Catalog

H AFTAN I N KO N UĞU Resmin 80'lik delikanlısı Celal Tutant nü çalışmalarını anlatıyor: 'Kadın, yakalanması güç bir güzellik İnsan vücudunun, özellikle kadın vücudunun, yakalanması güç bir güzellik sunduğunu belirten Celal Tutant, bu yüzden 'nü' çalışmanın her ressam için bir ideal olduğunu dile getiriyor. Nurl Dlkoç rtık duvarlarına sığdıramadığı için, evinin çeşitli köşelerine serpiştirdiği resimlcriyle ve sanki yalniz onlar için yaşıyor gibi Celal TUtant... Sekscn yaşın kapısını aralamış; ama hâlâ yirmi yaşın heyecanıyİa, renk ve çizgileriyle ve de ünlü "Çıplaklar"ıyla sarmaş dolaş bir resim ustası... Onu sevenlerin ve yakın dostlannın ısrarlarına dayanamayarak açtığı 12. kişısel scrgısi ile eski ve yeni çalışmalarını sergilemekte olan Tutant, nedense çizerken yaşadığı keyif ve mutluluğu, resimlerinin satılmasında pek yaşayamıyor. ÇUnkü eserlerine 35 milyon lira değer biçilsc de resmin para kazanılan bir "mal" gibı görülmesine bir türlü razı edememiş gönlünü... Hele bu işin ticaretini yapan aracılara öfkesi nedeniyle de bunca uzun sanat yasamında açtığı sergi sayısı, o d*nli • Sayın TUtant, resim konusuna geçmeden, yaşamımzm ilk yülanndan söz edelim mi biraz?.. • "1910 yılında Edirne'nin Çorlu ilçesinde doğmuşum. Daha iki yaşındayken Balkan Harbi nedeniyle Anadolu'ya göçmüşüz. Yine bu muhacirlik nedeniyle, okul yıllarım da değişik kentlerde sürdü. 1932 yılında Konya Muallim Mektebi'ni bitirdinı ve Hendek'c tayin oldum. Fakat burada çok az kalabildim. ÇUnkü dayanamadığım bir özlemim vardı ve Konya'ya geri dönerek okuldaki resim hocam Efser Ismail Hanım ile evlendim" • Hocam, galiba sizin özel yaşamınız resim yaşamınıztn böylesine özdeşleşmesinin bir diğer ismi Efser Hanım?.. ile CtM Tutant, 1910 yılında Çorhı'da dofidu. llkokuhı Aydın, ortaokulu Uşak'ta tammladıktan tonra, Konya Muallim Mektsbl'nl, daha tonra da Gazl EJIUm Edtblyat BAIflmu'nO brtirdl. Uzun yıllar Akblsar'da I adoblyat va TOrfcça tlratımnllfil yapan Tutant, Bolu va Edlrna llköğretman okullannda da müduriuk aörevlorlnde bulundu. öiranclllk yıllannda hasladıg'ı resim çalışmalannı Ancalarl unatçı, 1964'tan bu yana Istanbul'da adata reslmlt yanşıyor. 12. klsltal targlslnl açan Calal Tutant, «zalllkla "aA"larlyla tanınıyor... A • "Uzun yıllar önce, hem beni hem de bu dünyayı terk etmesine ragmen hâlâ en çok sevdiğim ve saygı duyduğum insandır Efser Hanım!.... lstersen tekrar Konya Muallim Mektebi'ne geri dönelim... tlk resim dersimiz. Sınıfa giren şişmanca bir kadın öğretmen, talıtaya çizdiği şematik bir kuş resmini bizim de defterlerimize çizmemizi istedi. Ben, resme karşı bir yeteneğinı olduğunu biliyordum. Onun çizdiği kuş resmı ni hiç zorlanmadan ve hemen aynısını kısa zamanda çizdinı. Çizgilerimi çok beğendi ve benitnle yakından ilgilenmeye basladı. Efser Hanım'ın da yardımıyla rcsmim gelişmcyc başladı. Okuldaki bütün sergilere katılıyordum. Tiyatro salonunun dekorlannı resimlemek görevi bile bana verildi. Bu çalışma çok beğenildiği için, kız muallim mektebinin sahne dekorlannı da bana verdiler... (O yıllarda kız mektebine, hem de Konya'da, selevatla girilir.) Neyse biz oradaki işi de yüzümüzun akıyla bitirdik. O yıllarda Efser Hanım benim için yal nızca çok saydığım bir hoca, bana yardımlanndan dolayı da sevdiğim bir abla idi yalnızca ve de beni resim çalışmalarında ilk yüreklendiren • Ya evlilik? • "Okulun son yıllannda zamanımın çoğunu Efser Hanım ve annesi ile birlikle geciriyordum. O kadar ki bazı geceler onların evinde bile kalıyordum. Hendek'e gittikterı sonra onlardan daha fazla ayrı kalamayacağımı anladım. Onlarla birlikte olabilmenin tek şansı da Efser Hanım ile evlenmekti... Bcn de bunu yaptım. Oittim Konya'ya, annesinden, 'Allahın emri ile1 kızı Efser Hanım'ı istedim ve evlendık. Bu olay Konya'da bomba gibi patladı ve söylentilerin önü ardı kesilmez oldu. Bunun uzerine kendimizi Çanakkalc'ye tayin ettirdik. Daha sonra askerlik için gittiğim Bayramiç, galiba ilk doğru dürüst resme başladıgını yer oldu." Celal TUtant Hoca, hem okul yıllarından hem de Efser Hanım'dan söz ederken o günleri yeniden yaşıyorcasına duygulu ve heyecanlı... Belki de bu yasta, "bir delikanlı canlılığıyla" onu ayakta tutan, bu duygu ve heyecanları... 8