27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

<$>*• İLKBAHARDAN Yü Çetin özer oda deyince, önce giysiler geliyor insanın aklına. Oysa çevremize şöyle bir "alıcı gözle" baktığımızda ve bir de "güncel olanı" her dalda izleycn kişilerle konuştuğumuzda, anlaşılıyor ki, giyside moda, " m o d a " kavramının kucakladığı bütün içınde denizde damla... Her şeyin bir ayrı modası var: Döşemelik kumaştan ev eşyalarına, mücevherden parfume, otomobilden televızyona, şarkılardan romanlara... Evet, "Şiirin llkcleri" adlı kıtabında Salâh Birsel, "Sanal modadır" diyor kısaca ve "modası geçmeyecek" gözüyle baktığımız Leyla lle Mecnun, Hânname, Finten, Araba Sevdası gibi yapıtları, bugün kaç kişinin okumakta olduğunu sorguluyor. Bazı davraruş biçimleri bile, dönem dönem moda oluyorlar. örneğin, genel anlamda M 16 "moda" konusuna ilişkin ofarak, bir ara, "Neyin moda, neyin demodc oldugıT'nu konuşmak pek modaydı. tlkbahardan yaza, bu yılın giysilerine geçmeden önce, şunu söyleyelim: DUnyada modası geçmeyecek tek şey, galiba insanların "modaya uyma" dürtüsü. Kreatörlerın, moda desinatörlerinin ağı/.larından düşmeyen ve her derde deva bir cümleleri vardır; "Moda insana yakışandır" derler. Modaya uygun renkte boyanmış dudaklardan da sık sık dökülen bu sözcükler, işte hiç de modası geçmeyecek cümlelerden biridir modacıların dünyasında... Oysa bir başka dünyada, boya sanayicileri, kumaş üreticileri ve petrolcülerin dünyasında, insanlar kafa kafaya verip, hiç de güzellikti, çekicilikti demeden, masanın üzerine koymaya karar verdikleri renkleri ve dokuları, moda denen karşı konulmaz ambalajla sunuyorlar bizlere. İşte bu da moda konusuna kafa yoranların yo rumu... "Acaba" diyoruz bunları duyunca, "Bu yıl loprak renklerinin moda olması ya da sentetik kumaşların yeniden saltanal koltuguna oturmasının altında ne hesaplar yalıyor?" Ve hemen bu soruyu unutmamız gerektiğine inanıyoruz. Çünku, bu sorunun "cinfikır" bir yanıtı varsa, çaresizliğimiz, moda rüzgârlarının etkisinin önünde eîi kolu bağlı halimız, iyice netleşecek. O halimiz, bundan on beş yıl önce, içinde kendimizi pek beğendığimiz rengârenk daııtel, antuan yakalı gömlekler ya da yelken gıbi paçalı pantolonlarla 1987 yılında ge/.mek zorunda kalmaktan daha mı çok rahatsız eder bizi? Birden buz gibi bir ter basıyor... "Hayır; varsın onlar karar versinler, bizler uygulayalım" diyoruz. Apaçık görüyoruz ki, modayı en yadsıyanımız bile, ister istemez modaya uyuyor... "Yaşasın m o d a ! " Modanın, daha doğrusu giysilerde modanın sık sık günlük konusmalarımıza girdiği dö nemler, bahar ayları oluyor. Sonbaharda kış, ilkbaharda yaz modası gündeme geliyor. İşte bugünlerde, yaz aylarında "giymek zorunda bırakıldığımız" renklerin, biçimlerin sergilenmesinin tam zamanı... önce vitrinlere göz gezdiriyoruz, sonra defileleri izliyoruz ve moda dergilerini inceliyoruz. Görüyoruz ki, eski dost blucinler, yitirilen tahtlarına doğru hızla tırmanıyor. Üstelik bu kez hayli güçlü ve bol çeşitli geliyorlar karşımıza. Kimi rengârenk pırıl pırıl pullarla süslenmiş, kımi bikinı olmuş, mayo olmuş, kimi de atalarının anısını sürdürürcesine, alabildiğine spor ve rahat görunümde... Afrika modası Blucini, bol Oskarü "Out of Africa" filminden sonra dünyayı kasıp kavuran "toprak renkleri" ile safari giysileri izliyor. Hemen her
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear