Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kısa mesafeli Mavi Yolculuk istanbul'un Adalar'ındaki birkaç koy hafta sonlan, kiralık dolmuş motorlarıyla şık yatların bir araya geldiğı birer Mavi Yolculuk limanı adeta. Hafta sonu Adalar'da Ş Hasan Onuker u bunaltıcı sıcaklar da Ustüne eklenince, bütün bir hafta didinip durmuş insanların iyice omuzlarına çöküverir hafta sonu yorgunluğu. Bize sorarsanız, bu yorgunluğu atmanın yolu, evde yan gelip yatmak değil, havaların sıcaklığını ve hafta sonu trafiğini göze alıp kendinizi evden dışarı atmaktır. Günübirlik tatil gezisi seçenekleri önünüzdedir... Ancak karar vermek güçtür. Zaten hafta sonu tatillerini değerlendirmenin tadını almış olanlar, bu tür kararlarını daha cuma gününden kesinleştirirler. Cumagünleri, saatler 18.00'e yaklaşırken, iş yerlerindeki son telefonların konusu genellikle "hafta sonıT'na ilişkindir. Acaba bir ağaç altında, yeşillikler Ustünde piknik mi yapsak yoksa bir deniz kenarı daha mı iyi olur, türünden soruların yanıtları aranır. Altı milyonu aşmış kalabalıklığı içinde, birçok tstanbullu yorgunluğunun büyük bir kısmını, birkaç mil ötedeki Adalar'da atıveriyor. Bazen cuma akşamından, bazen cumartesi sabahından kiralık motorlar çalışıyor. Patlak egzozların sesi bile, şehrin gürültüsünden daha hoş şimdi. Yelkenler basıhyor rüzgârla kucak kucağa... Rota Kınalı, Burgaz, Heybeliada, Büyükada, Sedef; vaktin varsa Avşa, Marmara... Kumanyalar belli, başta rakı, beyaz peynir, kavun, gerisi malum... Artık tekneler, dolmuş motorlan ve yatlar Marmara'nın mavHHderinde, Büyükada, Burgaz ya da Sedef'in koylannda, "gunubirlik" Mavi Yolculuklara çıkıyorlar. Bu arada, yüklü piknik nevaleleriyle koylarda geceleyenler de oluyor. kik kokulu etler ortahğı sardı. Rüzgâr bu akşam herkese küskün galiba. Kahkahalar kedehlerle birlikte yükseliyor. Teknelerin başları bir o yana, bir bu yana dönerken, sarı sarı ışıkları da, durgun koyda, denizin karanlığında dağılıveriyor. Ertesi günün planını yapmaya gerek yok. Sabahın ilk ışıkları ile denize atlayıp, öğlen yemeği için kayalardan midye toplayacak olanlar, son 24 saatlerini, pazartesi sabahı baslayacak yeni bir çalışma haftasından intikam alırcasına değerlendirecekler. Yıldızların altında bir gece Gece ilerledikçe müzik sesleri yerini martıların çığlıklanna bırakır. Uykuya dalanlar, martı çığlıklanna kulak asmazlar; uykuları bölünse bile, denizden gelen her şeyin kıymetini bilip martılara da hoşgörü göstermek gerektiğini düşünürler. Ege'den ve Akdeniz koylarından çok uzakta, maviliğini koruma savaşı veren Marmara'da bir pazar sabahı güneşi doğarken, k.ısa mesafe Mavi Yolculuk sakinleri, tatilin azalan saatlerinin telaşı içinde güne başlarlar. 5 § § % 5 Pazar sabahı: Teknelerin şişme botları, kürekli sandallar kıyıya yeni günün gereksinimlerini almaya gidiyorlar işte. Günlük gazeteler ihmal edilmiyor tabii... Teknelerinde soğutucusu olmayanlar, kıyıda bulabilirlerse buzlarla geri geliyorlar. Şehir Hatları'run vapurları ile günlük ada sefalarına gelenler ise, karadan yürüyerek bu serin, mavi mutluluğu yaşayabiliyor. Tekne ile gelenler de deniz kıyısında tulumlarında yatarak, teknelerinde uyuyarak, giderek sanayiden nasibini iyice alan "hafif kirli" bir doğa ile özlem gideriyor. Gün boyunca sakin koylara yolcu motorlan 200 liraya taşımacılık yapıyorlar. Güneşin altında oturan da var, kıyıda çığlıklar atarak suya atlayan da... Ama herkes Adalar'ın denizinden nasibini almanın keyfini tadıyor. Adalar'ın Mavi Yolcular'ı, akşamüstünü edip şehre doğru demir almaya karar verdiklerinde, hafta başının, pazartesinin ağırlığı yavaş yavaş herkesin üstüne çökmeye başlar. Ama motorlar, tekneler harekete geçip gençyaşh herkes teninde serin bir esinti duymaya başladığında, son anda akla gelen adres alışverişlerı, gelecek hafta programları teknelerde uğultulu bir canlılık ve neşe yaratır. Akşam karanlığı çökmek Uzere iken yanınızdan geçen dolmuş motorunun hoparlöründen cazırtılı bir ses yükselir: "Mavi Yolculugumuz bitmek üzere; arkadaşlar, hepinize teşekkürler. Yine beraber olalım!" Son bir sevinç dalgası daha yaşanırken, motorların patlak sesı alkışları bastıramaz. D ^ Teknenin her çeşidi Adalar'daki birkaç koy, Ege'nin o çamlı koylarının güzelliğini aratmayacak derecede misafir ediyor hafta sonu Mavi Yolcularını. "Çam Limanı", neredeyse ufuktan geçenleri bile tutup çekecek güzellikte. Burgaz'ın arkası "Kalpazankaya", bir sonrası Büyükada "Dilburnu", hepsi irili ufaklı tekneler ile yüklerini tutarlar yaz ayları boyunca. Geceleyenler arasında, minicik sandallarıyla bile gelenler var. Lüks yatlarda görüntü ise bambaşka. Ama herkes Marmara'nın mavisi, Marmara'nın sessizliği ile burada dost olmuş. Zamanı durdurmak ellerinde mi? Değil elbette. Ama işte bu yüzden denize girenler, morarıncaya kadar suda kalıyor. Ayağını uzatıp yarı uykulu gevşeyen emeklisi ile, afacan bebeğiyle, her türlü müziği ile, Adalar hafta sonları yıllardır "itidal içinde" sürdürdükleri özelliİclerinin dışına çıkan değişik bir renk ve ses cümbüşü yaşıyorlar. Teknenin her türü, Bodrum limanına kayıtlı olanı bile burada... Tirhandiller, guletler, yelkenliler, motor yatlar, alamatralar, kürekli sandallar bile birkaç mil sonra serinliğe, sessizliğe, doğaya misafir gelmeyi sanki senelerdir özlemiş gibiler. Fotoğraf makineleri, mavi rahathğın unutulmaz aletlerinden biri. Her kare tarih kadar değerli. Kimbilir, belki bir gün adalarda da santrallar kurulur. Kimbilir, bir gün adalardaki koylara da oteller yapılır. Marmara'nın hiçbir tarihi kalıntısı kıyıya uzanmamıştır Ege Denizi gibi, ama küçük bir mavi tur, hafta sonu için lstanbul ve kıyılarında yaşayanların ilk seçeneğidir. Çünkü artık küçük tekneler için ne bir Moda Koyu ne de Suadiye ya da Caddebostan açıklan var... Neyse, biz yine Adalar'daki kısa mesafe Mavi Yolculuk seferlerimize dö nelim... Teknelerde rakı biraz fazla kaçınca, herkes iyi birer solist kesilir. Tek tük de olsa, çalgılar çıkar ortaya ve "Adalardan Bir Yar Gelir"den başlayıp oryantale kadar uzanan bir repertuvar içinde iş, "vur patlasın, çal oynasın"a dönüşür. Marmara Denizi akşam lacivertliğine girmeden önce, güneş batışı, bütün hafta yorgunluğunu alacak bir görüntü içinde tüm renkleriyle denizin üstünde yerini almış bile. Bütün gün ortahğı kavuran güneş, şimdi çok masun. Patlak egzozu ile balıktan dönenler akşam kızıllığına başka bir görüntü katıyor. Kıyıdan gelen müzik sesleri birbirine karışıyor. "Çam Limanı," şimdi bir deniz tavernası görünümünde... İşte Marmara'nın büyüleyici lacivertliği, kızılla karıştı bile. Rakılar açılmış olmalı; ke