor. Top ayağında olan oynuyor, ötekiler onu seyrediyor. Oysa topu ayağında olana seçenek tanıyacak boşluklara kaçmalı. Bu benim kendi kafamdan çıkan olaylar değil. Dünyada futbol böyle oynanıyor. • Bu saydıklarmız eskiye dönük kötü alışkanlıklar, bunu pek kolay yeneceğinizi sanmıyorum. Fenerbahçe'nin yeni Teknik Direktörü Guus Hiddink anlatıyor: H 6