26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

olan RodgersHammerstein ikilisi için u/un ve keyifli bir yoluıı ilk adımıydı. Artık yetkin bir müzikal için ön koşulun, sağlam bir librettoya yaslanmak olduğu, çoğu kişi tarat'ından kavranmıştı Broadvvay'de. Bugün dc döniip geriye bakıldığında, elli yıl öncesinden gunumuze kalan nuızikaller içinde, çok azının yeniden sahnclenebilecck duzeyde olduğu görülür; çünkü zanıan, zayıf librettoları süpürüp almıştır. Tüm 'Gcrshvvin mü/ikalleri'ndcn yalnızca "Porgy And Bess", tunı 'Cole Porter miizikalleri'nden yalnızca "Kiss Me Kate" (Shakespeare adaptasyonu olduğu için), tum *LenıcrLoewe miizikalleri'nden yalnızca "My Fair Lady" (Bernard Shaw adaptasyonu olduğu için) bugün etkileyiciliğini koruyanlardandır. Bu ncdcnlc, müzikaiin kalıcılığını sağlayan cn önemli etkenin güçlii bir libretto olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yok... Bir diğer önemli unsur da giderek güçlii ve 'kompleks' bir görsel efekl haline gelen danslar oldu Broadvvay müzikallerinde. Dans faktörünün ciddiyc almma.sı, henı oyunlardaki dinami^mi biıyük oranda arttırdı hem de daha doyurucu bir estetik bütünlük yavas, yavaş kendini ortaya koymaya başladı bu sayede. Dansın öneminin artması, yine kal, Broadway tarihinin başyapıtları arasındaki özel yerini aldı. Aynı yıl, yani 1964'te, bir başka önemli muzikal daha karıştırdı ortalığı. Gower Champion'ın sahneye koyduğu "Hello Dolly", umulanın da uzerinde bir ilgi görerek yönetmene buyük bir zafer kazandırmıştı. O tarihten itibaren müzikallerde dans unsurunun geliştirilmesini, yalnı/ca iki adam omuzladı: Harold Prince ve Michael Hennel. Follies ve Companv: Dansmüzik bileşimi dorukta Oldukça yüklü bir tiyatro eğitimi gören bu iki yönetmenkoreograf, en az Robbins kadar da yaratıcı yeteneklerle donanmıslarclı. Ancak İcooperasyonun önemi ve gerekliliği, arzuladıkları çıkışı yapabilmelerı için Stephen Sondheim'ın katkılarına da ınuhıaç bırakıyordu onları. Böylece, SondheimPrinceBennett uçlüsuntın ortaklığı gündeme gelirken, muazzam birer gösteriye dönüşen, göz kamaştırıcı muzikaller de art arda sahnelendi Broadvvay'de. Bunların içinde en çok ilgi loplayanlar, Robins'den öğrenilen dansmüzik bileşimi dengelerinin en ileri göturülmüş biçimlerini içcren iki önemli muzikaldi: "Company" (1970) ve "Follies" (1971). Company, muzikaller tarihinde RodgersHammerstein ekolünden bilinçli ve ayakları yere sağlam basan bir kopuşu içeren, Breüıt havalarına sahip bir gösteriydi. "Follies" ısc "Oklahoma!" da öncülüğü yapılan dınatnık dans unsurunu gerçek ustücu bir çizgıye çeken ozgün birdenemeydi. SondheimPrinceBennett ekibi, yetmişli yıllar boyunca önemli muzikaller sahneledi; "Pacific Overtures" (1976) ve "Sweency Todd" (1977) gelenek Broadvvay'in birçok ünlü müzıkalı, Hollyvvood ıçın her zaman 'ılham kaynağı' ıdı Judy Garland, "Ziegfield Follıes"de işte tanı 1957 yılında, söz konusu ekip çalışmalarının en başarılılarından biri gerçekleştirilirken, Broadvvay tarihind? de önemli dönüm noktalarıdan biri yasanıyordu: Leonard Bernstein'ın çağdaş caz öğelerini içinde barındıran nniziği, Rodgers ve Hammerslein'ın yanında yetişmiş 'harika çocuk' Slephen Sondheiın'ın şarkı sozleri ve yonetmenkoreograf Jeroıne Robins'in çarpıcı dans sekanslanyla anlatılan ilginy bir oyku, unutulmaz müzikallerden birini oluşturdu: "West Side Story" (Batı Yakasının Hikâyesi). Çağı ve gündemi titizlikle izleme sayesinde yakalanan bu başarı, modern anlayışla hazırlanmış muzikaller için de hoş bir örnekti birçok bakımdan. Daha da onemlisi, bugün "Broadway" dendiğinde, akla ilk gelen isimlerden biri olan Stephen Sondlıeim'ın da parlamasını sağlayan yapıttı. "Porgy and Bess" (1935), Broadvvay tarihinde önemli bir basamaktı 1943'teki "Oklahoma!" müzikalıyje bıriıkte gündeme gelmişti; koregraf Agnes de Mille ki daha sonra birçok başarılı müzikale de imzasını atacaktı dans olayını 'seyirlik bir yan unsur' olarak değil, kişiliklerin doğal ve uyumlu yansımaları gibi kullandı ve kısa bir süre içinde Broadvvay'in en önemli, en çok aranan koregraf oldu. Gypsy: Dansın görkemliliği "Wesl Side Story "den sonra Sondheim, oldukça önemli müzikallere imzasını attı Broadvvay'de. Bunlar arasında belki de en ünlüsü, l.aurent.s'in kitabı ve Jule Slyne'ın ınüziği üzerine kurulıı, yine Robhins tarafından sahneye konan " G y p s y " (Çingene). "Gypsy"nin bugüne dek Broadvvay'de gerçekleştirilmiş muzikaller içinde en görkemli dans sahnelerine sahip yapıt olduğu konusunda asağı yukarı herkes fikir birliği içinde. Ellili yıllar sona ererken, artık muzikaller yirnıi yıl önceki statik yapıyı iyice aşmış, birbiri ardına önemli yapıtlar sahnelenir olmuştu. Rodners ve Hamınerstein'ın "The Sound Of Music" (1959) ve Meredith Willson'ın "The Music Man" (1957) adh müzikalleri en çok yankı uyandıran (ve tabiı en çok 'para kazandıran') Broadvvay ürunlcriydi. Film yapımcıları ve yonetmenler Broadvvay'e çoktan el atmış, başlı başına Broadvvay'e yönelik çok sayıda dergi yayımlanmaya başlaınış ve müzikallcrin anayurdu, tam anlamıyla bir el'sane halıni alnuştı artık. 196O'lı yıllarda dans ağırlıklı muzikaller giderek daha fazla ilgi uyandırmaya başlarken, ünlu yönetmen Jerome Rohbins de son yapıtını sahneleyerek Broadvvay'den görkemli bir jübileyle uğurlandı. Sö? konusu yapıt, 1964 yılında gişe önlerinde izdihama yol açan unutulmaz oyun "The Fiddler On The Roof" (Damdakı Kemaneı)'dan başkası değildi. Yıllarca sahnelenen ve dünyanırı çeşitli ülkelerinden yuzbinlerce insanın ızlediği bu muzi Batı Yakasının Hikâyesi sinemada... West Side Story: Bir dönüm noktası 1957 yılı Broadvvay ve ınüzikaıler için bir zirveydi; panltılı,.gösterişli birambalaj içinde, unutamayacakları birkaç saat geçirmeye çağırıyordu insanları Broadvvay. Muazzanı paralar dönen bir endüstri haline cdmiş, birçok yapımcıya da acımasız bir rekabeti yaşatmaya başlamıştı. Artık bir müzikaiin sahneye konması, titizlikle seçilmiş dev ekiplerin oluşturulmasına, kesenin ağzının iyice açılmasına bağlıydı. En iyi besteci, en iyi söz yazarı, en iyi yönetmen, en iyi oyuncular, en iyi ışık diizeni, en iyi kostüm uzmanları, en iyi koregraf, büyük paralar ödenerek bir araya getiriliyor ve izleyici üzerindeki o büyuleyici etkiyi yaratmak için elden gelen herşey yapılıyordu. B u sabah, "Pazar Sineması"nda izleyeceğimiz "Batı Yakasının Hikâyesi", Broadway'de sahnelenen yapıtlar arasında en çok iz bırakanlardan birinın, dört yıl sonra beyazperdeye uyarlanmış bıçimi. Leonard Bernstein'ın müzığı, Stephen Sondheim'ın şarkı sözleri ve Jerome Robblns'in koregmfisi ile 1957 eylülünde Broadway'de sahnelenen, "Batı Yakasının Hikâyesi" için, RomeoJuliei öyküsünün ellili yıllar Amerikası'na taşınması, bu arada da sosyokültürel sorunlarla ayrı bir guncellik kazandırılması denebilir. Manhaltan'dakı sokak çetelerinin yaşadığı çatışmalar, Portorikolu ve Amerikalı gençlerin blrbırlerine karşı düşmanca tavırlan ve farklı çetelerden ıkı gencın yaşadığı fırtınalı aşk, "Batı Yakasının Hikâyesi'Yıin iskeletini oluşturuyor. Müzikaiin Broadvvay'de görduğü büyük ılgı üzerine harekete geçen Hollyvvood yapımcıları, 1961 yılında Jerome Robbins ve Robert Wlse yönetiminde filml gerçekleştirdıler. "Unlted Artists" imzasını taşıyan filmde, Natalie Wood "Marıa"yı, Richard Beymer da "Tony"yı canlandırdı. Aynı yıl Batı Yakasının Hikâyesi, "En iyi Film", "En iyi Yönetmen", "En lyı Yardımcı Kadın Oyuncu", "En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu", "En iyi Görüntü Yönetmeni" ve "En İyi Ozgün Müzık" dallannda Oscar ödülüne layık gorüldü. Filmın belki de en çok belleklerde yer eden özelliği ise Bemstsin/Sondheim ikilısinin verimli çaiışmasının urünü olan çarpıcı şarkılarıydı. Bunların arasında ilk akla gelenler, "Anita Rosalia" ikilısinin koro eşliğınde soyledıği, Latin havaları taşıyan "Amarlca" ve "Tony" ile "Maria"nın seslendirdıkleri "One Hand One Heart". Broadvvay tarıhındeki önemli dönüm noktalarından biri olan "Batı Yakasının Hikâyesi", film oıarak da tüm dunyada büyük yankılar yarattı. Bugün hâlâ kırklı yıllarda doğanlar için nostaljik tatlar taşıyor. n sel yapıyı daha da anlatımcı kılan birtakını poluik yaklaşımlan (kültür emperyalıztni, sınıf farkhlıklan) da içerdiğindcn, Broadvvay'de önemli bir yenilik anlamınagcliyordu. Yine yetmişli yılların 'anlatımcı' müzikalleri içinde en çok dikkat çekenlerden biri, (.'hristopher Ishervvood'un "I Am A Caırera, Mame" (Ben Bir Fotoğraf Makinasıyım) adlı romanından yola çıkan John Van Drıılen'in sahneye koyduğu "Cabaret" adlı mu/ikıtldı. İlk kez 1966'da sahnelenmış olmasına karşın asıl ününü yetmişli yıllarda yaptı "Cabaret".,. Stephen Sondheim ise, seksenlmn Broadvvay'inde hâlâ en popüler isim olınayı surdüruyor. Evet, Viyana operetlerinden ya da tonıbul bacaklı 'Ziegfield Kızlan'ndan bu yana Bıoadvvay'de çok şey değişti. Değişmeyen tek şey ise o iç gıcıklayıcı efsanenin hâlâ insanları derinden etkilemesi. Bizler Nevv York'ıan kilometrelerce uzakta yaşarken, Broadvvay inüzikallerini ancak onların 'HollyMuod Versiyonlan' olanak sağladığı ölçüde izleyebiliyoruz. Ama yarım yuzyıllık bir masalı şöyle bir gözler önünden geçirmek bile, Broadvvay'e gitmiş kadar yapıyor insanı, öyle değil mi? • 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear