Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sere serpe müzik cümbüşü Her festivalin kendine has bir havası vardır; kırktan fazla müzik topluluğunun yer aldığı Roskilde Festivali'nin özelliği ise, bir panayır şenliği içinde, sere serpe izlenmesidir. Hem de altmış bin kişi tarafından... Danimarka 'nın Roskilde Festivali'nde üç gün üç gece Altmış bin kişi sere serpe "Yaz gelmedi billah bu sene", diye ben şikâyet ederken, yaz sankı Roskilde Festivali'ni bekliyormuş gibi aniden geliverdi. Hava karardıktan sonra bıle tişörtle gezılebilen bir sıcaklıkta yapılan bu yılki festival, Avrupa'nın her yanından toplam 60 bin kişiyi toplamayı başarabildi. Gazetelerdeki festival değerlendirmelerıne bakılacak olursa, programı acısından da Roskilde Festivali geçen yıllara oranla bu yılki en iyi festivaldi. The Pretenders, The Cult, Van Morrison, Rickie Lee Lee Jones, Andy Whıte, Iggy Pop, Woodentops, Liverpools Echo and The Bunnymen, Isveç'te yaşayan Hollandalı rnuzisyen Corenlius Vreeswijk ve de Lıve Aid'in Nobel Barış ödülü'ne aday gösterilen duzenleyicisi Bob Geldof, bu yılki en ünlu isımlerdi. Bunların yanında, Gnags, Anne Linnet, Hennıg Staerk Band gibı belki uluslararası planda fazla tanınmayan, ama Danimarka çapında unlü olan isımler de renk verdiler festivale. Uç gun boyunca 40'tan fazla grup çıktı büyuklü kuçüklu sahnelere. Roskilde Festivali'nde, festivalin simgesi haline gelen büyuk " t u r u n c u " sahnenin yanı sıra, "mavi", "yeşil" ve "yenı sahne" olmak üzere dört büyuk sahne kuruluyor. Kendilerine adını veren renkteki brandalarla kaplı bu dört büyuk sahne, kilometrelerce yayılıp giden festival alanının dört ayn köşesine yerleştırilır ve hoparlörler ayrı yönlere çevrilerek, bir ses kargaşası yaratmadan butun sahnelerde aynı anda konser verilebilmesi sağlanır. Bunların dışında, devasa çadırlar içinde irili ufaklı birkaç sahne daha vardır ve buralarda adları fazla duyulmamış gruplar, tiyatro topluluklan, şaırler, yazarlar eserlerini canlandırırlar, daha "ilgili" bir izleyıci topluluğu önünde. Örneğin bu senekı festivale bir de Çekoslovak tiyatro grubu katıldı. Etrafı tellerle çevnli ve yüzlerce güvenlık görevlisinin giriş çıkışları kontrol ettiği festival alanının dört ana girişi var. Festivali izlemek isteyenler, uç gun için 380 kronu " b a y ı h p " (47 bin 500 TL.), bileklerine mühurlenen renkli bantlarla festival alanına girebılıyorlar. Festival alanının içi ise, alanın dört bir yanındaki sahnelerin yanı sıra, festival komitesinin izniyle yiyecek satan yüzlerce lokanta, dernek ve kuruluşun çadırı, tskiciler, en son moda takılan dukkân fiyatının yarısına satan işportacılar ve en önemlisi hem de her şeyden önemlisi, bira satıcılarının çadır ve kulübeleriyle rengârenk bir panayır yerıni andırıyor. Neden "her şeyden önemlisi" bira satıcıları?.. Her ne kadar festivaller müzik festivalleri ise de, her ne kadar on binler, programda yer alan unlü ısimleri dinlemeye geliyorlarsa da, hiç abartmasız, biranın olmadığı bir festival, normal ızleyicı sayısının beşte birini bile toplayamaz. Danimarka'da eğlenceyi tanımlayan ve erkek şovenizmine uygun bir deyış vardır (Hoş, kadınlar bu deyişi kendı lugatlarına uydurmuş durumdalar ya!): "Bira, kadın ve..." Evet, terbiyenin sınırlarını zorlayan bu deyişin uçüncü öğesi, Danimarka dilinde biraz farklı, ama türkçeye "cinsel müzik" diye çevırebiliriz. Bir de buna deyişde yer almasa da, Danimarka'da uyuşturucu ailesine dahıl edilmeyen "esrar"ı eklemek lazım. Prezervatif biçiminde çadır Ferruh Yılmaz/KOPENHAG Y "Avrupa'nın en büyük rock festıvali" diye anılan Roskilde Festivali'nde, etrafı tellerle çevrilı genış yeşıl alanlarda kurulu rengârenk sahnelerde, ırılı ufaklı müzik topluluklan, bıra ve esrarın etkısıyle kendınden geçmış bınlerce gence müzıklerını dınletırler az ayları, Danimarka'da festival aylarıdır. Rock, caz, folk, tiyatro alanında ve diğer sanat dallarında düzenlenen festivaller, birbirini izler bütun yaz boyunca. Bu festivallerden en btıyüğu kuşkusuz, "Avrupa'nın en buyük rock festivali'" olarak lanse edilen "Roskilde Festivali"dır. Kopenhag'a 30 kilometre uzaklıktaki Roskilde kenti yakınlarında, temmuz ayı başlarında düzenlenen bu festival, Iskandinavya, Almanya, lngiltere ve Hollanda'dan on binlerce gencı üç gün boyuncu biraraya getirir. Sadece muzik dınleyip, bira içmeye ve birbirleriyle tanışmaya gelen gençler değıldir bu festivalde biraraya gelenler; Avrupa'nın ve hatta Amerika'nın tanınmış rock grupları da uç gün boyunca, Roskilde'de arzı endam ederler hep bırlikte. Roskilde Festivali, rock dünyasındaki yenilikleri takıp etmesi ve en son gelışmeleri sahnelerine yansıtmasıyla tanınır. Festıvallerin bu uç şey uzerıne kurulu olduğunu bilen Roskilde Beledıyesi, bu sene, festivalin orta yerine 9 metrelik prezervatif şeklinde bir çadır dikip, lam S0 bin tane bedava prezervatif dağıttı; AIDS hakkında bilgi verdi. Roskilde Festivali'.ıde üç gün boyunca 60 bin genç, müzik dinleyip kendinden geçti, ama tüketilen alkol miktarına ve sinirleri gerginleştırebılecek kalabalık ortama ve de hır çın muzığe .ağmen olay çıkmadı. Hıppiler, deri cek^tliler, tüyü bitmemış oğlanlar, gencecik ve diri memeleriyle masum yüzlü kızlar, 1960'lardan kalma, henüz yorulmamii "ihtiyar delikanlılar", punkçular hepsi oradaydılar, hepsi üç gün boyunca bira I ppenun ıçıpdansettiler lBQSKILDLFfSTlV*L ve birbirlerinin Roskilde Beledıyesi nın kollarında bulutların dağıttıöı prezervatif üstüne çıktılar... • broşürlerinin kaparjı.