Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAFTAN I N K O N UĞU ' Cem İdiz, "Türkiye'de genç besteci mi var?" anlayışını eleştiriyor 'Eserinizi çaldırmak hatır işi' Genç bestecilerin bestelerini seslendirme olanağı bulamamalarını yukarıdaki sözleriyle özetliyor, şimdiye kadar bir yığın besteye imzasını atan Cem İdiz. Günseli Önal esteci Cem tdiz'in yaşı 29 ve şiındiye kadar "Barış", "Ah Şu Gençler", "Bir Şebnaz Oyun", "Bir Ceza Avukatının Anıları", "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" adlı oyunlara müzik, "Faize HUcum", "Ve Recep Ve Zehra Ve Ayşe", "Ölmez Agacı", "Ateş Böcegi" adlı rılmlere ve bazı belgesellere özgun müzik yaptı. Bu arada "Beş çalgı için kuçuk suil", "Piyano için tema ve varyasyonlar", "Viyolonsel sonatı", "Solo keman için monolog", "Iki keman için diyalog", "Piyano sonatı", "Yaylı çalgılar dörtlüsü", "Yaylı çalgılar orkestrası için prelud" gibi eserler besteledı. Sanatçı haien bir "Viyolonsel konçertosu" ile "Sisyphos" adlı bir bale üzerinde çalışıyor. B • Üzerinde çalıştığınız bir besteniz var mı? • Bir viyolonsel konçertosu üzerinde çalışıyorum. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın seslendirmesi için hazırlıyorum. Yalnız onun bir prosedürü var. Bir ön kuruldan geçecek. Çalgıanın kabul edip kendi önerisı olarak götürmesi de söz konusu. Bittiği zaman o prosedürden geçecek. Tabii uzun bir çahşma. Daha ne kadar süreceğini bilmiyorum. • Daha önce de böyle büyük besteleriniz var mı? • CSO'da seslendirilmiş yok. Ama oda müziğı konserlerinde seslendirilmiş bestelerim var. • Kaç tane besteniz var? • Seslendirilmiş bestelerim 20'ye yakın. Ama onun dışında da bestelerim var. • İlk bestenizi ne zaman yapmışttmz? • 1974'de yazmaya başlamıştım. Viyolonsel öğrenimime devam ederken, o zaman hocam Muammer Bey'dı. (Muammer Sun). Muammer Bey sınıfta özellikle kulağı iyi olanları, solfeji ıyı olanları, (kı o zaman bir iki kişıydik. Bir de Kâmran lnce vardı). Hiç kural tanımadan, hıçbır çerçeveye girmeden beste yapmaya teşvik ederdi. 1lerde kompozisyon bölümüne geçeceğimizi düşünerek tabii. Bİ7 de o zaman, içimizden ne gelirse yazardık. Ama dediğim gibi, kuralsız, serbest, en ilkel biçimınde yazardık. O zamanlar yazmaya başladım. Saruyorum önce küçük piyano parçalan, bir de viyolonselci olduğum için solo viyolonsel parçaları yazıyordum. tlk besteler onlar oldu. tında hissetmiyorsunuz kendınızı. Dolayısıyla da Muammer Bey'in belli bir stıli var ve o stile bızı sokmaya çalıştı. Bİ7 de doğal olarak, ilk yıllarda çok fazla onun etkisindeydik. Farklılık hocalar değiştiğinde hemen kendisini gösterdi. • İlk yaptığınız besteler duruyor mu? • Hepsi değıl, bir kısmı duruyor. • Yurtdışındaki eğitiminızde ne gibi farklılıklarla karşılaştımz? • Orada bu söylediğim farklılık vardı. Yani, dünyada bugüne kadar neler yapıldığını ve bugün neler yapılmakta olduğunu gördük. Onları geniş bir perspektif içerisinde inceleme ile geçti daha çok. Dolayısıyla seçim daha çok bize bırakılıyordu sonuçta. Insan zaten farkında olmayarak o yönde kişiliğini buluyor zamanla. • Seslendırilen bestelerinızi yapmaya yurtdışında mı başladınız? Yurtdışına gitmeden önce bir tane konservatuvar konserim olmuştu. Lahey Konservatuvan'nda da, bir kere okulda bir konserimiz olmuştu. • Daha çok oyun ve film müzikleri yapıyorsunuz. Bunun bir nedeni var mı? • O, bir dönemdi. Tabii, bundan sonra yapmayacağım anlamında söylemiyorum. Aslında daha çok yaptığım o değildi de, daha çok duyulan oydu. ÇUnkU biliyorsunuz bizim alanımızda, özellikle genç besteciler çok fazla seslendirme olanağı, bulamıyor. O zaman belki başka şeyler de çalışıyor idiysem de, duyulanı doğal olarak sahne müziği ya da film müziği oldu. • O, bir dönemdi dediniz. Şimdi farklı bir dönemde misiniz? • Yoğundu. Şimdi elimde viyolonsel konçertosu, hatta bir de bale müziği var. O ikisi olduğu için zaten yapamıyorum. • Bale müziğiniz nedir? • Koregraf Nasuh Barın ile birlikte oluşturduğumuz bir libretto Üzerinde çalışıyoruz. • Genç bestecilerin bestelerini pek seslendirme olanağı bulamadığından sözetmiştıniz. Genç bestecilerin özellikle Türkiye'de sorunları neler? • Var, Türkiye'de özellikle var. Hatta belli başlı iki sorunu var diyebiliriz. öncelikle yaratım aşamasında sorun var. Türkiye ne yazık ki müzik sanatının dünyada vardığı noktanın oldukça gerisinde kalmış durumda. Böyle olunca da müzikte gelişmiş olan ülkelerin geçirdiği aşamaları olduğu gibi adım adım izleyerek gelişme yolunu seçmek, her zaman daha geride kalmaya nıahkum edeceğinden belirli basamakları atlamak, bir kısmını da hızlı geçmek durumunda kalabiliyoruz. Yalnız belirli basamakları atlayınca da geniş kitlelerce kabul görme imkânı oldukça azalıyor. • O zaman ne oluyor? • Genç bestecinin çok zor bir kararla karşı karşıya kalması söz konusu. O da şu, çok kişi şimdilik beni dinlemesin deyip o sözttnü ettiğim basamakları atlayarak da gidebilir ya • Tamamen serbest, kuralsız beste yaptığınız bu dönem, çahşmalarınızın daha sonraki bölümünü nasıl elkiledı? Kâmran lnce ile aranızdaki ilk farklılıklar nasıl ortaya çıktı? • Kompozisyon eğitiminde, özellikle ilk yıllar, hocanın etkisi direkt olarak görülüyor. Çok sağlıklı bir eğitim yolu mu bilmiyorum, ama hoca adeta ilk yıllar kendi üslubunu empoze etme yoluna gidiyor. Gerçi Türkiye'de bu böyle. Yurtdışında pek fazla bir baskı al 7959 da Ankara'da doğan Cem İdiz, W1'de Ankara Devlet Konsemtumı Viyolonsel Bölümü'ne girdi. Doğal Çangaf'ın öğrencisi oldu. Konsemtuvardaki beşind y///nda Muammer Sun'un önermes/y/e kompozisyon bölütnüne geçen ve orada Sun'un öğrencisi o/an sanatçı, daha sonra da İstanbul Devlet Konsemtumı nda Ceng/'z Tanç /7e çalıştı. 79781979 yjffarında Hof/anda Lahey Kraf/yet Konsemtuvan'nda kompozisyon ve çagdaş müzik biçimleri ögrenimi gören İdiz, halen İstanbul Devlet Konsemtuvan'nda öğretim üyesi olarak çalışıyor.