Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
bazı "şüpheli şahıs'Mar yakalanıyor. Sondan da salıveriliyorlar. Ama uzun süre göziında kalanlarına da, "mağdıır" olduklarısöyleyenlerine de rastlanıyor. Ünal Erkan, şüpheli şahıs"ın ne demek olduğunu anlatı)i önce ve "olayla ilgileri" olmadığı kanıtndığında kısa sürede salıverildiklerini savujyor. "Bazcn yanlış veya olayla ilgili olmaınlar alınmış olur" diyor. "Ancak labii me•le olayı aydınlatmaklır, kimseyi muta/arrır ınek dcğildir. Sürallc, yanlış isc veya doğru i'KİIsc, olayla ilgisi yuk isc, suratle o şahıs bııkılacaktır. Ama bunu yapmadan da olayları vdınlatamazsını/.. İlgisi yok isc, unu mutaırrır etmeden, süratle scrbesl bırakmak, hatta idecegi yere de götürmek la/ımdır." lstanbul'da birçok "faiii meçhul" ya da faili kaçak" olan olay var kuşkusuz. Bir olaın sonuçlandırılamamış olması nasıl bir etki apıyprdu Emniyet Müdürü'nün üstünde acaa? Ünal Erkan bu soruya, "Her faili firar eya her faili meçhul, elbetteki beni rahalsız der. Beni rahatsız ettiği kadar biitün meslekaşlanmı da rahatsız eder" yanıtını veriyor. ^rdından da ekliyor: "Ama faili meçhul, ileebet faili meçhul olarak kalacak diye de düünmek yanlış olur. Bi/iın gorcvimiz faili meçlulleri aydınlatmak. Faili meçhullerin araştıılınası kesintisiz devam eder." "ABD ve Avrupa'da yasadışı güçlerin poisteki adamlan" olgusuna sık sık rasthyoruz. '.aman zaman Türk polis örgütü için de gün FOTO ROMAN OKURDAN Okuma yazma bilmiyorum ama satranç oynuyorum Altı yaşındayım Bandırma'da oturuyoruz. Satranç öğrenmeye y&ni başladım. Pazar günleri yayımladığınız Cumhuriyet DERGİ'de satranç problemleri çıkıyordu ama, son birkaç haftadır çıkmamaktadır. Oysa bunları her hatta sonu heyecanla beklemekteydim. Sizden satranç problemlerini tekrar yayımlamanızı rica ediyorum. NOT: Ben söyledirh babam yazdı, çünkü henüz okuma ve yazma bilmiyorum. PEHİT BEZEK Bandırma Sayın Şevket Yılmaz, Türktş için takipsizlik kararı vermişler Gene çocuk dergisi Mektubumu okumaya başladığınızda belki yine aynı konu diyeceksiniz, ama ben yine de yazmaya kararhyım. Çocuğum olmadan öncesinden beri okurunuzum. Şimdiyse, tlkokula giden bir kızım var. Her ne kadar gazetenizin orasına, burasına bakarak bana katılmaya gayretlense de bir süre sonra bırakıyor. ilkelerini ve adını Atatürk'ün belirlediği bir gazetenin yayın yaşamını çocuklarla da paylaşması, okurları ve yayımlayanlarıyla Cumhuriyet ailesinin hakkı olduğuna inanıyorum. iyi bir yazar ve çizer kadrosu ve teknik olanaklarınıza bir de dünyanın birçok yerindeki muhabirlerinizin iletebileceklerini eklediğimizde çocuk dergisinin oluşmaması için bir neden göremiyorum. OSMAN KARADEMİRLER Buraa Emniyet hizmetlerinde, teknik olanak ve personel yetersizliğinin mazeret olamayacağını söyleyen Erkan, "Mevcut ile yeterliymiş gibi görev yapmak gerekli" diyor. deme getiriliyor bu durum. Bunu soruyoruz bu kez Ünal Erkan'a. "Yani babalar, mafya.." diyor. "Siyasi de olabilir" diyoruz. Şöyle bir yaslanıyor koltuğuna, "Valla ben kendi kadromla ilgili konuşabilirim" diyor. Konuşuyor sonra: "Bi/im çalışma tarzımız yasaların bize verdiği görevleri yasalar içerisinde yapmak, bu lıi/meli yürütürken de yasal hiyerarşik düzen içinde hi/meli götürmektir. Bu hizmeti gölüriirken, bizinı dış etkileri bünyemi/e alnıamız söz konusu değildir. Yani mesleklaşlarım benirn, iyi bir kadromuz olduguna inanıyorum. Miidür ınuavini arkadaşlarıının, şube müdürıi arkada^larıının, emniyet amiri ve daha all rülbedeki memıır arkadaşlarımın görev şuuru içerisinde olduğunu biliyorum. Bizim kadromuzda bu lar/ bir sıkıntı yoktur diye dii^ünüyorum." Ünal Erkan, en sonunda da, "Ben hiımetin gereğini yerine getiririm. Bunu söylerken oldukça sanıimiyim. Aksi bir şey olsa en azından bunu da ifade ederim. Kesinlikle bende böyle bir şey yok" diye ekliyor. Polislik gerçekten güç meslek. Hele polisiye olayları bir gazeteci olarak izlediyseniz bu zorluğu daha da yakından bilirsiniz. Bir polisin en korktuğu an, herhalde çatışmaya girdiği an olsa gerek diye düşünüyoruz. Soruyoruz. "Polislik yasamınız boyunca hiç çatışmaya girdiğinU, yaralandığınız, yaraladıgınu ya da öldürdüğünüz oldu mıı?" Gülüyor Unal Erkan. Gülüyor ya yüzü de buruşuyor biraz. Böyle şeylerden' hoşlanmadığı belli. "Öldürdiiğiim, yaraladığım yok, ama epey silahlı çatışmada bulundum. Yaramız beremiz de yok şiikiir" diyor. Tabii biz de bir şükür çekiyoruz Ünal Erkan'la birlikte... Ve ölmesiz, öldürmesiz bir dünyada yaşayabilmek dileğiyle ayrılıyoruz yanından... D Her şiirde yeni bir duygu Karar çok normal. Çünkü... Ege Üniversiteşi Ziraat Fakültesi 4. sınıf öğrencisiyim. Öğrenci bütçemin pek de iyi olmaması nedeni ile her gün gazete alamıyorum. Ancak haftanın iki veya üç günü alabiliyorum. Bu günlerden birisi de pazar günü. Hem gazetede haber ve makaleleri okuyor, hem de Cumhuriyet DERGl'yi boş zaman bulduğum her an zevkle karıştınyor ve de okuyorum. Derginin şiirlere aynlmış kısmı en çok ilgimi çeken sayfalardan biri. Her şiirde yeni bir duyguyu yaşamak, ya da duygulann pekişmesi, sanırım en güzel olaylardan biri. Şiir sayfasında bizlere bu olanağı sağladığınız için teşekkür ederiz. HARUN BIVIKLI izmlr Biz yürüyemedik ki takip etsinler! SHP Genel Başkam Erdal lnönti, ICFTU Genel Sekreteri John Vanderveken ve Türktş Genel Başkam Şevket Yılmaz (Fotoğraflar; ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Cumhuriyet gazetesi değerli okurlanna • önce "Spor", ardından "BilimTeknik" dergilerini vermekle bu konulara ne denli önem verdiğini en güzel biçimde kanıtlamış oldu. Sanat ve edebiyat için henüz böyle bir ufkun görunmedigini bize, "Dergi"niz sayfalarına sıkıştp kalan şiir ve öykü ömekleri hissettirmekteydi. Bu nedenledir ki, "Dergi"ye, ılk çıktığı günden beri bir aktüalite dergisi olduğu kadar bir sanat dergisi gözüyle bakmışımdır. Ne var kı, Cumhuriyet yazı ailesinden bir Melih Cevdet Anday'ın, bir Oktay Akbal'tn neredeyse ayrı dünyaların yazarlan gibi kalmalarına bir anlam veremiyorum. Bir zamanların Vatan Gazetesi'nin sanat yaprağını gerçekleştiren Sayın Akbal'ın geçen haftalarda Cumhuriyet'te çıkan "Genç Kuşak Nasıl Konuşuyordu?" adlı yazılarının gerçek yeri Cumhuriyet'teki fıkra köşesi mi, yoksa "Dergi" mi olmalıydı? Ne dersiniz? Saygılarımla. YILDIRIM MERSİN Maraln Cumhuriyet yazarlan neden dergide yok