23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

»YOK 'le birlikte yüksek ğretimde kaliteye değil kantiteye ncelik veren bir strateji benimsendi. M stratejiyi bizim gibi "gelişmekte lan bir ülke" açısından doğru uluyor musunuz? Gelişmekte olan ülkelerde, ilk ve orta öğetimin yaygınlaştınlması, nüfusun okuryazar >ranının arttırılması önde gelen hedeflerden >iridir. Fakat, yüksek öğretim alanında niteik yerine niceliğin ön plana alınması kanım:a yanlıştır. Amaç, sayıca daha az da olsa, iyi /etişmiş doktor, iyi yetişmiş mühendis olmaıdır, yoksa çok sayıda yarımdoktor, yarımTiühendis değil. YÖK döneminde, sırf "Ba*ın efendim, üniversite sayısı arttı, ögrencl sayısı arttı," denilmesin diye kurulan göstermelik üniversiteler aslında üniversite olmaktan uzaktır. Bu "gecekondu" üniversitelerde ne doğru dtlrUst bir kıtaplık, ne doğru dUrUst öır laboratuvar, ne de yeterli öğretim elemanı vardır. Birçok dersler, okutacak kimse olmadığı için boş geçmektedir. Buralarda yetişecek öğrencilerin bilgi ve formasyon düzeyini tasavvur edebiliyor musunuz? Bırakın yeni kurulan sözümona üniversiteleri bir yana, eski ve yerleşmiş üniversitelerde de öğrenci yığılması, buna ilaveten ayrılmalar ve atılmalar dolayısıyla öğretim üyesi sayısının azalması yüzünden mezun olanların yetişme düzeyi eskisine oranla dUşmüştür. Bunun dışında, nitelik yerine niceliğe öncelik tanıyan bir yüksek öğretim politikasının başka bir sakıncası da, istihdam alanı bulunmayan diplomalı işsizlerin giderek daha da çoğalması şeklinde kendini gösterecektir. FOTO ROMAN \â < OKURDAN Emekleriniz boşa gitmiyor Cumhuriyet DERGİ'yi okuyanlardan biri de benim. Gerçek bir gazetenin yapması gerekenleri, bağıra çağıra, ürünleriyle gösteriyorsunuz. Emeklerinizin, kendım ve etrafım açısından boşa gitmediğini içtenlikle söyleyebilirim. YAVUZ TUNÇ / Izmlr Mükemmel derginin tuhaflıklan Nereden başlayıp ne söyleyeceğimi, daha doğrusu nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Içımden geldiği gibi yazacağım, kızmayın. Ne yalan soyleyeyım çıkardığınız dergı mükemmel, uzun omurler dılerım. Fakat bazı tuhaflıklannız da yok değil. En başta doğru durüst Turkçe kurallannı mı bilmiyorsunuz, yoksa baskı hataları mı, orasını bilemem ama, acaip düşük cümleler kurup yazıyorsunuz. Füsun Özbilgen derginin bilmem kaçıncı sayısında DSP'Iİ Nuri Korkmaz'ın hatalarla dolu bir yazısını yayımlamıştı. Bir de bızzat çalıştığı gazetenin aynı hataları yaptığını yazsa ne iyi olur. Örnek mi? Buyrun ça rpışıyorlar, yapt ıkları, dedi, görünce, an/ adığı ve daha neler neler. Şimdi biraz daha gehlere, yılbaşında çıkardığınız 42. sayınıza gidelim. Bizlere Noel'i tanıtıp, ecnebilerln o gecede ne yaptıklarını, Noel'i nasıl geçirdiklerıni yazıp anlatmışsınız. Eksik olmayın ama "Dergi'den" yazısında "Batının 5 büyuk kentinden izlenımleri muhabirlerimiz Cumhuriyet DERGI'ye aktardılar" demışsiniz. İyi ama Dergide 4 kentten izlenımler var, beşıncisi yok. Okuyucuyla iyi eğlenmişsıniz doğrusu. Derginize uzun, başarılı ve sağlıklı yazılarla dolu bir ömür dıleğıyle. YASEMİN TATYOSOĞLU SMİTH / Hauy Oyarım" oydurmadılar... dedim • Prof. Doğramacı 1960'larda Hacettepe Üniversitesini kurduğu sıralarda, farklı statülerde özerk üniversitelerden oluşan bir yüksek köğretim sistemini savunuyordu. 