26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Glasnost'un insanları Rus dilinden yaptığı çevirileri ile tanıdığımız Mehmet Özgül, geçen temmuz ayında Uluslararası Çevirmenler Toplantısı'nın 7.'sine katılmak icin Moskova'ya gitti ve çeviri sorunları konusunda bir bildiri sundu. Mehmet Özgül, Nevşehlr'ln Avanos llçeslnde 1936 yılında doğdu. Kulell Askeri Llsesl'nde okudu. Ankara Dll ve TarlhCoğrafya Fakültesi'nin Rus Dlli ve Edeblyatı Bölümü'nden 1959da mezun olduktan sonra, 1979a kadar çeşltll askeri okullarda Rusça öğretmenllğl yaptı. Bu arada edebl çeviri çalışmalarını sürdürdü. Jolstoy, Dastoyevski, Gogol, Çehov, Gorki glbl klaslklerln yanı sıra Simonof, Cengiz Mehmet Özgül Aytmatof, ilya Ehrenburg Yevtuşenko glbl çağdaş Sovyet edeblyat yazarlanndan çevlrller yaptı. 1979'dan bu küsur yabancı ülkeden çağrılmış çevirmenlerin, bu aradt yana yalnızca çevlrmenllk yapmakta. 1983te Sovyet Sovyet yayın organlarında gö Yazarlar Blrllğl'nln çağrılısı olarak, Uluslararası revli gene yabancı çevirmenle Çevirmenler Toplantısı'na katıldı. 1987 temmuzunda rin, Sovyet yazarlannın, Yazarlar Birliği yet kililerinin katıldığı, 200 çevirmen ve yazarır Ise Iklnci kez, aynı toplantının l.'sine katıldı. 196971 buluşacağı karşılaşmalar (yuvarlak masa top yılları arasında ABD'de George Town Ünlversltesl'nde lantıları) sabahleyin kısa bir törenle başladı dllblllm dalında yüksek llsans çalışması yaptı. 1981 Sonra yuvarlak değil de uzun bir masanın ik yılında Hasan All Edlz Çeviri Ödülü'nü aldı. yanında oturan geniş salonun duvar diplerin Bir Türk çevirmenin Sovyetler Birliği izlenimleri Uluslararası Çevirmenler toplantısı'nın bu yıl Sovyetler Birliği'nin başkenti Moskova'da yapılan yedincisine katılan çevirmenlerden bir bölümü Kızılmeydan'da. Sağdan ikinci Mehmet Özgül. Uluslararası çeviri sorunlarının tartışıldığı toplantılar, insanlar arasındaki sıcak ilişkiler yaşatırken, çeviri yoluyla da toplumları birbirine yaklaştırmayı amaçlıyor. deki koltuklarda sıralanan çevirmenler ve ya zarlar önce son 10 yılda Sovyet edebiyatın daki roman, öykü ve piyesler üzerine iyi biı inceleme konuşması dinlediler. Bunun ardın dan başka bir yetkili Sovyet şiirinin yine son 10 yılını değerlendiren bir konuşma yaptı. Bu konuşmalardan sonra çevirmenler karşılaşmasının konusu olan, "Çevirmenlerin insani degerleri korumadaki katkısı ve çok dildt yazan Sovyet yazarlannın vapıtlannın başka dillere çevrilmesindeki zorluklar, sorun lar"a geçildi. Konuk çevirmenler her bir Rusça'yı kendilerine özgü bir şiveyle konu şarak sorunlan dile getiriyorlardı. Sovyet ya zarları tse seslerını yurtdışında duyuramamanın, kitapları defalarca basıldığı halde sanaı dergilerinde eleştirmenlerin bunları yeterince tanıtmaması yuzünden, 510 vazar dışında kendilerini yabancı çevirmenlere beğendirememenin sıkıntısını anlatıyorlardı. Bütün bu konuşmalar Rusca'nın dışında tngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Ispanyolca'ya anında çevrilip kulakhktan dinlenebiliyordu. Daha önce hazırladığım bir bildiriyi sıram gelince ben de sunarak, külturun, söz sanatının yaygınlaşmasında; ulusların, insanların birbirini anlamasında; bu yolla insanlar arasındaki çatışmalann azalıp daha çok banş yoluyla sorunlann çözülmesinde çevirmenin oynadığı rolü vurgulamaya çahştım. Sonra Ermeni asıllı bir Sovyet yazan TürkErmenı halkları arasındaki sürtu;meye değinerek beni anlamlı bir biçimde kutladı. Bu karşılaşrhalar sırasında yabancı çevirmenlerle Sovyet yazarları arasında çevirmenlerin kendı aralarında arkadaşlıklar, dostluklar kuruldu; • ileriye dOnük tasanlar gelişıirildi, planlar yapıldı. Moskova'daki ilk günlerimizde biz üç çevirmen, iki Rus dostumuz ve Istanbul'dan gelen iki Türk işadamıyla birlikte bir akşam yemeği yemek istedik. Biri kadın olan işadamları yemek masrafını kendileri karşılaması koşuluyla bizımle bir araya gelebileceklerinı söylediler. Bu öneriyi kabul etmemiz üzerine yarım saat sonra bizim kaldığımız otelin lokantasında olacaklarını, hemen bir masa ayırtmamızı bildirdiler. Lokankaya indik, boş masa yoktu. Moskova'ya defalarca gelmiş bulunan çevirmen arkadaşlardan biri bu işi hemen halledeceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Bu lokantada birçok kez yemek yemiş olmalı ki, ilgilileri tanıyordu. Herhalde ona yardım ederlerdi. Biz beklemeye başladık. Yarım saat sonra işadamı arkadaşlanmız da geldiler. Birlikte beklemeye koyulduk. Bu arada birkaç kez masa bulunması isteğimizi servis yapan garson hanımlara ılettik, fakat her seferinde "git başımdan" anlamında el işaretleriyle karşılasük. Konuşmaya bile uşeniyorlardı. Yer bulunamayacağı anlaşılıp günün yorgunluğu da uzerimize çökünce lokantadan ayrıldık. Kaldığımız odalardan birine gittik.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear