Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S A 6 L I K Erdal Atabek Doğadan bir armağan: Balık Ülkemizin üç yanı denizle çevrili. Bu durum bir balık cennetinde yaşadığımızı da gösteriyor. Ama bütün bunlara karşın balıktan yeterince yararlanamadığımız da bir gerçek. Her zatnan bulunan, fiyatı pahalı olmavan balıkların, sadece lezzet açısından değerlendirilerek yenilmemesinin bilimsel bir yanı yoktur. Fiyatı etten ucuz balıkların da, çok değerli bir besin kaynağı olduğu dikkate alınmalı, ailenin bu besin kaynağından yeterli oranda yararlanması sağlanmalıdır. Balıkta dikkat edilecek nokta, taze olmasıdır. Balığın sindirimi, diğer hayvan etlerine göre daha kolaydır. Balığın sindirimini daha da kolaylaştırmak için ızgara, haşlama, buğulama, fırında pişirmek gibi yöntemler yeğlenmelidir. Balığın kızartılmışı belki daha lezzetli olabilir ama, sindirimini de biraz güçleştirir. Babkla birlikte yenmesine aiışılmış yeşil salata ve limon hem C vitamini eksikliğini kapatır, hem de asitli yiyecekler olarak sindirimi kolaylaştmr. Balık yerken beyaz peynir yenmemesi gerektiği, yenirse zehirlenme yapacağı inanısının bilimsel bir temeli yoktur. Böyle bir sonuç da söz konusu değildir. Balıkla birlikte her zaman beyaz peynir yiyen birisi olarak, bu durumun söz konusu olmadığını kişisel gözlemlerimle de söyleyebilirim. Balıktan zehirlenme, ancak balığın bayatlamış bozulmuş olduğu durumlafda olabilir.Bayat.bozulmuş balık da, gözlerinin donukluğundan, galseme renklerinin koyulaşması, kahverengiye dönmesinden, kıvamının gevşekliğinden, kokusunun bozulmasından anlaşılabilir. Balıkla alınan kalori ve hayvansal proteinden başka, içinde bulunan mineraller ve vitaminler beden için ayrı ayrı ve önemli değerler taşır: Çocuklar ve yaşlılar için ayrıca önemli kemik oluşumu, kemik sağlamlığı, (fosfor, kalsiyum, D vitamini), Guatr oluşmasının önlenmesi (iyot), Kansızlığın önlenmesi (demir, bakır, B vitamini), Gelişme sağlanması, empolansın (cinsel güçsüzlük) önlenmesi (çinko, B vitaminleri) Derinin sağlığı (A vitamini, çinko), Gözlerin ve görmenin sağlıklı olması (A vitamini), Sinirlerin güçlenmesi (B grubu vitaminleri, mineraller), Karaciğerin korunması (selenyum, B grubu vitaminleri), Karbonhidrat ve yağ metabolizmasının düzenlenmesi (fosfor, mineraller, vitaminler), Balığın çok yönlü yararlarını bilerek, soframızda gereken yeri vermekte daha bilinçli davranmamız gerekiyor. Çeşitli özellikleriyle balık, gerçekten de doğanın bir armağanıdır. Denizlerin birçok besininden yararlanarak bedeninde biriken cevherleriyle bize gelen balık, ne yazık ki pek çoğumuzun yeterince yararlanmadığı bir kaynak. ^ Yurdumuzda kişi başına düşen balık miktarının yılda üç kilo dolaylarında olduğunu bilmek, herhalde bir fikir verebilir. Ülkemizin balıkçılık sorununu biz çözemeyiz ama, hiç değilse balığa değişik bir gözle bakabilmeyi başarınz. "Sağlık için daha çok balık yemek" ilkesini bilerek. U Sebzeler rehberi alık, doğanın gerçek bir armağanıdır. Ne çare ki, üç yanı denizle çevrili bir ülkede yaşadığımızın bilincinde olamıyoruz. Ne denizlerimizden yeterince yararlanmayı biliyoruz, ne de balık yetiştirmek konusunu becerebiliyoruz. Balık, sadece deniz kıyılarımızın bir ölçüde yararlanabildiği, belli mevsimlerde soframıza gelebilen bir besin kaynağı oluyor. Soframızda balığın yeri de, "bir balık yapsak" sözüyle açıklanan seyreklikte, değişik bir ağız tadı gibidir. Meraklıları dışında balık yemek, rastlantılara, mevsim gereği bollaşmasına bağlıdır. Oysa balık, şimdi açıklayacağımız nedenlerle, sağlığa uygun, sağlık için gerekli bir besindir. Balığın yüz gramında yaklaşık 19 gram hayvansal protein vardır. Orta yağlı balığın yüz gramında 8 gram yağ vardır. Ancak, balığın yağında çokluk doymamış yağ asitleri fazla olduğu için, diğer hayvan etlerinin yagından daha sağlıklıdır. Balıkta karbonhidrat yoktur. Orta yağlı balığın yüz gramının kalorisi B 150'dir. Bu kalori balığın yağıyla artar ya da azalır. lzgara, haşlama, buğulama balıkta ek kalori artmaz. Kızartması yapılan balıkta ek kalori artımı olur. Balıkta bulunan vitamin skalası oldukca geniştir: A vitamini, D vitamini, B. vitamini, B. vitamini, Niasin, B, vitaminr, B . . vitamini bulunur. Balıkta C vitamini bulunmaz. Balık, mineraller bakımından da zengin bir kaynaktır: Fosfor, iyot, kalsiyum, demir, çinko, bakır, selenyum bulunur. Balığın önemli bir özelliği her yaşta insan için yararlı olmasıdır. Çocuklardan yaşlılara kadar her insan için yararlı olması, her yaş için gerekli maddeleri taşıması, onu besinlerin içiride önemli bir yere koymaktadır. Oysa, bilindiği gibi kırmızı etlerin ileri yaşlarda azaltılması, bu etlerin yağlannın alınmaması gerekmektedir. Unutulmaması gereken bir nokta da, besin değerleri bakımından barbunya bahğıyla istavrit balığı arasında önemli bir fark olmadığıdır. Domates, salatalık ve yeşil bîber Adı "domates salatası" olan, çok sevilen salata türünün üç elemanı. Domatesle yeşil biber, yemeklere de çeşitli biçimlerde girerler. Oomatessalatalık, yeşil biber üçlüsünun özelliklerinden birisi de çiğ olarak yenebilmeleri. "Domates salatalık söğüş" sözüyle, olduğu gibi dilimlenip yenmesi anlaşılır. Domates, vitaminlerde de, minerallerde de ortanın üstünde değerlere sahip. Salatalık (hıyar), değerler ıskalasında ortaya yakın. Yeşil biber, iyi, bazı değerlerde çok iyi. Yeşil biberde portakaldan da, limondan da daha yüksek C vitamini olduğunu bilmek şaşırtıcı değil mi? Kaloriler her üçünde de düşük: Domates 25 salatalık 17, yeşil biber 29 Demir, en çok yeşil biberde: 1.0 mg., domateste 0.6 mg., salatalıkda 0.6 mg. A vitamininden en zengini yeşil biber: 1000 Ü., domateste 600 Ü., domateste 600 Ü., salatalıkta 5 Ü. B vitamini domateste ve yeşil biberde aynı: 0.06 mg., salatalıkta 0.03 mg. B vitamini yeşil biberde 0.07 mg., domateste 0.05 mg., salatalıkta 0.04 mg. Niasin yeşil biberde en yüksek: 1.0 mg., domateste 0.7 mg., salatalıkta 0.04 mg. C vitamini yeşil biberde çok yüksek: 100 mg., domateste 23 mg., salatalıkta 14 mg. Bu bilgılerden öğrendiğimiz, yeşil. bibere bugün olduğundan daha çok önem vermemiz gerektiğidir. Acılığı çok yenmesini engellerse de, tatlısının bulunup yenilmesinin yararlı olduğu açık. Domates ona verilen değeri hak eden özelliklere sahip. Salatalık bir çeşni olarak güzel, ama değerleri çok önemli değil. Ağız tadına bilgi katmanın güzelliği de burada değil mi? D Sağlığımız elimizde mi? Amerika Birleşik Devletleri'ndeki "Hastahk Kontrol Merkezleri" verilerine göre, şu dört temel sağlık eylemini uygulayan biı kişi, ömrünü 11 yıl uzatabilir: 1. Sigara içmeme, 2 . Alkollü içkileri aşırı kullanmama, 3 . Düzenli eksersiz yapma, 4 . Nitelik ve nicelik açısından akıllı beslenme. Sovyetler Birliği'nde halkın sağlığa daha uygun davranması konusunda eğitifn amacıyla 500 milyon dolarlık bir kampanya başlatılmıştır. Bu kampanyanın amaçları: 1 . Daha doğru beslenme rejimi, 2 . Daha az alkollü içki kullanma, 3. Daha fazla bedensel hareket, 4 . Düzenli doktor kontrolünden geçmek, üzerinde yoğunlaşmaktadır. UNICEF'in (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) yeni bir yayınmda yer alan bu bilgiler, çok önemli "kitle sağlığı formülleri"ni içermektedir. Gerek Amerika'da gerekse Sovyetler Birliği'nde yapılan çalışmaların birbiriyle uyuşan amaçlar taşıdığı görülmektedir: 1. Daha az alkollü içki, 2 . Daha çok bedensel hareket, 3. Akıllı ve doğru beslenme, 4 . Sigara içmeme (A.B.D.) 5. Düzenli doktor kontrolü (Sovyetler Birliği). Kuşkusuz, sadece bunları bilmek yeterlj olmamaktadır. Bu amaçların gerçekleşmesi için, toplumun bu amaçlara yöneltilmesi, bu amaçların desteklenmesı, bu amaçlara uygun bılgilendirme, tanıtılma programları yapılması gerekmektedir. insanların hareket edebılecekleri alanlar. içki içmek yerine yapabilecekleri başka ışlerin düzenlenmesi, beslenme olanaklarının düzeltilmesi, etkin bir sağlık sistemi gibi kamusal önlemler gereklidir. Kuşkusuz, hepsinden önemlisi, insanın sağlık bilincine sahip olmasıdır. D 23