24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

kentinde düzenlenen 'Komedi Filmleri Festivali'ne katılıyor. Geçen yıl, 'Sinema Günleri' nedeniyle lstanbul'a gelen UNESCO Film ve Televizyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Enrico Fulchignonni tarafından beğenilerek festivale katılan Davacı'nın xönetmeni, Zeki Ökten. 1977 yılında, yine Zeki ökten'ln yönettlgi 'Kapıcılar Kralı' filmindeki rolümle 'En lyi Erkek Oyuncu' ödülünü almıştım. Bu, Türkiye'de, jönlerin dışmda bir komedi oyuncusunun ilk kez böyle bir ödiilün sahibi oluşuydu. Yani bir geleneği yıkmıştım ben. Aynı yıl Sinema Yazarlan Derneji'nin 'En lyi Oyuncusu' ödülü de bana verilmişti." • Oyuncuların beyazperdede pek çok ayrı tipi canlandırmaları, kılıktan kılığa girmeleri ve bunda inandırıcı olmaiarının sırrı, hep merak edilir... Bazı sanatçılar böyle bir başarmm, canlandırdıklan tipe tam bir konsantrasyon ile vanlabildiğini savunurlar. Senin bu konudaki yaklaşımın nasıl oluyor? • "Beyazperdede oynayacağım tipi, önce kendime indirgeyerek başlarım işe. Daha senaryo safhasında, yaratılan tiple kendi aramda çok ufak da olsa benzer bir yan bulmaya çalışırım. Bunu yakaladığım anda, artık yola çıkmak kolaydır benim için." tipe tümüyle konsantre oluyorum' derken canlı birini ya da kendi kişiliğini yok etmek bu kadar kolay m:? Bu iddia biraz palavra ve biraz da balon geliyor bana!..!1 On altı yıldır sinemanın içinde olan ve kendi deyimiyle, bunu hep 'star' olarak sürdüren Kemal Sunal ile görüşürken konuyu biraz Kemal Sunalın kendisinden uzaklaştırıp, Türk sinemasının geneline de eğilmek gerek sanırım... Bugünkü krizle ilgili görüşleri nelerdir ve de bu krizden çıkabilme yolları hakkında duşundukleri var mıdır Sunal'ın?.. • "Türk sineması, 1970'H yıllarda televizyon patlaması ile önce sinema salonlarından başlayarak girdi krize. Bu da hemen yapınıcıları etkiledi. Ondan sonra bir ikinci dalga, video salgını var... Daha önceleri bölge sinema işletmecilerinin elinde olan belirleyici fınans, şimdi video işletmecilerinin elinde. Video işletmeciliği ise sinemalardaki gibi değil; yalnızca Almanya ve Türkiye haklarını almakla oluyor. Fakat sanınm video piyasası sinemadan farklı olarak, kontrolU oldukça güç bir piyasa. Bu kontrolsüzlük, yapımcıları ve dolayısıyla da tüm sinemayı maddi açıdan olumsuz bir yönde etkiliyor." Sunal, sinemanın geleceğini düşünürken de pek umutsuz değil. • "Kanımca, video da televizyon hevesi gibi, yakında geçecek. lnsanlar yeniden sinema salonlarında ve büyük perdede film seyretmenin tadını arayacaklar. Buna paralel olarak da iyi sinema salonları ve kaliteli film yapma zorunluluğu yeni bir soluk getirecek sinemamıza. Son yıllarda sinema günlerine ve özel sinema gösterilerine ilgi, bunun ilk işaretleri gibi geli yor bana... Şimdilik çoğu meslektaşımızın tek dayanağı, televizyon yapımları. Yeşilçam'ın çalışanı, geçimini oradan sağlıyor. Bu daha ne kadar sürebilir, bunu da bilemiyorum!' "TV'yi kabul etmem!" Söz televizyona gelmişken Sunal'ın ekran teklifi alıp almadıgı ve bu konuda belli bir politikası olup olmadığını sormadan geçmek, olmaz herhalde... • "Televizyondan bugüne kadar birçok kez teklif aldım. Şartları ne olursa olsun, kabul etmeyi hiç düşünmedim. Bundan böyle de kabul etmeyeceğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Hele artık televizyonun evlerde radyo görevini Ustlendiğini düşünUrsek!.. Sohbetimizin başında, senin anımsattığın, 'Suratımı eskitmeme" kaygısı, burada da ön plana çıkıyor!.. Şaka bir yana, gerçek neden, sinemaya ve sinemacıya olan borcumdur. Ben sinemadan kazandım. Bu kriz dönemlerinde de, en çok Kemal Sunal filmleri iş yapıyor. Yani sinemacılar ve yapımcılar da benden kazanacaklar. Bunun aksi benim adıma bir ihanet olur Yeşilçam'a..." • Burada, ara sıra gazelelerde gördüğümüz ve senin film başına aldığın ücret olarak gösterilen büyük rakamlar için demek ki doğruymuş diyebilir miyizl • "Sinemada aldığım ücret, yalnızca yapımcıyla benim aramdaki bir anlaşmayla belirlenir. Bugüne kadar hiç kimseye bu konuda bir rakam söylediğimi hatırlamıyorum. Ama gazetelerde, o rakamları gördükçe, 'Inşallah bir gün alırız' deyip gülüp geçiyorum. • Bu ücret konusunu, seninle yapımcılar "Konsantre olmak" ne demek? Kendisi hakkında söylenenleri yanıtlarken bile yalnızca kendi kendine hesaplaşmayı yeğleyen, iddiası ve hatta övünmesiyle bile, yalnızca kendi kendine olmaya çalışan Sunal, burada biraz düşUndükten sonra oldukça sert bir eleştiriye girmekten ahkoyamıyor kendini... • "Oynayacakları tipe konsantre olduğunu savunan sanatçı arkadaşlara, ben de çoğu kez rasthyorum. Bu bana pek inandırıcı gelmiyor. Bir sanatçı, oynayacağı rolü kendi beynine ve duygulanna mal ederse iyi ve kontrollü bir oyunu sağlayabilir. 'Ben oynadığım arasında bırakalım... Oynadığm filmde kendini izleyip elestirir misin? ,, • "Oynadığım filmlerin hepsini dikkatle izlerim. Bazen benim de bcğenmediklerim oluyor. Tüm aşamalannda beğendiğimiz bir proje, bazen iyi sonuç vermeyebiliyor. Başkalarının bu konuda yaptığı eleştirileri saygıyla karşıhyorum. Ama ben ne kadar beğenmesem de kendi çocuğum kadar sevdiğim filmleri fazla eleştiremiyorum. Bu da benim duygusallığım herhalde..." Sinemaya 70' li yıllann krizli dönemlerin,de başlayan ve bugün, "Sinemanın lek stan benim," diyebilen Sunal'ı, bunca çalkantı hiç mi etkilemedi acaba? • " 1972 yılında başladığım sinemada, 74'ten bu yana, 'starlık' unvanını aynı düzeyde sürdUrüyorum. O yıllarda sinemanın geçirdiği krizli günlerde de bugün de kurtarıcı hep Kemal Sunal oldu! Bu gerçeği çok açık ve net söylüyorum. Benim sinemadaki yerimi ve starlığımı tartışmak isteyenlere de en iyi yanıt bu olsa gerek..." • Kemal Sunal, senin sinemadan önce uzun bir tiyatro geçmişin olduğu biliniyor. Son günlerde sıkça duyduğumuz bir söylenti, tekrar tiyatroya döneceğin konusunda... Bu söylentileri de burada aydınlatalım istersen... • "Bunu ilk kez şimdi duyuyorum. Ben siı nema oyuncusu olarak zaten tiyatrodan çok j ayrı bir meslek seçmiş değilim. O nedenle de sahneyi artık pek aramıyorum. Bazen belki bir kıvılcım parlıyor; ama o da gelip geçici. Hem bu kadar sözden sonra Kemal Sunal'ın oynayabileceği bir tiyatro salonu var mı ki Türkiye'de?.." Bu yan şaka yarı ciddi yanıt, her ikimizi de oldukça güldürüyor... Artık sözü daha fazla uzatmanın da pek anlamı kalmıyor zaj ten. Hem dışanda akşam olmak üzere. YeI şilçam'ın oldukça dert yüklü sokaklarından yavaşça sıyrılıp, yine Yeşilçam yüklü bir lokalin barında iki tek atmanın vakti de gelj miş... Sinemanın ve sinemacıların geleceği I konusunu iyi dileklerle noktalıyoruz. Hızlı adımlarla Çiçek Bar'ın yolunu tutuyoruz...D <"\^?^v • " yapı KÜLTÜR, SANAT, MIMARLIK DERGISI YAPI Dergisine şimdi abone olun, %20 indirımden yararlanın ^kıi\' p.•* • '/ ." : • • f" '"S •j.v.v.T.r.V......^ \::vr. 'si^i;; j^^l^ 6 sayı 9^000. 7.200 TL 12 sayı 1/5ÖQ 14.000 TL DOSTLUK SARMTTARI Bu indirim elde mevcut eski sayılar için de geçerlidir. tlıeodorakis Itvaneli maria faranduri EFES ANTİK TİYATRO 23EYLÜL1988/SAAT:21.00 Eylül 1988 sayısı çıktı • 1988'de Kent ve Konut Kenan MORTAN • İmar Affı: Yap, Et, Affet Doğan HASOL • Niçin Prefabrikasy"on? Mete TAPAN • Prefabrikasyonda Mimari Tasanm Erol KULAKSIZOĞLU • Prefabrikasyonda Beton Necat CİLÂSON • Büyüyebilen Bahçeli Ev Cengiz BEKTAŞ • Proje + Uygulama • Oyak Tandoğan Ordu Pazarı Binası • Reşat Paşa Konağı BİLHŞATgLARI; YALNIZ D MUDO KORDON/İZMİR D MUDO HATAY7İZMİR a^yDO/KyŞADA^ Y/İZMİ İ 'NDA YAPILMAKTADIR. 6RUP REZERVASYONLARI İÇİN LUTFEN "EMİR 2 2 2 3 9 4 VE 21 6 0 7 1 NOLU TELEFONLARDAN BİLGİALINIZ. İZMİR EFES ANTİK TİYATRO OTOBÛS REZERVASYONLARI İÇİN İLERİ KİTABEVİ TEL.: 14 98 08 İZMİR yapıendüstri merkezi Cumhuriyel Caddesi 329 80230 HarbıyeİSTANBUL Tel: (1) 147 41 85/5 hat Teleks 26 026 yema Ir Teletaks: (1) 141 11 01 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear