26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kantocu Şamran hanımın torunu piyanist Aleks Keleci anlatıyor: Bomonti'de altmış yıl önce "Lüküs Hayat" operetinde, 79407/ yıllarda uzun süre piyanist olarak yer alan Aleks Keleci'nin ilk profesyonel işi de, 1718 yaşlannda, babaannesi kantocu Şamran hanıma eşlik etmek olmuş. Bekl Bardavld arflcrden once notalara merak sardım; okulda iyi bir öğrenci değildim ve ukulu sevmezdim" diyor karşımızda oturan Aleks Keleci, mahçup bir eda ile. Ve laf lafı açtıkça, biz onunla birlikte yıllar oncesinin tstanbul gecelerine, kimimizin bilerek ozledigi, kimimmn dc bilmeden, ama guzelliklerini selinleyerek cağrışımlar tureltiği bir başka tstanbul'a uıanıyoruz. Piyanist Aleks'e, muzik yeteneginin nereden kaynaklandıgını, nasıl geliştigini sorduğumuzda, bize, babaannesi Şamran Hanımı anlaimaya başlıyor: "Babaannem, Şehzadebaşı Millet Tiyatrosu'nda, Naşit ile birlikte sahneye çıkardı. önce kanto, sonra o geceki piyesteki rolunll oynardı. Adile Naştt'in annesı Amelia Hanım ile dayısı Niko Bey, ikisı düet yaparlardı.." H Sllik fotoğraflardaki anılar Aleks Keleci, anılarına duşkün bir ınsan; bize göstermek için yanında getirdiği fotoğraflardan binne bakıyoruz: Silik bir fotoğrafta, ınce uzun, üc katlı bir eski ahşap ev; bir Şişli evi, yüzyılın başlarından... "lşte, Şamran Hanım, oyundan sonra Şışli'deki evine, bu eve giderdıl' diyor Aleks. O zamanlar Halaskârgazi'nin bir şose olduğunu, yukanya giderken sol taraftaki bu son ahşap evin yerinde şımdı " m u a z z a m bir bankanın yükseldiğinı" sözlerine eklemeyi de ihmal etmıyor. Babaannesi Şamran Haniinı, 4045 yaşlarındakı haliyle anımsıyor Aleks, "Ben o zaman küçük bir çocuktum; ama babaannem 60 yaşına kadar, yani 20 yıl daha dans etti, kanto söyledi, tıyatroda oynadı" diyor. Evet, İ920'li yılların sonlarında Şamran Hanım 4045 yaşlannda, olgunluk çağını yaşayan ünlıi bir kantocumuzdur ve pazar günleri, ailecek Şışli'deki "Bomonti" bahçesine gidilir. Biralar içilir ve Aleks'in bize gösterdiği bir başka fotoğraftakı gıbi, körüklü bir makinenin karşısında poz verılirdi: Yıl 1928. Yıl 1928, Bomonti Bahçesi'nde Keleci ailesı toplu halde (Soldan safla) Aleks, dedesi, babası Sahak bey (ayakta), annesi Maria, babaanne Şamran hanım, eniştesi Arto Hrenyan, halası Anjel ve kardeşı Hans lunu, Aleks'in babasını, Almanya'ya gönderip okutmuş. Oğul, yüksek elcktrik mühendisi olarak Türkiye'ye döndüğünde, Bavyera'da evlendiği eşini ve torun Aleks'i de Istanbul'a, baba ocağına getirmiş. O sıralar dort yaşmda olan Aleks'e, daha sonraları, 10 yaşına gırdiğinde pıyano dersleri aldırmaya karar veren, bu genç Bavyeralı anne olmuş. Kırk yıl boyunca tstanbul Radyosu'nda piyanist olarak çalışan, 22 yıl boyunca da lstanbul Belediye Konservatuvarı'nda öğretmenlik yapan Aleks Kelecı'nın ilk hocaları, Ferdi Statzer ve Cemal Reşit Rey olmuş. Halen Hilton Oteli'nde pıyanistlik yapan Aleks, 1930'lu yıllarda, bir yandan piyanoyu ılerletirken öte yandan da hemen her akşam, Millet Tiyatrosu'nda babaannesi Şamran Hanımın kantolarını ızlermış... yaşlarında ıdim, konservatuvarda öğrencilik yıllarımdı. işte o gece, piyanist bulamamışlar ve benim çalmamı istediler. Ikı ay sureyle çalıştım. O zamanın parasıyla, gecede ıki lira alıyordum. Bu parayı bana Muhlis Sabahattin verirdi. Her seferındc de şöyle derdı: 'llaydi çocugum, seker paranı al!..' Daha sonra konservatuvarı bitirip askerlığımı de yaptıktan sonra, Tepebaşı'ndakı Darulhedai Tiyatrosu'nda çalışnıaya başladım. 1940'larda. Cemal Resit Rey'in operetlcrınde, mesela 'Lukiis Hayaıta çaldıuı" Nurhan Damcıoğlu anlatıyor Şimdi de Aleks'in anılarına bir an ara verip, Şamran Hanımı bugünün bir kantocusundan dınleyelim biraz; günumUzde, kantoyu unutulmaktan kurtaran Nurhan Damcıoglu'na kulak verelim: "Duyduğuma göre, Şamran Hanım kantonun kraliçesı ımiş. Fiyatroda en son sahneye cıkar, cok guzel bir bıçımde bel büker, gerdan kırarmış. Ve en sonunda da, 'Yangın var!' diye bağırırmış. Bende onun bazı plakları var... Şunu söyleyeyım kı, 1969'da kantoya başladığım sıralarda, Şamran Hanımın plaklarını dinleyerek işe koyuldum..!' Nurhan Damcıoğlu, Şamran Hanımın bıraz kilolu olduğunu ve bu yüzden de ötekı kanto sanatçılarına oranla, daha çok, 'duranık' oynadığını; ama bunun da onun stıline 'ayrı bir hava' kattığını belirtiyor. Şamran Hanıma eşlik edercesine Şamran Hanımın torunu AleKs, yıllarca değişık orkestralarda, Orhan Borar, Orhan Avşar, Semih Argeşo ve Fehmi Ege gıhı ısımlerk birlikte olmuş. Şimdi de bir yandan Hilton'da cay saatlerınde, Sail ve Sevil Peker'ın kemanlarına pıyanoda eşlik ediyor. Öte yandan heı 16 gunde bir, cuma geceleri TV'de Fehmi Ege'nın oğlu Engin Ege'nin orkestraiinda çalıyor: İlk gençlık gunlerinin hcyecanını sürdürerck ba baannesı Şamran Hanıma piyanoda eşlik edercesine... D "Şeker parası'na piyano "Ben kulisten izlerdım oyunu'' diyor Aleks, "Yanımda suflör vardı, makyör vardı. Ve her gece tiyatro tıklım tıklım dolardı!' İlk kez 'profesyonel' oluşunu, kendı deyımiyle, müzığın ıçine gırışini de şöyle anımsıyor Aleks Keleci: "Bir gece Muhlis Sabahattin'in bir opereti oynuyordu, yıne Millet Tiyatrosu'nda elbette... Ben yine babaannemi izliyordum: 1718 Bavyeralı annenin kararı Şamran Hanımın eşı, yanı Aleks Keleci'nin büyükbabası, Halıç kıyılarında hırdavatçı dükkânı ışleten çalışkan bir tüccarmış. Oğ Yıl 1988 Aleks Keleci Hilton Oteli'nde piyanosu başında Fotoğnt AÜ HASDEMIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear