Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Zarif Yıldız'a Efes kentinin Arkadiane caddesinde rastlamıştık. tmparator Arcadius'un emriyle yapılan ve limana açılan bu cadde, o zamanlar kentın en işlek caddesiydı. Caddenin iki tarafında yükselen sütunların arasındaki dükkânlar kâr rekorları kırıyorlardı. Genç kadınlar gemiyle gelecek olan sevgilı ve kocalarını beklemek için bu caddenin taşlarını aşındırıyorlardı. Zarif Yıldız'la karşılaştığımızda, Arkadiane caddesi çok ıssızdı. Gemiler artık 18 kilometre uzaklıktaki limana yanaşıyordu. Kadınların aşındırdığı taşların arasından fışkıran yabani otları bugün yine kadınlar ayıkhyordu. Ama bu kadınlar Selçukluydu ve 1400 lira yevmiye ahyorlardı. Saçları ve yüzleri öylesine sıkı örtülüydü ki yıllar öncesinin Efes kadınlarına benzeyip benzeme dikleri bile belli olmuyordu. Onlar zaten Efesli kadınlar hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Onlar, aynı yörede yaşayan hemcınsleri gibi limanda sevgililerini beklememişlerdi. "Deniz kaçınca", erkekler tarladan döner olmuştu. Aşkı yaşayan Efesli kadınlar, Arkadiane caddesinin otlarını yolan Selçuklu kadınlardan daha mutluydular. llkyazın ılık güneşi kertenkeleleri bile yüreklendirmiştı; ama Zarif Yıldız, abadan yapılmış kalın, siyah gocuğunu sırtından he nüz çıkartmamıştı. Erzurumlu Zarıl Egedeki Efes'te Uşüyordu. Sol omuzlarının UstUnde bir tokayla tutturdukları ince giysileri ve ayaklarındaki terlik benzeri pabuçlarla Efes halkı, ısınmaya çalışan nisan güneşinın altında hiç mı üşümüyorlardı? O zamanlar nisan daha mı sıcaktı? Zarif Yıldız'ın saçları kırlaşmıştı, bıyıkları çıktıkları günkü gibi simsiyahtı. Bol pantolonunu içine soktuğu çizmeleri, antik taşların üstünde hiç ses çıkartmıyordu. Zarif, belki de yüzyıllık sessizliği bozmaktan ürküyordu. Yedi yıldan beri kentin cansız taşları ile dost olan Zarif Yıldız'ın yabancı turistlere bilgi vermesi yasaklanmıştı. Efes'in bekçisi istese de dostu taşlar hakkında yabancılara bilgi veremezdi. Lydia Kralı Krezüs'ün Efes'i vergiye bağladığını anlatamazdı. Aziz Paul1 un Efes halkına tıyatroda neler söylediğini dile getiremezdi. Efes'in bekçisi Türkçe'den başka dil bilmiyordu ve tarihle sadece ilkokul sıralarında tanışmış, orada unutmuştu. Suç, zayıflayan belleğinde mi yoksa Efes'i üstünkörü yazan kitaplarda mıydı? Zarif Yıldız yedi yıldır burdaydı, taşların dostuydu, Türkçe biliyordu. Allahtan Türk turistler bir şey sormuyordu. Onlar, 18 kilometrelik uzaklıktaki denizin özlemiyle Arkadiane caddesinin başında bekleyen Zarifi görmeden geçiyorlardı. Görseler ve sorsalar, Zarif, kır saçlı başını önüne eğip, susup duracaktı. Efes'in Erzurumlu bekçisi Zarif, kentin 25 bin kişilik tiyatrosunun tek izleyicisiydi o gün. tmparator Cladıus'un sonradan yaptırdığı en Ust sıraların bir köşesinde, başka sının yerine oturmuş bir seyirci ürkekliğindeydi. Sanki Efesli biri gelecek, onu yerinden kaldıracaktı. Sahnedeki oyun yüzyıllar önce bitmişti. Ama sesler taşların çatlakları arasında donup kalmıştı. Zarifi en çok o zaman "fenni" şaşırtıyordu. Bu taşlar nasıl üstüste konmuştu, bu sıralar nasıl yapılmıştı, bu sütunlar nasıl yontulmuştu? Zarif "Efes'in fenni ile şimdinin fenni" arasındaki kıyaslamaya yanıt verememenın ezikliğini yaşıyordu. 25 bin kişilik tiyatro şimdiki Erzurum'da yoktu. Ya Istanbul'da, Ankara'da, Izmir'de var mıydı? Zarifin düşlerinı, çocuklannı bu tıyatroda sünnet ettirmek süslüyordu. Efes'in bekçisi bir de Mermer caddede bir mermerın Uzerindeki ayak izine şaşıyordu. Nasıl bir kadındı ki bu, bir basışta sol ayağının izi mermerin üstune resmolmuştu. Zarif Yıldız bu ayak izi ile yanındakı kadın çıziminin biraz ötedeki aşkevini işaret ettiğini bilmiyordu. Nedense Efes'te gayrimeşru aşklar yaşanabileceğini hiç düşünmemişti. Yoksa dünyanın en eski mesleğinin ilk icrası Efes'in aşkevınde mi başlamıştı? Zarif Yıldız'ın düşgücünün sınırları oldukça dardı ve nm göbek taşında kimler şarap içmişti? Zenginliğı ile dığer kadınları kıskandıran Skolostikia, Hadrian tapınağının arkasındaki hamamı neden yaptırmıştı? Güzel ve zengin Skolostikia kendi hamamında hemcinsiyle âlem yapan bir eşcinsel miydi, yoksa burada erkek sevgililerini mi kabul ediyordu? Hiçbiri değılse, hayır işlemek için mi yaptırmıştı bu hamamı. O zamanın tanrıları hamam yaptıranlara sevap yazıyorlar mıydı? Bizanslı kıza kış günleri dua eden Efesin Erzurumlu bekçisi Zarif Yıldız için yanıtı olmayan sorulardı bunlar. Zarif Yıldız iyi ki Bclediye Sarayı'nın yanındaki Hestia Sunağı'nın bekçiliğini yapmamıştı. O bekçilik yaparken sunaktaki kutsal ateş sönseydi imparator Traıan kelgemiden inip, Arkadiane caddesıni aceleci lesini vurdurur muydu? adımlarla geçıp, aşkeyinde ellerinde şarap Zarif şimdi mesai bitimi eve gitmenin kadehleriyle sevgililerini okşayan gemiciler mutluluğunu yaşıyordu. bu düşgücü sınırının oldukça ötesinde kaEfes'in bekçisi kentin sokaklarında yallıyorlardı. nızca kendi adım sesleri yankılandığı günCelsus kitaplığındaki elyazması kitaplar lerde, Efes'in geçmişine yolculuk ediyordu. da neler yazılıydı? Julius Aqiula'nın, baba Ama düşgücü fazla uzaklara gitmesine izin • sı Asya Konsülü Julius Celsus Palemaeanus vermiyordu. Zarif, Efes'in eskiliğınden yoadına yaptırdığı bu görkemlı bınanın mıma ruluyordu. rı Romalı Vitruoya, çizimleri karşıhğı kaç Biz Efes'ten çok uzaklardaki gemilere altın almıştı? Julius Aqiula ne kadar hayır doğru yol alırken, Zarif Yıldız, Arkadiane lı bir evlattı ki babasının adını bugünlere ka caddesinin otlarını yolan ve Efesli kadınladar sUrdürebilmişti. ra benzeyip benzemedikleri belli olmayan Celsus kitaplığı Zarifi sanki eziyordu. kadınların yakınındaki bir sütunun üzerinEvinde çocuklarının birkaç ders kitabından de, Efesli denızcilerın yüzyılların içinden çıbaşka kitap olmayan Efes'in bekçisi, kitap kıp gelmelerini bekliyordu. D lığın Uç katlı galerilerine baktıkça yüzyıllar önce Efeslinin bugünkü Zarif ten neden ileri olduğunu anlıyordu. Eğer oğlu kendi adına böyle kitaphk yaptırsaydı Zarif galerileri dolduracak kitapları nereden bulacaktı. Kitaplığm biraz ötesindeki mezarda yatan Bizanslı kızı kimse tanımıyordu. Ne mezartaşının üstünde kız hakkında bir bilgi vardı ne de kitaplarda. Kimdi, kimi sevmişti, neden ölmüştü? Zarif Yıldız'ın Efes bilgisi, bu mezarın başında herkesle eşitleniyordu. Çünkü o da kız hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Ama Zarif, kışın, kentin sokaklarında sadece kendisinin ayak sesleri duyulduğu günlerde kız için dua ediyordu. Duaları, Bizanslı kızın tanrısı kabul ediyor muydu? lçinden küpler çıkan Sarhoşlar Hamamı Efes'in bekçisi Türkçeden başka dil bilmiyordu ve tarihle sadece ilkokul sıralarında tanışmış, orada unutmuştu.