26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

s Ş AĞLIK Erdal Atabek Doktorofobi, hospitofobi gördüğüm nedenlerden birisi. "Doktor benimle konuşmadı. Hiçbir şey söylemedi. tlaçlar yazdı o kadar. Benim merak ettiğim bir çok şey vardı, soramadım bile." Bugünün hastası kırk yıl öncesinin hastası değil. Doğru yanlış ama bir çok şeyi bilen, gazete okuyan, radyo dinleyen, televizyon izleyen, sinemaya giden "yeni hasta". Okuduklarıyla, dinledikleriyle, gördükleriyle kendisi arasında ilişkiler arayan, kuran "yeni hasta". Bu hastayla konuşmak, kanımca, hekimlerın yeni görevleri arasında. Tıp fakültesı eğitım programlarına bu konunun konulmasını gereklı hatta zorunlu görüyorum. Bu konu "bılimin toplumsallaştırılması kavramının bir parçası olarak çok önemli." Doktor korkusunun önemli bir nedeni de "parasal ilişkiler". Doktora gitmek mi? Siz bunu rahatça söylüyorsunuz ama bunun bize maliyeti nedir, bilıyor musunuz? Doktorun vizitesini vereceksiniz, istediği tahlilleri yaptıracaksınız, verdiği ilaçları alacaksınız. Butun bunlar öyle rakamlara çıkıyor ki, söylesem sız bile şaşırırsınız. Sonra, bir de "bunların hepsi gerekli mi" sorusu var. Açıkçası insan güvenemiyor. öyle çok şey duyuyoruz ki... Ufak bir şeyi büyütmeler. önemsiz bir hastahğı abartmalar. Yani işte, para almak içın belki de gereksız şeyleri çok önemliymiş gibi göstermeler. İnsan güvendıği bir doktora gitmeyi neden istiyor sanıyorsunuz? Çarpık bir duzenin içinde çarpıtılan butün ilişkiler gıbı, doktorhasta ılişkileri de olmaM gereken guvenli yere oturamıyor. Başka nedenleri de vardır ama bu nedenler bile bir çok kişinin doktordan korkması için yeterli. Gerçek oduı ki, insanlarla doktorlar arasındaki ilişkiler bozuk. Bunlar çoğunlukla dile getirilmiyor. Toplumda bu konudaki araştırmalar da, yakınmalar da çoğunlukla sessizce geçiştiriliyor. Ama sonuçta insanlar "bir doktora göriınmek" yerine, bileğine bir "mucize bilezik" takmayı, ya da bir aktara gidip "şifalı otlar" almayı yeğliyor. Gerçeklere gözümüzü kapayarak sağlık hizmeti veremeyiz... D Prof. Dr. Doğan Karan emekli oldu izmır'de yapılan "Pslkiyatri ve Nörolojlk Blllmler Kongre>l"nın Başkanlığını yapan Prot. Dr. Doğan Karan, 9 Eylul Unıversıtesı Tıp Fakultesı'ndekı gorevını emeklılıkle noktaladı Kongrenın her şeyıyle ılgılenen bu zarıf, çalışkan, uygar, çağdaş bılım ınsanına bakarken hep "Insan Doğan Karan"ı gördüm İnsan Doğan Karan Toplum onu hep "bılım ınsam", "hoca", "ruh hastalıkları uzmam" olarak gördu, öyle tanıdı Ama akşam yemeğınde, emeklılığı ıçın yapılan konuşmaları dınlerken sakın, konuşurken hayatı gözunun önunden geçerken, bırlıkte çalıştığı arkadaşları ıçın konuşurken gözlerı buğulanan, duyarlı ınsan Doğan Karan'ı gördum Keşke toplum da onu böyle tanıyabılseydı Ben onu böyle tanımıştım Belleğımde Doğan Karan'la, Bozkurt Güvenç'le yedığımız bir akşam yemeğının tadı hıç azalmamıştır Akşamın tadı yemeklerden gelmıyordu, bu ıkı guzel ınsanın kışılıklerınden gelıyordu ikı çağdaş, uygar, ınsam bılen, ınsanı arayan ınsanla bırlıkte olmanın tadı Guzel ınsanları tanımış olmanın hayatın değerını arttıran tadı Sevgılı Atalay Yörükoğlu'yla, Aysel Ekşi'yle kongre suresınce goruşurken de aynı duyguları yaşadım Orhan Ozturk'u tanıyınca da ZellhaTunca'ylakarşılaşıncada SelçukTuncerle, Oya Tuncer'le, Turan örnek'le de o guzellıklerı yaşadım Her zaman ınsan özcan Köknel'le de Psıkıyatr bir ınsandır Ne yazık kı, toplum onları "yeni zaman büyücüleri" olarak tanıyor, ınsan yanlarıyla karşılaşamıyor Oysa onlara belkı de en buyuk gereksınmemız bu yanlan Belkı onlar da bılım ınsam statulerını aşarlar da anılarını yazarlar, öykuler yazarlar, roman yazarlar, tıyatro yazarlar Bıze bılmedığımız ama var olduğunu sezdığım yanlarını da açarlar Doğan Karan'ı o akşam da emekli görmedım Kürsu görevleri emekli olur, ama "ınsan" emekli olmaz Ona sevgıler gönderıyorum . u "mucize bilezikler'Me başlamıştık. "Şifalı otlar"la surdürmüştük. İnsanlar sağlık sorunlanna neden tıp dışı yollardan çözüm arıyorlardı? Bunların nedenlerine göz gezdiriyorduk. Aslında üniversitelerin "Halk Saglıgı", "Toplum Sağlıgı" bölümleri böyle bir araştırma yaparsa toplum bu çalışmadan çok yararlanacaklır. Biz sadece bir göz gezdirmeyle yetineceğiz. "Doklorofobi" (doktordan korkma) ve "hospitofobi" (hastane korkusu, tıp literatüründe yer almış terimler değil, benim yakıştırmalarım. Ama bu korkuların yaşandığı da gerçek. Daha renkli bir bilimsel gözlem bu korkularâ "beyaz gomlek korkusu", "hastane kokusu korkusu" da diyebilir. lnsanlar neden "doktordan korkar?" (Jzun hekimlik yıllanmın gözlemleri bu olgunun nedenleri arasında şunların bulunduğunu gösterdi: İnsan emekli olmaz! "Şimdi doktora giderim. Bende birtakım hastahklar bulur. Benim bunlardan pek şikflyetim yok ama doktor bunları bulunca görmezden gelemem. Eh bir hastalık bulununca ne olur? Şunu yeme, bunu yeme, sigara içme, içkiye veda et. Bir surü de ilaç. Sabah şunu ufeceksin, akşam bunu içeceksin. lyisi mi doktora gitmem, bu sıkıntılara da girmem." Doktor korkusunun benim gördüğüm en yaygın nedeni budur. Ama tek neden değil. önemli bir başka neden de "doktora giivenememek." "Şimdi bakın. Ben bir doktora giderim. O bir şey söyler. Bir başka doktora da gideyim de durumu bir de o gorsun derim, giderim. Bu yeni doktor bambaşka ^eyler soyler. Ilk doktorun teşhisini yanlı> bulur ama o da başka bir hastalık soyler. Haydi bakalım, şimdi ne yapacaksın? Başka perhizler, başka ilaçlar... Şimdi üçuncıi bir doktora ını gitmeli, yoksa hepsine boş verip unutmalı mı? Uoğrusu ben hepsini sildim." Doktorlann hastalarla konuşmaması da rı ınsanların keyfını kaçırıyor Bir grup araştırmacı, büyük bir farenın gelışim hormonundan aldıkları genlerı kuçük bir farenın yumurtelanna aktararak Super Fare'yı elde ettıler . Avustralya'nın Adelaıde Unıversıtesı'riden Robert Seamark ve çalışma arkadaşları, ekstra gelışim hormonu genı bulunan hayvanlardan uretılmış domuzların yedıncı kuşağını yetıştırmekte Bu domuzların etı dığerlerınınkıne oranla yuzde 30 daha besleyıcı ve pazara yedı hafta önce ulaştırılabılıyor Avustralyalı araştırıcılar, beş yıl ıçınde çıftçılerın de bu domuzlardan edınebileceğını belırtıyor " MEGATRENDS 2000 IBÜYUK YÖNEÜMLER, Nalsbltt and Aburdene, FORM Yayınlan Gen transferi C f m | ayıs 1988'de, Shady Sıde'dekı (MaryI Y I land) Chasapeake Bay Enstıtüsu'nde ilk olarak genetık yapısı değıştırılmış bir 'tazan balığı' gelıştınldı Balığın eşsız bir nıtelığı vardr Normal sazan balığından %20 oranında daha hızlı buyuyordu Çelıkbaş alabalığından tek bir gen alıp kopyasını çıkaran bılım adamları, balıkların buyume hızını arttıran bir hormon yaratmışlardı " "Gen transfen, bir cinsın genlerinın diğer bir cinse aktarılması demek Bırçok ınsan bu konuda endışelı Süper fare gıbı 'llorleme' sımgele SfîGLIK ve GÜZELLIK VARİSLERİN HEMOROİDFİSTÜL I N F A R O T , İĞNE İLE TEDAVİSİ Op. Dr. Hayatl F. KOCAL Bankalarla anlaşma vardır Rumelı Cd. Ogan Ap. No. 16/2 Nlşantaşı PROKTOLOGIE REHBERI ÇANAJANS 151 00 44 FAX: 151 41 55 DOÇENT TOPAGACI TAHLİL LABORATUARI M.Sc Dr. NEZİHE KARPUZOĞLU ONUR LABORATUARI • • • • Biokimya Hematoloji Hormonlar Serolojık ve immünolojik Testler Dr. flrif Vcrimli Ruh (SNr) Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Pslkoteraplst Haftalçl: 16.0019.30 C.tesl: 10.0015.00 Dr. Nilgün Ekici Yeni yerinde hizmete başlamıştır. •Bakteriyoloji •Kısırlık Testleri •Patoloji •Tümör Belirleyicileri tel: 529 QQ 82 MllletCd ClnerAp No 119/4ÇAPAİST (Kan Merkezl Karşısı) y Tel: 141 3589 1320120 Adres Nışantaşı Ihlamur yolu sk No 13 Kat 1 Nışantaşı w Tel 147 8989140 7898 J Güvenilir ve Kesin Sonuç Valikonağı Cad Pamuk Palas Apt 133/7 Nişanta? İ T T e l : 1 3 0 5 9 8 5 S 22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear