Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
dar olmasa da, sürüyor. Hemen ekleyeyim istersen, sergilerin azalması sanatsal bir kaygı değil, "Tiirk Alman yaklaşımını sağlıyor," düşüncesi beni sıkmaya başlarruştı!.. • Hanefi Yeter, ressam, daha doğrusu bir Türk ressamı olarak Almanya'da yaşamını sürdürebilmek ve tanmır olabilmek pek kolay olmasa gerek?.. • Avrupa'nın hemen her yerinde sanat ortarnına girmek çok zordur. Zaten tanınmadan sergi açmak yalnızca 'açmak' olur. Bugün dünya resitn pazarını belirleyen, Amerika, Fransa, Almanya gibi ülkeler. Almanlar, doğaldır ki bu pazara özellikle kendi ressamlarını sokmaya çalışıyor. Bazı resmi müzelere resim sokabilme çabasıyla başlıyor bu pazarlama. Bizlerin, yani Türk ressamlarının en büyük dezavantajı ise ne Almanların ne de Türklerin bizi kendilerinden saymaları! Bu sorunu aslında öze indirgemek gerek. Hani, "Balık baştan kokar," derler ya, bizim kendi ülkemizde en Ust kurumlardan başlayarak sanata ve sanatçıya verilen değer ne ki dünyada belli bir yer alabilme kavgasının içinde olalım. Bunu yalnızca ressamlar için söylemiyorum. BugUn bir Türk yazarının kendi ülkesinde bir kitabı kaç tane basılıp okunuyor ki yabancı dillere de çevrilsin? Devletlerin belli sanat politikaları var. Günümüzde dünya devletleri birbirleriyle yakın ilişkiler kurarken önce sanatçılanyla gidiyor. Bunun farkında olamayan ülkelerden biri, hâlâ Türkiye. Bizde sanatçı, yalnız ve hatta ezilen bir kesim. • Biitün bu olumsuzluklara karşın yurtdışında yaşayan biri olarak Türkiye'yi özlemek, geri dönmeyi düşlemek oluyor mu hiç? • tlk yılların hızlı temposu durulmaya başladığında, 8485 'lerde Berlin gibi bir kentin doğadan uzak kapalı havası beni sıkmaya başlamıştı. Doğayı özlediğimde, aklıma Türkiye geldi o zamanlar. Ama burada da herhangi bir kent değil, Anadolu'da, uzak, sakin bir köy, kasaba belki... Fakat ben'sanatçı olarak yaşıyorum ve ürelmek zorundayım. Orada sağlanan olanaklar bu tür özlemlere pek yer vermiyor aslında. Ben orada yalnızca resim yaparak yaşıyorum ve ailemi yaşatıyorum. Sanırım bir sanatçı için, sanatsal •ortam çok şeyden önemli. Her şeye rağmen sanatçının Ulkesihe karşı duyarlılığı vardır. Bundan sonra da "kesin dönüşii" değil; ama birkaç ay kalıp çalışmalarımı burada sürdürmeyi denemek istiyorum. • Sohbetimizi bu son sergilerinle noktalayalım istersen. Neden bu kadar geç? • "Aslında daha önceleri bu konuda girişimler oldu. Fakat Türkiye'de benim çalışmalarım gibi büyük boyutlarda resimlerin sergilenebileceği gerçek anlamda büyük sergi salönları yok denecek kadar az. Ozel galerilerden çok teklif geliyordu. Oplar da yapı olarak çok küçük, sergilenen resimler de o oranda ve minimal boyutlarda. Bunlar da sanatçı için olumsuzlukların bir başka yanı. Burada bir şeye daha değinmek istiyorum. Ben Türkiye'de sergi açarken, o kentin en üst makamları tarafından açılması isteğimi şart koşuyorum. Geçen yıl böyle bir sergi girişiminde, lstanbul Belediye Başkanı Bedrettin üalan'ın açmasını istemiştim. Bu da çok eleştirildi. Oysa benim istediğim, Istanbul'un Belediye Başkanı; yönetimler kalıcıdır, yöneticiler değişebilir. Böyle bir geleneğin başlatılması, sanatın ve sanatçının değerliliğinin kalıcılığının artmasına yol açacaktır inancındayım. D F OTOROMAN Amerika'ya gidip Bush'la resim çektirmiş. î NCİR/ÇEKlRDEĞİ Herhangi bir bakanlık bana bu kadar heyecan vermezdı. NAMIK KEMAL ZEYBEK Kultur Bakanı Vicdanımızı rahatlatacak bir düzenleme yapabiliriz. OLTAN SUNGURLU Adalel Bakanı Mılli Marksizme saygı duyarız. MUHSİN YAZICIOĞLU MÇP Genel Sekreter Yardımcısı En iyi kebabı ben yaparım. HALİT DAĞLI DYP Mılletvekılı Gerekirse doping yaparım. BORİS BECKER Tenısçı Bir hattat gibi yazarım. Bir tarihte biz de Johnson 'la çektirmiştik. Ama... TURGUT SUNALP Eskı MOP Genel Başkanı Benim adım Yıldırım. Yıldırım olduğumu ispata gerek görmüyorum. YILDIRIM AKBULUT Başbakan Bir mesaj vermek istedik. Yanlış kalıba oturttuk. TURGUT ÖZAL Cumhurbaşkanı Ben enteresan bir vakayım. LEYLA SAYAR Eskı dansöz 6lü bir cenin olarak da olsa ana rahminde kalacağım. Pek işe yaramadığını günün birinde o da anlayacak. ALPASLAN PEHLİVANLI ANAP Mılletvekılı Fenerbahçe'yi şampıyon yapacağım, seneye bedava çalıştıracağım. TODOR VESEÜNOVİÇ Fenerbahçe Teknık Dırektöru Enflasyon benim meselemdir. GÜNEŞ TANER Devlel Bakanı Ben Çavuşesku değilim. TURGUT ÖZAL Cumhurbaşkanı Dünya Bankası ve IMF yetkilılerı, Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri bir araştırma vakası olarak örnek şekılde yakından ınceliyorlar. GÜNEŞ TANER J VMA\ ÜİMIRF: Devlet Bakanı Ben de Avrupai bir tıpım. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel. (Fotoğraflar: FUAT KOZLUKLU) SEDA SAYAN Şarkıcı 9