Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S A Ğ L I K Erdal Atabek R A S G E LERaif Ertem Güz geldi, sefa geldi... Bu yaz üzerimize yapışıp kalan nemli sıcaklardan sonra güz serinliği çok iyi geldi hepimize. Ama dikkat etmemiz gereken yeni durumlar ortaya çıkanyor bu serin havalar. üz geldi, havalar scrinledi. Unutulan ceketler, süetcrler, hırkalar birer ikişer ortalara çıkmaya başladı. Doğrusu, bu yaz üzerimize yapışıp kalan nemli sıcaklardan sonra güziln serinliği çok iyi geldi. Ama insanoğlıı unutıır. O bunaltıcı sıcaklardan oflayıp pufladığını unutur da havaların soğumasından yakınmaya başlar. Şimdi, mevsirn değişmesine yeni bir bedenselruhsal uyum sağlamamız gerekiyor. Hava ısısının düşmesi, yağışların başlaması, nem oranının değişmeleri, güneşin daha erken saatlerde batması, biyoritmimizin de bunlara uyarlanmasını zorunlu kılıyor. Bu da herkese göre değişen bir uyum süreci demektir. Hava koşullarının değişmesi "üşiitme"ye yol açar ve buna bağlı "mevsim hastalıkları" ortaya çıkar. "Nezle", bu mevsim hastahklarının başında gelir. Birkaç aksırık, arkadan sırt ürpermesi, genizde bir kaşınma duygusundan sonra burun aknıaya başlar. Birkaç gün kırgınlık, keyifsizlik, hafif halsizlikle geçer. Meraklıları hemen ilaçlara sarılır. Grip ilaçları diye bildikleri ilaçları, yitamin haplarını, kimi zaman da antibiyotikleri üst üste içerler. Oysa "nezle"nin öyle ilaca, vitamine falan gerekliliği yoktur. En iyisi bir iki gün dinlenmektir. Kırgınhk için aspirin ya da benzeri bir ilaç, burnun tuzlu suyla sık sık temizlenmesi (bir büyük bardak suda eritilmiş bir çorba kaşığı tuz), bol içccek, bedeni sıcak tutmak yeterlidir. Anlibiyotik kullanmak sadece gereksiz değil yanlıştır da mikropların direnç kazanmasına yol açar. "Grip", bu geçiş döneminin hastalıklarından biri. ü da nczlc gibi virüs hastalığıdır. Daha çok kırgınhk, halsizlik, beden ağrıları, kimi zaman da ateş yüksclmcsi görülür. Burda da an Ege'nin dibi sanki ge'nin dibi. Bir başka dünya. Gcçmiş ve an birlikte. Yaşanır Ege'nin dibinde. Bir bakarsın koca bir sütun uzanmış. Isa'dan bilmem kaç yıl önceden kalmış. Başı kcnara düşmüş. Otların içinde. Bir bakarsın parke yol, ya da kaldırım. Açıklara doğru uzar gider. Anlarsın eski bir kentin sokağı, yol... En derin yerinden bir kaya yiıkselir. Suyun yüzüne dek. Ya gözükur ya gözükmez. Kimbilir kav tekne vurmus parçalanmıştır. Kalıntıları dipte. "Ne çok enkaz" Ahmet Necdet. Testi kırıkları. Belli şarap taşıyormuş. Dibi yuvadır. Balıklar oynaşır. Orlb/.. Senin boyıında. Patlak gozleriyle bakar. Sinagrit çalıınh calımlı dola^ır. Levrek, denizlerin dişsiz canavarı. Kabuklular, kabuksuzlar. Birlikte yaşarlar, birbirlerini yerler. Yaşam kaynar Ege'/ıin dibinde... Dün... Dışardan bakınca göremezsin, anlayamazsın. Köpük köpüğe poyrazında, lodosunda, imbatında. Esmese de ölü dalgalar çalkalanır durur. Yine diri dalgalar, ölü dalgalar çalkalanıyor. Ama dibi hasta, yaralı. Kocaman oyuklar açılmış. Burun ııçlarında, ada kı>ılarında. Dinanıit!.. Bugünlerâe çoğaldı. Sabahlan boğuk bir "güm" iesiyle irkilirsin. Alacakaranlıkıa. Su havalanır. Toprak kaynar. Durulur. Büyük balıklar, küçük balıklar. Yayılır suyun üstune. Irilerini toplar, acele giderler. K.üçükleri serilir kalır. Parmak kadar. Milyonlarca. Sürünen ağlâr, sürtünen ağlar. Tirol, algarna gibileri. Çamurıı, otu tarar geçer. Savaş alanına döner denizin dibi. Ne yuva kalır, ne yumurta, ne yavru. Ele gelenini toplarlar. Gerisini sıipürüverirler denize. Milyonlarca milyarlarca küçük balık. Ölü... Bugün... Sahibi yok mu bu ülkenin? Göz göre göre yapılıyor bunların hepsi. Jandarması, polisi, sahil koruması. Sabahleyin başını çıkarıp denize bir bakıverseler. Körfezde dolaşan gırgırları görürler. Dinanıit sesini duyarlar... Ama neden?.. Geçcn hafta. Çandaılt Körfezi'nde, Yeni Şakrari'da daldım. Bir garip oldum. Yeni atılmış dinanıit oyukları. Daha toprak kaynıyor. Sıra sıra. Demek ki her gün atılıyor. Gırgırlar körfezin aynlmaz parçası. Algarnalar ta kıyılara dek tarıyor. Büyük yara açıyor. Balık bitnıiş. İvletrelerce ağ'dan çıkan balığı bir metre sopayla toplardık. K.ıyılarda dolaşırkcn. Paragetalar boş. Çıpuraya hasret. Allı mercanlar, telli kupezler kaybolnıuşlar. Mernıer sütunlar yine yatıyor. Başları keııara düşnuiş. Malızun. Öyuklarda, \u\alarda balık yok. Aiten yııvalar bozıılmuş. Tek bir ahtapot aktı geldi. Göz gttzeyiz. Çe\resinden tedirgin. Belli. Ürkek ürkek kıpııdadı. Kaıa bo\Tisını attı, kayboldu. Miırekkcbi bir süre daha kaldı. ÇalKalandı. parcalandı dağıldı. üittiği yerde otlar titreşiyor. Ahtupotun! Sauki baska caıılı yok. Yalnızmı. Ürpeıüinı. Daha î'a/la kalamadıııı. kaçarcasıııa çıktını. Ege'nin dibi. Sanki ölü cibi. Rasgele!.. ] E G tibiyotik etkisizdir. Ancak "grip"te kesinlikle dinlenmek gereklidir. Hem hastanın kendisi, hem de başkalanna hastahk bulaştırmaması için gereklidir. Beden kırgınlığı için ilaç kullanmak yararlı olabilir. Vitamin haplarına sarılmak gene gereksizdir. Limonata (sıcak da içilebilir), ıhlamur, bol içecek hastalığın geçişinde yardımcı olur. "Bademcik yangısı Anjin" bu mevsimde daha sık gördüğümüz hastalıklardan. Genellikle aynı hastahk sanılırsa da değildir. "AmigdalitBademcik yangısı", boğazın iki yanındaki "amigdalbademcik"lerin yangısıdır. Boğazda ağrı, yutkunma güçlüğü, ateş yükselmesi, beden kırgınhğıyia kcndini gösterir. "Anjin", boğazdaki lenf dokusunun yangısıdır ve daha yaygın bir durumdur. Burada da "amigdalit" olduğu için (bademcik de lenf dokusunun bir bölümüdür) belirtileri hemen hemen aynıdır. Ateş, özellikle çocuklarda çok yüksek olabilir. Bu durumda uygun bir antibiyotiğin kullanılması doğrudur. Birlikte "ate$ düşürücü ağrı kesici" bir ilaç verilir. Hastahk süresince dinlenmek gereklidir. Okul çocuklarında diş sağlığı Diş hekimlerinin okul çocukları üzerindeyaptıkları araştırrcalar, diş sağlığında önemli sorunlarımız olduğunu gösteriyor. Işın gerçeği şu ki "dişlerimizi" sağlığımızın bir parçası sayma kültürümüz çok eksik. Oiş hekimi dostlarımızın gözlemlerine göre, insanı diş hekimine götüren en önemli neden "diş ağrısı' dır Dişlerimız ağrımadığı sürece hiçbir sorunumuz yok gibi davranıyoruz. Oysa diş ağrısı, oldukça ilerlemiş diş çürüklerinin belirtisı. "Normal dlşlerin bakımı" denilen olay, sağlık kültürümüze neredeyse yabancı bir kavram. Ama bu bakımı yaptınrsak dişlerimiz, diş etlerlmiz, ağız içi sağlığımız daha başlarda sağlanmış olacak. Okul çağı çocukları genel olarak sağlıklarıyla ilgilenmeyi öğrenmişlerdir. Dişlerinin önemini de kavrayamazlar. Onlera öğretilecek ilk davranış, dişierin doğru temizliğidir. Aslında dişlerin doğru temizliğini, pek az kışi bılmektedir ya. Dişlerin doğru fırçalanması, diş etlerinin temizlenmesı, diş ipi kullanımı gibi diş temizliği tekniklerinın iyi bilinmesı gerekir. Dişlerin bakımıyla ilgıli bilgılerin sıstemli verildiği bir yer yoktur. Diş macunu reklamları da olmasa kimsenin bir şey görecegi yok. Böylece, dişlerin yavaş yavaş çürümesi de farkına varılmadan ilerler. Diş etlerinin hastalıkları yavaş yavaş ilerler. Ne zaman ki ortaya bir diş ağrısı çıkar. o zaman bir hastalık olduğu anlaşılır. Gene de bir diş hekimine gidilmesi oranı düşüktür. Genellikle diş ağrısı geçirilir ve her şey bir süre ıçih unutulur. Oysa, diş hastalıkları, diş eti hastalıkları hem kronik bir yangı olarak çeşitli beden bozukluklarına, halsizliklere. kırgınlıklara yol açar, hem de başka organ hastalıklarına neden olur. Okul çocuklarının diş sağlığı sanıldtğından daha önernlidir "Haydi büyükler, çocuklarınızı diş hekimine." C Çocuklann virüs hastalıklarında Aspirin kullanılmasının reye hastalığına yol açması tartışmaları nedeniyle bu durumda "ağrı kesici ateş düşürücü" olarak parasetamol kullanılması doğrudur. Çocuklarda aspirin konusunun yarattığı çekince bu duruma ilişkindir. Antibiyotik kullanımında ne zaman kesileceği konusunun da bilinmesi gerekir. Ateş düştükten iki gün sonraya kadar antibiyotik kullanımının sürmesi, sonra kesilmesi gerekir. Antibiyotik kullanımına başlandıktan sonra çabuk kesilmesi hastalığın yeniden ortaya çıkmasına yol açar. "DrakeitBronşit", mevsim hastalıkları arasındadır. Virüsler, bakterilerle olmaktadır. Boğazda tarazlanma duygusu, öksürük, boğazda kızarıklık, genel beden kırgınlığı görülür. Eğer "bronşit" varsa öksürük daha olgundur, balgam da çıkarıhr. "TVakeit"lerde öksürük kurudıır ve gıcıkla başlar. İlaç kullanımı duruma göredir. öksürük giderici ya da bronşları temizleyici preparatlar, ağrı kesiciler, duruma göre antibiyotikler kullarulabilir. Sıcak içeceklerin, az konuşmanın yararı vardır. Sigara kesinlikle içilmemeli, sigara içilen ya da havası kirli yerlerde durulmamalıdır. "Sistif'ler de bu mevsimde daha çok görülür. Bunlar daha çok "kronik sistit'Merdir. Yağışlı havalarda bedenin üşümesinden, ayakların üşümesinden yeniden ortaya çıkarlar. Kadınlarda daha çok görülen bu hastahk oldukça inatçıdır. Çoğu kez de tam bir sağaltım sağlanmadığı için, zaman zaman düzelir, zaman zaman da yineler. Idrar ederken yanma, sık sık idrara çıkma gereksinmesi ile rahatsız edici bu hastalığın sağaltımı önemlidir. tdrar yollanna yayılma olasılığı bu hastalığın önemini daha da arttırır. "Kronik sistit'Merde uygun antibiyotiğin kullanımı, bu durumdan sorumlu olan antibiyotiğin "antibiyogram" ile saptanmasıyla etkili olabilir. "Antibiyogram", boğazdan, bronşlardan ya da idrardan hastahk yapan etkenin hangi antibiyotiklerden etkilendiğini bulabilmek için yapılan bir laboratuvar incelenmesidir. Bu yolla en etkin antibiyotikler saptanır, gerekli sağaltım doğru bir temele oturtulur. Hastalıklar da mevsimler gibidir, gelirler ve geçerler. Güz geldi, sefa geldi. D 15