26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Günümüz insanını 19. yüzyıla götüren bir tren garı rsay Müzesi Orsay Müzesi mükemmel bir ısık sistemine sahi Clesingertn heykellerinin bulunduğu bölümde bı etmeye başlamasıyla, Orsay Garı işlevseiliğini | yitirir. Orson VVelles'in "Dunışma" filmi de da [ hil olnıak üzerc, film çckimlerinde, tiyatro gös terilerinde, müzayedelerde kullanılmaya başlanan metruk garın 1971 yılında yıkılarak yerine "beş yıldızlı" bir otel yapılması, dcvrin lmar ve Iskân Bakanı Albin Chalandon (şiııı diki Adalet Bakanı) tarafından düşünülmektedir. Çağ, bu tür yapıların muhafazasından yana bir çağ değildir. Birçok kültür adanıı bile, anıtsal boyuttaki yapının yerle bir edilmesi fikrine katılır. Ancak devrin Kültür Bakanı Jacques Uuhamel, otel projesini görünce, "Ben sağ kaldıkça bu proje giin yiizii goremez" diyerek tepki gösterir ve garın tarihsel anıt olarak sınıflandırılması için harekete geçer. Louvre Muzesi'nin hemen karşı kıymndaki tarihi Orsay Garı, 1971 yılmda, "beş yıldıılı" bir otele yer sağlamak amacıyla yıkım' tehlikesi de geçirmif. düşünmüş... 18501870 yıllarının Fransız heykelciliği... Biraz horlanmış, unutulmuş, bronzdan, mermerden heykeller. Tam tepemizde, tavana doğru uzanan iki adet yerüstü geçidi, tam karşıda rasathane kulesi gibi iki adet yüksek kule, insanı antik rüyalarından çabucak uyandırıyor. Gökyuzüyle müze a.asındaki sınırlan belirleyen, araları camla örtülü çelik kemerler, bunların aralarını süsleyen alçıdan yapılmış (gar zamanından kalma), çiçekli bloklar ve sergilenen sanat yapıtlarının kendileri olmasa, 19. yüzyıla yolculuk yaptığınızı anlamayacaksınız bile... Heykele alışılagelenin Uzerinde ağırlık verildiği eleştirisi var. Bu durum iki nedene bağlanıyor. Birincisi, şimdiye dek tekrarlanan bir haksızlığı gidermek, heykele sahip olması gereken yerini kazandırmak; ikincisi, eski yapının temel özelliğini korumak. Başka bir deyişle elverişli alanın tamamını resim asmak için gerekli duvarlarla doldurmamak. Orsay Müzesi çok yönlü, çok disiplkıli bir müze olma iddiasında. Resim, heykel, mimari, dekoratif sanatlar hatta, daha kısıtlı kalmakla birlikte, başlangıç aşamasındaki sinema, müzik, edebiyat ve siyasal tarih müzedeki yerlerini alıyorlar. arihi Orsay üan'nı müzeye dönüitürme fikri 1972'dc doğdu. 1900 yılında ParisOrleans Kurııpaııyası tarafından hizmctc sokulan gar binasının mimari, Victor Laloux. O zaman için, kenar mahallelerde kaian kent garlarma karşılık, Louvre Sa rayı'nm hemen karşı kıyısında kurulan çelik konstrüksiyonlu gar binasının çevreyle uyumlu olması için, dış cepheleri kesme taş duvarlarla kapatılmış. Bu duvarlar ilerde garın tarihi yapıt olarak ayakta durınasında önemli bir rol oynamışlar. 1939'dan itibaren, önemli hatların başka garlardan hareket Gardan müze yapma düşüncesi ise, 1972'de Fransa Müzeler Müdürü olan Jean Chatelain'e ait. Müze mUdürüne göre, empresyonist ressamların sergilendiği "Jeu de Baume" müzesi bu iş için dar gelmektedir. Yapıtlarla çağdaş olan Orsay Garı ncden değerlendırilmcsin ki?.. Geçen günlerde halka açılan müzenin proje çalışmalarıııda, üç devlet başkanmın imzalarını bulmak ınümkün. Georges Pompidou, 1973'te muze fıkrine "evet" der, Valery Giscard d'Estaing'in yedi yıllık başkanlık döneminde tartışmalar sürdürülür ve yasal işlemler tamamlanır, 1981'de seçilen sosyalist François Mitterrand, "devam" kararını Kültür Bakanı Jack Lang'a rağmen verecektir. Çünkü Lang, "19. yüzyıl için bir müze" fikrini "eskimiş" bir Tıkir saydığından, pek taraftar değildir bu işe... Ayrıca vazgeçmek için geç de kalınmamıştır. Ama Mitterrand, eskiye değer veren bir devlet adamıdır. "Avangard" olanla geçmişin, öncüyle arkadan izleyenin sentezinden hoşlanan bir kişiliğe sahiptir yaşlı politikacı. Böylece, devlet başkanmın özel'görüsleri ve beğenileri ana hatlarıyla Orsay Müzesi'ne damgasını vu^ rur vc müzenin içereceği zaman dilimi buna Klasik türleri bünyesinde toplayan Louvre Müzesi ile çağdaş sanatı simgeleyen Pompidou Sanat Merkezi arasındaki boşluğu dolduruyor Orsay Müzesi... Bu özelliğiyle, Paris'in vazgeçilmez uğrak yerlerinden biri olacak. SABETAY VAROL • Ptiris ski gar bınasının önünde, yüzlerce nıetrelik kuyruklar oluşturan bu insanlar nereye gitmeye hazırlanıyor? Yoksa uykularında bile peşlerini bırakmayan zamandan mı kaçıyorlar? 21. yıizyıla doğru ilerlerken, şöyle bir 19. yüzyıl turu atıp, kültürel ilerleyisin neresinde olduklarını mı saptamak istiyorlar? Gerçekten de yaşadığımız çevreden uzaklaşıp, arkada kaldığı sanılan, ama korun üstündeki kül biraz karıştırılınca bellekte dipdiri durduğu ortaya. çıkan bir çağa götüruyor insanı eski bir gardan bozma "Orsay Müzesi"... Garın hizmete açıhş tarihi 1900. Girişe çakılan levhadan okuyoruz: "Orsay Müzesi, 1 Aralık 1986 tarihinde Cumhurbaşkam François Mitlerrand larafından açıldı." Hem de ne görkemli törenlerle... 175 metre uzunluğunda, 75 metre genişliğindeki bina, bir hafta boyunca o kadar şatafatlı resepsiyonlara, konserlere, gösterilere sahne oldu ki, halka ancak 9 aralık günü açılabildi. Ressam Pablo Picasso'ya vakfedilen müzeyi bir yana bırakırsak, Paris'te Ikinci Oünya Savaşı'ndan beri ilk kez bu kadar önemli bir rnüze açıldı. Amaç, 18481914 yılları arası sanat ve kültür ürünlerini tek bir çatı altında, çok yönlü bir yaklaşım içinde zıyaretçiye sunmak. Uzun kuyrukları, girişteki güvenlik aramasını aştıktan sonra, dev hangara fotoğraf objektifinden değil de nihayet kendi gözlerimizle bakabiliyoruz. Yapıllar dışında kalan mckâna 19. yuzyıl havası verilmeye çalışıldığına dair hiçbir belirti yok. Bilakis, müzenin iç mimarisini hazırlayanlardan Italyan bayan mimar Gae Aulenti, kendi çalışma alanında tarihsel ve stilistik referanslardan olabildiğince kaçmış. Yapııun kcndi.si, 1898 ile 1900 yılları arasında iki yılda tamamlanmış, yani tam bir 19. yüzyıl sonu, "çelik mimari" örneği. Ama bayan Aulenti, tarihte bir örneği daha olmayan "bir garı nıiize haline geJirme" işini, "dünyanın en güzel ve gostcrisli ınüzelerinden birini yaralma" hcdetinden yola çıkarak yerine getirmi$. Anıtsal boyutlara sahip bu yapıya uyma gayretlerinden çok, yapıyla zıtlık etkisi uyandıracak yöntemlere başvumlmuş. Bu yüzden ana girişten adımımızı atar atmaz, zamanı kavrayışta büyük bir boşluk hissediyoruz. Yerden yüksekliği 32 metreyi bulan yarım daire kenıer şeklindeki dev hangarın iki yanına, açık havada çalışır gibi kesik hatlara sahip bir dizi bina yapılmış. Orta yerde, 40 metre genişliktc, 138 metre uzunlukta bir hol kademe kademe, aşağıdan yukarı doğru yükseliyor. Bu platformlara heykeller oturtulmıış. Hatların keskinliği, ortadaki geniş bulvarın haykellerle süslü olması, sizi sanki antik çağlara götüruyor. Bir an için Efes harabelerinde gezer gibi oluyoruz. Başkaları, daha çok Mısır ya da Babil'e gidip gelmiş. Ki mileri de, batık sualtı kentleri, akvaryumları 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear