26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

B fifi AZARIN PENCERESİNDEN Selçuk Erez Oynandığı an doğacak bir dram 'omez Mcnoikeus mu? Teire<mıs Evet! Tanrılar onu seçti! Therewıs bai'nin yasama.sı ıçın Menoikeus'un ölmesı gerek! Hıç kimsenin zorlaması olmadan? Kcndı ıradesiyle Thebai uğruna ölmcsi gerek! Oysa o kararsız!.. (Oorur gıbi bakarak) Yalnız geleceği gflren kör gözlcrimle görüyorum hâlâ onu! Thebai'nin surlarının en yuksek burcuna çıkmış! Aşağı atlamalı! Ama atlamıyor! Olympos'takı butun tanrılar yukarıdan, 'Atla' dıyc bağırıyorlar ona! Ama o atlamıyor!.. Tanrılara karşı duruyor." Thebaı'dc veba salgını vardır, kıtlık vardır, Argos orclusu Thebaı'yı kuşatmişlır. Thebai'nin kör kâhinı Tcıresıas, kurtulmanın yolunıı soran kıral Eteokles'e cevabmı vermek için baktığı bağırsak f'alında bu sonııca ulaşmıştır. Menoikeus, Thebai'nin en unlu heykcltıraşıdır. Scvgılisi Theope'nin Fenikeliler tarafından kaçırıldığı, Menoikeus'un onu bulmak içın yedi yıl diyar diyar gczdiktcn sonra sonunda sevdiğine kavuştuğu bilinir. Kftr kâhinin kchanetını öğrenen Menoikeus, 'Theo' dcr sevdiğine, 'Yaşamak isliyorıını! Yaşamayı hak eltim! Sana kavuşuncaya dck mevsimlerce, iilkelerce, dcniılerce sabrellim! Anla ne olur! Bugun olemem! llayatımı hep bugüne ertelemiştim! Talihimle ödeşmek ivin scninle daha bin yıl yaşamaın gerek... Ve daha bin yıl yaşayabilirim! Derimin altında buna yelecek giicii duyabiliyorum.' Theope, atladığında kurtaracağı ınsanlar tirmezdi... Dilin akıcılıgına çok oncm verdim... Turkçe oyunlar arasında Turk dilinin tadını verenler pek az. Scvim Burak'ın 'Sahibinin Sesi'ni, Oguz Atay'ın 'Oyunlarla yaşayanlar'mı dil açısından bana bu zevki veren uç beş yapıt arasında sayarım." Yedi yılda yazılan oyun Buktel, Fheope'yi 1981'de tasarlamağa başlamış... Henıen hemen yedi yılda oluştıırmuş; Menoikeus'un kaybettığı sevgıhsini ararken tıikettiğine eşıt bir süre bu! Son u<; yıl içinde butun zamanını Theope'ye ayırabilmek için reklam ajanslarında surdürduğü metin yazarlığından ayrılmış, birıktırdığı üç beş kuruşla ıdare etmeğe çalışnuş. Yetmediğinde kaldırımlarda, açıkhava sergılerınde kitap salmış... Coşkun Buktel'in Theope tutkusu, bana rahmetli Ilaldun Taner'dcn dinlediğim ba>ka bir edebi tutku öyküsünü hatırlattı: Bir Alman yazar yıllardır görmediği eski bir arkadaşına rastlar. Arkadaşı iki fabrika sahıbi zengin bir ışadamı olmuştıır. Uzun sıirc eski gunlcrı yadettıkten sonra fabrıkatör, arkadasının tasarladığı romanı kaleme alacak rahat bir yerin olmadığını anlayınca ona kışlık evinin anahtarını verır; "Ben yazlıktayken sen evimde rahat olur ve romanını bitir" der. Yaz sonunda dönen fabrikatör, evinı tamtakır bulur: Halıların, tabloların yeller esmektedir yerlcrınde... Yazarı arar, davacı olur... Yazarın, yazdığına guvenı o kadar engin, işlemekte olduğu konuya tutkusu o kadar güçlüdür ki, avukat tutmayı gereksiz sayar, savunmasını kendı yapar: "Yiyecegimi, içeceğimi saglamak için çalışıp Alman ulusunu ve butun insanlıgı bu çapta bir escre kavuşturma konusunda gecikme hakkımı kendimde goremedim!" Bizim tutkun yazar Büktel de, kendini şöyle anlatıyor: "Babam İzmir'de, sinemalarda konlrol memuruydu. Butun sinemalara parasız gircrdim: Altı yaşımdan beri ne kadar çok film seyrettim... Bu nedenle çok genç yaşlarımda hile, bir filmi on dakika izleyince sonunıın nasıl gelecegini anlamağa başladım. Dramatik yapı nedir, nasıl olur? Ben bunu dogaçlama olarak kavramısımdır..." Buktel'in Varlık Dergisi'nde (Ağustos 1985) yayımlanmıs bir şıiri vardır "Doğmamış çocuklarıma" başlıklı bu şiırde ^oylc der: "Sizi anneniz intihar etti / Siz arkaik aynaları orten tozlar altında taammuden unutulmuş / O biıyuk a^klar kadar güzel ve imkflnsızdınız / O palales suratlılar dogsun diye dogamadınız!" Theope de Buktel'in henuz doğmamıs çocuğudur! Bugıine kadar bir oyunun sanatçının belleğinde şekillenıp kâğıda döküldüğü an, doğduğunu sanırdım. Bu güzel oyunu okudııgumda, oyunların aslında yazıldıklan an değil, oynandıklarında doğduklarını kavradım... Şimdi inanıyorum ki Theope'i sahnelerimizde ilk seyredeceğim gün, kendimi Siıleyman Çelebi'nın güzel bir doğumu müjdelemis "kanatlanyla revan" akkıışu gibi hissedeceğim. D dan söz açınca da 'Öbiir insanlar, Pöh! Bana öbıir insanlardan soz etme,' der; 'Bu yangında kıırtarmanm gereken en son şey, öbur insanlar! Aslolan bizi/!... Yeryuzunun hikâyesi yalnız bizim hikâyemiz! tnan Theo, bizim rastlaşmamıza kadar yeryuzunde önemli bir şey olmadı! Bizden önce olanlar, yalnızca provaydı. Tarih baslamak için bizi bekledi! Bizim dışımızda yaşanan herşey, bi zim yaşadıgımız ömriın dokumaüinda küçiik birer ilmek olmaklan oleye gidemedi! Her şey her şey bu an ivindi! Bu flna gelinmesi içindi. Hayatın belirdigi ilk gunden bu yana geçen butun zamanların amarı, ikimizin bu anda, burada, bunları yaşama.sıydı! Butun obur hikflyeler bizim biıyuk hikâyemizin birer ayrıntısıydı!.." Bu oyunda Teiresisas var, Haimon var, Klekokles var, Polyneikse var, Kreon var... Sofokles'in oyunlarında adı geçenlcr var ve onıın ki^ileri gibi konu^uyorlar... Ama bu bir Sofokles oyunu değıl, Freud okumuş bir Sofokles'ın oyunu olabılırdı... Anouilh mi yoksa Sofokles mi? Anouilh olmasın? Onun da Antigone'u vardır! Olamazçok faıklı bu: Thebai şehrı, Anouilh'ın Antigone'undan ölmesinı değıl yaşamasını ister, ni^anlısı Haimona çocuk doğurmasını ıstcr. O, toplumun ısleğıni, ölumü seçerek yadsır. Theope'deyse gelenek, Menoikeus'un ölmesini gerektirir. O, yaşamayı seçerek direnir geleneğe ve tanrılara. Theope, Coşkun Buktel'in bir oyunu... Yargısına inandığını bir arkadaşımın önerisiyle okudum bu uç perdelik, altı sahnelık oyunu. Okuyunca da Buktel'ı tanımak istediııı. Büktcl, bana "Modern Drama" Dergisi'nın 29. cıldinin ilk sayısında yayımlanmış bir makale gösterdi: "Klasik Mitoluji Temalannı Kullanan 20'yy. Oyunlan" başlıklı bu ya/ıda Susan H. Smith bu tür 740 oyun saptamı>; bunlardan 49 tanesı Antıgone'dan kaynaklanmış. "İyi olması tesadüf değildir; çok uğraştım!" dedı Büktel "Mesela, bir sahneden Menoikeus'un ayrılması gerekiyordu... Nasıl, hangi gerekçeyle ayrılacagını tam bir buçuk ay düşündum. Her kclimenin anlamlı olmasını, oyunda hiçbir kelimenin gereksiz yere yer almamasını istedim. Kolay anlaşılır, kolay seyredilir olması, derin olmamasını gerek 14
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear