27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

N 2 Minik ellerdeki tespihler £«*«» vaz,c, 4 "Picnic"in simgelediği erkek 10 Cazda sohbeti koyulaştırmak Darleyen: Cumhur Canbazoğlu Sınemaya tutkun olanlar "Picnic" filminin adını birçok kez duymuşlardır Joshua Logan'ın yönettiği 1956 yapımı "Picnic" sinemada erkek cinsellığının ılk kez öne çıkarıldığı film olarak da anımsanır. Bugün TV'nin 1. Kanalında. Hattanın filmlerini arkadaşımız Atillâ Dorsay seçti. 5 TelevizyonRadyo Can Kartoğlu izleyen izlemeyen herkes hemlikir Bu yılın istanbul Festivali, "olağanüstu bir caz olayı" içeriyordu. Art arda sıralanan isimlere bakmak kâfi... Cazseverler mest oldular tabıi. Ama kimi şanslı Istanbullular bu caz mutluluğunu konserlerin ardından, başka mekânlarda, gecelerin uzayan saatlerinde, bambaşka bir keyif içinde sürdürdüler. Müzisyenler açısından da "altın geceler" oldu bu karma gruplaşmalardan doğan caz saatleri. İşte biz de bu olayı, bu güzelim "jamsession"ları yaşayan bir cazcımızın kaleminden sizlere aktarmak istedik. ismallGulgeç 11 12 Şapka baş tacı mı? Ilk kez, bahar başlarında yapılan '88 ilkbaharyaz defilelerinde hlssettirdi ağırlıklarını şapkalar Kımı nostaljik yazılarda ve fotoğraflarda, hareketsiz, öylesıne kalakalmış rengârenk yuzlerce şapka, alımlı alımlı podyumlarda gezer olmuştu. Özellikle kadın modasında şapka, bır "özlem" olmaktan çıkmış, geri dönmüştü. ileri yaşlardaki hanımlar, özlemin eski tadını bu kez şapkalarda araştırırken, orta yaşlılar ve gençler de bu olayda yeni bir tat aramaya başlıyorlardı. Eskici dükkânlarındakı, antıkacılardakı şapkalar bıle kıymet kazanıvermişti Istanbul'da, Mecidiyeköy'deki Antıkacılar Çarşısı'nda sergılenen BAJIMIZIH TACI MI01DUT 30'lu yılların şapkaları da artık ilgi gören mallar arasındaydı. Kapak totoğrafı: ZEHRA ÇAKIR 6 Haftanın Konuğu: Yasemin Yalçın 7 Fotoroman/İncir Çekirdeği 1 5 GÜnlÜk SalâhBlrsel 1 6 SaÖllk ErdalAtabek Oençlerln taleplerı de değlfiyor: Hoyrat bir cinsellik değıl, sevecen ılışkıler ıstıyorlar 17 Çözmece Rall Ertem Derleyen: Burçin Tunalıoğlu Avrupa dergiler! ve özellikle Fransızlar, hemen her yıl, cinsellik konusunda anketler yayımlarlar. Geniş bir kamuoyu araştırmasına dayanan bu tür çalışmalar, ilginç sonuçlar ortaya koyar. Son ikı yıl içinde Fransa'da yapılmış anketler, cinsellik alanında yaşanan çarpıcı değişımlerı sergıliyor. Bız de rakamlar arasında boğulmadan, Avrupa'da cinsel yaşamın anlayış ve eylem planındaki yeni yönelimleri arasında bır gezinelım ıstedık. 8 Batıda cinsellik kabuk mu değiştiriyor? 18 OyL Trabzon, Trabzon... 2 0 EV EkOnOmİSİ MeralTamer 2 1 BlİÇ Şlar Yalçın SatrafiÇ Kahraman Olgaç 9 Test: Sırılsıklam bir âşık mı, yoksa seks çılgını mısınız? U lyi yıllar Bay Bergman Cumhunyet DERGl'nln son sayısında, ünlü film yönetmenl Ingmar Bergman'ın 70. yaşıyla ılgılı bır yazı vardı. Sinema dünyasının diğer ünlü yönetmenlerinin Bergman 'a yolladıklan kutlama mesajlarıyla suslenen yazı harikaydı. Tum gazete ve dergilerın atladığı bu olayı, DERGİ'nin saytalannda görünce çok sevindim. Kendısınden daha nıce başyapıtlar bekledığimız Ingmar Bergman'ın daha uzun yıllar yaşaması dileğlnde bulunalım ve "lyi ki doğdun Bay Bergman1" dıyelim. HATİCE SAÖLAM/lstanbul 22 Armağanlı Bulmaca sedat Meraklının Köşesi 23 Edirne'nin davulcuları An 24 Side ve Şile'nin kaleleri H.w«n U M Gerçekten de tesısleriyle, elemanlarıyla, ftyatlarıyla dümdüz edılmiş bir turızm anlayışı çıkıyor karşımıza tatil yollarına düşünce. Ne biçim bir turizm anlayışıdır bu, anlamak mumkün değıl Tamamen dış turizme yönelmiş oteller ve motellerde bır yeni turistin yer bulması mumkün değil. Boş odalarla dolu olan konaklama tesislen, yerlı vatandaşı görünce boş odalarının olmadığını söyleyip kapı dışart edıyor. Yer bulsanız bıle fiyatlarına yetişmek mumkün değil. Yanı kısaca ınsan, kendı ulkesınde doğru durüst bır tatil yapamıyor. Sanınm, ilgililerımizın bu turizm anlayışını değiştirmesi gerekiyor. OSMAN HINCAL/lzmlr EveV... Gerçekten de turizmi dümdüz ettik. Sayın ismaıl Gülgeç'in Cumhuriyet DERGİ'de dört hafta süren "Az gittık uz gıttık, turizmi dümdüz ettik" adlı çizgi ve yazılarını zevkle okuduk. Bolu Dağı'nın temizliği, ama nasıl? Sayın Raif Ertem 'in Cumhuriyet DERGİ'deki yazısını, bu hafta da her hafta olduğu gibı okudum ve size bu mektubu yazmaya karar verdim. Ben Boluluyum. uoğrusunu söylemek gerekirse Bolu Dağı da en sevdiğim yerlerden biri... Bu yüzden onun kirlı olması tartışmasız benl de üzüyor. Temiz, insanın korkmadan soluklanabileceği bir havası olmasını elbette ben de isterım. Ama korkarım Sayın Ertem'in bu konudaki önerisinin uygulamaya konması bazı ekonomik olaylar bakımından olanaksız Şımd/ diyeceksiniz ki bir iki tren seterinin konulması çok mu pahaltya gelecek? Elbette ki hayır! Ama olaya başka bir yönden de bakmalıyız. 55 karayolu, ülkemizin en önemli karayollarından biri. Bu yuzden kara taşımacılığının vazgeçilmez bir damarı. Yol üzermdeki bazı şehirlerin de ekonomik gücü zamanla bu yolun varlığına dayanmış. Bunun örneklerıni üç şehirde görebiliriz: Adapazan, Düzce, Bolu... Bu yerlerdeki ekonomı kara taşımacılığına dayanmış Başka bir deyişle, bu şehirlerde yaşayanların yaşamı, yoldan gelip sanayi sitelerinde bakımını yaptıran, gereklı parçaları alan kamyonculara bağlı.. Onların eksikliğl (burada Bolu için konuşuyorum) bizı açlığa mahkum ederdi. Çünkü şehrimizde yaşayanların belki de yarısı, otomotıv alanında ış görmektedır Onların ödeme dengesizlıklerı de kaçınılmaz olarak dığer ış alanlarını da etkileyecektir. Diğer iki şehirde de durum farksız olmalı. Bu üç büyük yedek parça tüketicisi zarar görünce aç kalacak başka bir kesim göze çarpıyor: Taksim yedek parça piyasası... Taksim 'deki bir ekonomik kriz de ne gibı zorluklar getırır, belli olmaz. Sayın Raif Ertem 'in yazılarına her zaman hak vermişimdir. Bolu Dağı'nın kirliliğine bir yaşayanıymış gibi üzülmesi de duygulandıncı... Ama anlatmış olduğum gibi ufak bir taşın bile önune katacağı benzerleriyle koca kayaları yuvarlamasına benzer bır durumla karşı karşıya kalabiliriz. Bu sorunun nereye kadar uzanacağının belirsiz olması da beni korkutuyor. Bilmiyorum, siz ne dersiniz bu konuda? Başka bır çözüm olmalı, değil ml? TAMER HIRCA/Bolu Ünlü bir Fransız modacısı, "Şapka, '/' harfinin üzerindeki noktadır" demiş. Fransız alfabesinde "ı" harfinin hulunmadtğı düşünülürse, bu sözcuğün zarafeti daha iyi ortaya çıkar. Farklı ulusların gelenek ve göreneklerinde farklı biçim lere bürünen şapkalar, 1950'lerden sonra küçülen dünya içinde, modanın da uluslararası bir platforma yükselmesiyle önemlerini yitirdiler. tngilizler bile şapkalarım baş tacı yapmaktan vazgeçer oldular. Ancak bir iki yıldır, bitmeyen geri dönüşlerin alanı moda, bu kez şapkaya el attı. Bu geri dönüşün uzantıları, ülkemizde de kendini hissettihyor... Biz de bu hafta, dünü ve bugünüyle ülkemizdeki şapka modasına eğilmek istedik. Antikacılarda, şapkanın eski 'klasik' dükkânlarında ve büyük giyim firmalarınm şapka reyonlarında dolaştıktan sonra da Trabzon 'dan Edirne'ye, İstanbul gecelerinin caz kulüplerinden Fransızların yatak odalarına uzanan ufuk turlarına çıkacağız birlikte. lyi pazarlar! den . Cumhuriyet DERGİ • Sahibi Cumhuriyet' Matbaacılık ve Gazete'cılık T A.Ş. adına Nadlr Nadi • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal • Muessese Müdürü' Emlne Uşaklıgil • Yazı Işleri Müdürü: Okay Gönensin • Yayın Yönetmenı: Lütfü Tınç • Yayın Sekreleri Turhan Günay • Grafik Yönetmen: Incl Batuk •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear