15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

ok sevdiğim halde sporu karşıyım risine para girmekte ve spor bir meslek halıne gelmektedir. Oysa spor ancak, sporu öğretenler için meslektir. Bir insanın futbolcu olarak yaşamını kazanması, benitn kanıma göre onun insanlıktan çıkması demektir. Bu aşağılanma hem o insan için, hem de seyir Sporla hiç ugraştınız mı? ciler için geçerlidir. Kuleli Askeri Lisesi'nde iken güreş yap Anlaşılan futbol seyircisi tım. 56 kiloda bir de madalyam var. Ayrıca haklunda da pek olumlu düşüncimnastik ve eskrim de yaptım. müyorsunuz? Futbolu da denediniz ml? Futbolun insanları aşağıladığının çok Onu hiç denemedim. Arkadaşlar sırf örnekleri var. örneğin bir tiyatro seyircisi dübenle alay etmek ve bana gülmek için oyna zeyi ile, futbol seyircisi arasındaki ayrım. Kötıyorlardı. Birkaç kere bu sekilde futbol oy tü, olumsuz ve düzeysiz yığınlara örnek olanadım; ama, ayağıma hiç top gelmedi. Gel rak futbol seyircisinin gösterilmediğini kim diyse de ben vuramayıp yerlere yuvarlandım. yadsıyabilir? Devletin bütün sporlan, özellikle futbol, baskctbol, eltopu gibi kolektif Gerek "Gol Kralı" isimli olanlarını, halkın boşahmını sağlamak ve onmizah romanınızda, gerekse oyların hedefini şaşırtmak için kullandığı açıkkiilerinizde fulbolu yoftun bir biça ortadadır. "Gol Kralı" romanı, bu gerçeği çimde eleştîrirsiniz. Gerekçesi açıklamak için yazıldı. nedir? Spor yazariıftı ve spor vt Aslında ben futbola karşı değilim. Futzarlan hakkında bugünkü dübol gerçek anlamda düşününce iyi bir sporyiinceleriniz nelerdir? dur, hatta en güzelidir bile diyebilirim. Zira Gazeteciliğimin bir döneminde ben de futbol kadar kolektif ve coşkuyu ayakta tutan bir spor yoktur. Diğer sporlar bireycili spor yazarlığı yaptım. 1960 öncesinde Akşam ği, futbol ise özveriyi ve özgeciliği gerekti gazetesinde çeşitli spor dalları ile ilgili yazırir. Oysa bütün sporlar sosyalist ve kapita lar yazardım. Tabii bunu hep alaycı biçimlist ülkelerde yanlış kullanılıyor, ben buna de, eleştirel biçimde yapıyordum. Birkaç karşıyım. Politik UstUnlUkler ve propagan uluslararası halter yarışmasına gazeteci olada aracı olarak kullanılıyor. Genel olarak rak katıldım. tki, üç yıl arka arkaya Kırkpıtoplumun tüm insanlannın sağhklı ve dirençli nar'a görevli olarak gittim. Spor yazarları olma amacından saptırılarak, tek insanın hakkındaki düşünceme gelince. Benim gazesportif yeteneklere sahip olması amaçlanıyor. tecilik yaptığım yıllarda, gazetecilerin ortaEğer 6 milyonluk lstanbul'da, 3 tane stad lama kültür düzeyleri genellikle üstün değilyum varsa ve bunların her birinde onbirer ki di. Çok kültürlü birkaç yazar ve onun çevşilik iki takım maç yapıyorsa, bu gerçek resinde yetenekli, çalışkan insanlar vardı. Ama bugünkü gazeteci kuşağına göre, külamaçtan uzaklaşıldığını göstcrir. tür düzeyleri yüksek değildi. O zaman bireysel sporlar Biraz da son zamanlarda da bu dunım kendisini daha çok moda haline gelen, "sağhklı yagösteriyor? Evet bireysel sporlarda bu çarpıklık şam koşusu'ndan söz edelim. kendisini iyice belli eder. Önemli olan, 55 Siz bu koşulara katılıyor musumilyonluk Türkiye'de, spor yapabilecek 20 nuz? milyon insan varsa, bunların hepsinin tek Kesinlikle katılmıyorum. Sağhklı yaşam adımda ortalama olarak, 1.80 ya da 2 ınetre koşusu büyük bir kandırmacadır. O koşulaatlamasını sağlamaktır. Aynı sekilde yine bu ra katılanlar kendi kendilerini kandırıyorlar. 20 milyon insanın, yüksek atlama dalında Bu konuda bir gözlemimi söyleyeyim. Ceza1.20'yi geçmesidir, doğru olan. Oysa bugün evine düşen insanlar, kendi dünya görüşlebütUn dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu rine göre iki şey yaparlar. Bir kısmı cimnas55 milyon insandan bir tanesinin tek adım tik yapar, güneşlenmeye çıktıkları kısa arada beş metre atlaması, ya da üç buçuk met larda top oynamaya çalışırlar. Geri kalanı ise, re yüksek atlaması amaçlanıyor. Bu, insanın yine kendi dünya görüşleri doğrultusunda, insanlıktan çıkartılması, bir bakıma insanın, namaz kılmaya başlarlar. Cami varsa camiolağanüstü bir hayvan haline getirilmesidir. ye giderler. içeriden çıkınca namazı da bıraOrneğin, Türkiye'de ortalama yüksek atla kırlar, sporu da. Zira bu yaptıkları o sıkınma derecesi, bir metre bile değilken, içimiz tılı dönemlerinin bir tepkisidir. Sadece kenden birisi 2.80 atlarsa, hemen ona alkışlar di kendilerini kandırırlar. Bir insan yetmiş yağdınrız. Kupalar, madalyalar, çeşitli hcdi yıllık yaşamı boyunca hiç spor yapmayıp, son yeler veririz. Bütün bunlar soytanlıktır, top biriki yıl spor yapıyorsa ve bunun da yararlumsal maskaralıktır. lı olacağını sanıyorsa aldanıyordur. Ancak Peki sizce sponın amacı ne moral açısından bir yararı olduğu kabul ediolmalıdır? lebilir. Ha... Bir de ölümünü bekleyen ihti Sporun amacı spor değildir, insanın da yarlar, bir an önce kalpten falan ölürler de, ha iyi yaşamasına yardımcı olmaktır. Sağhklı biraz temizlik olur. Nüfus planlamasına katyaşamak, fiziksel ve moral savunmamızda kılaYı bulunur. Büyük kentlerde, özellikle İsgüçlü olmak ve etkin yaşamak için spor yap tanbul gibi pislik, çirkinlik içerisınde bulumak gerekir. Işte bu çarpık yapıdan ötürü nan yerlerde koşmak yarardan çok zarar gegerçekte çok sevdiğim halde spora karşıyım. tirir. Koşanlar için toplumsai enayilik, koşBu kadar çarpıtılınca, ister istemez işin içe turanlar için ise açıkgözlülüktür. D A.ziz Nesin, arkadaşımız Bünyamin Çelebi ile "spor" ve özellikle de "futbol" üzerine söyleşti. Prenses (Yön. Ptil Erdöss/Macar fibni). çinıe dökülüvermiştir. Partiye ve rejime yaranmak için bireysel olan her şeyi kınp dökme peşindcki yerel ve merkezi yöneticiler de filmin temel hedef aldığı sosyalist rejimlerde kuşkusuz bugün de var olan bir insan, bir bürokrat, bir yöneticiripinibelirlerler. Böylece "Babam tş Gezisinde" ve "Vera'nın Egitimi", sosyalizm deneyindeki iki ayn toplumdan gelip benzer yerlerde buluşan birer eleştiri filmi olarak öneın taşırlar... Bu türden gözlemler, içerdikleri eleştiri dozuyla birlikte hemen tüm sosyalist ülke filmlerinde yer almaktadır. Yine KusCurica'nın "Dolly Bcll"i 1960 Yugoslavya'sında Türk Müslüman halkın çoğunlukta olduğu Saraybosna'da inançlar ve geleneklerle rejimin çelişkisini ilginç biçimde vurgularken, Sovyet filmi "Ve Yaşam Ve Gözyaşları Ve Aşk"ta Nikolay Gubenko, bir yaslılar yurdu çevresinde, "iyi" ve "kötii" yönetici tiplerini karşılaştırınakta, yurdun vurdumduymaz, bencil ve yaşIıların sorunlarına kayıtsız müdürUnUn kişiliğinde, bir tür bürokrat tipini eleştirmektedir. Filmin sonunda "zafer" yoktur, kayıtsız müdür de, onunla takışan insancıl kadın doktor da, yerlerinde kalmaktadır. ÇünkU, doktoru başarıyla oynayan Zhanna Bolotova'nın basın toplantısında belirttiği gibi, "Sovyet filmlerinde bir zamanlar hep 'iyiler' kazanırdı. Ama hayatta böyle olmadıgını anlayınca buna son verildi. Artık son söz, mutlaka 'iyiler'in olmuyor"... Dosyalanan, fişlenen insanlar... Peter Gothar'ın "Zaman Duruyor"u Sovyetler'in Macaristan'ı işgal ettiği 1956 yılında başlar, Avrupa'nın başka bir Sovyet saldırısına hedef olacağı 1968 yılı eşiğine dek gelip dayanır. Ülkeyi terk etmek zorunda kalan bir babanın geride bıraktığı karısı ve 2 oğlunun öyküsüdür bu... 1963'te iki genç de büyümüştür. Ana, yaşamın çok zor olduğu bir toplumda "sacını süpürge ederek" onları yetiştirmiştir. Ama sorunlar hep süregelmektedir. İnsanlar, rejim tarafından dosyalannuştır, iş bulma, var olma savaşımı, hep geçmişle yapılanların, alınan notların ışığında sürmektedir. Küçük oğlan babasının geçmişi nedeniyle Universiteye kabul edilmez. Annelerinin ilişki kurduğu bir eski dost, rejim tarafından "temize çıkarılmayı" bekler... Gençleri anlanıaya çalı^an öğretmenleri "domuıcuk"un kocası da, rcjimin baskısına uğramışlardandır, vs. Gothar, 1960'ların Macaristan'ında yaşamanın pek kolay olmadığını açıkça gostermektedir... Vatandaşı ve meslektaşı Pal Erdoss ise, "Prenses"de aynı eleştiriyi günümuz Macaristan'ına dek uzatmakta, kırsal kesimden gelip kcntte, bir fabrikada çahşmaya başlayan yeni yetmc bir genç kız için yaşamın ne denli güçluklerle dolu olduğuna işaret etmektedir. Kapılardan giren rüzgâr... Sinema Giinleri 86'nın açtığı kapılardan süzülen şeylerden biri de bu eleştiri rüzgârı oldu. Batıdan Doğuya, kapitalist sistemden sosyaliste, özgürlükçü rejimlerden baskıcılara, her rejim, her sistem ve her ülke, kendine dönmüş, kendi geçmiş ve güncel uygulamalarını eleştiriyor, yanlışları, aksakhklan sinemaAanat yoluyla sergiliyor, uzerinde tartışma açıyor, çareler, çözümler arıyor gibi geldi bize... Bu eleştiri, özeleştiri ve tartışma ertamından kaçan, galiba bir tek biz kalmıştık. Ve tam 20 yıl önce yasaklanmış olan "Yılanların Öcü", 20 yıl sonra bir kez daha yasaklanıyordu, günümüz Türkiye'sinde... Sinemamızın kurtuluşunda da, gerçek demokrasinin kuruluşunda da iyimser olmak kolay mı bu durumda? f 1 SAYIN Ve Ybfam Ve Gözyaşlan Ve Afk (Yön. N. Gubenko/Sovyet flbni). 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear