Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Modaya sanatı getiren kadın: Kübizm akımıyla yakından ilgilenen Coco Chanel, tıpkı resimdeki gibi modanın da bir "saflaşma" ve "yeniden yapılanma" hareketine ihtiyacı olduğunu keşfetmişti. R A S G E L E Raif Ertem CHA EL Tüfek sesî duymamış yavrular eçen gün /afer Öner uğradı. Bilecikli genç avcılarımızdan. Tstanbul'a gelmiş, görmeden edememiş. Sevindim. Sürekli dostluklar gUnümü/de azaldı. Avcı dostlarda, bağlılık daha belirgin. (iittiğin her yerde bir güleryüzle karşılaşabilirsin. İki av tutkunu ne konuşur? Avlar, avlaklar, avılar. lşte o anlattı: Bir av açılışında üveyiğe gitmişler. Açık bir araba üstünde dönüyorlarmış. Başlangıcın sevinci. Şarkılar, türküler... Yol toprak, tozlu. llerliyorlar.' Bir keklik ailesi. Yol kıyısına kümelenıniş, eşiniyorlar, yııvarlanıyorlar. Güne karşı. Akşam güneşinin sıcakhğı. Mutluluk dalgası... Arabanın gürültüsünü duyan ana keklik otların arasına girmiş. Cıyak cıyak bağırıyormuş. Yavrulannı çağırdığı belli. Yavrular, daha insanoğlunu görmemişler. Tüfek sesi duymamışlar. Şaşkın, bakıyorlar. Eski bir arkadaşı. Üstelik tanınan, bilinen bir avcı. Tüfeğine davranıyor. "Dur, yapma!"; dinletenıiyorlar. Ateşliyor tüfeğini. Yavrular, daha yumruk kadar! Tozların arasına serilip kalıyoılar. Tüfek sesini duyan ana keklik fulıyor. Bir fişek de ona. Sararmağa yüz lutmuş otlanrı üzerine seriliveriyor. Kınalı gagasından kan akıyor. Hayvancık! Bir avcılara bakıyor, bir de yavrularına. Kanat vurmak istiyor, gücü yetmiyor. Bırakıveriyor kendini. Tüyleri savruluyor. Kalan yavrular kaçışıyorlar. Otların arasında kaybolu>orlar. "Ne kadar dayanırlar", diyor Öncr; "Daha yaşam hilgileri yok. Yiyccek bulamazlar, sıı bulaına/lar. Tllkilere. kartııllaru yem olıırlar!" Böndüm. " N e yapün?" dedim. Gozgöze geldik. Şaşırdım. Yüzündeavlanmanınyumuşaklığı yok. Oözler donuk, hatlar gergin. ö ç almanın hırsı okunuyor. Olacak şey dcğil!.. Anlatılanları ben av olayıyla bağdaştıraınadını. Baska bir dürıü bu. Dr. llaydar Dümcn ne der? Bilenıiyounn... Neşeleri kaçmış bu olaydan sonıa. Suikun suskıın dönmüşler. Yollaıını, derncklerini ayırmıslar. Yazınaınam koşuluyla anlattı. Dayanamadını. Bağışla beni öneı!... • •• Avlaklara geldik. Asıl bııyıık kırım bugtlnlerde yaşanacak. Balıar gubıeleıi atılıyor. Yaban otları için ilaçlarııa yapılacak. Zehirli!.. Yiyen keklikler, çiller, tavşanlar öleceklcr. Onları yiyen, tilkiler, kartallarda!... Pcki bu kıyınıların sorumlusu kinı? Yoksa, "A/ öldıırtııscn cinayet, çok oldürürsen savaş", mantığıyla nıı çozümleniyor? Az oldürürsen sııçlusun, çok öldurursen kalııaınan!... Tarım da, avcılık da bakanhğının konusıı olan Sayın Tarıııı Bakanınu/ yauıtlar sanıyorum?.. bir konuyu daha konu^tuk. özel! Çok özel!.. Öner ıvlennıiş. Düğiın hediyesi olarak eşine tüfegini vermii. "Bir avcı daha ka/andık" diye seviniyor... Bir avcı mı kazandık, bir avcı rnı yitirdik? Onümü/deki günler go.sterecek?.. Mutluluklar dikğiyle. Rabgele!.. [T ağdaş olma yolunda ilk adımlarını atan 20'li yıllann kadınları için, " C o co Chanel" adı, ne sıradan bir modacı adı, ne de "sıradan bir ünlü ad"dır. Kadınların dünyasındaki yeni eğihmlcrin bir bayraktarı; üslubu, davranışlan ve tasamnlarıyla " m o d a " olayını toplumsal bir konuma oturtmuş bir 'kadın'dır. Paris'in Deauville scnıtindeki küçük mağa/asından başlayıp bir moda kraliçesi olma yolunda ilerleyen (iabrielle Coco Chanel'in geıçek adı Gabrielle Chanel idi. I883'te yoksul bir ailenin kızı olarak dunyaya gelmiş ve setaletin yanı sıra, bir yetimler yurdunun soğuk duvarlan arasında geçen ilk gençliğin Mkıntılarını da tatmıştı. Böyle çetin şartlarda ter/ilik mesleğini öğrenen Gabrielle, 1913'te ilk butiğini açmı:, ve iki yıl içinde de Hiaritz'dcki "tnodaevi"ne ulaşmıştı. Daha sonraları, ünlü sanatçı Jean Coeleau'nun liyatro oyunlarındaki kostümlcrin yaratıcılığına kadar giden yolda, sanatla, modada saııalın ağırliğı duşıincesiyle ilk karşılaşmalarını, ilk sanatçı dostJuklaıını bu yeni modaevinde geliştirmısti. ç G Kadınları güneşe çıkaran kadın Kübizm akımıyla yakından ilgilenen "Coco Chanel", nıodanın da "Tıpkı Kuhi/m gil)i bir satiaştmlma lıaıcketinc ihli>a«M oldııguııu" ke^fetmi^li. 15u kadın, adeta yeni biı enerji kaynağı idi... '925'in yaz aylarında, moda impaıuloıluğunuıı ilk basarnaklarında yuk.selıneye busladığı sııalaıda, Coco Chanel'in topluma ulaşan ilk ve en onemli çağ rısı, "hronzlaşma" idi. Mayoların aldığı yeni biçinı içinde, Chanel kadınları ve genc kız ları "iııce ve narin di'rikrini arlık giıncşe suııınaklan korkmanıaları gerektigine" ikna etınişti. Hnş Chanel, yeniliklerine daha 1919'da ba.şlaıni'j, trıko clbisdeıı, jaıse eşarplartnı ka dınlaıa ilk kez gıydiren, cıkoklcı için geınici kabanlarını "sadt bir >ıklık içinde" sosyete ye sokan, yine erkcklere ilk kcz pullover giydircn Chanel ulınıı^tu. 'Matma/el' Chanel, oliiıııunden kısa bir sure yaşam ve lıop "tek başına" biı miıcadele. once. 19/0 yılında, La Pausa ınalıkâııesınde. Uopdolu bir Danteller ve jiponlar atılsın! Büyük biı basarı nnu, Paris'in saygın ve scçkin Cumhon y.ıkagındaki yeni butiğine go turmıi'jtü. Yıl 1924. Toplumsal yaşamm heı alanında erkcklerlc yarışmak isteyen, üstelik koskoca bir duuyayı büyük biı sava^a sıiriik lemis olan bu "bcccriksiz" eıkeklerın dunyasında kendik'iiııi hiç de onlaıdan a^agı gormcycn kadınlaı, < iıanel'in neler yapmak is (ediğini pek iyi anlamı^l.udı. Madem erkeklerle her alaııda yarışılıyordu, gıysıler de, sade, hatta erkeksi olmalıydı. Danteller, fırfırlar, jipoıılaı, kalın ağır ve uzuıı ctekler lavan arasına! Evet, ya/ar Marie Laııreııcin gibi bazı "hanıın kadın" na7İklcr, "Bir kadın, bir baston dcğildir!" diye yakınadursunlaı, Coro Chanel, 'kitlcyi' pcşinden sıırükliıyordıı, heın hiç, kaba bir <;iıli de yoktu! Canıbon'dakı bııtiginın ılııü dünya çapında yayılnıaya ba^layan Chani'l, Paris'in diğer ter/.ilerini de etkisi altına almış vc giyimde, "saHık" ve yeniden yapılanma hızla tüm modaevlerine yayılıı ülıııu>lu. Fransızlaıın ulusal kalıranıanı Jeannc d'Arc'ın verdıği illmnıla, " a la garçonne" kısa saçlar, korseleıin hışmından kurtulmuş kü çuk göğüsler, 1920'li yıllarda, pek çok ailede, trajik taıtışmalara yol açıyor, ama Chaneİ'ın hcaıcinsleri, her getirdiği ycnıliği keııdindc de uygulayan bu enerjik 'ıtıatma/.eriıı pcşinden ayrılnııyoılardı. 1920'h yıllarda ve daha sonralaıı bir "Chanel doııemi" yaşanmıştı. Coco Clıancl, her ijcyiylc doıuklaydı. Ama soııraları, gelişcıi diınyada, 'Chanel olayı', kendi mccrasmdu, "klasik" bir kurumlaşına içine giıdi. Bu kez artık 'vcnilikçı' ve 'sarsıcı' lasarıınlarıyla değil, "klasik" ve kendine has çizgileriyle bir Chanel vardı. 'Malmazel', 197l'in 10 ocak gunu hayata gozlerini yumduğunda, geride, tayyörlerindın paıfumlerine biı moda inıparatorluğu bırakıyordıı. TJ Derleyen: Aslı Kayabal Jean Cocteau anlatıyor: "Moda nedir?" Çağdaş Cransız ya/arı ve birçok öncü sanat akımınııı savunucusu Jean Cocteau (18891963), "Ce Soır" yazetesinde, bundan tam 51 yıl once, Mayıs 1937'de yayımlanan "Modalar" adlı kısa ınakalesinde, moda olgusunu, zaman ve mekân kavıamları çerçevesinde ele alıyordu. Bu yazıdan kısa bir bölümü aktarıyoruz "Mod da boni hüzünlandiren ve modayı şaırlerin ilgisine layık kılan, onun gençken ölnif.k zorunda kalması; tıpkı, karların parıltısından, güneşten, bodenlerlndeki ateşten yanaklarına o nubran sıhhat havasının yansıdığı Davıs'un veremli hastaları gibi olmasıdır Çünkü moda çabuk değışir ve 1900'lerin, 1910'ların, 1914'ün bir kadını, bızım kendisi hakkında 1937'de neler hayal ettiğimizi öğrenmekten şaşkınlığa düşecektir. Bu kadınları böylesıne yıldırıcı kılan aynntılar, zananla birbirine karışacak ve art ardagelen biryığın üslup, sonunda toplu bir iislup oluşturacaktır. (...) 1899'un, 1914'ün ve 1917'nın bir Carmen'i, Ispanyol eteğlni hep yeniden keşfedecek ve geçmişe değın titizlik kaygısına rağmen, günün ınodasının etkısı altına giriverecektir." Yıl 1925. Chencl, enerjik kadının simgesi bir modacı. 15