Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
'Stalin döneminjn hesabı görülmeli' Ales Mihayloviç Adamoviç, 1927 yılında Bielorusya'da doğdu. Tanmmış BielorusSovyet romancısı ve araştırmacısı. Özellikle belgemetin türündeki kitaplanyla büyük ün yaptı. Yapıtlan birçok dile çevrildi. Günümüz Sovyet edebiyatmın en önem verilen sanatçısı. Özellikle Brıl, Kolesnikov, Granin gibi, araştırmacı ve yazanarla birlikte kaleme aldığı savaşla ilgili belgesel romanlanyla büyük ilgi toplamaya devam ediyor. Bu konulara ilk kez Sovyet edebiyatmın destansı, kahramanı ön plana çıkaran yaklaşımı dışında, tamamen nesnel bir gözle baktığı, gerçeği dayanılmaz' bile olsa, tüm açıklığıyla ve yeni eleştirel yönleriyle dile getirdigi için aynı zamanda önemli bir çığır açıcı' sayılıyor. Son olarak, Çernobil konusunda bir senaryo üstüne çalışıyor. Yapıtlan özellikle son on yılda Batılı eleştirmenlerin. de dikkatini çeken önemli bir yazar. Eserleri: "Partizanlar", "Hatın'm Romanı", "Ben Ateş Altmdaki Köydenim" (Brıl ve Kolesnikov la birlikte), "Bir Kuşatmanın Kitabı" (Granin 7e birlikte). " Zeynep Avcı oskova'da fena halde yağmur yağıyordu. Yağmayacak gibi yapıp ikide bir yağıyor, masmavi gökteki kar beyazı bulutla'ra önem vermeyen bizleri de iliklerimize kadar ıslatıyordu. Onat Kutlar, bulutlara "Acaba niyetleri bozuk mu?" dercesine derin bir bakış yollarken, "Ales Adamoviç diye bir yazar duydun mu?" dedi. Yoo, duymamıştım. "Ben de duymamıştım" dedi Onat Kutlar. lyi de duymamıs biri nasıl oluyor da Ales Adamoviç'ten so/ ediyordu ki? "Diinku açık oturumda, onca insan arasında ilgimi çekJi" dedi Onat Kutlar. "Söylediği SÖ7.Ü iyi bilen, kısa, öz konuşan, ilginç biri." Oysa, bir önceki gün yapılan açık oturumda, benim adını iyi bildiğim nice insan vardı. Onat Kutlar'ın aklına takılan bu adam ne yapmıştı da kimdi de türnunu bir yana bıraktmnıştı? Böylece "Ales Adamoviç araştırmaları" başlamıştı. İlk girişim için, yine gözlerimiz gökyüzünde, sessizce geniş Moskova bulvarlarından birinin kıyısında düşünceye dalmış, bir yandan da bulutlarla ilgili gözlemlerimi OnatKutlar'ın Moskova'dapeşine düştüğüyazarAdamoviç: Dnat Kutlar (solda), Sovyet Sınemacılar Bırlıflı'mn salonlanndan bırınde, Ales Mihayloviç Adamoviç (saflda) ıle birlikte I zi surdurüyorduk. lçimden "Madem bu Adamoviç bu kenlin sınırları içinde, insan tanışabilir bile..." diye düşunüyordum ki Onat Kutlar, "Tanışsak..." dedi. Onat Kutlar'ın benden uzun yaşayacağı ortadaydı. "Nasıl?" dedim. "Bir yolunu arayalım..." diyordu ki hemen ekledi: "Vera'dan rica ederiz, bizi tanışlırır." öyle ya, birazdan kendimizi tehlikeli bulutların altından kurtarıp bir taksiye atacak ve Sovyet Yazarlar Birliği uyesi, Türkolog, Türk dostu Vera Feonova'nın (muhtemelen mis gibi borç çorbasının tüttüğü) sofrasına oturacaktık. Adamoviç araştırmaları bu noktadan başlayarak son derece verimli bir döneme girmişti. Olaylar hızla gelişti: Hemen ertesi gün Ales Adamoviç'in PROK (Sovyet Sinemacılar Birliği) salonlannda bizi beklediğini haber veren telefon geldiğinde, Onat Kutlar'ın gözleri parlıyordu. "Göreceksin, tanınması gereken bir adam" diyordu. Her katında başka olayın kıpır kıpır surdüğü PROK binasını tırmandık da tırman dık. Taş basamakları eeride bırakıp halı kaplı merdivenlere ulastık. Ust düzey yöneticilerinden birine ait olduğu her halinden belli bir kabul odasıyla makam odasının hemen önunde geldik, durduk. Rehberimiz Zeytun, "Az bekleyin" dedi. Derken önumüzden koca spotlar, teypler, televizyon kameraları, kameramanları, sesçileri, ışıkçıları, heyet halinde, heyecanla, miyavlayan bir Ingilizce konuşarak uçup gittiler. Zeytun yine yanımızdaydı. "N'oluyor?" dedik. "Los Angeles Televizyonu Adantoviçie röportaj yaplı, simdi bitti. Sizinle görişmek iizere şimdi geliyor" diye açıkladı Zeytun, bizden daha kurallı Türkçesiyle. Bir köşeye oturduk, bekledik. Gözlüklu, ince, yüzunde aynı incelikte bir gülumsemeyle "aradıgımız adam" gelmiştı. Onat Kutlar'ın yanına oturmadan önce gulümsmıesini biraz daha genişleterek selam ladı bizi. Işte tanışmıştık. Zeytun, Moskova'da beklenmedik şeylerin olduğu ya da olmadığı gibi bir düşünce edinmemizi onlemeye çalışarak özür dilemekteydi: "Bay Adamoviç beklenmedik bir randevuya yetişmek zorunda oldugu için, size istediği kadar zaman avıramayacagından oluru çok uzgun. İslerseniz bir başka gün, başka bir randevu..." diyecek oldu; hemen susturduk. Hemen şimdi! N'olur, n'olmaz.. . Adamoviç adını kime söylesek, onunla ilgili bol bilgi almıştık. Ve Onat Kutlar başladı meraklarını gidermeye: bir ilerlemeyı başlaımak mumkun değıldır Bu nedenledir ki, Batı ile ilışkiler guçlenmekte, yazarlarımız Batı'ya açılmakta, geçmiı? ıahatlıkla tartışılmakta, gunumuzdekı uygulamalar da aynı rahathkla eleştirilnKktc. Bu olumlu bir gelişmedir. • Ya Türk edebıyatı? Turk edebıyatı denince de, şu gunlerde sizce Nâzım Hikmet'in Sovyetler'dekı yeri?.. (Adamoviç'in yü/undekı gulumseme yine biraz genişliyor, adeta mahçup çocukluktan muzır çocukluğa dönu>turüyor onu) | Ivan lvano\ıç meseles.1, oyle mı? ...Bunu mu söylemek istiyorsunu?? Bence \a/ım Hikmet, hele şimdi, bize çok gereklıdıı \a\nızca bir edebiyat dahisi degi/dır, sozle anlatılması mümkün olmayan insanca o/ellikleriyle çevresinde olağanustu insanlar toplamı>tır. Yalnızca şairliğiyle değil, insanlığı>la da sevilesi biridir. Onun için örnek alınması uerekir. • Çernobil ile ilgili bir çalışmanız var sanıyorum... | Ben Bielorusya'da yaşıyorum. Yaşadığım yerler Çernobil olayı nedeniyle Ukrayna'dan az zarar gördü denemez. Samimiyetle söylemek gerekir ki, halkımla bir.ikte ben de buyük üzüntu çektim. Son yıllarda nukleer savaş tehlikesi üstüne bu yüzden çok yazdım. (öğreniyoruz ki, senaryosunun sinemaya aktarılmasını unlu Amerikalı yönetmen Slanley Kramer gerçekleştirecekmiş.) • Yakın zamana kadar çok uluslu olan bu edebiyatta iki önemli akım egemendi: Geçmişteki savaşı konu edinen edebiyat bunlardan biri. Bielorusyalı yazarlar bu konuda çok guçlu yapıtlar verdiler. tkincisi ise köy edebiyatıydı. Rasputih, Abramov gibi yazarlar da bu alanda yeıkin örnekler urettiler. Şimdilerde güçlenmiş olan yeni akım ise "perestroyka"nın doğrultusunda. Yani yeniden yapılanma. Yeni yazarlar bu doğrultuyu benimserken, Rubakov, Okucava, Ahmadova gibi sanatçıların yapıtları da yeniden gündeme geldi. Bu noktad<t bir şeyin altınt çizmek gerekiyor: Halkımız artık anlıyor ki, Stalin döneıninin hesabını görup bitirmezsek, herhangi • Türkçeye herhangi bir kılabınızm çevrilmemiş o/tnası ne yazık... • Çevrilecektı. Yıllar önce Cem yayınevi"ne gönderildi bir kitabım. Ama sonradan oğrendim ki, bu yayınevinın yönetieisi maalesef örmüş. Kitabım orada kaldı öylece. Bir haber de gelmedi. ("Tanrı rahmet eylesin, Oğuz Akkan..!' diye geçiyor içimizden. Onca yapıtı bi/e armağan ederken, onca hazırlığı yaparken, meğer >ımdi merak ettiğimi/ birçok şeyi o da kurcalamaktaymış.) Bu kısacık görüşmeden bile mutluyuz, Onat Kutlar ve ben. Zeytun mutsuz. Moskova'da yağmur yağıyor. Zeytun daha da uzulüyor: "Hem çok az konuşlunuz, hem yagmur..." olsun. Moskova yağmuru yağa dursun. Kapalı mekânlardaki sürprizler bize yeter!..n • Çağdaş Sovyet edebiyatmın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? 12