1980'lerde ise tam aksi bir anlayışın uygulayıcılığını üstlendi. Sizce bu nastl açıklanabilir? Bunun rasyonel bir açıklaması olmadığını herhalde siz de takdir edersiniz. Olsa olsa, Sayın Doğramacı'nın kişilik yapısı ile açıklamak mümkün olabilir. Kendisini benim gibi az çok yakından tanımış olanlar, onun gerçekten olağanüstü denebilecek birtakım yeteneklere ve becerilere sahip olduğunu bilirler. Bunlar arasında, değişen zaman ve ortama çok çabuk uyabilme, dün savunduğu görüşlerin tam aksını bugün aynı ustalık ve "inandırıcılıkla" savunabilme gibi yetenekleri de vardır. Bunun içindir ki, Prof. Doğramacı, her dönemde en safta gelen ve kendisinden hep söz ettiren bir kişi olmuştur. Darmn'e karşı yeni bir teori geliştiremedim.. Bir eğitim dergisi Cumhuriyet Dergı'yı ılk çıktığı andan beri büyük bir zevkle izliyorum. Vfe inanın bütün bir haftamı dolduruyor. ilk sayfasından son sayfasına kadar Dergi'de okunmadık yer bırakmıyorum. Bu arada Cumhuriyet Dergi'nin bir eğitim dergisi olduğunu belirtmek istiyorum. Gerçekten Dergi her yaştaki kişiler için eğitici nitelikte. Çalışmalarınızdaki başarıların devamı dileğiyle... AHMET APAK / Izmlr • 12 Eylül'e kadar Uluslararası Af örgütü Türkiye Şubesi Derneği'nin Başkanı idiniz. Derneğin bugünkü durumu nedir? Canlandırılması düşünülüyor mu? Siz yeniden görev alacak mısımz? Uluslararası Af örgütü'nün Türkiye kolu olan derneğimiz, 12 Eylül'den sonra bütün diğer derneklerle birlikte kapatıldı. Evrakı da, Emniyet 1. Şube Dernekler Masası'nca mühürlenerek teslim alındı. Ben Ankara'dan ayrılmadan önce, derneğe ait elimdeki bütün belgeleri îkinci Başkan MUmtaz Soysal'a devrettim. Eski Yönetim Kurulu'ndaki arkadaşlar derneği yeniden canlandırmaya düşünüyorlar mı, bilemiyorum. Bcnce bu yönde girişimde bulunmanın zamanı gelmiş sayıhr. Uluslararası Af örgütü'nün Londra'daki merkezi, herhalde hatırlayacaksınız, 12 Eylül döneminde TUrkiye'de işkence konusunda bir rapor yayımlamış, bu da askeri yönetimi çok kızdırmıştı. Fakat, geçen yıl, Bulgarıstandaki Türk azınlığa yapılan baskıları kınayan bir rapor yayımlaması üzerine, sanırım büyük ölçüde "iadei itibar" etti. Avrupa ile bütünleşme çabalarının sUrdUrUldüğU şu sıralarda, belki derneğin yeniden faaliyete geçmesine izin verilebilir. Ancak bu olsa da, Ankara'dan aynlmış bulunmam dolayısıyla benim tekrar aktif görev almam söz konusu olamaz. D Cumhuriyet DERGİ ile bir pazar günü Çıktığından beri okuyorum Cumhuriyet DERGİ'yi. Bana göre okura çok şey veriyor. Dergi'nin 60. sayısını çok beğendim. Osman Şahin'in öyküsü "Berdan", Ufuk Güldemir'in 'Güney Afrika ile ticaret', Amy Schwartz'ın 'Tek başına Anadolu' ve 'Ben Vietnam'daydım' diyen Oliver Stone ile yapılan söyleşi; bu yazıların tümü birbırinden ılginç ve doyurucu. Belkı biz dilimi olayların içindeyiz ya da çoğu kavramlar tutabilsem bızim hayal gücümüzün ürünü ama biz Çankaya'ya gidi farkında değiliz. 'Yerleşik görüş'ün yan/ış başbak olduğunu bir yabancı yaşayarak bıze olabilirim anlatıyor. Ibret verıcı olayları, yıllarca yalanın 'gerçekler budur' diye yutturulmasını, Ufuk Güldemir'in 'Güney Afrika ile Ticaret' ve Oliver Stone ile yapılan söyleşide değişik boyutlarda Eski Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, şlmdl ise Devlet Bakanı Vehbi Dinçer görmek olası. ler ile Adalet Bakanı Oltan Sungurlu (Fotoğraflar: RIZA EZER) Z. ABİDİN AKBAŞ / ADANA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear