26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

O I I o Û. Dergi'nin 18. sayısında "Okur Mektupları" köşesinde yayımlanan T. Altuğ'un yazısına yanıt vermek istiyorum. s öncelikle yazıda belirtilen bir yeri aktarayım: "...Bir milletin örf ve âdetleri değiştiği müddetçe o millet yok olmaya mahkumdur..." Bu tümceye ben de şu savım ile yanıl vereyim. Bireyi kısırlaştıran, edilginliğe iten etkenler; gelenekler, alışkanlıklar, saplantılar, âdellerdir. Bu saydığım etkenler, insanın sürekli değişimine uymaz, özgür düşünce, özgür bilinç gibi kavramlarla çelişir. Gelişimleri ve değişimleri çağımıza göre yavaş olan gelenek, alışkanlık, saplantı, adet gibi önceden belirlenmiş düzene karşı çıkmak gelişmek için, yukarda saydığım kavramlarla savaşım gereklidir. "Bir milletin örf ve âdetleri değiştiği müddetçe o millet yok olmaya mahkumdur" demek, önceden belirlenmiş bir diizen üzerinde ayağa kalkmadan oturmak demektir. Toplumlar sürekli değişiyor. "...değişmeyen ne var dünyuda; kılıklar, âdetler, diller, kentler (Oktay Akbal)... " Bir yazısında ne demişti tlhan Selçuk: "...değişim doğanın güçlü yasasıdır, insan da değişir. Kimi zaman olumluya, kimi zaman olumsuz yöne doğru... " Bir tartışma ortamının başlaması dileğiyle. tstencemiz değişmek. Toplumca olumlu yöne doğru. EKREM YALÇINDAĞ/lzmir Bir mektuba yanıt Yazmaya karar verdim Cumhuriyet Dergi'ye çıktığının ilk ayı içerisinde yazmayı düşündüm. Baktım ki daha sonra benim yönelteceğinı eleştirilerin benzerleri başka okurlarca yapılıyordu. Bu eleştiriler karşısında derginin içeriğinde bazı değişiklikler yapılabileceği umudunu taşıyordum. Elbette derginin politikasımn yaptlan eleştirilerle değişmesi mümkün değildi. Benim istediğim hiç olmazsa dengelı bir yayın politikası tutturulmastydı. Bu arada hemen belirteyim ki, daha önce yayımlanan Siyaset ekleri Cumhuriyet dergiyle karşılaştırılmayacak kadar iyiydi. Ben ve benim gibi birçok arkadaş o dergiyi biriktirip arşivlerine koymuşlardır. Bugüne kadar yayımlanmış olan Cumhuriyet Dergileri ise biriktirme gereğini duymadım. Sanıyorum kimse de biriktirme zahmetine katlanmaz. Nedenlerine gelince.. Siyaset ekleri, dunyada olup bitenleri uluslararası üne sahip insanlar ve dergiler aracılığıyla okuyucuya vermeye çalışıyordu. Cumhuriyet Dergi'nin ise Milliyet ya da Hürriyet gazetelerinin yayımladtkları eklerden hiç farkt yoktur. Tabii bu arada 'okuyucu böyle istiyor' gerekçesini öne sürebilirsiniz, ama bu geçerli bir tez olmaz. Çünkü Cumhuriyet gibi ciddi bir gazetenin, okuyucunun kuyrukçusu değil öncüsu olmast beklenir. Cumhuriyet Dergi, 1980 yılından sonra yoğun bir biçimde yaşanan apolitikleşme sürecine katkıda bulunmak için çıkarılıyor sankı. Küçük grupları ilgilendiren ve onların 'hoby 'lerini tatmin eden yazılar, beni o beğenmediğim TV başına sürüklüyor. Briç biliyorum, satranç biliyorum, ama konuyla ilgili köşelere bakma ihtiyacını duymuyorum. Sonuçta bunlar birer oyun ve ben bu duygularımı tatmin etmek istediğimde dergiyi değil kahveyi seçerim. Hele o testler ne kadar da eğlimlerımizi ölçmeye ve bizi bize tanıtmaya yarıyor... 1980 öncesi insanlarımız sanat denılen olguyu gözardı edip kaba bir politik bilinçlenme sürecine girmislerdi. Sınıfsal tabanın getirdiği acelecilikle bir an önce devrim yapmayı amaçlayan biri için sanat o kadar da önemli değildi. Ama o dönüm noktasından sonra da tam tersi yaşanmaya başlandı ülkemizde. Daha önce kendini sadece slogantarla ifade eden insanlar şimdi kendilerini şiire ve sanata 'vurmuşlardır'. Bu bir kaçış yoluydu, sığınacak bir liman arama yoluydu. Ne var ki bunu hâlâ sürdürmenin bir anlamı yoktur. Dunyayı şiir ve sanatın var etmediği gibi dunyayı yönlendiren de şiir ve sanat değildir. Şiir köşesi açılmasını dört gözle bekleyen arkadaşlarm çok olduğunu biliyorum. Şiir enflasyonunun olduğu ülkemizde, aynı duyarlılıklarla üretilen şiir sahibi arkadaşlar neden kendilerine sanat dergilerinde yer bulmaya çalışmıyorlar? Eleşıirileri daha da uzatmak mümkün, ama yazımı bir öneriyle bitirmek istiyorum. Bundan sonra da zam konusunda öncülük görevinin Cumhuriyet 'e düşeceğine eminim. Dergi'nin bu zamma etkisi olduğunu düşünerek diyorum ki: Gazeteye zam yapacağınıza yapılacak zam miktarını Cumhuriyet Dergi 'nin fiyatı olarak saptayıp, örneğin 30 liraya satın dergiyi. Böylece dergi kendisiyle bir hesaplaşma olanağına sahip olacağı gibi okuyucu da zamdan kurtulmuş olacaktır. Ek olarak bir dergi çıkarmanın gazetecilik sınavı açısından bir değeri yoktur. Türk basınında en iyi olan bir gazetenin gölgesınden çıkıp hudri meydan deyin eğer diyebilecekseniz... YÜKSEL BA YSAL/Ankara Gençlik nereye gıdiyor? Okumaktan ve sevgiden yoksun bir yozlaşma sürecine gidiyor gençlik bence. Bir üniversite giriş sınavı daha geride kaldı. Kazanamayan binlerce kişi ne olatak, ne yapacaklar, ne iş bulacaklar? Sınavı kazanamayanın kazanana göre dört yıl önceden iş bulma şansı var hiç olmazsa. Mühendislerin bile iş bulamayıp boyacılık yaptığını düşününce kazanamamak bir dezavantaj gibi görünmüyor. 20. sayıda ömer Adıgüzel öne sürdüğü düşüncelerine katılıyorum. Dergide bir "gençlik köşesi" istemek doğal. Onların ürunlerinin sergilenmesi, duygularını anlatması, bir yeni ses, ışık olması dergiye çok şeyler kazandıracak. Ayrıca derginin hep tanınmış imzalara değil de gençlere fırsat tanıması daha iyi olur kanımca. Dergi bir boşluğu doldurmuştur. Sorarım onlara, Bilim ve Teknik köşesi tçimizdeki açlığı, özlemi giderdi. Kusuru kime hitap etmektedir. llgilenmeyelim olsa da, gönlümüzde ışık, bir amaç, mi onun gibi konularla? Her şeye sevginin ve hoşgörünün sözcüsü yabancılaştığımız gibi, bilime de mi olmuştur. yabancılaşalım? Her zaman aramızda tBRAHİM ORMANCI / kopukluklar mı meydana getirelim. O sayfayı yalnız ilgilenenlere mi bırakalım. A laşehirManisa Bizler takip etmeyelim mi? Diğer Saray Sineması ve toplumların ilginç yönlerini sunan bu dergiden bir şeyler almayalım mı? Diğer kent kültürü toplumlara kapanıp içe dönük bir Atillâ Dorsay'ın Saray Sineması üzerine yaratık haline mi gelelim. Gençlik yazmış olduğu yazıyı zevkle okudum. olarak izlemeyelim mi, bilgi Okurken keyiflendim, ama sonra epey edinmeyelim mi? Dr. Erdal Atabek'in bir burukluk duydum... Yok olan düzenlediği sağlık köşesi bizlere hitap değerlerin duyarlılığını yaşatmak, kent etmiyor mu? îlgilenmek için hasta kültürümüzü savunmak bence olmak mı gerekiyor? öykü köşelerı hele Cumhuriyet Dergi'nin en önemli görevi Talip Apaydın 'ın 20. sayıdaki öyküsü olmalı. En büyük, en çapraşık işlere bize bir şeyler kazandırmtyor mu? kafa yorup vatan kurtarmayı hepimiz Yoksa zaman geçsin diye mi okuyoruz? pek severiz. Ama vatandaş olarak Bizleri hiç mi ilgilendirmiyor? kentimizle ilgilenmek pek fazla tlgilendirmesi için Seyit Usta'mn önemsenmez. Sırf bu yüzden bile, dergi durumunda mı olmak gerekiyor? Bir kent kültürünü savunan tavrını spor köşesi, şairler şiirler, sanatsal geliştirmeli bence. Bir başka nokta da etkinlikler de bizi ilgilendirmiyor mu? insanlar. Evet, geçmiş dönemlerin bugün Eğer gerçekten ilgilendirmiyorsa işte o yıpranmakta olan değerlerini zaman boş bi gençlik abidesine savunurken, o dönemin insanlarım, eski dönüşeceğimizi hatırlatmak istiyorum. sanatçıları da ele alıp işlemek iyi olur Derginin işlevi Kısaca söylemek gerekirse gençlik sanırım. Kıyıda köşede unutulmuş bir Nihayet dergi 20. sayısına ulaştı. Ama sayfası açılsın diyen arkadaşlarım; bu yığın yaşlı sanatçı var. Onların gençlere hâlâ, yok gençlik sayfası açılsın, yok dergi zaten hepimize hitap etmekte, her anlatacakları çok renkli şeyler var. Bu çocuk sayfası açılsın eleştirileri sona kesimin ilgiyle okuyacağı ve bir şeyler konuya eğilmeniz dileğiyle... ermedi. Daha dergi kime hitap ediyor kazanıp algılayabileceği bir dergidir. Saygılar, seveiler. anlaşılamadı gitti. Gençlik nedir? Sadece Eğer bu dergi gerçekten bize bir şey A. RIZA GÖREN / Maltepeht. rakam olarak 1530 yaş arasına mı genç diyelim, bunları mı gençten sayalım. Bana göre genç, geleceğe umutla bakan, sorunlara kalıcı ve usa vuruşla çuzüm getirmeyi amaçlayan, önyargıdan uzak, kendini yetiştirmeye, geliştirmeye adamış bir kimsedir ve böyle olmalıdır. Nedir gençlik sayfasında yer alması gereken konular? Moda dünyası mı? Lumpen takımının ihtiyaçlarına cevap verecek bir dergi mi istenmektedir. Yoksa pop şarkıcılanna mı, her şeyi bırakıp Madonna'ya, Modern Talking'e kapılmamız mı istenmektedir. Bunları lakip eden, bunlara tapanlar mı genç sayılmaktadır. kazandırmıyorsa, bizlerin bir şeyler algılamasım sağlayamtyorsa suçu dergide değil kendi yetişme tarzımızda aramakta yarar vardır. Bu nedenle eleştirileri, derginin gelişmesi ve yenileşmesi için yapmalıyız. Şu sayfa açılsın, bu sayfa açılsın yerine, kalıcı eleştirilerle derginin gelişmesine katkıda bulunulmasını diliyorum ve saygılarımı sunuyorum. KEMAL ARDALI / Ankara Dergi bir boşlugu doldurmuştur POSTA AYLIK Farklı Bir Gazete Ortıan Boran: Televlzyondan çok korktum, hala da korkuyorum. Ali Koçman bu ayki röportajım Orhan Boran ile yaptı. Marilyn Monroe'dan Shakespeare'e, Lacoste'dan Coca Cola'ya... Modası geçmeyenler. Dünyada sanat festivalleri Müzik... tiyatro... sinema "Politikacı olup da gazetecilerin eline bakmaya hiç niyetim yok" Röportaj Mehmet Ali Birand Yürekleri hoplatan iki parçalı deniz giysisi... Bikini 40 yaşında. Saçsızlar ve saçsızlığına özen gösterenler. Tatnü: Yakın sahlllerde hafta sonu: Kerpe. Kefken, Ağva, Akçakoca ve Karasu ÇIKTI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear